1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Zeytinde hasat iyi, değirmenlerde kuyruk var: “Rekor verim” beklentisi
Zeytinde hasat iyi, değirmenlerde kuyruk var:  “Rekor verim” beklentisi

Zeytinde hasat iyi, değirmenlerde kuyruk var: “Rekor verim” beklentisi

Zeytin hasadı başladı, zeytinyağı değirmenlerinde uzun kuyruklar oluştu, bu yılki rekolte zeytinyağı ücretlerini aşağıya çekse bile verimin geçen yıla kıyasla ikiye katlanmasıyla yine de yüzler güldü.

A+A-

Zeytin hasadı başladı, zeytinyağı değirmenlerinde uzun kuyruklar oluştu, bu yılki rekolte zeytinyağı ücretlerini aşağıya çekse bile verimin geçen yıla kıyasla ikiye katlanmasıyla yine de yüzler güldü.

 Bu yılki rekoltenin geçen yıla oranla çok daha fazla olması fiyatları aşağıya çekti.
Geçtiğimiz yıl üreticilerin fabrikaya sattığı yağın litresi 27 TL, iken bu yıl 22,50 TL’ye düştü.
Bir litre zeytinyağının fabrikadan tüketiciye çıkışı ise 30 TL.  Fabrikalar düşen fiyatlara rağmen rekoltenin yüksek olmasından memnun…

Fehime ALASYA

Zeytin hasadı başladı, zeytinyağı değirmenlerinde uzun kuyruklar oluşuyor…

Bu yılki rekoltenin geçen yıla oranla ikiye katlanması zeytinyağı ücretlerini düşürse de mutfağı için yağ çıkaracak olan vatandaşın da değirmen sahibinin de yüzü gülüyor.

Geçtiğimiz yıl üreticilerin fabrikaya sattığı yağın litresi 27 TL, iken bu yıl 22,50 TL’ye düştü.

Bir litre zeytinyağının fabrikadan tüketiciye çıkışı ise 30 TL.  Fabrikalar düşen fiyatlara rağmen rekoltenin yüksek olmasından memnun…

Girdi maliyetlerinin çok fazla olduğunu dile getiren vatandaş, ticari kaygı gütmediğini belirterek, bu yıl çoluk çocuk tüm ailenin mutfak ihtiyacının görüleceğini anlatıyor.

Bu yılki verimin geçen yıla kıyasla neredeyse iki katı olduğuna dikkat çekerek memnuniyet dile getiren Aydın Zeytinyağı Fabrikası Direktörü Durmuş Aydın ise bunun arifesinde zeytinyağı ithalatının kapılarının sınırlı dahi olsa açılmasına tepkili…

Geçen yılki fiyatlar ile bu yılki fiyatları karşılaştıran Aydın, ürün bolluğu nedeniyle fiyatların biraz aşağıya çekildiğini ifade etti. 

Geçtiğimiz yıl üreticilerin fabrikaya sattığı yağın litresi 27 TL, iken bu yıl 22,50 TL’ye düştü.

Bir litre zeytinyağının fabrikadan tüketiciye çıkışı ise 30 TL.

16 kilo altındaki zeytine 40 TL değirmen ücreti

Bu yıl değirmendeki yağ çıkarma fiyatları ise 16 kilonun altındaki zeytin miktarı için toplamda 40 TL iken, 16 kilo ve üzerindeki zeytin ağırlığında kilosu 2,50 TL olarak belirlendi.

Kendi mutfağının ihtiyacını görecek olan bir aile, ortalama 40 TL ödeyerek, zeytinini birkaç dakika içinde yağ olarak bidonuna dolduruyor.

Vatandaşın yüzü gülüyor…

Yağ değirmeninde sıra bekleyen vatandaş YENİDÜZEN’e konuştu… Özellikle kırsal kesimde yaşayanların zeytinyağı ihtiyacını kendinin karşıladığına değinen vatandaş, bunun yıllar içinde vazgeçilmez bir alışkanlığa dönüştüğünü ifade etti.

Kendini örnek gösteren vatandaşlar, en son ne zaman zeytinyağı satın aldığını anımsamakta zorlandı.

Son yıllarda zeytin üretimine olan talebin özellikle genç kesim tarafından da arttığını dile getiren üreticiler, adadaki üretim adına sevindirici olduğu görüşünde.

Değirmendeki donanımın da önemine değinen üreticiler, en başta güvenilirlik aradığını anlattı.

“Ürettiğini tüketmek gibi büyük bir zevk olamaz” diyen vatandaş, tamamen alışkanlık olarak bu geleneği sürdürdüğünü anlatarak, ticari hiçbir kaygı gütmediğini küçük matematiksel hesaplarla anlatıyor.

Bunun çok karlı bir durum olmadığından dert yanan üreticiler, ticari kaygı gütmediğini, geleneklerini yaşattıklarının altını çizdi. 

Üretim adına herkesin kendi tüketimini karşılaması gerektiğine değinen birçok vatandaş, “Para da verseniz bu yağın lezzetini bulamazsınız çünkü alın teriniz var, emeğiniz var” diye konuştu.

 

 

Kendi tüketimi için zeytinyağı çıkaracak olan vatandaş ne dedi?

v1-041.jpg

Harun Dimililer: “İlgi giderek artıyor”

“Verim geçen yıla göre çok daha iyi. Bol yağış olduğu için verim güzel oldu. Bu getirdiklerimi ben ve hanım topladık. Kendi yağımızı kendimiz çıkarıyoruz, her yıl bir veya bir buçuk sarı bidon yağ çıkarıyoruz, idare ediyoruz. Eksildiğimizde biraz da satın alıyoruz ama insanın kendi malı gibi olmuyor. Her sene gelip bu havayı solumak istiyoruz, gelmezsek olmuyor. Gençler de yapmıyor değil ama daha da yaygınlaşmalı. Son 4, 5 yıldır zeytine olan, zeytinyağı üretimine olan ilgi giderek artıyor. Özellikle kırsal kesimde kalan insanların kendi yağını çıkaracak kadar zeytini muhakkak ki vardır.”

Hasan Haksoy: “İnsanın kendi yağını çıkarması gibi yok”

“Bu yıl zeytinler çok fazla, çok güzel ürün oldu. Zaten zeytin bir yıl eder, bir yıl etmez, bu yıl müthiş bir rekolte var. Alıştık artık, her yıl gelmezsek olmaz. Ben evime en son ne zaman dışarıdan yağ aldım hatırlamıyorum, unuttum. İnsanın kendi yağını çıkarması gibi yok. Bu fabrika çok temiz, güvenilir, o yüzden geliyoruz. Makineleri de her geldiğimizde yenileniyor. Tüm bunlar çok önemlidir.”

Meryem Malek: “Ürettiğini tüketmek gibi büyük bir zevk olamaz”

“Eşimle köyden topladığımız zeytinleri getirdik, kendi evimizin yağını çıkaracağız. Yağ çıkarırken temiz bir değirmenden çıkarmamız çok önemli. Kirli olduğu zaman hemen tadıp anlıyorum, bu konuda çok titizim. Bu yılların alışkanlığıdır, en son 4-5 yıl önce yağ satın aldığımı hatırlıyorum. Biliyoruz ki katkı maddesi yok, başka yağ yok, temizdir ve doğaldır. Ürettiğini tüketmek gibi büyük bir zevk olamaz.”

Ali Yıldız: “Bu yılki verim gerçekten çok çok güzel”

“Bu yıl zeytin çok bol, dallar kırıldı. Daha erkendir ama yine de topladıklarımızı getirip yağ yapıyoruz. Erken geldiğin zaman belki yağ biraz daha az olur ama olsun. Her sene verime göre yağ alma oranımız da değişiyor. Bu yılki verim gerçekten çok çok güzel...”

v2-036.jpg

Şerife Suerman: “Para da verseniz bu yağın lezzetini bulamazsınız çünkü alın teriniz var”

 “Burada yağ çıkarırken ne olduğunu görüyoruz. Bir taraftan zeytinleri bırakıp öbür taraftan yağ olarak alıyoruz. Temiz, titiz, güvenilir, gönül rahatlığıyla tüketeceğimiz yağı burada yapıyoruz. İnsanlar elini taşın altına koymalı, para da verseler bu yağın lezzetinde bir yağ alamazsınız çünkü alın teriniz var, emeğiniz var. Böyle çok daha tatlı oluyor. Atalarımızın geleneklerini unutturmasınlar.” 

Aydın Mısırlısoy: “Matematiğe vursak değil kar, zarar bile ederiz ama ürettiğini tüketmek çok daha keyifli”

“Her yıl hanımla kendi zeytinimizi toplayıp yağımızı çıkarıyoruz. Hem kendi canımız, hem de çoluk çocuğumuz için didiniyoruz. Ağaçlar bizim, toplamayıp ne yapacağız ki. Oysa bir matematiğe vursak değil kar, zarar bile ederiz. Ama dediğim gibi bu bizim için vazgeçilmez bir alışkanlık, artık damak tadımızda farklı bir yer edinen lezzettir. Ürettiğini tüketmek çok daha keyifli, bunun hiçbir maddi bedeli yok. Bugün (dün) ilk kez geldik, ilk çıkan yağ ile eğer hanım yaparsa gadmer (katmer), yapmazsa gabira yiyeceğiz.”  

Tuncer Minare: “Yağışlar güzel geçti, çok bereketli bir yıl geldi, bu yıl ürün fazlalığı olacak”

“Verim bu yıl çok güzel. Yüzde yüz bir artış var. Bu yıl ürün fazlalığı olacak. Bence Güzelyurt bölgesi bu yıl da zeytin ve zeytinyağında rekor kıracak. Yağışlar güzel geçti, çok bereketli bir yıl geldi. Mutfağımız, çoluğumuz çocuğumuzun mutfak gideri hepsi çıktı. Gençleri de buna teşvik etmeliyiz. Benim iki oğlum var ikisi de meraklı, onlara yol göstermeliyiz.”

Ali Malek: “Giderlerle üzerine zararımız bile oluyor ama bu vazgeçilmez bir alışkanlık…”

“Bu yıl verim çok yüksek. Başarır da ürünlerimizi dışa pazarlayabiliriz veya iç piyasadaki pazarın dengesini koruyabiliriz fiyatlar güzel olacak ama başarmazsak üreticinin yüzü gülmeyecek. Biz bunu kendi zevkimiz için yapıyoruz. Zaten baktığınızda ticari olarak düşünmek çok zor. Giderler çok fazla. Örneğin ben eşimle 2 gün çalışıp bir günde 70 kilo zeytin topluyorum, bundan 10 litre yağ çıkarıyorum. Toplamda 300 TL. Değirmene de 40 TL ödüyoruz. Zeytinin bakımı, işçiliği, sürmesi, ilacı, köye gidip gelmesidir, tüm bu giderlerle üzerine zararımız bile oluyor ama bu vazgeçilmez bir alışkanlık …”

 

Aydın Zeytinyağı Fabrikası Direktörü Durmuş Aydın:  “10 yıl önce ülkede yaklaşık 500 bin civarı zeytinden bahsedilirken, her şeye rağmen bu rakam şimdi 1 milyonun çok üzerinde.  Bu yıl rekor verime giderken, bunun arifesinde zeytin ithaline izin vermemiz çok da uygun değil. Böyle bir dolu sezona piyasa daha aç girebilirdi”

 

Aydın Zeytinyağı Fabrikası Direktörü Durmuş Aydın:

“Böyle bir dolu sezona piyasa daha aç girebilirdi, ithalat çok yanlış”

durmus.jpg

Bu yılki verimin geçen yıla kıyasla neredeyse iki katı olduğuna dikkat çeken Aydın Zeytinyağı Fabrikası Direktörü Durmuş Aydın, fabrikasının kapasitesinde bu yönde artışa gittiğini belirtti.

Aydın, rekoltenin bu denli yüksek olduğu bir yılın arifesinde zeytinyağı ithalatının kapılarının sınırlı dahi olsa açılmasına tepkili…

Zeytin üretiminin arttığına dikkat çeken Aydın; “10 yıldır burası var, giderek bu sektör gelişti. Makine teçhizat anlamında giderek ekipmanlarımız da gelişti. Tüm ileri yöntemleri takip ediyoruz. Ülkede tüm değirmenler yeni teknolojiyi takip ediyor. Bence bu yenilikler bile ülkedeki üretimi bile geliştirdi. Üreticiler de son yıllarda çok bilinçlendi. Bu bilinç giderek arttı, yayıldı. Üreticiler artık daha bilimsel ve iyi verim alacak şekilde çalışmaya başladı.

10 yıl önce ülkede yaklaşık 500 bin civarı zeytinden bahsedilirken, her şeye rağmen bu rakam şimdi 1 milyonun çok üzerindedir ve her şeye rağmen artmaktadır. Hatta bazı çalışmalar, zeytinin ülkemizde çok iyi verimli olduğu, burası zeytinin gerçek anavatanı olarak görülüyor. İklim şartlarımız da buna çok uygun.” dedi.  

Bu yıl rekor verime giderken, bunun arifesinde zeytin ithaline izin vermemiz çok da uygun değil”

Zeytin veya zeytinyağı ihracatının yasaklanmasının üretimi kamçılayan bir karar olduğunu ifade eden Aydın, “Şimdi de ithalatı serbest bırakmaları, sınırlı sayıda dense dahi çok fazla bir rakamın ülkeye girişine izin verilmesi bizi üzen ciddi bir durumdur” diyerek tepki gösterdi.

Aydın, bu durumun piyasayı olumsuz etkileyeceği görüşünde.

Üretimde motivasyonun önemine değinen Aydın şöyle devam etti: “Zeytin adamız bu yıl rekor verime giderken, bunun arifesinde zeytin ithaline izin vermemiz çok da uygun değil bence. Çok yanlıştı. Gerçekten zeytinyağı açığımız oluşmuştu ama böyle bir dolu sezona piyasa daha aç girebilirdi. Üretici malını daha hızlı satabilirdi. Üretimde motivasyon çok önemlidir.”

“Fiyatlar aşağıya çekildi…”

Geçen yıl ile bu yılki fiyatları karşılaştıran Aydın, üretimin yüksek olmasının fiyatları biraz aşağıya çektiğini ifade etti. Aydın, konuya ilişkin şunları dile getirdi:

“Üretim arttı, biraz fiyatlar düştü. Bu ülkede birçok ürün için geçerli olan; fiyat belirlememesi ve güneydeki rakamlar çok önemlidir. Eğer güneyde fiyatlarla uçurum olursa, o zaman tüketici muhakkak ucuz olana kayar. Bu gerek bizde gerek onlarda çok etkilidir. Bunu yapmamaya çalışıyoruz.

Geçen yıl yağın litresi fabrikaya 27 TL’ye kalıyordu, bu yıl 22 TL’ye kalıyor, 30 TL’ye satılıyor.

Bu yılki rekoltenin neredeyse iki katı olacağını önceden kestirdi, kapasitemizi de ona göre iki katı arttırdık. Gelen inanlar çok fazla beklemiyor ama zaten bu bekleme işin tuzu biberi…”

 

Yılların geleneğini hala yaşatıyor…

 

Zeytinyağı fabrikasında yılların geleneğini yaşatıyor, bu gelenekleri bilenlerin hatırlamasına, bilmeyenlerin ise öğrenmesine yol açıyor… Kimilerini çocukluğuna götürürken, kimilerine ise maziyi anımsatıyor.

 

Yıllardır Aydın Zeytinyağı Fabrikası’nda oğlu Durmuş Aydın’a destek veren Fatma Aydın, kimi zaman fabrika işçisi, kimi zaman ev sahibi…

“Bir kahvenin kırk yıl hatırı var” diyen Fatma Hanım, fabrikanın bir köşesine kurduğu stant ile ilk tadım zeytinyağlarının gabira (kızarmış ekmek) üzerine sürülerek tadılmasına olanak sağlarken, geçmişten gelen eski anıları canlandırmak, gelenekleri yaşatmak arzusunda…

Bu köşeyi ‘samimiyet göstergesi’ olarak nitelendiren Aydın, şunları anlatıyor:

“Eskiden insanlar gün ağarmadan değirmene gelirdi. Bazen bu kuyruklar yine oluyor. Bazen sabah 5 gibi çalıştırdığımız makineleri hiç söndürmeden sabaha dek işlediğimiz oluyordu.

Bu yoğunluk zaman zaman oluyor ama son yıllarda çok zeytin ekildi. Biz de buları görerek ürünün iki katına çıktığı zamanda kapasitemizi arttırdık. Kimi yıl verim kötü oluyor ama idare ediyoruz.

Bunlar yılların geleneğidir. Sabah gelen insanlar çok beklerse acıkabiliyor, acıkmasa da yılın ilk hasadından gabira (kızarmış ekmek) üzerine yağ sürüp ya tuz ya da şeker atarak yiyor. Kahvesini içiyor, 40 yıl hatır bırakıyor. İnsanlarımız tanıdık yüz istiyor, bu işimizin olmazsa olmazı…

Bu yolla hem yılların geleneğini yaşatıyoruz hem de insanımızı rahat ettirmeye çalışıyoruz. Hem eski anlıları canlandırmak, hem müşteriye daha yakın olmak için bu bölümü kurduk. İnsanlarla ilişkimiz ve diyalogumuz oluyor, samimiyet göstergesidir.”

aa-037.jpg

“İnsanlarımızın ayağı alıştı…”

“Mağusa’dan, Girne’den bile zeytin getiren var. Zeytinleri bırakıp, çıkarın ben iş çıkışı geleceğim diyor. Bu çok büyük bir güven meselesidir. Çok güzel bir durumdur.

Zeytin toplamadan on gün önce sulama yapılmamalı, bahçeden toplarken de buraya getirilmesi gerek. Yoksa asit oranı artar. Bu gibi küçük detaylara dikkat edilmeli.

İnsanlar giderek daha da bilinçleniyor. 10 yıldır bu fabrikada her şeyi anlatıyoruz.  En güzel zeytinyağı nasıl zeytinden çıkar, bunun için neler yapılmalı, her şeyi anlatıyoruz. İnsanlarımızın ayağı alıştı…”

 

Bu haber toplam 3970 defa okunmuştur