Güney Kıbrıs’ın “Ekonomik Bölgesinde” (MEB) sismik araştırmalar gerçekleştirdiği gerekçesiyle Kıbrıs Rum tarafının tepkisiyle karşılaşan Türkiye’nin Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin, kendisine eşlik eden diğer gemilerle birlikte adadan ayrılması Kıbrıs Rum basınında geniş yer buldu.

Fileleftheros gazetesinin “Müzakerelere Yeşil Işık Yandı – Barbaros ve Saipem 10000 Gidiyor ve Pazartesi Eide Geliyor” başlıkları altında verdiği haberinde, Türkiye’nin, 6 Nisan’da bitecek Navtex’i yenilemeyeceğini gösterme amacıyla Barbaros gemisini bölgeden önceki gün çektiğini yazdı.
İlgili açıklamanın Kuzey Kıbrıs Dışişleri Bakanı Özdil Nami tarafından yapıldığını kaydeden gazete, Nami’nin “Mağusa limanında demirli bulunan Barbaros’un bölgeden ayrılması kararını aldıklarını ve Kıbrıs Rum tarafının bunu değerlendirmesi ve çözüm müzakerelerinin yeniden başlamasını dilediklerini” ifadesini kullandığını kaydetti.

Gazete, bu gelişmelerin ardından BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin 6-8 Nisan tarihlerinde adaya geleceğini duyurduğunu vurguladı.

Gazete, BM’nin, tarafların bu eylemlerinden önceden haberdar olduğu ve Eide’nin ziyaretini de önceden planladığı iddiasında bulundu.

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması neydi?

Anımsanacağı üzere, Dışişleri Bakanlığı önceki gün yapmış olduğu açıklamada, bölgede sondaj çalışmalarında bulunan gemilerin bölgeden ayrılmakta olduğuna işaret ederek, beklentinin, Kıbrıs Rum liderinin müzakere masasına en kısa sürede geri dönmesi ve müzakere sürecinin kaldığı yerden başlaması olduğunu bildirmişti

Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi’nin yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon kaynaklarına ilişkin faaliyetleri çerçevesinde sondaj çalışması yapan SAIPEM 10000 adlı gemisinin dün bölgeden ayrıldığının tespit edildiği kaydedilmişti.
Bu gelişme üzerine Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin de bölgeden ayrılmakta olduğuna işaret edilen açıklama, şöyleydi:
“Beklentimiz, Kıbrıs Rum liderinin müzakere masasına en kısa sürede geri dönmesi ve müzakere sürecinin 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklamada belirtilen ilkeler ve hedefler doğrultusunda kaldığı yerden başlayıp sonuç alıcı şekilde ileriye götürülmesidir