
Cemal Yıldırım’dan yüzleşme için yeni belgesel
“Nenenizin size çocukken defalarca anlattığı esir alınma olayının video görüntüleriyle yıllar sonra karşılaşsanız, ne hissederdiniz?
Savaş karşıtı belgeselleri ile tanıdığımız yönetmen Cemal Yıldırım, bu kez kendi ailesinin 1963’te Küçük Kaymaklı’da esir alınışını ekrana taşıdı. “Cumhuriyet Günlükleri” adlı yeni bir belgesel serisine başlayan Cemal Yıldırım, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların 1960-1974 döneminde yaşadıklarına odaklanıyor. Cemal Yıldırım, Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu RİK 1’de Vasvi Çiftçioğlu’nun hazırladığı iki dilli “Mazi/Birlikte” programına katılarak, yeni belgeselini anlattı.
Cemal Yıldırım, serinin “Korku“ adlı ilk bölümünde 1963 Kaymaklı çatışmalarını kendi ailesi üzerinden anlatıyor. Kurmaca filmleri aratmayacak derecede şaşırtıcı detaylar içeren belgesel, Kıbrıs’ta toplumlararası çatışmaların miladı kabul edilen Aralık 1963’e, tarafsız bir perspektiften yaklaşıyor. Belgesel Youtube’dan ücretsiz izlenebiliyor. Cemal Yıldırım, son dönemde yaptığı tüm belgesellerde olduğu gibi bu belgeselde de toplumlararası yüzleşmeyi başlatmayı hedefliyor.
Yıllarca tekrar tekrar dinlediği hikâyenin görüntülerini buldu
Cemal Yıldırım’ın konuk olduğu Mazi/Birlikte programı, “Nenenizin size çocukken defalarca anlattığı esir alınma olayının video görüntüleriyle yıllar sonra karşılaşsanız, ne hissederdiniz? Peki ya, bir sonraki karede neler olacağını ezbere bilseniz?” sorularıyla başlıyor. Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’ndan emekli olan yönetmen Cemal Yıldırım, anneannesi, annesi, teyzesi ve dayısının da aralarında bulunduğu onlarca insanın esir alındığı 25 Aralık 1963 Küçük Kaymaklı çatışmalarına dair görüntülerle, şans eseri karşılaştığında şoke olmuş. Çünkü bu hikâyeyi çocukluğunda defalarca kez dinlemiş, adeta ezberlemişti.
1990lı yıllarda görüntülerle ilk karşılaştığı anları şöyle anlatıyor Yıldırım, “Birgün Bayrak'ta müdür çağırdı bizi ve dedi ki ‘ilk defa BBC bize bir kaset yolladı. İçinde 1963-64'te yaşanan olayları anlatan görüntüler var. Bunları bir izleyin ve bundan bir şey derleyelim’. Biz çıktık heyecanla tabii. Baktık, izledik. Bir iki gün izledik o görüntüleri arkadaşım Mehmet Bozkurt'la birlikte… Dikkatimi bir görüntü çekti. Bir kamyondan inen esir siviller var. Bir baktım. Nenem. Nenem iner kamyondan. Kucağında da bir çocuk. Baktım. Dayım. Ayhan dayım. Sonra biraz daha dikkatli slow motionda izledim, dayılarımı gördüm, annemi ve teyzemi gördüm ve o gün, o an yaşadığım o travma…Çünkü ben görüntülerde neler olacağını an be an biliyordum”
Neden “Korku”?
Cemal Yıldırım belgesele neden “Korku” adını verdiğini ise şöyle anlatıyor: “Çünkü bu korkuyla büyüdük. Yani pek çok Kıbrıslı Türk de Kıbrıs Rum da hep bir korkuyla büyüdük. Nenem hep bir hikâye anlatırdı. 1963'de Kaymaklı'da kalırdı ve esir alınıp 10 gün, Cikko Manastırı'nın yanındaki okulda tutulmuşlar. O esirlikle ilgili yaşadıklarını sürekli bana anlatırdı. Ve ben hep o hikâyeden etkilenirdim ve hep hayal kurardım. Acaba nasıl esir alındılar? Nasıl oldu olaylar? Ve bu neye sebep odu… Korktum. Bir gün gelecek, yine yaşadığım yere Rumlar gelecek ve bizi esir alıp bir yere götürecek diye korktum. O kadar çok korkmuştum ki ben sınır bölgelerini gezemezdim. Çocukluktan bahsediyorum, 7-8 yaşlarındaydım… Ama sevinirim ki nenem beni kindar olarak yetiştirmedi.”
“Kameraman belki de onların hayatını kurtardı”
Cemal Yıldırım, sivillerin esir alındığı Kaymaklı çatışmalarını görüntüleyen BBC kameramanının bu insanların hayatını kurtardığına inanıyor. Haber kameramanlığı, ve savaş muhabirliğinin önemli meslekler olduğunu ifade eden Yıldırım, “o görüntüler sayesinde belki de hayatları da kurtuldu Kaymaklı’da bu insanların. Çünkü o dönemde Kıbrıslı Türkleri veya Kıbrıs Rumlar kaçırırlardı, öldürülürdü. Kaybolurdu insanlar” dedi.
Göz tanıklarının önemi…
Kendi ailesinin hikâyesini anlatmanın zor olduğunu dile getiren Yıldırım, belgeselin kurgusunu dayısı Osman Cemal’ın tanıklığı üzerine kurduğunu söyledi. “Ben bu olayı nenemden sadece dinledim ama dayım olayın göz tanığıydı. Göz tanığı çok önemli. Onun anlattıklarına birebir uyan görüntüler koydum” dedi.
“Barış sürecini engelleyebilirler ama dostlukları engelleyemezler”
Siyaset ve barış görüşmelerinin halktan bağımsız geliştiğini belirten Cemal Yıldırım, toplumların birebir ilişkiler ve dostluklar kurması gerektiğini vurguladı. “Bu ada bölünemeyecek kadar küçük. Belki barış süreci engellenebilir ama dostluklara engel olunamaz. Biz dost olmayı öğrenmek zorundayız. Kıbrıs'ta dostluk olursa çatışma olmaz… Bir daha olmaz.” diye konuştu.
Program linki:
https://www.youtube.com/watch?v=qOE2VEar2u4