1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Hiç bitmeyen çaba
Hiç bitmeyen çaba

Hiç bitmeyen çaba

Hiç bitmeyen çaba

A+A-

Stella Aciman

‘Yaş yetmiş, iş bitmiş’ diyenlerin mutlaka O’nu görmesi gerekiyor… Arasta’nın simgesi Munise Burçak! Ben, ne yazık ki kendisini çok geç tanıdım, bu da benim ayıbım. Onunla konuşurken, ‘keşke anılarını yazıp, gelecek nesillere bir ibret öyküsü olarak bıraksa’ diye düşünüyordum. Kıbrıs’ın ilk enstitü öğrencisi olmakla övünmesi hakkıdır. Türkiye’de, sayın Aydın Denktaş tarafından açılan goblen sergisinin resimlerini gösterirken, yüzüne sinen gurur duygusunu o kadar çok hak ediyordu ki. O, bir köşeye çekilmemiş, hala dimdik ayakta, işinin başında… Ve en önemlisi, içindeki iş heyecanının hiç sönmemesi…

Tuhafiye mağazası açmak nerden aklınıza geldi, baba mesleği mi?
Babam kasaptı benim. Biz nenemle oturur, iki aile halamla beraber. 5 erkek, 5 kız aynı evde otururduk. Hayatımızda ne kavga ne münakaşa ettik. Dedem işten çıkınca dülgercilik yapardı. Ben de yapmak isterdim ama dedem, ‘elini vurursun sonra ağlarsın’ derdi ama yine de yapardım ufak, tefek işler. Dayımın dükkânı Rum barikatıyla Türk barikatının ordaydı. Dayım ayakkabı yapardı. Bir akşam baskın olacağını söylediler, elbiselerinizi olsun alın ve kaçın dediler. Onları dinledim ve annemlere haber verdim. Eski bir at arabasına, şiltelerimizi, yastıklarımızı, giyeceklerimizi yükledik ve bu tarafa geldik.

“DİZLERİM MOSMOR”
 

Kaç yaşındaydınız?
Bu tarafa geldiğimde artık 18 yaşımdaydım. Caminin yan tarafında açtım dükkânı, danteldi, düğmeydi yerleştirdim ön tarafa. Dayım da arka tarafta kundura yapardı, ben de ona yardım ederdim. Arka tarafta saklanırdım, dizlerim mosmor olurdu o örsün üstünde çivileri çakmaktan. Müşteri gelirdi, hemen kalkardım ve bakardım. Çok çektik ama hiç yılmadık. Pes etmedim ve hırslıydım. Ortaokula giderken okulumun yanında bir eczane vardı. Okuldan çıktıktan sonra, öğleden sonraları orada para almadan çalışırdım. Para verirlerdi ama almazdım.

Bu işe başladığınızda kaç yaşındaydınız?
16-17 yaşındaydım. Kıbrıs’ın zengin bir hanımı geldi ve bana, ‘Munise akıllı bir kızsın, niye bir dükkân açman?’ dedi. Bu sokağın arkası o zamanlar Ermeni, Yahudi ve Rum’du. Çok iş yapardık onlarla beraber. Kadın, ‘gel ben sana vereyim dükkân’ dedi. Mısırlızade… Kereste tüccarı. Hanın orada bir sürü dükkânı var. Hanın içindeki bir dükkânı duvar yaptı, kesti. Yol tarafına kapı açtılar bana. 30 Lira sermayeyle başladım bu işe.

OKULLARA YAKA

Satacağınız malları nerden alıyordunuz?
O zaman kapılar açıktı, Rum’dan alırdım. Ben birçok malı dışarıdan getirdim. İngiltere, Japonya, Çin… Japonya’dan düğme getirirdim. İş Bankası’nda çalışan kızlar bana, ‘Munise sen Türkçe yaz, biz İngilizce yazacağız’ derlerdi. Rumlara para vermek istemezdim. Benim dışarıdan mal getirmemi hiç istemezlerdi çünkü işlerine engel olurdum. Çin’den bluzlar getirdim. Herkes 4-5 tane birden alırdı. Çantalar, oval battaniyeler getirdim. Okullara yaka keserdim, kemer yapardım, düğme kaplardım, kapsül çakardım, gece yarılarına kadar çalışır, hiç durmazdım.

Buraya gelene kadar kaç dükkân değiştirdiniz?
Harbin içerisinde 3-4 dükkân değiştirdik. Sonra ara sokağın içine geldik. Parayı hiç tutmadım. Kardeşlerimi evlendirdim. Oğluma benim dükkânımın beş misli büyüklüğünde dükkân açtım. Allah isterse şimdi sıra torunuma geldi. En son da bu dükkânı satın aldım.

Müşterileriniz kimler?
Herkes gelir bana… Özel müşterilerim var, sadece beni görmeye gelen de var. 1958’den beri tuhafiyecilikle uğraşıyorum. Yaklaşık 18 yıldır Arasta’dayım. Pantolonlar çıkalı düğme işi bitti. Çoğu dükkân kapandı zaten. Rum kesiminden günde birkaç müşteri gelir ama yabancı uyruklular daha çok geliyor. Ruslar geliyor; o tarafta olmayan işleme, dantel gibi ürünler alıyor.

YAYIN YÖNETMENLİĞİ

Ne güzel Rumca konuşuyorsunuz…
Ortaokulda Rumca okudum. Büyük harfleri tanırım ama küçük harfleri unuttum.

Çok güzel Lefkara işi ve goblenleriniz var. Dışarıda mı yaptırıyorsunuz?
Evet, bakanlık bana rica etti, tanıtıma faydası olsun istediler.

Bu günlerden geçmişe baktığınız zaman neleri özlüyorsunuz?
Ben Türk bayrağımın altındayım ya, o yeter bana. ‘O taraf şöyle iyi, böyle iyi…’ derler ya, inanma!

Dergilerde çıkarmışsınız…
Yok olmaya yüz tutmuş değerlerimizi tanıtmak ve yaşatmak için hazırladım ve bastırdım bu dergileri. Koza işi, Lefkara işlerini koydum dergilere. Bilgiler verdim. Yayın yönetmenliğini ben yaptım derginin.

Bu haber toplam 3144 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 171. Sayısı

Adres Kıbrıs 171. Sayısı