
ERDOĞAN'A GENÇLERDEN AÇIK MEKTUP
Cumhuriyetçi Türk partisi Birleşik Güçler Gençlik Örgütü, yarın Kuzey Kıbrıs’a 2 günlük bir ziyaret için gelecek olan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık bir mektup gönderdi.
Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,
Türki
Cumhuriyetçi Türk partisi Birleşik Güçler Gençlik Örgütü, yarın Kuzey Kıbrıs’a 2 günlük bir ziyaret için gelecek olan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık bir mektup gönderdi.
Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
Sayın Başbakan,
Kıbrıslı Türklerin yakın tarihi, son elli yıllık dönemde İngiliz Koloni idaresi, Kıbrıs Cumhuriyeti, Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Federe Devleti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi evrelerden geçmiştir. Daha da ileri gitmek ve geleceğini bugünden kurgulamak için ise politik çalışmalarını sürdürmektedir.
Yaşanan tüm bu süreçlerde, Kıbrıslı Türklere dönük olarak Türkiye’nin desteğinin önemli olduğunu biliyoruz. Kıbrıslı Türkler açısından bunun öneminin yalnızca manevi ve tarihi değerlerle sınırlı olmadığını, ayrıca güvenlik, ekonomik ve siyasal anlamda da bir değeri olduğunu düşünüyoruz.
Bu noktadan hareketle Kıbrıs Türk ve Türkiye halkları arasında olumsuz bir algının oluşmaması için ilişki biçiminin yeniden tanımlanması gerektiğine inanıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE İLİŞKİLER:
Türkiye ile var olan ilişkileri yalnızca dar milliyetçilik alanına sokmaya çalışan anlayışlar, ne denli yanlışsa; bu ilişkileri yalnızca bir ekonomik “alan-veren” düzeyine indirgemek de o denli yanlıştır. Bu yüzden Kıbrıs Türk ile Türkiye halklarının ilişkileri bütün tarihi, manevi ve kültürel bağlar yanı sıra, evrensel bir başka özellikle de temellendirilmelidir. Bu temel de halklarının hak ve özgürlükleri doğrultusunda her ülkenin, gelecek ile ilgili tercihlerinde karşılıklı olarak politik, kültürel ve ekonomik çıkarlarını ve varlıklarını geliştirmede kendi konumlarını dikkate aldıkları, iki eşit tarafın karşılıklı saygı, yarar ve dayanışma anlayışı üzerine kurulmalıdır.
Bunu geliştirecek olan da birlikte politika üretmek, bu politikaları müzakere ederek en doğruya ulaşmak, ortak politik tutumlarda tutarlı ve kararlı olmaktır. Bunun ise, bağımlılık, ilkel milliyetçilik ve yayılmacılık anlayışları ile arasında fark vardır. Bu yüzden beklentiler doğru okunmalı, her iki tarafça iyice incelenip içselleştirilmelidir. Bu anlayış, öncelikle iki tarafın politikacıları, bürokratları ve sonrasında da medyasına yerleşmelidir ki, hayatın her alanında fiili bir anlayışa dönüşmüş olsun. Kıbrıslı Türklerin kendi siyasi yapılarına, kurumlarına sahip çıkması ve toplumsal sorumluluk anlayışıyla geliştirebilmesi için, her türlü kararın bu topraklarda verilmesi ve verilen kararlar çerçevesinde destek sağlanması kaçınılmazdır. Kıbrıslı Türklerin, kendi kararlarına yapılacak her türlü müdahale, sorumluluk ve bağımlılık duygularını zayıflatacak ve toplumsal huzursuzluğu artıracak unsurlar olacaktır.
TOPLUMSAL VAR OLUŞ KAYGISI:
İktidarda bulunan Ulusal Birlik Partisinin ülkemizi yönetmeye çalışırken Kıbrıslı Türkleri hiçe sayarak halkımızdan sakladığı, paylaşımdan uzak ve seçim öncesinde verdiği sözlerin tam tersini içeren mali protokolleri imzalayarak toplumsal bütün kesimlerin endişelerine rağmen hayata geçirme çalışmaları, toplumsal varlığımız konusunda endişeler yaratılmasına neden olmuştur.
Kıbrıslı Türklerin isteği, ayrı sosyal, kültürel, ekonomik, demokratik, siyasi varlık ve inanç özgürlüğüne, her türlü inanca saygı ve demokratik anlayışına ve Kıbrıs toprağında şekillenmiş yaşam biçimine yani toplumsal varlığına sahip çıkmaktır.
Bunun dışındaki yaklaşımlarla Kıbrıs Türkleri ile Türkiye halkı arasında var olan ve gelişmesi gereken ilişkilerin bozulacağı endişesini taşımaktayız.
Karşılıklı saygı ve ortak çıkar, barış, demokrasi, insan hakları, insanlığın ilerletilmesi hedeflerinden başka bir evrensel değer arayışında değiliz.
Ülkemizde ekonomik önlemler hazırlanırken Kıbrıs Türk ekonomisinin kalkınması hedeflenmeli ve ekonomik programlar kendimizin ortaya koyacağı temellerde hazırlanıp, Türkiye ile de karşılıklı saygınlık çerçevesinde yürütülmelidir. Kıbrıslı Türkler stratejik olarak önemli gördüğü birçok kurumun yeniden yapılandırılarak verimli hale getirilmesi gerektiğine inanırken, özelleştirilme adı altında el altından birilerine peşkeş çekilmesine karşıdır.
Ülkemiz için bir başka önemli konu olan Türkiye’den gelmiş nüfus konusudur. Bugün dünyanın pek çok ülkesinde, göçmen ve göçmenlik sorunu yaşanmaktadır. Ne var ki, adaya eskiden gelen Türkiye’de doğmuş vatandaşlarımız da bu akımdan olumsuz etkilenmektedirler. Çünkü kaçak iş yaşamına giren her yeni insan, bütün vatandaşlarımızın istihdam olanaklarının önünde bir engeldir.
KIBRISLI TÜRKLERİN GELECEĞİ:
Çözüm ve AB’ye ilerlerken, Türkiye ile tam işbirliği içinde hareket etmek, Kıbrıs Türk Toplumunun barış içinde yaşayabilmesi için haklarının korunup güvence altına alınacağı iki toplumlu, iki bölgeli, toplumların siyasal eşitliğine dayalı, bağımsız Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulması ve yaşaması yönünde uğraş verilmelidir.
İşte bu bakımdan da, Türkiye ile ilişkilerimizin bu yeni durumlara göre şekillendirilmesi ve geliştirilmesinin önem taşıdığına inanmaktayız. Bu yüzden, demokratikleşme ve sivilleşme başta olmak üzere; nüfus ve muhaceret sorunlarını; ekonomik kurum ve kuruluşlarımızın korunması ve geliştirilmesi bağlamında Kıbrıs Türk, emek sermaye ve entelektüel birikim ve varlığının kendini yoklukla malül sayamayacağı bir anlayışla yeniden şekillendirilmesi gerekmektedir. Bunun için, karşılıklı saygıya dayalı, konuların içten ve samimi bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Bunu zedeleyenin ise karşılıklı olarak halkların onurunu ve varlığını yok sayan söylemler veya benzeri üsluplarla bencilikler olduğuna inanıyor, bunların halklar arasında ötekileştirme duygularını körüklediğini düşünüyoruz. Kıbrıs Türk ve Türkiye Halklarının barış, karşılıklı sevgi ve güven çerçevesinde yaratacakları bir gelecek için her şey saygı temelinde açıkça ve cesurca konuşulmalıdır.
Saygılarımızla,
Cumhuriyetçi Türk Partisi
GENÇLİK ÖRGÜTÜ