Her yıl geleneksel olarak düzenlediği Dünya Kadınlar Günü’nü bu yıl, 4-8 Mart tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle kutlayan Gazimağusa Belediyesi, programın son etkinliği olarak Yazar ve Barış Girişimi Sözcüsü Oya Baydar’ı konuk etti.

Söyleşinin moderatörü Organizasyon Komitesi Üyesi Simge Okburan etkinliğin başında yaptığı konuşmada, kadının toplumda gerektiği biçimde yer almasının ülke demokrasisinin işleyişi için önemli olduğunu eşit olmasının toplumların gelişmesi ve refahı için gerekli olduğunu ifade ederek, kadınların cinsiyetlerinden dolayı dışlanmayacakları bir yapının olması için kadınların daha aktif olmaları gerektiğini söyledi.
Yazar ve Barış Girişimi Sözcüsü Oya Baydar, kadınların eşit olmaması sorununun erkek iktidarından kaynaklandığı kadar zihniyet sorunu da olduğunu, zihniyetlerin değişmesi durumunda eşitliğin sağlanabileceğini belirtti. “Sadece yasaların değişmesiyle olmaz. Namus cinayetlerine hakimler tahrik ve iyi hal indirimi yapıyor” diyen Baydar, yasaların değiştirilerek, bu suçlar için ağır cezaların verilmesi ve pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini,  böylelikle farkındalık yolunun açılacağını ifade etti.
Kadınların sorununun Eril(erkek) iktidar sorunu olduğunu, baskıyla olmayan bir iktidara doğru gitmedikçe hiçbir sorunun ve kadın sorunun da çözülemeyeceğini belirten Baydar, kadınların mal olarak görüldüğü bu durumun da dinlerin pompalamasından dolayı olduğunu, dinlerin kadını mal olarak gördüğünü söyledi.
Anketlerde kadınların bir kusuru varsa dövülmelidir denildiğini ancak erkeğin bir kusuru varsa dövülmelidir denilmediğini aktaran Baydar, sorunun çok temelde olduğunu, düzenin ister kapitalizm ister sosyalizm olsun, eril iktidar değişmediği sürece sorunun çözülemeyeceğini söyledi.

“Mal gibi…”
Kıbrıs’taki kadınların Türkiye’deki kadınlara göre daha şanslı olduğunu, burada muhafazakârlığın baskısının daha az gibi göründüğünü, Tükiye’de hergün bir kadının öldürüldüğünü, çünkü kadının mal gibi görüldüğünü söyledi.
Türkiye’de 1930’lu yıllarda kadınlara verilen hakların sadece belli bir kesim tarafından kullanıldığını, bu hakların özellikle güney ve güneydoğuya yayılmadığını, hatta aşiretlerin bu haklardan haberleri bile olmadığını kaydeden Baydar, hakları kullanabilen kadınlar kendilerini hep faklı ve yukarılarda gördüğünü bunun da diğer kadınlarla modern kadınlar arasında uçurum yarattığı söyledi.
AKP iktidarı döneminde ülkede bir düzen değişikliği olabilir mi? şeklinde kendisine sorulan bir soruya, Türkiye’ye şeriat düzeninin gelebileceğini düşünmediğini ancak, ciddi bir muhafazakarlığın olduğu Türkiye’de kadınların haklarının geriye götürülmesi tehlikesinin olduğunu, mahalle baskısının arttığını, kadının içki içmesine bile iyi bakılmadığı söyledi. yd