
Denktaş... Lefter
İki “adalı”nın yolları, aynı günde kesişti.
Rauf Raif Denktaş...
Ve Lefter Küçükandonyanis!..
* * *
Denktaş 1924’te doğdu.
Lefter 1925 doğumluydu...
Tek yaştı farkları.
Hiç yüz yüze geldiler mi, sanmıyorum!..
Ama sadece R
İki “adalı”nın yolları, aynı günde kesişti.
Rauf Raif Denktaş...
Ve Lefter Küçükandonyanis!..
* * *
Denktaş 1924’te doğdu.
Lefter 1925 doğumluydu...
Tek yaştı farkları.
Hiç yüz yüze geldiler mi, sanmıyorum!..
Ama sadece “ölüm günü”nde değil, aslında, öncesinde de kesişti nefesleri...
* * *
Denktaş, Kıbrıs'ta yaşayan bir Türk’tü.
Lefter, Türkiyeli bir Rum.
Lefter, “yok sayıcı” politikalara karşın, sessizce kimliğine tutundu...
Denktaş’ın iddiası da aynıydı...
Yüzlerce golünden birini, Türkiye milli takımı forması ile Yunanistan’a atarken Lefter, Büyük Ada’da, hep, “kendi” gibi yaşadı.
Denktaş’ın golü 1983’te geldi, “cumhuriyet”le!..
Ofsayt mı, değil mi, tartışıldı durdu senelerce (!)
* * *
Lefter, belgeselini çeken Nebil Özgentürk’e, yıllar yıllar sonra bir sırrını anlatıyordu.
6-7 Eylül olaylarında Büyükada’daki evini basan çapulcular taşlayıp "Vurun şu gâvura" diye bağırdılar, Lefter için!
Lefter, sabaha dek elde silah kapıda bekledi, ailesi İstanbul’u terk etti...
“Sabaha kadar ağladım” dedi...
Bu olaylarda halkı galeyana getiren derneğin ismi, yabancı değildi hiçbirimize: Kıbrıs Türktür Cemiyeti!..
* * *
Lefter’in ölümünün ardından, Yunanistan’daki AEK takımı, Türkiye’de bilinen meşhur pankartı açtı, Türkçe yazarak: “Ver Lefter’e yazsın deftere”...
Rauf Denktaş ve Lefter anısına, birlikte saygı duruşunda bulundu, Türkiye’de sporcular...
* * *
Lefter’in yaşamı halkların kardeşliğini simgeledi...
Denktaş’ın ise ayrılığını...
Ve “defterler” yazıldı, kapandı, iyisiyle, doğrusuyla, eğrisiyle, yanlışıyla...
İkisinin ardından da milyonlar ağladı...
Türkçe...
Ya da Rumca..
İyi ki gözyaşlarının “milliyeti” yoktu!..