1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Salgının belirsizliği, huzursuzluğu arttırdı
Salgının belirsizliği,  huzursuzluğu arttırdı

Salgının belirsizliği, huzursuzluğu arttırdı

Psikologlar bu süreçte bireylerin bir birlerine destek çıkması görüşünü belirtirken, Sosyologlar geçmiş ve geleceği düşünmeden ‘anda’ kalmanın önemine işaret etti…

A+A-

Devrim DEMİR

Ülkede yaklaşık 1 yıldır etkisini sürdüren ve son bir buçuk ayda artan yerel vakalarla beraber endişeyi de tırmandıran covid-19, sinirleri de gerdi.

Dünya geneli yaşanan salgın sadece ekonomi ve sağlığı değil, psikolojik olarak da kişileri etkilemeye devam ediyor.

Psikologlar bu süreçte bireylerin bir birlerine destek çıkması görüşünde birleşirken, Sosyologlar geçmiş ve geleceği düşünmeden ‘anda’ kalmanın gerektiği görüşünde.

YENİDÜZEN’e konuşan Psikolog ve Sosyologlar kaygılı düşüncelerden kişilerin uzak durması gerektiğini ifade etti.

 


 

Uzman Psikolog Özlem Cumhur:

Tutarsız açıklamalarla birlikte insanların ruh hali bozuldu”

Belirsizliğin her zaman bir kaygı yarattığının altını çizen Uzman Psikolog Özlem Cumhur, sağlık da işin içine girince ciddi sinir gerginlikleri yaşandığının altını çizdi.

Ülkede son bir yıla yakın bir süredir sağlıkla beraber ekonomik kaygıların baş gösterdiğini ifade eden Cumhur, “Hükümet dalga geçer gibi açıklamalar yapıyor. Vakalar artıyor, ancak tutarsız açıklamalarla beraber insanların ruh hali de bozuluyor. Gençlerin gelecekle birlikte sağlık endişe kaygıları da arttı. Evde anne ve babası yanında yaşlı insanları da bulaştırmamak adına ciddi kaygılar yaşıyor” dedi.

“Hastalık suçlu psikolojisi yarattı”

Covid-19 salgınına dikkati çeken Uzman Psikolog Özlem Cumhur, bu süreçte kişilerin bu salgına yakalanma riskinin olduğunu ancak insanlar arasında yapılan davranışlar nedeniyle kişilerde ‘suçluluk psikolojisi’ yarattığını söyledi.

Cumhur, “Kıbrıs’ın güneyinde çalışanlara ciddi suçlamalar var. Bazıları bu konu ile ilgili açıklama yapmak zorunda kalıyor. Kişilerin testlerinin pozitif çıkması nedeniyle ciddi suçlamalar yapılıyor ve insanlar bunu açıklama yapma zorunluluğu hissediyor. Bu bulgular pandemi nedeniyle, insanlarda bir suçluluk oluşturdu” ifadelerini kullandı.

Sosyal sorumluluk projeleri arttırılmalı…

Bu süreçte kişilerin sadece sağlık değil ekonomik olarak da kaygılandığına dikkati çeken Cumhur, kapanma korkusu yaşandığını insanların bu konuda daha sağlıklı düşünmeleri için bilinçlendirilmesi gerektiğini savundu.

Karantina döneminde sürecin daha iyi yönetildiğini de ifade eden Cumhur, “Mart ayında hazırlıksız yakalandık ve hemen kapandık. Bu süreçte online olsun, sosyal medya üzerinden insanlar birbirlerine daha çok destek olduğunu gördük. Gönüllü Psikologlar vardı, bende onlardan biriydim ve online bilgilendirme ile sosyal sorumluluk almıştık. Şimdi bu süreçte ne yazık ki karantinada olanlar için destek anlamında hiçbir şey yapılmıyor. Karantinada şartların kötü olması, kişilerin işlerini kaybetme korkusu nedeniyle temaslılarda kendini saklıyor. Her şeye rağmen bu süreçte kişiler sadece birbirine destek olmalı” dedi.


Uzm. Sosyolog ve Aile Terapisti Nihal Salman:

“Kaygılar nedeniyle toplum ikiye bölündü”

Covid-19 salgını ile birlikte toplumu ve salgının toplum üzerine etkilerini aktaran Uzman Sosyolog ve Aile Terapisti Nihal Salman, “Covid-19 tüm dünyayı etkiledi ancak biz toplum olarak darmadağın olduk” dedi.

Salman, pandemi yüzünden zor bir dönemden geçildiğini, sosyal izolasyonla beraber gelecek kaygısı, işsizlilik ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle toplumun depresyona girdiğini kaydetti.

Kaygıların son zamanlarda çok yüksek olduğuna işaret eden Salman, toplumun ‘özel sektör’ ve ‘memur’ olarak ikiye bölündüğüne değindi. Hem işveren, hem çalışanının sıkıntılar yaşadığını kaydeden Salman, işini kaybetme korkusu yaşayan özel sektörün memura suçlu muamelesi gibi davrandığını bunun tek sorumlusunun ise ‘hükümet’ olduğunu öne sürdü.

“Hükümet mağduru oynuyor”

Salman, hükümetin sürekli yaptığı açıklamalarla mağdur psikolojisi yaratıldığını, insanların da çok farklı ve düşünceler hissetmesine neden olduklarını ifade etti.

Hep mağduru oynayan hükümetin toplumu ikiye böldüğünü belirterek,” Hükümet edenlerin açıklamaları özellikle özelde çalışan tüm insanları memuru suçlu görmeye itiyor. Bu dönemde bireylerin, bizlerin üzerlerine çok görevler düşüyor. Bizi yönetemeyenler, yaptıkları açıklamalarla kaos yaratıyor. Kişiler bu süreçte hem bedensel hem psikolojik olarak kendilerine çok dikkat etmeli.”

 “Geçmiş, gelecek değil anda kalın”

Toplum olarak ciddi bir dağılma yaşandığını ifade eden Salman, “ekonominin getirdiği belirsizlikle toplumda ciddi bir öfke patlaması yaşanmakta. Kişiler sağlıktan önce maddiyatı düşünmek zorunda olduğu için ciddi bir stres yaşanıyor. Taksitler ödenemiyor, belirsizlik nedeniyle her an bir suç işlenebiliyor. Devlet eliyle bir an önce önlem alınmalı yoksa toplumda istenmeyen olaylara tanık olacağız. Bu süreç herkesi depresyona itiyor. Geçmişi ve geleceği değil sadece anda kalmayı başarmak zorundayız. Kaygılı düşüncelerden uzaklaşarak, zorlanıyorsak bu sürede mutlaka bir uzmandan yardım almalıyız” dedi.”


Uzman Psikiyatrist Doktor Ece Uslu:

“Çaresizlik ve mutsuzluk hâkim”

Covid-19 salgını ile beraber belirsizliğin yanı sıra sağlık anlamında da çok ciddi kaygıların yaşandığını ifade eden Uzman Psikiyatrist Doktor Ece Uslu, “Kişilerde bu süreçte sürekli bir çaresizlik ve mutsuzluk hâkim” dedi.

Uslu, hastalığın artık tanındığını ama kutuplaşma yaşandığını salgının yayılması ile yeniden kapanmanın gündeme geldiğini ifade etti.

Depresyon ve öfkenin hakim olduğunu ifade eden Uslu, “Kişiler yaşanan sürece alışır gibi ancak öfke ile beraber çaresizlikte baş gösterdi. İlk pandemi sürecine göre kişiler daha sakin, yerel bulaşa rağmen. Ölüm oranının yüksek olmaması, bu süreci daha sakin karşılıyor. Danışanların yüzde 20’si kaygı bozukluğu yaşıyor. Bilinç oturdu ancak sağlıkla beraber ekonomik kaygılarda devam ediyor. İnsanları zorlayan maske olayı bir de sosyalleşememe depresyon kaygılarını arttırdı.”

 “Yeni bir düzen, alışmak zorundayız”

Uslu, sadece ülkenin değil tüm dünya ve insanlığın çok zor bir dönemden geçtiğini kendimizi koruyarak bu yeni düzene alışmak zorunda olduğumuzu söyledi. Bir takım iyi çözümler üreterek, stres ve panik yapmadan sürecin değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Uslu, “Sosyal mesafeyi koruyarak yakınlarımızla açık ve güzel havada yine bir araya gelebiliriz. Mesafeli ve uyumlu bir şekilde bu yeni düzeni aktif geçirebiliriz” ifadelerini kullandı.


Sosyolog ve Siyaset Bilimler Uzmanı Hakan Gündüz:

Ekonomik yapılarımız, üretim ve tüketim alışkanlıklarımız da değişmiş kalacak”

Sosyolog,  Siyaset Bilimler Uzmanı Hakan Gündüz, pandemi sürecinin bütün dünya toplumlarının en derinden etkilediğine işaret etti. İnsanların yeni bir yaşam tarzına hazırlandığını kaydeden Gündüz, “Yüz yüze ilişkilerin yerine internet araçları üzerinden sosyal ilişki kurma zorunlu oldu” dedi.  

Gündüz, “Pandemi süreci bütün dünya toplumlarının her zerresini çok derinden etkileyip değiştiriyor. Öncelikle insanlar yeni bir yaşam tarzına hazırlanıyor. Pandeminin bizi zorunlu kıldığı daha yalnız ve bireysel bir yaşam. Ekonomik faaliyetler bile büyük oranda yine evden, internet üzerinden yapılma büyük oranda yoğunlaştı. Eğitim bilgisayar önüne taşındı. Online eğitimin en azından bu nesil için verimli olamayacağı anlaşıldı. Yine de bir destekleyici unsur olarak pandemiden sonra da devam edeceği kesin. Ekonomik anlamda da yaşanan sıkıntılar, insanlığın bu lüks yaşamı, gereksiz ihtiyaçların peşinden koşmanın ne kadar anlamsız olduğu ile ilgili sorgulamamıza neden olacak. Tabi online ortam birçok şeyi belirleyeceği için, ekonomik yapılarımız, üretim ve tüketim alışkanlıklarımız da değişmiş kalacak.”

 “Eski düzene olan inancın çökmesi ciddi travmalara neden olacak”

Bugünler için ise toplumsal olumsuzluklar, ekonomik çöküntü, siyasal belirsizlikler, eski düzene olan inancın çökmesi ciddi travmalara neden olacağına işaret eden Gündüz, “Oluşan olumsuz enerji büyük kaoslara ve alışa gelmediğimiz toplumsal hareketlere neden olabilir. Son ABD örneği buna en güzel neden. Ülkemize gelince ne yazık ki her yönden çok hazırlıksızız. Kapalı bir yapımız olduğundan 2019 da pandemik yayılım bir felakete dönüşmedi. Bu bizim şansımızdı. Ancak 2020 ye kötü girdik. Olumsuzluk devam ediyor. Ekonomik dayanma gücü de tükendi. Ülkemizde de büyük olaylar olma potansiyeline sahip. Çok dikkat etmeliyiz.”

 

Bu haber toplam 1604 defa okunmuştur
Etiketler : ,