1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Soygun anları mahkemede!
Soygun anları mahkemede!

Soygun anları mahkemede!

3 milyon TL’lik soygun davasında duruşma içinde duruşma başladı. Sanık B.Ç’nin ifadesinin ‘gönüllülüğü’ tartışılırken, ifadenin içeriği Mahkemede okundu.

A+A-

Didem MENTEŞ

3 milyon TL’lik soygun davasında adım adım ‘soygun planı’ anlatıldı. Davada sanık kürsüsünde bulunan B.Ç’nin polise verdiği ilk ifadesi Mahkemede okundu. Sanık ifadesinde yurt dışına çıkan abisi M.Ç ve aynı davadan aranan R.F’nin soygun öncesi yaptıklarını ve kendisinin soyguna nasıl dahil olduğuna yönelik iddiaları aktarıldı. Savunma Avukatı ise bahse konu ifadenin polis tarafından sanıktan zorla alındığını ve ifadenin polis tarafından uyarlandığını iddia etti.

Kısaca soygun anları
Sanık B.Ç’nin ifadesinde önemli noktalar dikkat çekti: “Olaydan bir süre önce Rıfat Abi bana; 'bir iş yapacağız sen de görev alacaksın' dedi. Abim de 'bir şeyler yapacağız sonra öğrenin' dedi. Bir gün üçümüz Bostancı'da bir asfalt yoldan giderek toprak yolu takip edip Mevlevi Çemberi'ne çıktık. Rifat Abi o gün bana bu güzergahı iyi öğrenmemi söyledi. Olay günü Rıfat Abi beni aradı ve 1 saat sonra kamışların oraya gitmemi söyledi. Yaklaşık 1 buçuk saat sonra lacivert renk araba ve kiralık plakalı Ford Fiesta iki aracın geldiğini gördüm. Lacivert renk aracın içinden Rıfat Abi, kiralık araçtan da abimin çıktığını gördüm. Abim elinde bir bavulla çıktı ve elindeki bavulu benim bulunduğu arabanın bagajına koydu. İkisinde de kar maskesi vardı. Bulunduğumuz yerden toprak yolu takip ederek Güneşköy’e arabayı sürdüm. O arada ikisi de maskelerini çıkardı. İkisi de askeri kamuflaj giyiyordu. Daha sonra olayı onların yaptığını öğrendim”

Tanıklar dinlenmeye başlandı
Lefkoşa-Güzelyurt anayolu üzerinde 24 Temmuz 2014’de meydana gelen Kooperatif Merkez Bankası’na ait 3 milyon TL’lik silahlı soygun olayı ile ilgili davada, duruşma içinde duruşma yapıldı. Bir önceki duruşmada polisin, sanığa işkence yaparak gönüllü ifadeyi temin ettiği iddiasıyla açılan duruşma içinde duruşmanın ilk celsesi dün yapıldı.
“Duruşma içinde duruşma” maksatları bakımından iddia makamı tanıklarını dinletmeye başladı.
Başkanlığı’nda Ömer Güran, Kıdemli Yargıç Melek Esendağlı ve Yargıç Alev Ulunay Hüdaverdi huzurunda görülen dünkü oturumda, İddia Makamı Başsavcılık adına Savcı Aliye Özçınar ve sanığı temsilen Avukat Menteş mahkemede hazır bulundu.

------------------------------------------------

Koral: “İfade gönüllü verildi”

İlk tanık olarak sanık B.Ç’den ifade alan Polis Çavuşu Soner Koral dinlendi. Koral, sanığın 30 Temmuz günü ‘abi her şeyi anlatacağım’ diyerek bir gönüllü ifade verdiğini söyledi. İddia Makamı, sanığa ait ifadeyi mahkemeye emare olarak ibraz etti ve okunmasını talep etti. Ancak Avukat Menteş Aziz, söz konusu emarenin okunmasına itiraz etti. Mahkeme Başkanı Ömer Güran ise savunmanın itirazını ret ederek, gönüllü ifadenin okunmasına izin verdi. Soner Koral, gönüllü ifadeyi okuduktan sonra iddia ve savunma taraflarınca istintak edildi. Avukat Menteş Aziz, ifadenin gönüllü alınmadığını, tehdit, işkence ve vaat sonucu alınarak, imzalatıldığı iddialarını yineledi. Sanığın Aydınköy’de oturmasına rağmen Değirmenlik Karakolu’na işkence için götürüldüğünü ileri süren Avukat Aziz, sanığın karakolda başına siyah patates torbası geçirilerek, dövüldüğünü ileri sürdü. Sanığın karnına, göğsüne ve yüzüne vurulduğunu, tokat ve sert bir cisimle dövüldüğünü öne sürerek, hayalarına sert bir cisimle vurulduğu iddialarını yineledi. Ayrıca, polislerin sanığa; “konuşmazsan bu işkence günlerce sürecek zaten her şeyi biliriz. Bu işi sen, abin ve Rıfat yaptı. Konuşmazsan ameliyatlı anneni de içeri alırız” dediğini ve 2 saat boyunca işkence yaptıklarını iddialarını aktardı.
Polis Çavuşu Soner Koral, tüm bu iddiaları ret ederek, usulüne uygun şekilde ifadenin temin edildiğini belirtti.

----------------------------------------------

Barış Sel: “İşkence iddiaları asılsız”

Duruşma içinde duruşma maksatlı olarak sıraya polis memuru Koral Çocuk, Başmüfettiş Aziz Nizamoğlu ve son olarak Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde Müdür Yardımcısı Mahmut Barış Sel tanık olarak dinlendi. Soygunla ilgili olarak Güzelyurt Polis Müdürlüğü ekiplerine yardımcı olmak için Lefkoşa’da ayrı bir ekip oluşturulduğunu söyleyen tanıklar, soruşturma kapsamında gerekli aramaların ve ifadelerin temin edildiğini söyledi.
Soygunu başından beri bizzat takip eden ve sanık B.Ç’nin Değirmenlik Karakolu’na götürülmesi yönündeki emri veren Barış Sel, sanığa herhangi bir işkence yapılmadığını böyle bir amaçları olsa karakolda bunu yapmayacaklarını beyan etti. Sel, soygunla ilgili daha önce Abzert Fırat isimli şahısın tutuklandığını ve Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde gözetim altında tutulduğunu, o sıralarda sanık B.Ç’nin evinde bir arama yapıldığını ve elde edilecek veriler doğrultusunda Değirmenlik Karakolu’na ulaşmanın daha kolay olduğu için sanık B.Ç’nin oraya götürüldüğünü, başka bir sebep olamayacağını vurguladı. Barış Sel, Avukatın yaptığı tüm iddiaların asılsız olduğuna vurgu yaptı.

----------------------------------------------

Sanık: “Bir iş yapacağız sen de görev alacaksın dediler”

Sanık B.Ç’nin verdiği 1’inci gönüllü ifadesinde soygun anları an be an anlatıldı: “Rıfat Fırat'ı uzun zamandır tanıyorum. Abimin de arkadaşıdır. Rıfat Abi olaydan 3-5 ay önce beyaz bir Fiat Tipo marka bir araç almıştı. Bir gün üçümüz buluştuğumuzda, Rıfat Abi bana; 'bir iş yapacağız sen de görev alacaksın' dedi. Oradan çıktığımızda abime ne işi olduğunu sordum. Abim, 'bir şeyler yapacağız sonra öğrenin' dedi. Bir gün Rifat Abi'nin arabasına bindiğim zaman arabanın arkasında cam filmi olduğunu görmüştüm.  Bu arada bundan 2 hafta önce abimin Mercedes ile üçümüz yola çıkmıştık. Bostancı'da bir asfalt yoldan giderek toprak yolu takip edip Mevlevi Çemberi'ne çıktık. Rifat Abi o gün bana bu güzergahı iyi öğrenmemi söyledi. 23 Temmuz akşamüzeri Rıfat Abi bizim eve geldi, he birlikte dışarıda oturduk. Bana ‘yarın zamanı geldi’ dedi ve eski lacivert renkte eski bir telefon verdi. Ertesi gün sabah beni arayacağını ve Bostancı’da kamışlıkların orada beklememi söyledi. Kendisi de tipo aracını bize ait tarlaya bırakacağını ve oraya benim yayan giderek arabayı oradan almamı söyledi. Rifat Abi gittikten sonra abim bana ‘hazır ol’ dedi. Sabah olduğu zaman Rıfat Abi’nin verdiği telefonu açtım. Daha sonra babamın arabasını alıp Güzelyurt’a gittim, o esnalarda Rıfat Abi beni aradı ve 1 saat sonra kamışların oraya gitmemi söyledi. Bir saat sonra kamışların oraya gittim, arabanın plakalarına da söktüm. 09:30’dan itibaren kamışların orada beklemeye başladım. Yaklaşık 1 buçuk saat sonra lacivert renk araba ve kiralık plakalı Ford Fiesta iki aracın geldiğini gördüm. Lacivert renk aracın içinden Rıfat Abi, kiralık araçtan da abimin çıktığını gördüm. Abim elinde bir bavulla çıktı ve elindeki bavulu benim bulunduğu arabanın bagajına koydu. İkisi de arabaya geldi ve ‘hadi sür’ dediler. İkisinde de kar maskesi vardı. Bulunduğumuz yerden toprak yolu takip ederek Güneşköy’e arabayı sürdüm. O arada ikisi de maskelerini çıkardı. Bir süre sonra Rıfat Abi arabayı söndürmemi söyledi. İkisi de askeri kamuflaj giyiyordu. Arabadan inmemi ve yürüyerek eve gitmemi söylediler. Onlar arabayı aldı ve gitti. Bir buçuk saat sonra abim normal kıyafetlerle geldi. Ona ne olduğunu sordum, 10- 15 dakika sonra haberlerle bakmamı söyledi. Ben de haberlere baktığım zaman paraların çalındığını öğrendim. Abime onların olup olmadığını sordum, o da bana ‘yok’ dedi. Rıfat Abi de bize geldi ve o gün evden hiç çıkmadık. Ertesi günü Rıfat Abi bize yine geldi, abim o gün kendilerinin yaptığını söyledi. Abim o gün askeri kıyafetleri yakmaya çalıştı. Rıfat Abi de o gün Türkiye’ye gitti. Onun ertesinde ise abim ve babam Ankara’ya gitti. Bu arada Rıfat Abi bana olaydan bir hafta önce gümüş renkli bir tabanca göstermişti. Ayrıca o gün Rıfat Abi’nin ormanlık alanda iki aracı yakmaya çalıştığını öğrendim.”

Bu haber toplam 2944 defa okunmuştur