1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. "Denetim yapılmıyor, önlemler tam alınmıyor"
"Denetim yapılmıyor,  önlemler tam alınmıyor"

"Denetim yapılmıyor, önlemler tam alınmıyor"

İş kazaları can almaya devam ediyor: 2020’de 4, 2021’in ilk 4 ayında 4 ölüm 

A+A-

Resmi veriler, iş kazaları ve buna bağlı can kayıplarının arttığını ortaya koyuyor…

Geçtiğimiz yıl toplam 4 kişinin ‘iş kazasında’ yaşamını yitirdiği kayıtlara geçerken, bu yılın ilk 4 ayında iş kazasına bağlı can kaybı şimdiden 4’e ulaştı. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları ile sahada olan Taşeronlar ve Müteahhitler ise ‘denetimsizlikten’ dert yanıyor.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği Başkanı Güvenç Yüksel: “Denetim yapılmıyor, önlemler tam alınmıyor, ölümler ve yaralanmalar oluyor”

Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer: “Yasama ve yürütme el atmadığı sürece projelerin hayata geçmesi mümkün değil”

Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca: “Yıllardır denetleyin diyoruz, dinletemiyoruz”

 

Fehime ALASYA

Resmi veriler, iş kazaları ve buna bağlı can kayıplarının arttığını ortaya koyuyor…

Geçtiğimiz yıl toplam 4 kişinin ‘iş kazasında’ yaşamını yitirdiği kayıtlara geçerken, bu yılın ilk 4 ayında iş kazasına bağlı can kaybı şimdiden 4’e ulaştı. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları ile sahada olan Taşeronlar ve Müteahhitler ise ‘denetimsizlikten’ dert yanıyor.

İş kazası türlerinde trafikte yaşanan kazalar ve inşaat kazaları başı çekerken, inşaat kazalarındaki en fazla kayıp ise ‘yüksekten düşme’ olarak kayıtlara geçti.

Gerek İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları, gerekse de sahada olan Taşeronlar Birliği ile Müteahhitler Birliği, denetimsizlikten dert yandı, hükümeti daha etkin ve sürdürülebilir önlemler almaya davet etti.

Ocak 2020 – Mart 2021 tarihindeki iş yeri kazalarının ‘iş kazası türüne’ göre başta %23,2 oranı ile trafikte yaşanan iş kazaları geldi.

Bunu %18 ile yüksek yerden düşme takip ederken, ardından %12,9 ile Aşırı Isıya, Elektriğe, Kimyasal Maddeye Kesici Alete Temas yer aldı.

Söz konusu tarihlerdeki sürede ise iş yeri kazalarının gerçekleştiği ‘Ekonomik Faaliyet Grupları’ içinde en büyük payı %31,6 oranıyla otel ve lokantalar alırken, bunu %24,5 oranıyla İnşaat, son olarak ise %12,9 ile İmalat takip etti. 

2020-2021 ilk 3 ay karşılaştırması: Her üç ayda da 2 ölüm kayıtlarda

2020 Ocak ayında meydana gelen kazalarda 47 kişi yaralanırken, bir kişi hayatını kaybetti, bu sayı içinde olduğumuz yılın aynı döneminde 20 yaralı, 2 ölüm olarak kayıtlara geçti.

Yine geçtiğimiz yıl Şubat ayında 36 kişi görevi başında yaralanırken, bu yıl 2 yaralı verilere yansıdı. 2021 Mart ayında 15 olan yaralı sayısı, 2021 Mart’ında 4 olarak yansıdı.

2020’de 4, 2021’in sadece 4 ayında toplam 4 kayıp

2020 yılında toplam 4 kişi iş kazasında ölürken, bu sayı henüz 2021’in ilk aylarında geçtiğimiz yılki sayıya ulaştı, 4’ü buldu.

Geride bıraktığımız Nisan ve içinde olduğumuz Mayıs ayında toplam 2 kişi yaşamını yitirirken, bu yılki Ocak ayında 2 kişi işi başındayken geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybetti. Böylece 2021 yılının iki ayında meydana gelen kazalarda 4 kişi yaşama veda etti.

2020’de 295, 2021’de 28 yaralı

2021 yılındaki 12 ayda toplam 295 kişi iş kazalarında yaralanırken, bu sayı içinde bulunduğumuz yılın ilk dört ayında 28 olarak kayıtlara geçti.

2020 Ekim’inde 1 günlük kaza bilançosu 51 yaralı

Geride bıraktığımız yılda en fazla yaralanmanın olduğu kazalar 51 kişiyle Ekim ayında meydana gelirken, bu yıl Ocak ayında 20, Şubat ayında 2, Mart ayında 4, Nisan ayında ise 2 yaralanma kayıtlara geçti.  Buna göre 2020 yılında 47 kişi Ocak, 36 kişi Şubat, 15 kişi Mart, 4 kişi Mayıs, 20 kişi Haziran, 11 kişi Temmuz, 16 kişi Ağustos, 12 kişi Eylül, 51 kişi Ekim, 43 kişi Kasım ve 40 kişi ise Aralık ayında yaralandı.

Kayıplar hem maddi hem manevi…  hem çalışana hem işverene…

Özellikle iş sahasında olan Taşeronlar Birliği, sadece çalışanların değil, işverenlerin de hem maddi hem de manevi kayba uğradığını ifade ederken, tablodaki verilerde yaralanma ve ölüm sayılarına göre gün be gün iş gücü kaybı olarak yansıdı.

Bu işgücü kayıplarının veya yaralanmaların hem ekonomik, hem de zaman açısından değerlendirilirken, en ağır yönünün ise psikolojik olduğu ifade edildi.  İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği Başkanı Güvenç Yüksel, kaza veya kayıpların özellikle verimi ve performans düşüklüğüne de yol açtığının altını çizdi.

 


Nisan ve Mayıs ayında 3 ölüm, 2 yaralanma

Nisan ve Mayıs ayında meydana gelen iş kazalarının tümü de ‘yüksekten düşme’ sonucu meydana gelirken, 2 kişinin ölümü, iki kişinin ise yaralanmasıyla sonuçlanmıştı.

27 Nisan 2021 tarihinde ise Gönyeli’de ev inşaatının 2. Katının çatı kısmında çalışan Hacı Durukhan, yüksekten düşerek hayatını kaybetmişti. Durukhan, dengesini kaybederek 9.38 metre yükseklikten şömine bacası içerisine düşüp yaralanmış, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Polis, inşaatta gerekli emniyet tedbirlerini almadan iş sağlığı ve güvenliği yasasına aykırı olarak çalışıldığını belirtmişti.

Girne'de 25 Nisan’da inşaatın 3. katında iş yaparken dengesini kaybedip 2. katın balkonuna düşen 39 yaşındaki Mehmet Kurt, ağır yaralanmış, aynı gün içinde Gönyeli İlkokulu'nda ise sehpa üzerinde boya yapan 21 yaşındaki Oğuz Yılmaz Yıldız 1,5 metre yükseklikten düşmüş ve yaralanmıştı.

Yeniboğaziçi’nde 25 Mart tarihinde merdiven üzerinde çalıştığı sırada düşerek ağır yaralanan 46 yaşındaki Jahangir Alam, 6 Nisan’da hayatını kaybetti.

 


Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer:

“Yasama ve yürütme el atmadığı sürece projelerin hayata geçmesi mümkün değil”

İş kazaları ve iş sağlığı güvenliğinin ‘mobilizasyon’ firmaları ile önlenebileceğine değinen Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, bu firmaların inşaatlardaki güvenlikten sorumlu olarak, teknik altyapı sağlayabileceğini belirtti. Gerekli teknik tedbirlerin nasıl alınacağına dair yol gösteren bu firmaların bir an önce ülkede de hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Gürcafer, “Yani bir inşaatın etrafının file ile çevrilmesi, iskelenin güvenliği, güvenlikli bir giriş çıkış gibi tüm detaylar bununla alakalı. Devlet bunu teşvik kapsamına almalı ve destek vermeli. Bu tarz firmalar oluşturulmalı” şeklinde konuştu.

İş kazaları, tedbirler ve önlemlerle ilgili konuşulan her şeyin sadece lafta kaldığını dile getiren Gürcafer, hükümete şöyle yüklendi:

“İlgili sivil toplum örgütleri çok ciddi çalışmalar yaptık projelendirdik ama yasama ve yürütme el atmadığı sürece konuşulan projelerin hayata geçmesi mümkün değil. Bu projeleri ve konuları önceliklerimize almalıyız. Ama en önemli konularımız her zaman seçilmek ve kurultaylar. Pandemi döneminde bile en önemli sorunumuz kurultay oldu.

“Bireylerin kendi inşaatı bile olsa denetlenmeli”

Bu uygulamanın yeni bir yatırım olabileceğine değinen Gürcafer, “Yeni bir sektör oluşturun ve destekleyin, tüm kesimler bundan faydalansın dedik ama dinletemedik” diyerek, hükümetlerdeki istikrarsızlıklar yüzünden bunların hayta geçirilemediğini savundu.

Gürcafer, “Bireylerin kendi inşaatında bile olsa her iş kural çerçevesinde yapılmalı. Belediyeler de gerekli denetimi yapmalı, iş sağlığı güvenliği uzmanları da sürece her zaman dahil olmalı” dedi.


 

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği Başkanı Güvenç Yüksel:

“Denetim yapılmıyor, önlemler tam alınmıyor, ölümler ve yaralanmalar oluyor”

Denetim ve bireysel sorumlulukların önemine değinen İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği Başkanı Güvenç Yüksel, “Her şeye rağmen bu oran çok yüksektir. Denetim yapılmıyor, önlemler tam alınmıyor ve oluşan kazalar ölümle neticelenebiliyor.” dedi. 

Pandemi şartlarından dolayı çalışmaların uzunca bir süre aksadığı veya kapalı kaldığı dönemlerde dahi bu sayıların arttığına değinen Yüksel, ülkedeki iş sağlığı ve güvenliği yasa tüzük ve gerekliliklerinin yerine getirilmediğini belirtti.

Trafik kazası ve inşaatlardaki ölümlü kazalarda üst nokta olunduğunu anlatan Yüksel, denetimin de önemine değinerek, “Bireylerin de kendi kendini denetlediği bir güvenlik kültürü oluşmalı. Bu güvenliklerin eğitim müfredatlarına konulması gerek.” yorumunda bulundu.

Devletin ise etkin ve yapıcı denetimlerle işverenleri motive etmesi gerektiğine değinen Yüksel, işverenlerin de yasal mevzuatlar konusunda detaylı olarak bilgilendirilmesiyle durumun bir nebze de olsa iyileştirilebilineceğine dikkat çekti. “Her inşaatın başına sürekli bir denetlemeci koyamazsınız. Bilgilendirme, yönlendirme ve takip, denetim de şart.” dedi.

Yüksel, son olarak ülkedeki yargı sürecinin de bu durumu etkilediğine dair görüşünü şöyle paylaştı:  “Kişiler nasıl olsa bize bir şey olmaz rahatlığıyla çalışıyor. Mahkemesi sonuçlanana ve sonucu duyurulan, verilen cezaları ise hiçbir şekilde duyamıyoruz. Günübirlik tedbirler alınıyor, ardından eski haline dönerek sürekliliğine kavuşmuyor.”


 

Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca:

“Yıllardır denetleyin diyoruz, dinletemiyoruz”

Ülkedeki denetimlerin yetersiz ve göstermelik olduğunu savunan Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca ise “Varsın kötü bir olayla karşılaşacağımıza denetlenelim de yanlış bir gidişat varsa başımıza bir şey gelmeden yoluna sokup doğru adımlar atalım, iş kazasına sebebiyet vermeyelim. Bunu yıllardır söylüyoruz” diyerek sitem etti.

İş kazaları, ölümle ve yaralanmalarla neticelenen olaylarda en büyük suçun devlette olduğunu kaydeden Amca, denetim eksikliği, denetlemelerde ciddiyetsizlik gibi konuların buna etken olduğunu dile getirdi. Denetimlerin arttırılmasını isteyen Amca, şöyle devam etti:

“Ya ihbar üzerine denetleniyor ya da denetlemede bile torpil yapılıyor. Bu denetimler de senede bir iş sağlığı haftasında yapılıyor. İşleyen, sahada olan birebir biziz ve en çok da denetimi isteyen yine biziz. Çıksınlar denetlesinler. Hem kayıt dışı ekonomiyi, hem de iş sağlığını denetlesinler. Bunu istemekten dilimizde tüy bitti. 180 civarında iş sağlığı güvenliği uzmanımız var, bunlarla ciddi bir başlangıç yapılabilinir. Zaten devlet istihdam kapısı olarak görülüyor ya bari hem birileri istihdam edilsin hem de bu toplumun işine yarasın.”

“Aylarca kendimize gelemiyoruz, kim böyle bir şey yaşamak ister ki?”

Özellikle inşaat kazalarındaki yüksekten düşme oranlarına da değinen Amca, bunun sahadaki en önemli sıkıntı olduğunu dile getirdi. Teknik iş sağlığının bu alanda da bilgilendirilmesi ve akabinde denetlenmesi de gerektiğinin önemine bir kez daha değindi. “Bu denetimleri en çok da biz istiyoruz. Bir işçimizin başına bir şey gelse aylarca işimiz aksıyor, kendimize gelemiyoruz, psikolojik olarak yıpranıyoruz, verimimiz çok düşüyor. Kim böyle bir şey yaşamak ister ki?” şeklinde konuştu.

 

 

yd-destek-gorseli-2-085.jpg

Bu haber toplam 1987 defa okunmuştur
İlgili Haberler