1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Hayaller güzeldir
Hayaller güzeldir

Hayaller güzeldir

Pazar yazılarımı yazarken ve bu yazıları ADRES Kıbrıs’a taşırken okuyucunun haftanın yorgunluğundan uzaklaşmasını, biraz dinlenmesini, bir-iki dakikalık gündemden uzaklaşmasını sağlamak düşüncesiyle yazıyorum. Biraz da ilginç, biraz da farklı, biraz

A+A-

İKİ SÖZ     

İlham diye bir kavramın varlığı kesin; önemli olan insanı çalışırken yakalaması.

Pablo Picasso

 

Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.

Socrates

 

Hayaller güzeldir

·        …hayal gücü veya iyi gözlem yapabilmek ille de bir şeyler yazmak, çizmek, bestelemek, film çekmek için değil, normal yaşamımızda da gerekli bir şey… Hayal gücümüz yoksa, hayaller kuramıyorsak, etrafımızı iyi gözlemleyemiyorsak hayatın monotonluğundan çıkabilmek de çok mümkün olmaz.

Pazar yazılarımı yazarken ve bu yazıları ADRES Kıbrıs’a taşırken okuyucunun haftanın yorgunluğundan uzaklaşmasını, biraz dinlenmesini, bir-iki dakikalık gündemden uzaklaşmasını sağlamak düşüncesiyle yazıyorum. Biraz da ilginç, biraz da farklı, biraz da dinlendirmek amaçlı olduğu için hafif, hoş, aşkı, sevgisi olan, belki kıskançlığı, intikamı anlatan ve bazen de günlük yaşamımızdan yazılar olmasına dikkat ediyorum.

İşte bu günlük yazılar bazen ‘gerçek’ mi diye soruluyor. Biraz çarpık ilişkiler yazılıp okunduğunda “çevrende olan olaylar mı bunlar” veya tatil planları yapıldığında “sen mi gittin” veya “sen mi gideceksin oralara” gibi sorular soruluyor. Birkaç hafta önce yazdığım iki çocuğun kayıp olması hikayesinde yine “başına mı geldi, mahallende mi oldu” gibi sorular soruldu.

Hayır, böyle bir şey yok. Yazılan şeylerin, kitaplarda yer alan hikayelerin, romanların ille de yaşanmış olması gerekmiyor. Burada yazdıklarım çoğunlukla veya tamamına yakını kurgusal, deneme yazılar. Yani yaşanmış değiller. Benim veya bir başkasının yaşadığı şeyler değil. Tamamen hayal ürünü, o anda beyinde kurgulanıp yazılan yazılar, küçük hikayeler.

O yüzden de bu gibi yazıları yazarken yanlış anlamalara neden olmamak için çoğunlukla insan veya yer isimleri kullanmamaya çalışıyorum ancak hikayenin gidişatına göre veya biraz daha samimi olabilmesi için bazı isimler kullanmak durumunda kalıyorum. Yukarıda açıkladığım nedenlerle bu açıklamaları yapmayı uygun gördüm. Belki bundan sonra yazıların altına “bu yazı bir hayal ürünüdür” gibi notlar düşülebilir.

Gerçekten de söz konusu yazıları yazarken, daha doğrusu yazmadan önce herhalde genelde olduğu gibi zorluk çekilebilir ama başladıktan sonra gerisi geliyor. Elbette ki bir yazı ne kadar hayal ürünü olsa da mutlaka ki kendi yaşamından veya bir başkasının yaşamından, gördüklerinden, duyduklarından aktarımlar yapabilir. Bu da yazıyı çok doğal ve yaşanmış yapabiliyor. Romanlarda öyledir, hikayelerde öyledir, filmlerde öyledir, tiyatro oyunlarında öyledir, şarkılarda öyledir.

Bir filmde, bir romanda okuyana, izleyene ne kadar çok yakınlık varsa, o kadar çok sevilir, o kadar çok okunur veya o kadar çok izlenir. Bunların dışında özellikle filmlerdeki kalite, çekimi, görüntüleri, montajı önemli olurken yine de o filmin senaryosu beğenide başı çeken unsur olmayı başarır her zaman… Bir de tabii o kitabın yazarı, o filmin yönetmeni, o tiyatronun oyuncusu, o müziğin kalitesi izlenmekte, okunmakta, dinlenmekte başı çeken unsurlardır. Bir yazar bir başarı kazanmışsa, hele de uluslar arası bir başarı kazanmışsa, hele de Nobel almışsa, ondan sonraki kitabı çok güzel olmasa da artık sadece ‘yazarın ismi’ o kitabı sattırır. Filmde de öyledir, bir müzik albümünde de öyledir. Ancak bu durum da tehlikelidir. Hangi dalda olursa olsun başarı kazanmış birileri o başarıyı sürdürmek durumundadır. Başarıdan sonraki ilk kitap veya müzik veya film ‘başarısı’ adına kabul edilebilirdir ancak ikincide bu şansı yoktur. Bu durum yorucu ve sıkıcı olabilir çoğu zaman.

İşte burada insanın hayal dünyasının genişliği ve gözlemciliği ona yardımcı olabilir. Üretimler hayal gücünün ve gözlemciliğin üzerine kurulur. Yine dediğim gibi ille de yaşanmışlık gerekmez. Şunu da belirtmekte yarar var; Bu hayal gücü veya iyi gözlem yapabilmek ille de bir şeyler yazmak, çizmek, bestelemek, film çekmek için değil, normal yaşamımızda da gerekli bir şey… Hayal gücümüz yoksa, hayaller kuramıyorsak, etrafımızı iyi gözlemleyemiyorsak hayatın monotonluğundan çıkabilmek de çok mümkün olmaz.

Hayal kurmak güzeldir.

 

PAZAR’LIK…

 

 

Hayvanların hayal dünyası

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1622 defa okunmuştur