1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Meclis önünde toplumsal muhalefet
Meclis önünde  toplumsal muhalefet

Meclis önünde toplumsal muhalefet

Açıklamada, UBP-DP hükümetinin bir yandan toplumu yok oluşa sürükleyen asimilasyon ve entegrasyon politikalarını halka dayatırken, diğer yandan da, Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarını içinden çıkılmaz hale getirdiği savunuldu.

A+A-

 Bazı siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, hükümet icraatlarını protesto etmek üzere Cumhuriyet Meclisi önünde eylem gerçekleştirdi. Eylemde, basın açıklaması da yapıldı.

Meclis önünde saat 11.00’de başlayan eyleme, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ), Gümrük Çalışanları Sendikası (GÜÇ-SEN), DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) ve Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) destek verdi.

Hazırlanan ortak açıklamayı KTÖS Başkanı Emel Kurtuluş Tel okudu.

Açıklamada, UBP-DP hükümetinin bir yandan toplumu yok oluşa sürükleyen asimilasyon ve entegrasyon politikalarını halka dayatırken, diğer yandan da, Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarını içinden çıkılmaz hale getirdiği savunuldu.

“GANİMET DÜZENİ DEVAM EDİYOR”

“Ganimet düzeninin” devam ettiği ve topluma ait arazilerin, sahillerin, dağların hükümet üyelerinin yakınlarına peşkeş çekildiği savunulan açıklamada, bunun “buzdağının görünen yüzü” olduğu ve gerçekte yapılan “tahribatın” daha büyük olduğu ifade edildi.

Devam eden görüşme sürecini çökertmek ve Kıbrıs Türk toplumunun siyasi iradesini ortadan kaldırmaya yönelik vatandaşlık dağıtılma işlemlerinin sürdüğünün iddia edildiği açıklamada, yıllardan beri devam eden bu uygulamanın, seçimlerde hükümet olmayı garanti etmeye yönelik bir silaha dönüştüğü görüşüne de yer verildi.

“İSTEDİĞİMİ YAPARIM…”

Hükümetin  “istediğimi yaparım” keyfi tutumuyla hareket ettiği savunulan açıklamada, eğitim, sağlık ve sosyal yaşamla ilgili ortaya çıkan sorunların temelinde hesapsız, kitapsız ve hukukun açık açık çiğnendiği vatandaşlık dağıtılması uygulamasının yatmakta olduğu, artan nüfusla beraber iç sorunların dev gibi büyürken, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik de karmaşa yaratıldığı iddia edildi.

emel-tel.jpg

Ortak açıklamanın tam metni şu şekilde:

"İşbirlikçi UBP-DP Hükümeti  bir yandan Kıbrıs Türk toplumunu yok oluşa sürükleyen asimilasyon ve entegrasyon politikalarını halka dayatmakta diğer yandan da Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarını içinden çıkılmaz hale getirmeyi amaçlamaktadır.

1974 yılından sonra oluşan “ganimet düzenini” devam ettirme gayreti içinde olan işbirlikçi UBP-DP hükümeti mevcut statükonun hukukunu bile hiçe saymaktadır. Yıllardan beri dağıtılan taşınmaz malların yarattığı uluslararası sorunu aşmak için gösterilen gayreti hiçe sayarak, şimdi de topluma ait araziler, sahiller ve dağlar hükümet üyelerinin yakınlarına peşkeş çekilmektedir. Aile şirketine dönüşen UBP-DP Hükümeti’nin dağıttığı topluma ait varlıklar sadece buzdağının görünen tepesidir. Anlaşılan odur ki, bu yağmanın boyutları çok büyüktür. Verilen toplumsal mücadeleyi hiçe sayarak devleti kendi malı gibi gören anlayışın hukuku tanımadığını ortaya koyan UBP-DP hükümeti üyelerinin yakınlarına yaptığı arazi peşkeşi, verilebilecek en güzel örnektir.

Devam eden görüşme sürecini çökertmek ve Kıbrıs Türk toplumunun siyasi iradesini ortadan kaldırmaya yönelik bir başka girişim de “vatandaşlık” dağıtılmasıdır. Yıllardan beri devam eden bu uygulama, seçimlerde hükümet olmayı garanti etmeye yönelik bir silaha dönüşmüştür. UBP-DP Hükümeti hiçbir hukuka dayandırılmadan, on binlerce insana vatandaşlık dağıtmayı sürdürmekte ve “istediğimi yaparım” keyfi tutumu ile toplumla alay etmektedir. Eğitim, sağlık ve sosyal yaşamla ilgili ortaya çıkan sorunların temelinde hesapsız, kitapsız ve hukukun açık açık çiğnendiği vatandaşlık dağıtılması uygulaması yatmakta olup, artan nüfusla beraber iç sorunlar dev gibi büyürken, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik de karmaşa yaratılmaktadır.

Hukukun sadece güçlüden yana olduğu dayatmasına verilebilecek bir başka örnek ise, çalışma yasalarını altüst eden yasadışı bir şekilde özel şirketler üzerinden sözde temizlik işçisi olarak, asgari ücretin altında istihdam edilerek asıl ve sürekli personelin yapması gereken görevleri yaptıran ve iş gücü anlaşması ile de çağdaş köleliği dayatan bu anlayış, işbirlikçi UBP-DP hükümetinin son marifetleridir.

Kıbrıs Türk toplumunun kültürünü, kimliğini, inanç biçimini, demografik yapısını değiştirmek için TC’den dayatılan asimilasyon ve entegrasyon ve dini siyasete alet etme politikalarını uygulayan işbirlikçi UBP-DP hükümetine karşı çıkmak her yurtseverinin görevidir.

Bu çerçevede toplumun iradesini hiçe sayan ve aile fertlerine menfaat sağlayan bir işbirlikçi UBP-DP hükümetini şiddetle protesto ediyor tüm halkımıza ve siyasi partilere çağrı yapıyoruz:

Ülkemizdeki bu gidişata, bu kirli işlere, dayatmayla oluşturulan bu kokuşmuş düzene karşı, toplumsal yok oluşa karşı hep birlikte toplumsal muhalefeti yükselteceğimizi vurgularız".

 

emel3.jpg

Basın açıklaması yapan grubun bir bölümü daha sonra, Meclis Genel Kurulunu izlemek üzere toplantının yapıldığı salona gitti.

 

Bu haber toplam 2060 defa okunmuştur
Etiketler : ,