1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Atalay: Kilisenin barışa ilk kez katkısı oldu
Atalay: Kilisenin barışa ilk kez katkısı oldu

Atalay: Kilisenin barışa ilk kez katkısı oldu

Atalay, dini liderlerin, tutumlarıyla halkın psikolojik bariyerlerini aşmasında destekleyici rolü olacağını kaydetti.

A+A-

Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay,  Kıbrıs’ta dini liderlerin başlatmış olduğu iyi ilişkilerin barış sürecine önemli katkısı olduğunu ve iki halkın barış ve kardeşliğe hazırlanmasında rol oynayacağına inandığını vurguladı.

İsviçre’nin başkenti Cenevre’de, Birleşmiş Milletlerin daveti üzerine yapılan temasların da önemine dikkat çeken Atalay, temasların ardından İsveç Büyükelçiliği’nin de gelinen sürece destek olacaklarını açıklamasını da sevindirici bulduğunu belirtti.

Din İşleri Başkanlığı’nda bugün düzenlenen; “Din Adamları Arası Diyalogun Teşviki” konulu etkinlikle ilgili basını bilgilendirme toplantısı düzenleyen Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay, yaklaşık üç yıldır dini liderler olarak karşılıklı görüşme yaptıklarını ve bu görüşmelerin topluma yansımasının olumlu yanlarının görüldüğünü kaydetti.

Dini liderlerin her iki halk için bir araya getirici ve yakınlaştırıcı olması gerektiğini de söyleyen Atalay, dini liderlerin, tutumlarıyla halkın psikolojik bariyerlerini aşmasında destekleyici rolü olacağını kaydetti.

“PSİKOLOJİK BARİYERLER AŞILMALI”

İnsanların yaşadıklarından dolayı psikolojik bariyerlerinin oluşabileceğine dikkat çeken Atalay, karşılıklı güvenin olmaması halinde her şeyin yanlış anlaşılabileceğini ve bu sürecin de insanları esir edebileceğini belirterek, “Dini liderler olarak var olan psikolojik bariyerleri, merhamet, affetme ve her insanın içinde bulunan iyilik duygusunu besleyerek yıkmalı, gerçek sorunların konuşulabilir hale gelmesine yardımcı olmalıyız” dedi.
İki dini liderin karşılıklı konuşmasının bile iki halka güven verebileceğine dikkat çeken Atalay, Kıbrıs’ta olabilecek bir barışın dünyayı ve adanın çevresindeki ülkeleri de olumlu etkileyeceğini söyledi.

ATALAY CENEVRE’DEKİ KONUŞMASINA DA DEĞİNDİ

Cenevre’de yapmış olduğu konuşmaya da değinen Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay, Kıbrıslı Türklerin din işlerinden sorumlu en yüksek yetkilisi olarak şahsına, Birleşmiş Milletler tarihinde ilk defa böylesi seçkin ve saygıdeğer bir topluluğa hitap etme imkanı sağlandığı için teşekkür ettiğini kaydetti.

“Yıkılan, kullanamadığımız, bizden izinsiz başkalarına verilen, içleri boşaltılan camilerimiz, tekkelerimiz, mezarlarımız, kırk yıldır Kıbrıs’ta yaşayan, doğan ama Güney Kıbrıs’ta bulunan, dünyadaki önemli İslam ziyaretgahlarından Hala Sultan Tekkesi’ni, kökenleri göçmen olduğu gerekçesiyle ziyaret edemeyen Müslümanlar var” diyen Atalay, sorunların ne olursa olsun daha iyi ne yapılabileceği üzerinde çalışmayı prensip haline getireceklerini belirtti.

“KARŞILIKLI GÜVENE İHTİYAÇ VAR”

Kıbrıs’ta, 50 yıldır Müslüman ve Hıristiyan ağırlıklı iki toplumun karşılıklı pek çok acılar yaşadığını da dile getiren Atalay, “Kapılarını birbirlerine kapattılar. Yüzlerce yıl bir arada yaşamış, coğrafik zorunluluk nedeniyle zorunlu olarak birbirine en yakın olmak zorunda olan bu iki toplumun gelecekleri için barışmaya, kalıcı barış için, bağışlamaya, bağışlayabilmek için bir araya gelebilmeye, bir araya gelebilmek için karşılıklı güveni inşa etmeye ihtiyacı vardır” dedi.

“DİNİ LİDERLERİN KULLANDIĞI DİL SİYASETİ OLUMLU ETKİLEYECEK”

Dinin dilinin, siyasetin dilinden farklı olarak, karakteri gereği bu ihtiyacı gerçekleştirmeye en uygun dil olduğunu söyleyen Atalay, “dini liderler, her ne kadar bir ülkeye ait olsalar da, dinin karakteri gereği sınır, etnisite, vatandaşlık gibi kavramların üzerine çıkmak zorundadırlar. Dini liderler siyasetçiler gibi, insanları bu nitelikleriyle sınıflandıramazlar, tam aksine dışlanmış, ötekileştirilmiş insanların sığınağı, kimsesizlerin kimsesi olmak durumundadırlar. Bu nedenle dini liderliklerin kullandığı dilin siyaseti olumlu etkileyecek, onların siyaset yapmalarını kolaylaştıracak nitelikte olması, ama asla siyasetçinin dili olmaması gerekir” şeklinde konuştu.

Bütün dünyada, Kıbrıs’ta da olduğu gibi, sorunların büyük çoğunluğunun gerçek olmaktan çok psikolojik nedenlere dayandığını söyleyen Atalay, karşılıklı negatif dil üzerinden oluşturulan ve nesiller boyunca sözlü olarak aktarılan acıların üzerine kurulan dünyanın, sadece geleceğin geçmişe kurban edilmesi ve dahası uzak geleceklerin de nefret temelinde kurgulanmasına neden olacağını kaydetti.

“KİLİSE’NİN TARİHİNDE İLK KEZ BARIŞA KATKISI OLDU”

Tarihinde ilk kez Kilise’nin barışa katkısı olduğunu dile getiren Atalay, siyasetin siyasetçiler tarafından yapılması gerektiğini, siyaset dilinin, dini liderlik dilinden ayrı tutulması gerektiğini vurguladı. (tak)

Bu haber toplam 2082 defa okunmuştur