1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. AŞKIN SON GÜNÜ
AŞKIN SON GÜNÜ

AŞKIN SON GÜNÜ

Yıldızların üstümüze yağdığı bir geceydi.Tam da anımsamıyorum şimdi neresiydi dünyanın... Başladı gözlerin dansı.Yaklaştılar önce ... Usulca dokundular. Kaygan yolda zarif adımlarla döndüler.Işıyıp fısıldadılar. Soru sordu biri; alevden bir soru... Savru

A+A-

 

 

 

Yıldızların üstümüze yağdığı bir geceydi.Tam da anımsamıyorum şimdi neresiydi dünyanın... Başladı gözlerin dansı.Yaklaştılar önce ... Usulca dokundular. Kaygan yolda zarif adımlarla döndüler.Işıyıp fısıldadılar. Soru sordu biri;  alevden bir soru... Savruldular yanıtsız boşlukta... Sonra akarak yaklaştılar.Sarmaş dolaş avundular. Birden koptular;  kederle döndüler. Apansız yine buldular birbirlerini. Çektiler... Kavuştular...  Eridiler iç içe... Birleştiler... Şimşekler çaktı sonra. Islandılar; aktılar geceye...Yorgun düştüler; koptular.  Kapandı göz kapakları.
Araya hayat girdi. Büyü bozuldu zamanla. Bedenlerin birbirine verdiği kanatlar kırıldı. Vurulmuş kuşlar çakıldı yere. Gerçekti; rüya oldu.
Birgün  bir duvar gördüm gözlerinin önünde. Anlaşılmaz birşeydi. Birden baktım gözlerin yoktu. Başka  biri gelmişti gövdene.
Eskiden severdi  gözlerin beni. Güzeldim onların ışıklarında. Gözlerinin kederli elleri, dokunurdu saçlarıma. Eskiden gözlerin ve ben ateşli bir isyandık. Gözlerin ayaklandırırdı gözlerimi.
Gözlerin nasıl da içine çekerdi beni. Bebeği yapardı. Uyurdum kirpiklerinin tülden yatağında. Gözlerin dolaşırdı içimi; incecik akardı. Genişlerdi gözlerin... İçine bir hayat sığardı.
Gözlerin gidince kör oldum birden. Yeniden görene dek yürüdüm içimin karanlığında. Can havliyle tutundum ilk gördüğüm ışığa.
Tekrar  açılınca gözlerim,  gözlerini gördüm. Başka bir kadının içine bakan.
Sonra anladım ki  aşkı  geçmiş bir rüya gibi bırakmalıyım. Gördüm ve uyandım demeliyim kendime.
Düşündükçe o uzak anıyı, neden böyle mahzunum peki? Hayatın bizi böyle üzmesinin nedeni  sonsuzluk duygusunu vermesi . Sonsuzluk var ve ölüm var bir yanda. Bunu bilmek ürkütücü. Biz ölünce de hayatın süreceğini bilmek...Gözlerin dansı bitince dansa bir başkasının çağrılacağını bilmek.
O yüzden de bir yazıya koymak istedim gözlerimizin o uzak dansını. Daha uzun yaşasınlar diye. Çoğalsınlar diye okuyanların belleğinde. Biliyorum  gözlerin şu an bir yerlerde  bir yerlere doğru bakmakta.
Gözlerimin dansa başlamak için onları umarsızca aradığından, bir yazıda anıldıklarından haberleri yok. Yine de bir gün okusunlar isterdim kendileri  için söylenenleri. Uzak bir dansı anımsasınlar. Benim içimde bitmeyen müziği duyursunlar.
Zaman geçiyor ölüme yaklaşarak ve bir tek aşk var bunu unutturacak. Sonsuzluk duygusu içinde çınlayıp durur aşkın. Yücelere taşır bedenin sefaletini. Ruhu zamanın azabından korur.
Aşkın bir yerlerde olduğunu bilirsin; dansın bir başka pistte sürmekte olduğunu. Onun ölümü bitirmeye gelmiş bir sonsuzluk olduğunu.
Bu dünyada aşk vardır. Yanına gelmese de. Bunun bilgisi içini burar insanın. Hayatın taşıdıklarından uzak olmak, bulutlara ulaşmak dururken yeraltında bir sürüngen olmak.
Gençliğin her geçen gün uzaklaştığını, ölümün yaklaştığını bilmek.
Geçmiş aşkların anısı ne denli keder taşısa da, hayata anlamın damgasının vurulduğu zamanlar olarak kalmıştır onlar. Geçmişten ışıklarını göndermektedirler hala.
Acı olan bu yakıcı geçmişe ait bir sevgilinin birgün başka biri olarak çıkmasıdır karşına.
Oysa o anılar labirentinde hala sürer gözlerin büyülü dansı. Kalbe bir kez düşmüş tohum, yağmurun küçük elleriyle her an yeniden filizlenebilir.
Bir gün aşkını anlatıp durur sana birisi ve kendini o uzak kendini tanırsın orada. Yıllarla birlikte solup gidenin ayırdına varıp kahrolası bir hüzne saplanırsın.
“Aşk yeniden gelir mi?” sorusu telaşla çınlar içinde. Aşk bir gençlik hastalığı mıdır yalnızca? Yoksa virüs bir kez karışmışsa kanına gelip bulur mu seni  hayatın daha geç bir zamanında?
Onca sırrını bilirken hayatın yeniden büyülenebilir misin?
Neden şimdi gözlerin dansı düştü hatırana? Aşk neden yokluğuyla da varlığıyla da böylesine acıtmakta?  Ölüm var yolun sonunda. Nasıl da dehşet verici birşey bu. Sonsuzluk diye bir bilgi var ama.
Sen ölünce de sürecek  aşk. Sen ölünce de dans edecek bazı gözler. Sen ölünce de sürecek yıldız yağmurları altında büyülü sevişmeler. Bir  tek aşk avutabilir bu dehşetli bilginin açtığı yarayı.
Aşk ve şiirdir sonsuzluğun müziği. Bu müzikle döner yıldızlar.
Bir kez aşka düşmüşsen kaçamazsın şiirden. Bir kez şiire düşmüşsen kaçamazsın aşktan. Sonsuzluk son günüdür aşka duyulan aşkın. O yüzden dilerim hiç gitmesin içimdeki aşk. Hiç susamasın şiir.

 


Not: Fikret Demirağ Arşiv Sergisi ile ilgili çalışmaların yoğunluğundan ötürü bu hafta da özür dileyerek eski bir yazı yayınlıyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1393 defa okunmuştur