1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. 38 OKUL GREVDE
38 OKUL GREVDE

38 OKUL GREVDE

KTÖS, KTOEÖS ve KTAMS ile birlikte Meclis önünde eylem düzenledi. Sendikalar eylemde “İnsanca bir yaşam” talep etti ve “Eşitlik ve adalet” istedi.

A+A-

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) “Göç Yasası” olarak adlandırdığı Kamu Çalışanlarının Maaş, Ücret ve Ek Ödeneklerini Düzenleyen Yasası’na karşı  bugün 38 okulda grev başlattı. Okullardaki grevler 09.00-12.40 saatleri arasında yapıldı.

KTÖS, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve KTAMS ile birlikte Meclis önünde eylem de düzenledi. Sendikalar eylemde “İnsanca bir yaşam” talep etti ve “Eşitlik ve adalet” istedi.

KTÖS, KTOEÖS ve KTAMS, “Göç Yasası” olarak adlandırdıkları Kamu Çalışanlarının Maaş, Ödenek ve Ücretlerini Düzenleyen Yasa’ya karşı Cumhuriyet Meclisi önünde eylem yaptı ve yasanın kaldırılmasını istedi.

Sendikalar, yasanın, yeni genç çalışanlar ile eski tecrübeli çalışanlar arasında eşitsizlik ve adaletsizlik yarattığına dikkat çekerek, “Göç Yasası” ortadan kaldırılıncaya kadar mücadelelerinin daha da büyüyerek devam edeceğini bildirdi ve “İnsanca bir yaşam talep ediyoruz, eşitlik ve adalet istiyoruz” dedi.

Sendikalar, CTP/BG-DP/UG hükümetinin “Göç Yasasını” ortadan kaldırmasının boynunun borcu olduğu da savundu.

KTÖS, KTOEÖS ve KTAMS bugün Meclis önünde toplanarak, Göç Yasasına karşı eylem yaptı. Meclis önüne yürüyen sendika üyeleri ellerinde “Eşit işe eşit ücret”, “Göç etmek değil adalet, eşitlik istiyoruz” ve “Ayrıcalık değil eşitlik istiyoruz” gibi pankartlar taşıdı.

Eylem sırasında 2011 sonrası işe giren KTÖS üyelerinden bir grup öğretmen de sembolik kürsü kurarak, şu anda hükümette olan Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ve bazı milletvekillerinin “Göç Yasası” ile ilgili muhalefetteyken yaptığı açıklamaları tiyatro şeklinde eylemcilerle paylaştı.

Eyleme, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ile Çağ-Sen de destek verdi.

KTÖS, KTOEÖS ve KTAMS tarafından yapılan ortak basın açıklamasını da, 2011 sonrası işe giren KTÖS üyesi öğretmenler Süleyman Gelener ve Ulaş Yıldız okudu.

Açıklamada, bugün Göç Yasası’nın yarattığı tüm olumsuzlukları ve bundan ne kadar rahatsız olduklarını göstermek üzere 3. kez Meclis önüne geldikleri belirtilerek, Göç Yasası’nın, en temel insan haklarından biri olan “eşit işe eşit ücret” ilkesini yok sayarak yürürlüğe girdiği kaydedildi.

Göç Yasasının çalışanlar arasında yarattığı “adaletsizlik” ve “eşitsizlik” nedeniyle hukuk devleti ilkesine ve insan haklarına aykırı olmasının yanı sıra Meclis’e gelip Meclis’te onaylanmasına kadar geçen sürede birçok iddiayı da beraberinde getirdiği savunulan açıklamada, bu iddialar arasında; “yargının siyasallaştığı, savcılığın yanlı ve Anayasa’ya aykırı kararlar verdiği, Meclis’in uluslararası sözleşmelere aykırı bir yasa onayladığı, bilerek ve isteyerek kamu görevlileri arasında ayrı bir zümre, ayrıcalıklı kesimler, sınıflar ve imtiyazlar yaratıldığı” gibi söylemlerin de olduğu öne sürüldü.

Bu söylemlerin bugün Mecliste bulunan milletvekilleri tarafından 25 Ekim 2010 tarihli oturumda söylendiği savunulan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Ne tesadüftür ki bu söylemlerde bulunan kişiler bugün bu Mecliste sadece milletvekili sıfatı ile değil, ‘Başbakan’ ve ‘Başbakan Yardımcısı’ sıfatı ile de bulunmaktadır.

25 Ekim 2010 tarihinde bu yasa ile ilgili verilen mahkeme ve savcılık kararlarını şüphe uyandırıcı ve kusurlu bulanların, göreve geldikten sonra bu konu ile ilgili herhangi bir soruşturma veya araştırma gerçekleştirmemesi de aynı şekilde bizlerde şüphe uyandırmaktadır. Ayrıca, bu durum bize siyaset etiğini de sorgulatmaktadır.

Etiğin unsurları olan görev, sorumluluk, vicdan, iyi niyet, sevgi, onur, başkalarına saygı, kamu yararı devlet yönetiminde ve siyasette de önemli öğeleri oluşturmaktadır. Bugüne kadar iktidar olan hiçbir siyasi partinin gerçek anlamda etik olduğuna ve yakın gelecekte de olacağına inancımız yoktur. En azından, özellikle son 10 yıldır yalnızlaşan ve git gide tükenen Kıbrıs Türk toplumu olarak siyasilerden geleceğe dönük beklentimiz dürüst, adaletli ve şeffaf olmalarıdır.”

Açıklamada, “Göç Yasası ile emeğin ucuzlatıldığı, örgütlü yaşamın dinamitlendiği, Kıbrıslı Türklerin ekonomik, özlük ve demokratik haklarının gasp edildiği Kıbrıs’ın kuzeyinde, yalan ve siyasetle değil emeği ile hayatını sürdüren tüm emekçiler için eşitlik ve adalet istiyoruz” denildi.

Açıklamada, adaletsizliğin ve eşitsizliğin arkasına saklanıp, söylediklerini değil kendilerine söylenenleri yapmakla suçlanan CTP/BG ve DP/UG hükümetinin “Göç Yasası”nı ortadan kaldırmasının boynunun borcu olduğu vurgulandı ve şöyle devam edildi:

“Özel sektörün sendikalaşmasının önünü açması boynunun borcudur, asgari ücreti refah seviyesine yükseltmesi boynunun borcudur, sermayeye değil halka hissetmesi boynunun borcudur. CTP-DP Hükümeti muhalefette iken ateşli söylemlerle karşı çıktığı, hükümette iken ‘kaynak yok’ bahanesi ile sahip çıktığı Göç Yasası ortadan kaldırmayacaksa, hükümette olmasının bir anlamı yoktur.

Siyasette etik kuralını yeniden hatırlatırken, ‘Göç Yasası’ ortadan kaldırılıncaya kadar mücadelemize daha da büyüyerek devam edeceğiz.”

 

---------------------------------------

ARABACIOĞLU'NDAN  GREVE SON VERİN ÇAĞRISI

Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu, öğretmenlerin geçmişte yapılan bazı yasal düzenlemelerden kaynaklanan mağduriyetlerinin giderilmesi için çalışma içinde olduklarını belirterek, grevlere son vermesi için Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS)’e çağrıda bulundu.

Arabacıoğlu, bir kabulü sırasında, KTÖS’ün bugün 38 okulda devam ettiği grevle ilgili bir soruya karşılık, bu sendikal eylemi doğru bulmadığını ifade etti.

Arabacıoğlu, 2011’de yürürlüğe giren yasal düzenlemeyle bazı hakların kısıtlanmasının söz konusu olduğunu ancak bunun yalnız öğretmenlerin değil, 2011’den sonra işe başlayan tüm kamu görevlilerinin mağduriyet yaşamasına neden olduğunu belirtti.

Arabacıoğlu, ilgili yasayla sadece öğretmenleri etkileyen hükmün, her ders yılı başında verilen hazırlık ödeneğinin kaldırılması olduğuna işaret etti.

“BÜTÇEDE YER ALMAYAN ÖDENEĞİN VERİLMESİ SÖZKONUSU DEĞİL”

Arabacıoğlu, 2011’den sonra işe başlayan öğretmenlerin, yasal olarak öngörülmediği ve bütçeye de konulmadığı için  hazırlık ödeneği alamadığını anlatarak, “Bütçede yer almayan bu ödeneğin verilmesi yasal olarak sözkonusu değil” dedi.

Bu ödeneğin ancak yasal düzenleme yapılması ve ek bütçe  hazırlanarak bütçeye konulması durumunda verilebileceğini kaydeden Arabacığlu, bunun ayrıcalık olarak değerlendirildiğini, ancak 2006 yılında geçen Öğretmenler Yasası’nda da ayrıcalık yaratıldığını söyledi.

Arabacıoğlu, şunları kaydetti:

“O zaman da A öğretmen, B öğretmen, branş öğretmeni, atölye öğretmeni denildi; atölye hazırlığı denildi; denildi denildi denildi; çalışma saatleri budandı... Ama baremler, maaşlar da artırıldı… Yani yeni giren bir öğretmen şimdi haftada 23 saatlik bir çalışma yaparken A öğretmenin çalışma saati 13… Bu kadar büyük fark olur mu?

Maaş olarak bakıldığında A öğretmenin maaşı, 23 saat ders veren  öğretmenin maaşından daha   yüksek. Bu da bir ayrıcalıktır. Buna niye tepki yok?  Yanlışlar bir tane değil. İki yanlış da bir doğru etmez. Ama hükümet olarak biz bu konuda duyarlıyız. Bu anomaliyi gidermek için de çalışma yapıyoruz.”

KTÖS’e grevi sona erdirmeye çağıran Arabacıoğlu, grevin kamu vicdanını rahatsız ettiğini, kendisinin de bu haberi duyunca çok moralinin bozulduğunu, eylem yapılabileceğini ancak çocukların eğitim hakkını kimsenin alma hakkı olmadığını söyledi.

Eğitimin aksamaması için öğretmen eksikliğini giderme yönünde verdikleri mücadeleye de dikkat çeken Arabacıoğlu, “Eğitimden birinci derece sorumlu olan kişi öğretmenlerimizdir ve eğitimde de en büyük denetçi Eğitim Bakanlığı değil öğretmenin kendi vicdanıdır” diye ekledi.

(TAK)

Bu haber toplam 1543 defa okunmuştur