
BÜYÜK ÖFKE
Dün Kalecik sahilinde yaşanan çevre felaketinin ardından, çevre örgütleri ve sivil toplum örgütleri tepkilerini koymaya devam ediyor.
Kuzey Kıbrıs Çevre Platformu, ilgili bakanlıkları, kurum ve kuruluşları, petrol kirliliğine karşı hazırlıklı olma, müdahale ve işbirliğine davet etti.
Kalecik’te dün denize fuel-oil sızmasına neden olan kazaya karşı işbirliği çağrısı yapan platform, devletin yetkili organlarından; ülkenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi karşılayan petrol dolum tesislerinin halkı zehirlemesine, çevrenin sürekli saatli bomba var gibi tehdit altında olmasına artık izin vermemesini istedi.
Platform, bu yönde uluslararası kabul görmüş kuralları uygulamalarını ve uygulatmalarını beklediğini açıkladı.
“BUGÜNE KADARKİ EN BÜYÜK PETROL KİRLİLİĞİ”
Çevre Platformu adına açıklama yapan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Asbaşkanı Dt. Teksen Köroğlu, ülkenin bugüne kadarki en büyük petrol kirliliğiyle karşı karşıya olmaktan derin üzüntü duyduklarını vurguladı.
“AKSA’NIN İHMALKARLIĞI, YETERSİZ EKİBİ VE DONANIMSIZLIĞI”
Köroğlu, ülkenin ekolojik yapısına, doğasına, insanlarına ve diğer işletmelere önemli zararlar veren petrol kazasının bulgularının başta AKSA şirketinin ihmalkar davranışları, yetersiz ekibi ve donanımsızlığı sonucu gerçekleştiği gerçeğiyle karşı karşıya olunduğunun anlaşıldığını belirtti.
“ÇARESİZ... YETERSİZ...”
Devletin de bu gibi felaketler karşısında çaresiz kaldığını, yetkili organların denetim zafiyetleri ve teknik yetersizliklerinin de kazanın oluşmasına zemin hazırladığının, ürkütücü başka bir gerçek olarak ortaya çıktığını anlatan Teksen Köroğlu, kirliliğin temizlenmesine yönelik çalışmalarda çağdışı usuller gözlemlediklerini ve bunun ülkenin çaresiz ve yetersizliğinin açık kanıtı olduğunu ifade etti.
“EN ACI ŞEKİLDE ÖĞRENDİK... ULUSLARARASI KURALLARA UYGUN HAREKET EDİLMELİ”
Köroğlu, Kalecik’teki kazayla, petrol dolum tesislerinin olası kazalara karşı hazır olmadığını en acı şekilde öğrendiklerini vurgulayarak, bir ada ülkesi olunduğunu hatırlattı ve petrol kirliliğine karşı uluslararası kurallara ve sözleşmelere uygun hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
Kuzey Kıbrıs Çevre Platformu adına açıklama yapan Tabipler Birliği Asbaşkanı Teksen Köroğlu, kazanın sorumlularına karşı yasalar çerçevesinde gerekenin yapılıp yapılmadığını takip ederken, şu anki ve bundan sonra gelecek hükümetler nezdinden konuları “cek-cak” dışında yeterli cevap alana kadar sorgulamaya devam edeceklerini vurguladı.
Açıklamasında, ülkeye boşaltma yapan gemilerin kriterlere uygun olup olmadığı; akaryakıt boşaltacak gemilerde ve boşaltım yapılacak kıyılarda hangi kriterlerin arandığı, KKTC’nin uluslararası arenada tanınmamış olması dikkate alınarak Türkiye’yle petrol kirliliğine karşı hazırlıklı olma, müdahale ve işbirliği anlaşmaları, acil eylem planları bulunup bulunmadığı, kıyılara gelen çöplerle ilgili bir çalışma olup olmadığı; ülkelerin yoğun işbirliği yaptığı böyle bir konuda KKTC’nin bakanlıkları, kurum ve kuruluşlarında bu yönde işbirliği ve yardımlaşma protokolleri bulunup bulunmadığı konularında sorulara da yer veren Köroğlu, şöyle devam etti:
“Çevre Yasamızda, Akaryakıt tüzüğümüzde ve ilgili diğer mevzuatta bu konudaki yatırımlarla ilgili gerekli koruma önlemleri, tesis standartları, yaptırımlar gibi hususlar ne zaman getirilecek? Bu konuda teknik personel eğitimleri nasıl planlanacak? Denetimler nasıl yapılacak?”
Köroğlu, bu soruların takipçisi olacaklarını kaydederek, devletin yetkili organlarının uluslararası kabul görmüş kuralları uygulamasını beklediklerini ifade etti.
***
GÜÇ-SEN PETROL SIZINTISI SORUMLULARININ YARGILANMASINI İSTEDİ
Gümrük Çalışanları Sendikası (Güç-Sen), çevre felaketinin sorumlularının yargılanıp cezalandırılmalarını ve halka hesap vermelerini istedi.
Güç-Sen Başkanı Erol Emin yaptığı yazılı açıklamada, Aksa Elektrik santraline petrol transferi esnasında boruların patlaması sonucu çok büyük bir çevre felaketi yaşandığını belirterek, “Güç-Sen olayı yerinde incelemiş ve olayı esefle karşılamıştır. Olay bizim açımızdan sürpriz olmamıştır. Mart ayında buna benzer bir olay daha yaşanmıştı” dedi.
Olayın başlıca sorumlusunun özel sektör mantığının, sadece kar amacı gütmesi, yasaları ve hükümet edenleri ciddiye almaması, insan hayatına ve doğal yaşama önem vermemesi olduğunu ileri süren Emin şöyle dedi:
“Özellikle uzun bir süre gündemi meşgul eden petrol dolum tesisinin ne kadar faydasız, insan hayatına ve doğaya düşman olduğu apaçık meydana çıkmıştır. Ayrıca her şeye rağmen, bu tesisi yapacağız diyen politikacılarının, kimin adına ve hangi çıkar gruplarının menfaati için uğraş verdikleri bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Güç-Sen bu çevre felaketinin sorumlularının yargılanıp cezalandırılmalarını ve halka hesap vermelerini talep etmektedir. Bu vesile ile yapılacak her türlü eylemin ve mücadelenin yanında olacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz.”
***
YEŞİL MAĞUSA DERNEĞİ, BAFRA BÖLGESİNDE ÇEVREYE PETROL YAYILMASINDAN ÜZÜNTÜ DUYDUKLARINI AÇIKLADI...
Yeşil Mağusa Derneği, Bafra bölgesinde çevreye petrol yayılmasından üzüntü duyduklarını açıkladı.
Dernek Başkanı Dr. Umut Altunç bugün yaptığı yazılı açıklamada, petrol atıklarının temizlenmesinin sanıldığı kadar kolay olmadığını ifade etti, “Gerek su yüzeyinde gerekse deniz ekosisteminin içinde yer alan pek çok canlı ve bitki türü bu çevre felaketinden ciddi şekilde etkilenecek” diye konuştu.
Kirliliğin uzun yıllar süreceğine dikkat çeken Altunç, “Bu durum sadece deniz canlıları ve bitkilerini değil, adada yaşayan insanları da etkileyecek. Geçimini turizmden sağlayan yöre halkı ve ülke ekonomisi de bu durumdan ötürü telafisi güç maddi ve manevi kayıp yaşayacak” ifadesine yer verdi.
Altunç, bölgeye inşa edilmesi gündeme gelen Petrol Dolum Tesisi’nin benzeri bir çevre felaketine neden olabileceğinin dernekleri tarafından defalarca kamuoyunda paylaşıldığını anımsatarak, “Önümüzde böyle kötü bir deneyim varken söz konusu projelerin hükümet edenler tarafından bir daha gündeme getirilmemek üzere iptal edilmesi, çevre ve halk sağlığının göz önünde bulundurulması gerekiyor” dedi.
**
GİAD: ”Önlemek ödemekten ucuz ve insancıldır”
Kuzey Kıbrıs Genç İş Adamları Derneği (GİAD) olarak Kalecik’te yaşanan çevre faciası bizi derinden üzmüştür. Ülkemizin sahip olduğu doğal güzelliklerin her geçen gün zarar görmesi sadece ekonomik boyutta değil bu ülkede yaşayan her bireyin geleceğinin, ülke kaynaklarının ve ihtiyaç duyacağı sağlıklı bir çevrenin yok olması anlamına gelmektedir. Ekonomik bir sivil toplum örgütü olmamıza rağmen, vatandaşlık bilincine haiz ve ülkesine karşı sorumlu bireyler olarak derneğimiz bu konuda bir kez daha sorumlu mercileri uyarmak istemektedir.
Bugün yaşanan bu kirliliğin sorumluları arasında şirket yöneticilerinin yanı sıra şirkete cezai yaptırımları ve gereken önlemleri alması hususunda baskı uygulamayan hükümet yöneticileri de vardır. Bugün yaşadıklarımız, petrol dolum tesisinin yapılmasına neden karşı olduğumuz konusunda bizi bir kez daha haklı çıkarmaktadır.
Erken seçim sürecindeki ülkemize hükümet etmek amacıyla seçilecek olan milletvekillerine ve kabineye, petrol dolum tesisi yapılmaması ve bu tarz kirliliklerin tekrar yaşanmaması için ilgili şirkete önlem aldırmaları ve ivedilikle yargılanmaları için baskı kuracağımızı buradan bir kez daha vurguluyoruz.
GİAD olarak, yaşanan felaketten ötürü derin üzüntü içerisinde olduğumuzu bildirir, bu olayların tekrar yaşanmamasını dileriz. Unutmayalım ki önlemek ödemekten ucuz ve insancıldır.
***
BARAKA KÜLTÜR MERKEZİ’NDEN BASIN BİLDİRİSİ: KALECİK’TE KAZA SÜSÜ VERİLMİŞ BİR CİNAYET!
Ülkemizin dört bir yanında çevre sorunları ve ekolojik talan hızla artarken bir felaket haberi de Kalecik’ten geldi. Kalecik’teki AKSA Elektrik Santrali’ne yakıt getiren bir gemiden 100 tona yakın petrol denize aktı. Felakete sebep olan şirket, hiç bir önlem almadığı gibi devlet yetkililerini haberdar etme gereği bile duymayarak, özel bir şirketin ne kadar duyarsız ve umursamaz olabileceğini bir kez daha göstermiştir.
Ülkemiz kıyılarında ve Akdeniz’de etkisi yıllarca sürecek olan bu vahim olay, kaza süsü verilmiş bir cinayettir. Bu cinayetin failleri, hiç bir tedbir almayan özel şirket ile halkın çevre hakkını hiçe sayarak özelleştirme yapan ve bu özelleştirmelere karşı çıkmayan hükümetlerdir.
Bakanlıktan yapılan açıklamada devletin ve şirketin önlem ve kurtarma planı olmadığı belirtilirken devlet yetkililerinin şirkete ulaşamadıkları da söylenmektedir. Doğaya verilen zarar geri döndürülemese de ekonomik kayıpların giderilmesi veya tazmin edilmesi de mümkün olamayacaktır. Çünkü özelleştirme, hem sağdan hem de soldan bazı çıkar çevrelerinin iddia ettiği gibi halkın daha iyi hizmet almasına değil, kamusal hakların hiçe sayılmasına, hem insan hem de insane dışı doğanın zarar görmesine sebep olmaktadır.
İrademizi ve ülkemizi satmaya kararlı olan UBP Hükümeti, petrol dolum tesisi kurmaya kalkışmış ve halkın haklı öfkesine toslamasına rağmen geri adım atmamıştır. Bu felaket, petrol dolum tesisine karşı çıkan örgütlerle birlikte “petrol uğruna ülkene kıyma” diyen bizlerin ne kadar haklı olduğumuzu da göstermektedir.
Bunun yanı sıra Teknecik ve Kalecik santrallerinin yol açtığı hava kirliliği bölge halkının kanser dahil çeşitli hastalıklarla boğuşmasına da sebep olmaktadır. Dolayısıyla ülkemizin güneşinden ve rüzgarından faydalanarak alternatif ve temiz enerji üretimine geçilmedikçe, devletin politikası halkın uzun vadeli çıkarına değil sermayeyi memnun etmeye dayandıkça böylesi çevre felaketleri son bulmayacaktır.
Ülkesini seven ve doğayı korumak isteyen tüm kesimleri, toplumsal sorunlardan ve varoluş mücadelemizden ayrı düşünülemeyecek çevre sorunlarına karşı örgütlü mücadeleye ve Akdeniz’e bu kirliliği reva görenlerden hesap sormaya çağırırız.
***
“AKDENİZ’E KARA LEKE OLARAK ÇÖKEN BU KAZA HERKESİ VE HER MAKAMI ARTIK UYANDIRMALI”
Bağlıköy Eko Turizm Gönüllüleri Derneği, ülkede devasa petrol dolum tesisi kurulmasına karşı çıkanların haklılığının dün Kalecik Petrol Dolum Tesisi’nde yaşanan kazayla bir kez daha kanıtlandığını belirterek, Akdeniz’in yüreğine kara leke olarak çöken dünkü kazanın herkesi ve her makamı artık uyandırmasını istedi. Dernek, kazanın sorumlularının bulunarak haklarında gerekenin yapılmasını da talep etti.
Dernek Başkanı Perihan Aziz yazılı açıklamasında, çevre felaketlerinin hiçbir yerde yaşanmamasını sağlamak için herkese büyük görevler düştüğünü vurgulayarak, çevreyi kirletecek, yok olmasına neden olacak her olayın, dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın duyarlılığı olan herkesi yürekten yaraladığını kaydetti.
“Her birey en yakın çevresinden başlayarak gelecek nesillere olan çevresel yükümlülüklerini yerine getirmelidir” diyen Aziz, ülkede bu konuda ciddi çalışma yapıldığı ve çevre suçu işleyenlere ibret verici uygulamalar yapıldığının söylenemeyeceğini, tam tersine ülkenin çıkarına olduğu iddiasıyla çevreyi katledici sonuçlar getirecek petrol dolum tesisleri kurulması için adımlar atıldığını belirtti.
Aziz, rant için petrol dolum tesisi kurmak isteyenlerin, ülkenin koşullarının bunu kaldırıp kaldırmadığına bakmaksızın projeler ürettiğini; kurulacak tesisin yeri için de serseri kurşunlar güzergahı gibi birçok yerleşim biriminin adının geçtiğini ifade ederek, adı geçen Gemikonağı, Yedikonuk, Kalecik’in turizm merkezi ve doğa harikası yerler olduğunu kaydetti.
“AKDENİZ VE TURİZME YÖNELİK CİNAYET”
“Kalecik petrol dolum tesisinde dün yaşanan çevre felaketinin, ülkenin petrol kirliliğine karşı önlemlerde yetersizliğini ve çaresizliğini ortaya çıkardığını; nedeni ne olursa olsun denize akan petrolüm tüm Akdeniz ve KKTC turizminin yaşam kaynaklarına yönelik bir cinayet niteliği taşıdığını” ifade eden Perihan Aziz, olumsuz etkilerin giderilmesinin uzun süre alacağına dikkat çekti.
“KARŞI ÇIKANLARIN HAKLILIĞI BİR KEZ DAHA KANITLANDI”
Bağlıköy Eko Turizm Gönüllüleri Derneği Başkanı Aziz, açıklamasında şunları belirtti:
“Ülkemize devasa ölçekli petrol dolum tesisi kurulmasına karşı çıkanların haklılığı bu olayla bir kez daha kanıtlanmıştır. Bu olay, ‘dolum tesisi projeleri gündemimizden kalkmamıştır’ düşüncesini taşıyanlara da ders olmalıdır. Bu tür felaketlerin yaşanmasına neden olan denetimsizlik politikalarının artık geçerli olamayacağı anlaşılmalıdır.
“AKDENİZ’İN YÜREĞİNE ÇÖKEN KARA LEKE”
Akdeniz’in yüreğine kara leke olarak çöken, Akdeniz’i karartan ve geleceğe karşı tehdit oluşturan bu olay, herkesi, her makamı artık uyandırmalı. Sorumlular bulunmalı ve onlar hakkında gerekenler yapılmalıdır. Gecikmeden, hemen şimdi... Halk da geleceğinden nelerin götürülmekte olduğunu anlamalı.”
***
KALECİK’de YAŞANAN PETROL FACİASI İLE İLGİLİ LEFKE VAKFINDAN BASIN AÇIKLAMASI
KKTC’nin herhangi bir yerine Petrol Dolum Tesisi veya Petrol Tersanesi kurulmasına karşı çıkan Sivil Toplum Örgütlerinin haklılığı ortaya çıktı.
Değil Petrol Dolum Tesisi veya Petrol Tersanesinde meydana gelecek bir facia sadece bir tankerden sızan 100 ton fuel – oil’in denizimiz ve sahillerimizi ne hale getirdiği bütün çıplaklığı ile karşımızdadır.
Bu konuda ilk kıvılcımı yakan ve güzelim Gemikonağı Koyuna Petrol Dolum Tesisi Kurulmasına karşı çıkan Lefke ve Yöresi Sivil Toplum Örgütleri arasında yer alan Lefke Vakfı, Kalecik – Çayırova arasındaki sahil ve denizde yaşanan çevre faciasının bir an önce temizlenmesi ve böylesi çevre facialarının tekrarlanmaması için ivedilikle önlem alınması çağrısında bulunur.
Lefke Vakfı, Gemikonağı Koyuna Petrol Dolum Tesisi yapılması kararına karşı mücadele verirken “her şeye hayır diyen” bir zihniyetin değil yöresini seven ve gelecek tehlikeleri görebilen bir vizyonla hareket ettiğini belirtir ve bundan sonra da aynı duyarlılığı sürdüreceğini vurgular.
(YD/tak)

















