1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. ‘Bu anlaşma reform değil serum’
‘Bu anlaşma reform değil serum’

‘Bu anlaşma reform değil serum’

Dünya Bankası eski uzmanlarından ve bir dönem TC Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da danışmanlığını yapan Bülent Şemiler, KKTC ve Türkiye arasında imzalanan İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması’nı yorumlayan bir rapor hazırladı.

A+A-

YENİDÜZEN

Kıbrıslı ekonomist Bülent Şemiler, “TC-KKTC 2020 Yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması”nın adanın ihtiyacı olan bir reform ve refah paketi değil ancak geçici bir serum olduğunu söyledi.

Dünya Bankası eski uzmanlarından ve bir dönem TC Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da danışmanlığını yapan Bülent Şemiler, KKTC ve Türkiye arasında imzalanan İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması’nı yorumlayan bir rapor hazırladı.

Şemiler bu raporu bir grup siyasetçi ve ekonomistle paylaştı.

Şemiler, “KKTC hükümeti bir yeniden yapılanma planı, nakit akışı tablosu,  döviz kazandırıcı projeler hazırlayarak finansman istemeyince, Türkiye de eski planların bir kopyala yapıştır versiyonunu yeni bir planmış gibi masaya kondu” değerlendirmesini yaptı.

Ortada sürdürülemeyen eski sistemin daha fazla borçlandırılmasından ibaret, yıl sonuna kadar maaş ödenmesi için yeni bir borçlandırma olduğunu öne süren Şemiler, “Reel kesime ise sadece 115 milyon TL ayrılmıştır” dedi.

“Halkımıza iyi anlatılamayan konu, her sene daha kötüye giden mevcut durumun aynen devam ettiğidir ve çocuklarımızın geleceğinden çalmaktayız” diyen Şemiler, ekonomik programların ‘sürdürülebilir ekonomi’ hedefiyle hazırlanması gerektiği düşüncesini paylaştı.

 

“KKTC hükümeti bir yeniden yapılanma planı, nakit akışı tablosu,  döviz kazandırıcı projeler hazırlayarak finansman istemeyince, Türkiye de eski planların bir kopyala yapıştır versiyonunu yeni bir planmış gibi masaya kondu”


“Hükümete kayyum atayacaklar”


Bülent Şemiler ayrıca ‘Mali İşbirliği Anlaşması’ içinde yer alana bir maddenin “hükümete bir nevi kayyum atamak” anlamına geldiğini iddia etti, şu yorumu yaptı:
“17. Maddeye göre 15 hazirana kadar KKTC’nin tüm bakanlıklarına asgari 3 yetkiliden oluşan Proje Uygulama ve Takip Komisyonları kurulacaktır. Bu madde KKTC bakanlarının yetkilerinin TC memurları ile paylaşmasını öngörmektedir. Yani bu hükümete bir nevi kayyum atanmış olmaktadır. Bunun Anayasada yeri bulunmamaktadır.”

 

İşte O Rapor

I. Mevcut Durum:  KKTC 2019 yıl sonu itibarı ile TC den  22 milyar TL  kredi ve iç borçlanmadan da 8 milyar TL kredi kullanmıştır. Yani devletin, 19 milyar TL olan GSMH ya karşılık 30 milyar TL borcu bulunmaktadır. Dünyada sağlıklı ekonomilerde Borç/GSMH oranı %60 civarındadır.  KKTC deki bu oran normalin %100 üzerinde olduğundan zaten bir yapısal reform planının şart olduğunu hepimiz biliyoruz.

 

30 milyar TL borçlanmaya karşılık ortada devletin yapmış olduğu muhteşem devlet okulları, hastaneleri ve fabrikaları bulunmamaktadır. Bu paranın çoğu genellikle zay edilmiştir.

 

Daha önemlisi, 30 milyar TL borçlanmaya karşılık ortada devletin yapmış olduğu muhteşem devlet okulları, hastaneleri ve fabrikaları bulunmamaktadır. Bu paranın çoğu genellikle zay edilmiştir. Kadroda görünüp de işe gitmeyenlere, festivallere, panayırlara, fazla personele ve vardiya sistemine geçilmediği için over-time, yurtdışı gezilere vs. için harcanmıştır. 

 

Koronavirüs salgını ile ekonomik çarklar durunca da nakit darlığına ve hem kamunun hem de özel sektörün bilançolarının bozulmaları gündeme gelmiştir.

IMF ve AMB kriterlerine göre KKTC ekonomisinin sadece bu bozulmaları telafi edebilmek için 4 milyar TL nakit paranın bugün KKTCMB kanalı ile ekonomiye enjekte edilmesine ihtiyaç vardır. Bozuk yapının tamir edilerek sürdürülebilir bir konuma getirilmesi ise ayrı bir konudur.

 

Burada elmalar ile armutların birbirine karıştığını görmekteyiz.

KKTC hükümeti bir yeniden yapılanma planı, nakit akışı tablosu,  döviz kazandırıcı projeler hazırlayıp finansman istemeyince, Türkiye de eski planların bir copy paste versiyonunu yeni bir planmış gibi masaya kondu.

 

Ortada bir Marshall Kalkınma Planı gibi kapsamlı bir program yoktur. Sadece hasta ölmesin diye bir serum verilmiştir.  Bunu hazırlayan arkadaşlar işi bilseler idi;

 

a) Döviz getirici işlemleri; b) istihdam yaratıcı işlemleri ve c) Ürün ve servislerin kalite ve fiyat dengelerini düzeltecek işlemleri tetikleyecek tedbirleri programa koyarlardı. Bu gerekli tedbirlerin hiçbirisi yoktur.  

 

Ortada sadece sürdürülemeyen eski sistemin daha fazla borçlandırılmasından ibaret yıl sonuna kadar memur kesimin ödenmesi için daha fazla bir borçlandırılma mevcuttur. Hakiki ekonomi dediğimiz reel kesime ise sadece 16 milyon dolar ( 115 mm TL ) ayrılmıştır.

Halbuki reel sektörün ihtiyacı 4 milyar TL dir. Bakanlar Kurulu kararı ile Maliye Bakanlığının 400 milyon TL borçlanma kararı ise miktar olarak da yetersiz olduğu gibi, ayni anda nereden nasıl  borçlanılacağı da anlaşılmamıştır.

 

Esas konu, zarar gören özel sektörün nasıl ayakta durabileceğinin sağlanması olması gerekirdi. Bu program adamızın ihtiyacı olan bir reform ve refah paketi değil ancak geçici bir serumdur.

 

Halkımıza iyi anlatılamayan konu, her sene daha kötüye giden mevcut durumun aynen devam ettiğidir ve çocuklarımızın geleceğinden çalmaktayız. Halbuki ekonomik programların püf noktaları sürdürülebilir olmalarıdır.  Turizm ve eğitim sektörlerimizin sürdürülebilir olmaları ve kalitelerinin artırılmaları için hiçbir tedbir önerilmemiştir. Burada ne nakit akışına ne de ekonomiyi yeniden yapılanmaya yönelik tedbirler bulunmamaktadır.

Zaten bu paranın da daha hazır edilmediği belli şartlar yerine getirilir ise serbest bırakılacağı bizzat Sayın Fuat Oktay tarafından açıklanmıştır.

Protokolün 4. Maddesine göre her ay izleme raporu hazırlanacak ve istenenler yapılır ise her defasında Sn. Fuat Oktay’ın onayı ile KKTC ye aktarılacaktır.

 

II. ŞARTLAR:



1- Kamuda istihdam sayısı sabit tutulacaktır. Yine kelle hesabı yapılmıştır.


2- Bu geçici işçiler için de geçerlidir.


3- KKTC E-Devlet dijital Türkiye çalışmaları ile eşgüdüm içerisinde devam edilmesi istenmiştir. Bunun manası nedir? Açık değildir.


4- Kamu tarafından yönetilen kurumların ödeneği olmadan görev yapmaması istenmiştir.


5- KKTC İstatistik Kurumunun kurumsallaşması.


6- KOOP Bank yönetiminin profesyonelleştirilmesi iyidir. Bu tamamdır. Her hükümet buraya yeni olmadık Y.K. Üyeleri atamıştır. Üyelerin 3-5 seneliğine seçilmesi daha uygundur.  Yeniden yapılandırma planı ise muğlaktır. Fasıl 114 KOOP şirketler yasasının değiştirilmesi istenmektedir. Burada bankayı geri kooperatiflere vermek hedefleniyor ancak bu konu 5 yıldır programlarda imzalanır ve yapılmaz.


7- Sosyal Güvenlik Sistemi Aktüeryal sistemi reform edilecek deniyor ama detay yoktur.


8- KKTC Limanlar Master Planı hazırlanması isteniyor yıllardır.


9- Turizm Stratejik planından bahseder ama ne olduğu hususu yoktur.


10- 12. Maddede enerji verimliliği yasasının yürürlüğe girmesi isteniyor. Bu da KIBTEK in özelleştirilmesi mi demektir belli değildir.


11- 17. Maddede ise 15 hazirana kadar KKTC’nin tüm bakanlıklarına asgari 3 yetkiliden oluşan Proje Uygulama ve Takip Komisyonları kurulacaktır... Bu madde KKTC bakanlarının yetkilerinin TC memurları ile paylaşmasını öngörmektedir. Yani bu hükümete bir nevi kayyum atanmış olmaktadır. Bunun Anayasada yeri bulunmamaktadır.

 

 

 

III: İmzalanan anlaşmaya göre:

 

HİBE olarak :  1 milyar TL verilmesi öngörülmüştür:

Burada reel sektör ihtiyacı için sadece 115 milyon TL ( 16mm Dolar )ayrıldığı açıkça görülmektedir.  Gerisi 650 milyon TL savunma giderlerine ve TC firmalarına ödenecek olan karayolları gibi altyapı harcamalarına ödenecektir.

 

KREDİ olarak da  dolar kredisi olarak 1.2 milyar TL dir.   Bu para dolar olarak borçlanılacak ve memur ödemelerinde kullanılacaktır. ( Cari işlemler açığı için ).

 

Altyapı projelerine ayrılan  272mm  TL ( 38mm USD ) kalemlerine baktığımız zaman ortada enteresan bir manzara bulunmaktadır:

 

I. Ankara Kaynaklı Projelere ( Bunları Ankara istediği gibi yapacak ):  Toplam 157 mm TL


1) Karpaz yolları, Girne Dağyolu ve Havalimanı  Geçitkale için: 157 MMTL

2) Savunma adı altında yeni cezaevi Yapımı için: 40 MMTL

3) Tapu ve haritalarının TC  Nirengi Projesine entegre olması: 73

4) E devlet projesi, tüm devlet bilgilerinin  entegre sisteme alınması: 60

5) Gençlik ve spor faaliyetler,.Ankaranın karar vereceği: 4

6) TC Büyükelçiliğine müşavirlik yapacaklara ödenecek: 1.4

7) Korona süresinde Tıbbi teçhizat alımı için: 5

8) 500 yataklı hastane projesi için ( Komik rakam ): 2

 

II. Lefkoşa Kaynaklı Projeler ( KKTC içinden karar verilecek )    115 MM TL


1) Tarım için ( Tek firmaya yeter) 7.5

2) Organize sanayi bölgeleri için ( Komik ) 0.500

3) Ulaştırma , yol bakım 20

4) Eğitim 15

5) Ancak özel eğitime 200 bin TL.

 

III: ALTYAPI PROJELERİNİN DAHA DETAYINA BAKINIZ   toplam 272 mm TL


1) Din hizmetlerinin geliştirilmesi, cami ve kurslara: 2.5mm

2) Tanıtma ve törenlere, heyetlerin  giderlerine: 2.5mm

3) Engelsiz Yaşam evi projesi: 3mm

4) TC den gelen görevlilerin ücretleri harcamaları için: 4mm

  1. Belediye alt yapılarına katk 45.3mm
  2. Kulüp, STK, ve birliklere 6.0

 

Bu haber toplam 11008 defa okunmuştur