1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. AYRINTIDA GİZLİ
AYRINTIDA GİZLİ

AYRINTIDA GİZLİ

...her ayrıntı, içinde keşfedilmeyi bekleyen koca bir dünyanın gizemini barındırıyor. Bizim dikkatimizin yönü içinde olmadığı için kaçırdığımız her ayrıntı farkedebilen için sonsuz bir serüven.

A+A-

 

Melis Bağkur
melisahilli@gmail.com

Hayat herkes için zor tabii.  Sabah kalkar kalmaz yanıtlanması gereken onlarca mail, iyi bir üniversiteyi kazanmak için her gün düzenli bir şekilde çözmen gereken testler, hazırlanman gereken sınavlar, temizlenmesi gereken odalar, yetişmen gereken otobüsler, yetiştirmen gereken görevler,  çocuğun daha donanımlı olması için okuldan sonra götürülmesi gereken kurslar, eğitimler, ödenmesi gereken faturalar, yapılması gereken alışverişler. Herşey nasıl da yapılması gerekli görünüyor gözümüze. Randevu defterleri geç saatlere kadar dolu. Her güne sığdırdığımız ne çok işimiz var. Hummalı bir koşuşturmaca içindeyiz ve günü kazanmak için çabuk olmalıyız. Gözümüzü açtığımız andan itibaren yarış başlıyor ve gece gözümüzü tekrar kapatana kadar hız kesmeden devam ediyor. Hatta çoğu zaman uykularımız da bile rahat vermiyor yapılacaklar listesi. Çünkü bir sonraki günün planını ve organizasyonunu kafamızda iyi yapmazsak günü sekteye uğratabiliyoruz ki bu en istemeyeceğimiz şey. Başarmamız gereken çok günlük hedefimiz var. Her gün de güncelleniyor. Birileri biterken hemen başka birileri başlıyor ama sadece bir şey değişmiyor. Acelecilik.

Biz niye bu kadar acele ediyoruz? Çünkü iyi kullanmamız gereken bir zaman var, isteklerimizin o an gerçekleşmesini istiyoruz ve ne yazık ki bir de “ben” önceliğimiz var. Arkadan bizi iten karambolün etkisini de unutmamak lazım. Evde anne baba aceleci, yolda şoför aceleci, okulda öğretmen aceleci ve bunların arasında yaşamak zorunda olan çocuk aceleci. Sen durmak istesen ne fayda!  Kimsenin bir dakika fazla beklemeye tahammülü yok. Ya arkadan kornayı yiyeceksin ya da girdaba sen de katılacaksın. Kendi sonunu hazırlarken bile aceleci olan insan başka birşeyi beklemez. O yüzden çok acele etmeliyiz. Daha çok iş halletmek için daha da hızlı olmalıyız. Bu hengamenin içinde hedefimize ulaşmayı yavaşlatacak her ne varsa ortadan kaldırmalıyız. Tadını çıkararak yenilecek yemekler yerine fastfoodları, yürüyerek gidilebilecek mesafeler için arabaları, uzun sohbetler yerine kısa mesajları tercih edebiliriz. Hedefe odaklı biz ‘modern insanlar’ daha çok iş halletmekten bitap düşmeyiz ama zamanı kaybetmek bizi bitirir. Çünkü zamana karşı yarışta yavaşlarsan kaybedersin. Peki ama neyi kaybedersin?

Şehirli hayatlarımızı hedefe odaklı devam ettirirken ve varılması gereken bu hedeflere ancak zamanla yarışılarak ulaşılabileceğine iliklerimize kadar kendimizi inandırırken bir de bakmışız kölesi olduğumuz modern hayat bizden ayrıntıların farkına varabilme yetimizi çalmış. Oysa her ayrıntı, içinde keşfedilmeyi bekleyen koca bir dünyanın gizemini barındırıyor.  Bizim dikkatimizin yönü içinde olmadığı için kaçırdığımız her ayrıntı farkedebilen için sonsuz bir serüven. Onun muhteşemliğini, evin ‘’yeteri kadar’’ temizlenmemiş bir köşesinde, ritmik hareketlerle ağını ören örümcekte de bulabilirsin, bulutların ardından sana nazlı yüzünü göstersin diye sabırla beklediğin dumanlı dağda da. Sokakta yürürken kulağına nerden geldiğini bulamadığın bir ezgi, içini titreten sabah ayazı, gördüğün çocuğun burnundan akan sümük, elmanın içinden kafasını çıkaran minik kurt ya da kalbini normalin dışında attırmayı başarabilen her ne ise... Bunların hepsi hayat ve içindeki her şeyi daha bir güzelleştiren ya da en azından anlaşılır kılan küçük noktalar. Yani aslında bütün mesele gizemin ayrıntılarda gizlendiğinin farkında olmaktır. Uzun, karanlık ve bir çok kapısı olan bir koridorda yürürken fark edip bulacağın her anahtar seni hayatın tatlı ritmine ve parlak bir aydınlığa kavuşturacak bir kapı daha açmanı sağlayacakken anahtar deliğinden sızan ışıkla niye yetinesin ki? Düşününce sadece o küçük anahtar sayesinde kapının ardından daha büyük bir dünyaya açılan bütün yollara kavuşabileceksin.

Öyleyse ayrıntıları yakalamanın çözümü şehirli hayatlarımızı terk edip egede bir sahil kasabasına yerleşmek olmayacaktır. Çünkü ayrıntıyı yakalamak sizin için bir hedef olduğunda ve akan bir günün içinde hayatın kendisine odaklanarak yaşamadığınızda yaptığınız boşa kürek çekmek olacaktır. Bu nedenle de çıkmazın çözümü, gene bulunduğumuz yerdedir. Yani bir yandan bütün bu hıza ayak uydurabilmek ama günlük gerçekleştirilmesi gereken hedef sayısında hapsolmamaktadır. Bütün duyularımızın çalışkanlığı ile farklılığı yakalamak ve gündelik hayatın içinde çıkılabilecek anlık ama derin yolculuklar yaratmaktır. Şehirli gözlerimizden kurtularak etrafımıza bakmaktır. Keşfetme hedefi olmadan ama keşfetme duygusu ile akmaktır. Bazı şeylerin kıymeti ancak emek vererek sahip olunduğunda bilinebilir. Göz önünde olmayanı görmeye çalışmak da emek ister. Düşününce hayatımızdaki sonsuz anlar içinde sonsuz ayrıntı olduğunu fark etmek zor değil. Hayatı duyularla, duygularla görüp şu anda yaşamaya çalışarak belki koridordaki kapılardan birini de biz açabiliriz.

Aslında herşey öyle dengeli ki. Terazinin bir kefesinde modern hayatın yetişilmez hızı olsa da diğer kefesinde bizi o hızdan çekip soluklandıracak ayrıntılar var. Bütün olumsuzlukların içinde bile; en kötü insanda, en saçma, en sersem durumlarda, ufacık bir kelimede, bir virgülün durduğu yerde bile alıp kendi üzerinize giyebileceğiniz, adeta bizim tarafımızdan fark edilmeyi bekleyen sonsuz ayrıntılar var. Farkındalıkla ayrıntıları keşfetmek ve onun dünyasına dalıp, anı başka bir boyutta tadabilmek her an hepimizin elinde. Onları bulmak sadece küçük ve telaşsız bir adımımızı bekliyor.

Bu haber toplam 2898 defa okunmuştur
Gaile 471. Sayısı

Gaile 471. Sayısı