1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Ben mucizeyi yaşadım”
“Ben mucizeyi yaşadım”

“Ben mucizeyi yaşadım”

“Saçlarım da dökülmüştü, çok zayıflamıştım. Ama bunları umursamadım. İki göğsüm yok benim, eridi. Yapılan tedavi ile deri kendi kendini iyileştirdi. Mucize gibi bir şey oldu. O yüzden çoğu şeye kafamı takmadım…”

A+A-

“İyileşmeyi kendimde hissettiğimde hayata başka türlü bakmaya başladım. Umut, hayatı sevme, her şey geri geldi. Sonra bir şeyi daha öğrendim; herkesin hastalığı farklıdır. Herkesin hastalığı kendine göredir. Hiçbir şekilde umutsuz olmamak gerekir. Bunu öğrendim ve ondan sonra hiçbir şeyi reddetmedi.”

Rabia İlban… ‘Bir çizik’ dedi geçiştirdi, doktora gitmedi, eve gelen doktorların tedavisini reddetti, memesi eridi, sedye ile hastaneye kaldırıldı, 4 ay gibi kısa bir sürede tedaviye yanıt verdi.

 

Fayka Arseven KİŞİ

Rabia İlban… Memesinde gördüğü bir çiziği önemsemedi, 10 yıl boyunca geçiştirdi, hastalık ilerledi, memesi eridi, eve getirilen doktorların da muayene etmesine izin vermedi, artık yürüyemeyecek duruma geldi, halsizleşti, sedye ile hastaneye kaldırıldı ve bir mucizeyi yaşadı.

Kız kardeşini de kanserden kaybeden ve onun tüm süreçlerine tanıklık eden ve tedavi olacağına inancı olmayan Rabia İlban, ilk başlarda reddettiği tedaviye, 4 ay gibi bir sürede yanıt verdi.

İlban, “İyileşmeyi kendimde hissettiğimde hayata başka türlü bakmaya başladım. Umut, hayatı sevme, her şey geri geldi. Sonra bir şeyi daha öğrendim; herkesin hastalığı farklıdır. Herkesin hastalığı kendine göredir. Hiçbir şekilde umutsuz olmamak gerekir. Bunu öğrendim ve ondan sonra hiçbir şeyi reddetmedim. Dr. Özlem Gürkut, ne derse onu yaptım” dedi.

  • YENİDÜZEN: Sizi tanıyabilir miyiz?
  • Rabia İLBAN: Ben Rabia İlban. 1960 doğumluyum. 9 yıl boyunca Sanayi Holding'de çalıştım. İşçi durdurulmalarında durduruldum. Ardından Boğaz Otel’de çalıştım. Bir müddet kendimize ait dükkanda çalıştım.
    Sonra maalesef kanser ailede ilk kez kız kardeşimde görüldü. 1999 yılında tanı konuldu, 2000 yılına kadar tedavisi Türkiye’de yapıldı. Sonra tekrarlandı. 2005’te de kaybettik. Ben o dönemde hep ona baktım.

“Mememin kenarında bir çizik gördüm. Sutyenin teli var ya ben sandım ki ondan oldu. Çok uzun süre bu böyle kaldı. Ben de sutyen yaptı diye düşündüğüm için hiç kanser olabileceğimi aklıma getirmedim. 10 yıl sonra bendeki evre değişti. Memem erimeye başladı.”

  • YENİDÜZEN: Ailede kız kardeşinizden başka kanser hastası var mıydı?
  • Rabia İLBAN: Halam meme kanseri, amcam da kanserdi. Ben işte o dönem kız kardeşim hasta iken mememin kenarında bir çizik gördüm. Sutyenin teli var ya ben sandım ki ondan oldu. Çok uzun süre bu böyle kaldı. Ama kız kardeşim tedavi görürdü ben de refakatçiydim, doktora filan gitmedim.  Ben de sutyen yaptı diye düşündüğüm için hiç kanser olabileceğimi aklıma getirmedim. Sonra kız kardeşimi kaybettik. 10 yıl sonra bendeki evre değişti. Memem erimeye başladı.

 “Ama hastalık ağır ağır ilerliyordu, hissediyordum. Öksürüğüm de artmıştı. Çevrem, arkadaşlarım, ailem doktora gitmem için ısrar ederdi. Ama ben gitmek istemezdim. Son oturduğum koltuktan, on adım ötedeki tuvalete dahi gidemezdim. O kadar kötü… Hastanenin kapısına zorla götürdüler. Sedye ile içeri aldılar.”

  • YENİDÜZEN: Neden 10 yıl boyunca doktora gitmediniz?
  • Rabia İLBAN: Hiçbir şekilde doktora gitme taraftarı değildim. Kız kardeşimi de görmüştüm, moralim bozulmuştu. Ona ‘erken tanı’ denilmişti. İzmir’deki en ünlü onkoloğuna gitti, ‘tedaviler yapıldı, hiçbir şey olmayacak’ dedi. Ama kız kardeşimi kaybedince, hiç doktora gitme isteğim kalmadı. ‘Zaten sonu var, daha iyi de böyle kalayım’ düşüncesindeydim. Kız kardeşim ile çok yakındık. Annemizi babamızı kaybetmiştik, o yüzden bütün kardeşler birbirine çok düşkündü. Bütün tedavi süresince kız kardeşimin yaşadıklarını görünce hiç istemedim gideyim.
    Ama hastalık ağır ağır ilerliyordu, hissediyordum. Öksürüğüm de artmıştı. Çevrem, arkadaşlarım, ailem doktora gitmem için ısrar ederdi. Ama ben gitmek istemezdim. Son oturduğum koltuktan, on adım ötedeki tuvalete dahi gidemezdim. O kadar kötü… Hastanenin kapısına zorla götürdüler. Sedye ile içeri aldılar.

 “Hızlı bir sürede memelerim eridi, aktıydı. Ama ben bunu kendi içime kapanarak, hiç kimseyi yanıma yanaştırmayarak yaşadım. Kızım, eve doktorlar getirdi ama üstüme dokundurmadım. Son hastaneye gelişim de zorla oldu.”

 “Memem eridi”

  • YENİDÜZEN: Kanser olduğunuzun farkında mıydınız?
  • Rabia İLBAN: Farkındaydım. Hızlı bir sürede memelerin eridi aktıydı. Ama ben bunu kendi içime kapanarak, hiç kimseyi yanıma yanaştırmayarak yaşadım. Kızım eve doktorlar getirdi ama üstüme dokundurmadım. Son hastaneye gelişim de zorla oldu.
    Mağusa’da teşhis konulduktan sonra ki orada da ilk önce doktorlar üzerime değmesin diye direttim. Ama tanıdık doktor vardı, artık yalvarırdı ‘izin ver bakayım’ diye. Baktı ve kanser olduğunu anladı.  Oradan Lefkoşa’ya sevk edildim. Meme kanseri olduğumu, ciğerlere kemiklere dayandığını söylediler. Orada Dr. Özlem Gürkut aldı, tedaviye başladı. Tedaviye hemen cevap verdim. Kasım 2012’de yattım hastaneye, tedavi başladı Nisan 2013’te bittiğinde 1 ay sonra ben yürüdüm. Dr. Özlem Hanım hep tedavilerimi yaptı, çok çok memnunum. O da ilerlemeyi gördükten sonra daha da mutlu oldu.

“İyileşmeyi kendimde hissettiğimde hayata başka türlü bakmaya başladım. Umut, hayatı sevme, her şey geri geldi. Sonra bir şeyi daha öğrendim; herkesin hastalığı farklıdır. Herkesin hastalığı kendine göredir. Hiçbir şekilde umutsuz olmamak gerekir. Bunu öğrendim ve ondan sonra hiçbir şeyi reddetmedim. Özlem hanım ne derse onu yaptım.”

  • YENİDÜZEN: İlk başlarda tedaviyi reddetmiştiniz. Teşhis konulduktan sonra bir direnciniz oldu muydu?
  • Rabia İLBAN: Kızım çok etkilenmişti. Özlem Hanım bana kızımı anlattı. İyileşmeyi kendimde hissettiğimde hayata başka türlü bakmaya başladım. Umut, hayatı sevme, her şey geri geldi. Sonra bir şeyi daha öğrendim; herkesin hastalığı farklıdır. Herkesin hastalığı kendine göredir. Hiçbir şekilde umutsuz olmamak gerekir. Bunu öğrendim ve ondan sonra hiçbir şeyi reddetmedim. Özlem hanım ne derse onu yaptım.
     
  • YENİDÜZEN: Peki memeleriniz erirken, bu acılara nasıl dayandınız?
  • Rabia İLBAN: Hiç acı, sızı yaşamadım. Yürüyemezdim, durmazdım, halsizdim evet, ama sızı acı yaşamadım. 3 aya yakın bir süre halsizdim. Gittik sonra hiç yürüyemez oldum. Doktor eve kadar geldi, baksın ‘hayır bana dokunma’ derdim. Psikolojim çok bozulduydu. Ama hastaneye yattıktan sonra doktorların sözünden hiç çıkmadım. Ben 4 ayda iyileştim. 2 ay hastanede tedavi gördüm. 2 ayda hastaneye gidip geldim.

 “Saçlarım da dökülmüştü, çok zayıflamıştım. Ama bunları umursamadım. İki göğsüm yok benim, eridi. Yapılan tedavi ile deri kendi kendini iyileştirdi. Mucize gibi bir şey oldu. O yüzden çoğu şeye kafamı takmadım. Ben öncesinde takmıştım. Kafama yerleştirdiğim, iyileşme olmayacaktı. Çünkü kız kardeşimi kanserden kaybetmiştim.”

  • YENİDÜZEN: Tedaviler sizi korkuttu mu?
  • Rabia İLBAN: Korkmadım. Çünkü sonu güzel olacaktı. Bunu ben gördüm, gerçekten çok güzel oldu. Saçlarım da dökülmüştü, çok zayıflamıştım. Ama bunları umursamadım. İki göğsüm yok benim, eridi. Yapılan tedavi ile deri kendi kendini iyileştirdi. Mucize gibi bir şey oldu. O yüzden çoğu şeye kafamı takmadım. Ben öncesinde takmıştım. Kafama yerleştirdiğim iyileşme olmayacaktı. Çünkü kız kardeşimin yaşadığı bütün evreleri görmüştüm. Bir de doktor umut vermişti çok ama Özlem hanım bana ‘bitti, geçti’ demedi. Özlem hanım halen daha beni 3 ayda bir görüyor. Kontrollerimi yapar. “Geçirdin, her şey bitti” demedi, “sen benim 3 ayda bir kontrole gelecek hastamsın” dedi. Bir gün bile geciktirmeden kontrollerime gittim. Ondan sonraki süreç o ne derse hep o oldu.
     
  • YENİDÜZEN: Siz başka doktora veya yurt dışında tedaviye gitmeyi düşündünüz mü?
  • Rabia İLBAN: Hayır düşünmedim. Ben kendi doktoruma, hastanemize güvenmek istedim. Zaten yurtdışına gitmek de maddi olarak bizi zorlayacaktı. O yüzden hiç öyle bir arayışa girmedim. Güneye gitmek de bir seçimdi ama istemedim.

 “Taramalarınızı aksatmayın. Kendinizde en ufak değişiklik gördüğünüz anda doktora gidiniz. ‘Oldum, her şey bitti’ diye de bir şey yok. Kontrollerinizi aksatmayın. Hayat güzel, her şey güzel... Bir de kimseyi kendinizle kıyaslamayın. Herkesin hastalığı farklı, tedavisi farklıdır. Doktorunuza inanın.  Her zaman moralinizi yüksek tutunuz.”

 “Yaptıklarımdan pişmanım”

  • YENİDÜZEN: Kanser tedavisi bittikten sonra kendinizi nasıl hissettiniz?
  • Rabia İLBAN: Çok mutlu oldum. Hayat çok güzel… Kızıma yaptığım hareketleri düşünmek bile istemem. Bütün yaptıklarımdan pişmanım.
    Bir de şöyle bir şey vardı. Ben kanser tedavisi olurken, eşim de prostattan hastanede tedavi görüyordu. Kızım da sürekli bize baktı. Ama ben çabuk toparlandım. Ailem de arkadaşlarım da tüm tedavi süreçlerinde bana çok iyi baktı. Sevgi çok önemlidir. Onu hissettiğinde zaten hayata daha fazla bağlanın.   
     
  • YENİDÜZEN: En başa dönelim. Ailede kanser görüldü. Kayıplarınız oldu, siz hiç tarama yaptırmadınız mı?
  • Rabia İLBAN: Hiç doktora gitmeyen biriydim. Bu söylediğim sözler çok doğru değil. Ben mucize oldum da herkese bu olacak diye bir şey yok. Başından gitsek bu kadar eziyet çekmeyecektim. Ama ben inat yaptım. Doğrunun o olduğuna inanırdım. Doğru budur, öleyim bir saat evvel kimseye yük olmayayım. Hayat güzel ve bunları anlamak için bunları mı geçirmek gerekir? Ama birini kaybetmek de çok kötü bir şey.
     
  • YENİDÜZEN: Şimdi nasılsınız?
  • Rabia İLBAN: Çok iyiyim. Her sabah 20 dakikalık spor yaparım. Kendime yeniden bir hayat yarattım.
     
  • YENİDÜZEN: Nedir mesajınız?
  • Rabia İLBAN: Taramalarınızı aksatmayın. Kendinizde en ufak değişiklik gördüğünüz anda doktora gidiniz. Oldum her şey bitti diye de bir şey yok. Kontrollerinizi aksatmayın. Hayat güzel, her şey güzel... Bir de kimseyi kendinizle kıyaslamayın. Herkesin hastalığı farklı tedavisi farklıdır. Doktorunuza inanın.  Her zaman moralinizi yüksek tutunuz.

 

yeniduzen-satin-aliniz-20191007110327.jpg

 

 

 

Bu haber toplam 7512 defa okunmuştur