
Doktorlardan BAN'a MEKTUP
"Bizler, savaş karşıtı, kalıcı barış taraftarı kurumlar, toplumumuzun çıkarlarının bilincinde olarak bu hakların gasp edilmesine göz yummayacağımızı, iki toplumun ve BM yetkili kurumlarının bu konuda eşgüdüm içerisinde çalışmalarının herzaman destekçisi o
K.T. Tabipleri Birliği, 1 Eylül Dünya Barış günü nedeniyle, bugün Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’na, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a iletilmesi için bir mektup verdi.
Ban Ki-Moon’a iletilmek üzere Cumhurbaşkanı Eroğlu’na verilen mektup şöyle:
Kıbrıs problemi çözümsüz bir şekilde 186 yıldan beri şu veya bu şekilde sürmektedir. Kalıcı çözüm ve barış için girişimler 1960 KIBRIS CUMHURİYETİ kurularak başlatılmıştır. Ancak kısa süren bu oluşumu, Kıbrıs’ta yüzyıllardan beri barış içinde yaşamayı başarmış Kıbrıs’lı Türk ve Rumların 1960 yıllarında ve 1974’de iki kez karşı karşıya gelip karşılıklı birçok kayıplar ve acılar yaşamasına yol açan zaman dilimi takip etmiştir. 1984 yılında BM Genel Sekreteri Perz De Cuellar’ın girişimleri ile tekrar barış görüşmeleri başlatılmış fakat iki toplumun taleplerini içeren anlaşma taslağında anlaşmaya varılamamıştır.
1992 yılında ise yine BM Genel Sekreteri Boutros GALİ tarafından hazırlanan, anlaşmazlık konularını kapsayan bir çözüm önerisi kabul görmemiş ve barış yine sekteye uğramıştır. 1992-2000 yılları arasında Glafkos Klerides ve Rauf Raif Denktaş arasındaki görüşmelerden de bir sonuç çıkmamıştır.
2004 yıllarında BM Genel Sekreteri Kofi Annan gözetimindeki çok tartışılan ANNAN PLANI da Rum kesiminin halk oylamasında “HAYIR’’ demesi ile reddedilmiştir. Fakat bu plan, barış sürecinin oluşumunda başarısız olmasına rağmen en anlamlı ve tarafsız plan olarak tarihe geçmiştir. Kıbrıs Rumları haksız bir şekilde “KIBRIS CUMHURİYETİ” kimliği ile, AB yasalarına ters bir şekilde Kıbrıs Türklerinin “belirsiz siyasi geleceği’’ göz ardı edilerek Avrupa Birliğine üye olarak kaydedilmiştir.
Diğer barış planlarında yer almayan, Doğu akdenizde (Kıbrıs münhasır ekonomik alanında) varlığı birçok çalışma ile isbatlanmış çok önemli miktarlarda olduğu ifade edilen hidrokarbon kaynaklarının iki toplum arasında nasıl paylaşılacağı maddeleri de Annan planında ilk defa yer almıştır. Gelecek 20 yılda Avrupa Birliği ülkelerinin, (yeni bir enerji metodu geliştirilene kadar),enerji açığının karşılanacağı kaynakların doğu akdenizdeki zengin hidrokarbon yataklarının olduğu düşünülmektedir. Avrupa Birliğinde yer alan tüm üye ülkelerin hidrokarbon üretim kapasiteleri İngiltere dışında (ki 2006 yılından beri reservleri ciddi derecede azalmıştır) göz ardı edilecek derecede düşüktür. AB ciddi bir şekilde enerji açığı ve açlığı içerisindedir ve stratejik olarak Rus ve İran kaynaklarına tamamen bağımlı kalmak istememektedirler. Ucuz, güvenilir, kesintisiz ve kendi üyesi bir ülkeden enerji sağlamak her acıdan çok akılcıl olarak algılanmaktadır.
Kıbrıs Türklerinin insiyatifi dışında Kıbrıs Cumhuriyeti ve komşu ülkeler arasında yapılan münhasır ekonomik zon belirleme anlaşmaları, hidrokarbon kaynaklarını arama, tarama, çıkarma, işleme ve transportuyla ilgili yapılan anlaşmalar tekrar iki toplum tarafından gözden geçirilmelidir. Bu konularda elde edilecek gelir ve giderlerin, hakkaniyetli bir şekilde paylaşılmasının sağlanması kalıcı barışın ve refahın ana basamaklarından birisi olacağına inanılmaktadır. Bizler, savaş karşıtı, kalıcı barış taraftarı kurumlar, toplumumuzun çıkarlarının bilincinde olarak bu hakların gasp edilmesine göz yummayacağımızı, iki toplumun ve BM yetkili kurumlarının bu konuda eşgüdüm içerisinde çalışmalarının herzaman destekçisi olacağımızı beyan ederiz. Dünyanın önemli petrol ve doğal gaz kaynaklarının çıkarıldığı çoğrafyalarda herzaman çatışma, savaş ve anlaşmazlıkların çıktığını ve bunların da genelde suni olarak körüklendiğini bilmekteyiz. Ancak tekrarlamakta fayda görüyoruz ki; bu son durumun, her nekadar da zor görünse de, akılcıl, hakkaniyetli, art niyetten arınmış bir şekilde çalışıldığı takdirde başarıya ulaşacağına inancımız tamdır.
KIBRISTA KALICI BARIŞIN sağlanması konusunda ilkeli çalışmalarınızı hassasiyetle takip edeceğimizi bildiririz.

















