1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “KIBRIS TÜRK TARAFININ SESİ YOK”
“KIBRIS TÜRK TARAFININ SESİ YOK”

“KIBRIS TÜRK TARAFININ SESİ YOK”

Naxtex’in süresinin dolmasının ardından Mağusa Limanı’na demir atan Türkiye Petrol Anonim Ortaklığı (TPAO) sismik araştırma gemisi Barbaros Hayreddin Paşa’nın , Kıbrıs’ın güneyinde 5 Ocak’ta hidrokarbon araştırmalarına başlayacağı ifade edildi.

A+A-

Naxtex’in süresinin dolmasının ardından Mağusa Limanı’na demir atan Türkiye Petrol Anonim Ortaklığı (TPAO)  sismik araştırma gemisi Barbaros Hayreddin Paşa’nın , Kıbrıs’ın güneyinde 5 Ocak’ta hidrokarbon araştırmalarına başlayacağı ifade edildi.
Araştırmalar öncesinde 30 Aralık tarihinde saat 20:15 sıralarında Mağusa Limanı’na demir atan geminin, 5 Ocak’ta hidrokarbon araştırmalarına başlayacağı ve Şubat ayının ortalarına kadar araştırmalarına devam edeceği iddia ediliyor.
Gelişmelerin Kıbrıs sorunu çözüm müzakereleri üzerindeki etkisini değerlendiren İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat,  sürecin Türkiye ve Güney Kıbrıs arasında gayri resmi bir şekilde yaşandığını söyledi.
Talat, Kıbrıs Türk tarafının bu süreçte ‘sesi’ olmadığını dile getirerek,  Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun olaya sahip çıkarak, süreci yönetmesi gerektiğine de vurgu yaptı.

Eide, BM Güvenlik Konseyi’ne rapor sunacak
Öte yandan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, sismik araştırma gemisi Barbaros’un Kıbrıs açıklarında  yaptığı araştırmaların da yapbozun sadece bir parçası olduğunu ve başka parçalar da bulunduğunu vurguladı.
Kıbrıs Sorunu ve yaşanan gelişmeler ile ilgili 26 Ocak’ta BM Güvenlik Konseyi’ne rapor sunacağını açıklayan Eide,  birçok liderin katılacağı Davos zirvesinde konuyla ilgili ikili temaslar gerçekleştireceğini belirtti. 

--------------

Talat: “Süreci Eroğlu yönetmeli”

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, gelişmelerin doğrudan veya resmi bir şekilde olmasa da Türkiye ve Güney Kıbrıs arasında gayri resmi bir şekilde sürdüğünü vurguladı.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu eleştiren Talat, Eroğlu’nun konuya sahip çıkarak süreci yönetmesi gerektiğini vurguladı.
YENİDÜZEN’e konuşan Talat, Türk tarafının bu süreçte ‘sesi’ olmadığını dile getirerek, yaşanan gelişmelerin Kıbrıslı Türkler için kaygı verici olduğunu belirtti.
Talat, Kıbrıslı Türklerin haklarına sahip çıkması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“ Kıbrıs Türk tarafı haklarına sahip çıkmalıdır. Kıbrıslı Türklerin de münhasır ekonomik bölgede hakları olduğu kabul edildi. Kıbrıslı Rumlar bunu kabul ediyor. Kıbrıslı Türkler, haklarını savunmak için Türkiye’nin desteğini istemesi doğaldır. Ancak işler bu çerçevede gitmiyor.”

------------

Anastasiadis: “Türkiye egemenliğimizi fiilen tanımazsa masaya dönmeyeceğim”

Güney Kıbrıs Başkanı Nikos Anastasiadis, Türkiye’nin “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını fiilen tanımaması halinde” müzakere masasına dönmeyeceğini açıkladı.
Anastasiadis, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına dayatma tehdidi olan faaliyetlere son verilmesi halinde” diyaloğa dönmeye hazır” olduğunu ifade ederek, “Doğal zenginlik, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik hakları aleyhine yeni ‘oldu bittiler’ yaratılmasına bahane değil, en kısa zamanda devletin, halkın ve ekonominin birliğini sağlayacak barışçıl bir çözüme teşvik olmalıdır” dedi.
Güney basınında yer alan habere göre Kıbrıslı Rum Lider Anastasiadis yeni yıl dolayısıyla açıklamada bulundu. Anastasiadis, “kimsenin, dönüşmesi yerine yıkılmasını istediği bir devletin zenginliğine tercihli ortak olmasına müsaade edilmeyeceğini” kaydetti.
Anastasiadis’in “müzakere masasına hangi çerçevede döneceğini” ortaya koyduğu açıklamasında, 12 Ocak’ta yapılacak Siyasi Parti Başkanları Konseyi’nin görüşme zeminini de belirledi.
Öte yandan Anastasiadis, şahsının ve hükümetinin, Kıbrıs sorunundaki durağanlığa ve fiili duruma karşı olduğunu iddia ederek, Türkiye’nin sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını fiilen tanımaması halinde diyaloğa gelmeyeceğini” yineledi.

-------

Eide: “Müzakerelerin başlaması tarafların isteğine bağlı”

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Kıbrıs’ın çevresindeki Hidrokarbon kaynaklarının Kıbrıs müzakereleriyle ilişkili olduğunu ve bu ilişkinin kesilemeyeceğini söyledi. Eide, sismik araştırma gemisi Barbaros’un Kıbrıs açıklarında  yaptığı araştırmaların da yapbozun sadece bir parçası olduğunu ve başka parçalar da bulunduğunu ifade etti.
Eide, Güney Kıbrıs’ta İngilizce yayımlanan Cyprus Weekly’ye telefonla verdiği mülakatta, şimdi bir çıkmazda bulunulduğunu ancak içinde bulunulan krizin, Kıbrıs sorunun çözümü için ileriye gitmenin önemini gösterdiğini vurguladı.
BM diplomatı, Hidrokarbonların hangi yönde Kıbrıs sorunuyla ilişkilendirileceğinin iki tarafın meselesi olduğunu ancak bu ilişkinin kesilemeyeceğini savundu. Eide, “Bana göre herkesin çözüme ulaşmak için çabalarını katlaması bir argümandır, güçlü bir argüman” dedi.
Bir soru üzerine, Türkiye’nin niyet ve taahhütleriyle ilgili konuşamayacağını ancak şu an için kesin olanın sismik araştırma gemisi Barbaros’un Kıbrıs sularından uzaklaşmaya başlaması olduğunu söyleyen Eide, sağlam bir çözümün “inanılmaz faydaları” olacağını, “bölünmüşlük” göz önüne alındığında “petrol ve gaza dayalı” bir ekonomi öngörme olasılığının güçlü olmadığını kaydetti.
Hidrokarbonlar konusunda alternatif bir önerisinin bulunmadığını ancak konunun geleceğin değil bugünün krizi olduğunu ifade eden Eide, “Kısa dönemdeki krizlerden ziyade çözümün uzun vadeli faydalarına odaklanmak gerekir” dedi.

Eide: Yapbozu çözmeye çalışıyorum

Eide, “Barbaros’un varlığı yapbozun sadece küçük bir parçasıdır. Yapboz çeşitli parçalardan oluşuyor. Kısa dönem hedefi olarak, müzakerelere geri dönmek için bu yapbozu çözmeye çalışıyorum.”
Müzakerelerin başlamasının tarafların isteğine bağlı bulunduğunu ve “tarih söyleyemese de”, yakın zamanda bunun gerçekleşebileceğine inandığını ifade eden Eide, “Tabii ki tüm işi Kıbrıs’ta yapamam, buna dahil olan başka oyuncular da var” dedi.
Eide, Kıbrıs’a geleceği tarih konusunda taahhütte bulunamayacağını ancak Ocak ayında bunun ihtimal dahilinde olduğunu, 26 Ocak’ta BM Güvenlik Konseyi’ne rapor sunacağını, ardından bir çok liderin iştirak edeceği Davos zirvesinde konuyla ilgili ikili temaslar gerçekleştireceğini ifade etti.

Bu haber toplam 1875 defa okunmuştur