1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. 21 Aralık; Son Mu? Başlangıç Mı?-1
21 Aralık; Son Mu? Başlangıç Mı?-1

21 Aralık; Son Mu? Başlangıç Mı?-1

Neredeyse birkaç aydan bu yana gitgide ilgi ve yoğunluğun yaşandığı, yorumların, varsayımların, teknik açıklamaların birbirini izlediği bir “21 ARALIK SENROMU” başlamıştır. Bu “sendromun” merkezine oturtulan sav-düşünce-inanç; Maya

A+A-

 

 

Neredeyse birkaç aydan bu yana gitgide ilgi ve yoğunluğun yaşandığı, yorumların, varsayımların, teknik açıklamaların birbirini izlediği bir “21 ARALIK SENROMU” başlamıştır. Bu “sendromun” merkezine oturtulan sav-düşünce-inanç; Maya takvimine göre bu tarihin dünyanın sonu olacağı yolundaki söylentilerdir. Bugüne dek birçok kez iki ayrı kutba ayrılan bilim adamları kendilerine göre 21 Aralık ve sonrasında neler yaşanacağı konusu üzerine fikirler yürütürlerken, bu bağlamda diğer yandan da film, kitap ve belgesellerle popülerleşen kehanet söylentileri artık bir endüstri halini almış durumda.

İnanıp-inanmamak arasında insanlar gidiş-gelişler yaşamaktadır.

21 Aralık 2012’nin; kimisine göre, “2000” yılındaki kehanet söylentileri gibi “fos” çıkacağına inalılırken, bir diğer kesim ise; kendi aralarında bu “sonun” farklı yorumlarını-inançlarını beslemektedir. Onlar arasındaki farklılık ise; büyük bir yok oluş-değişim senaryolarıyla “karamsar” bir tablo çizilirken, bir diğer düşünce ve inanca göre; tam tersi; “dünyanın yeni bir başlangıca-pozitif bir ilerleyişe” geçeceği yönündedir.

Yani yeni bir çağ’dan bahsediliyor.

Dediğim gibi bir sürü detaylar, hesaplamalar ve insanların inançları var.

Gazetelere bazan bu konuyla ilgili haberler düşüyor; işte Rusya’da bazı insanlar sığnak kiralamış, Aydın ilçesine bağlı Şirince’nin bu “tufandan” etkilenmeyecek ve iddia edilen kurtarıcı Mesih’in buraya ineceği filan.

Bizim ada’mızda da bazı insanlarımız bu konuda “bazı önlemler” almaya başlamışlar. Görüyoruz-duyuyoruz. Hani insanın inanası gelmiyor ama yine de bir tarafı “acaba?” sorusundan kurtulamıyor. “fala inanma-falsız kalma” gibi birşey.

Birçok dünya dini içerisinde bir “son’un” olduğu ortak bir inançtır.

Büyük tufanların, depremlerin yaşanacağı ve dünyanın yeniden oluşacağı, ölülerin dirileceği, ruhların birer ışık olacağı vb. Birçok şey anlatılmaktadır. Tabii ki her inanç kendine göre yorumluyor bu ”beklentiyi”. Ama insan; elinde olmadan da artık gökyüzüne ve doğada yaşanan değişikliklere bir farklı bakmaya başlıyor.

Düşünün; benim ilk aklıma gelen; bu Ada’da yağmur eskiden deyimi yerindeyse “tatlı tatlı” yağmaktaydı. Elbette Kıbrıs da tarihinde seller-depremler yaşamıştır ama ben yakın, çok yakın geçmişten bahsediyorum.

Bugün yağmurlar bir “bora” şeklinde gelmektedir. Yani rüzgar ve şiddetli yağışla. Öyle ki artık “sel” felaketleri alışıldık olmaya başladı.

Geçtiğimiz hafta yaşanan şiddetli yağış ve yıldırımlar neyin nesiydi? Ben bu yaşıma kadar bu kadar kısa aralıklarla ve bir günde bu kadar yıldırım düştüğünü görmedim. Tek kelimeyle “inanılmazdı”.

Evet; doğa’da, iklimlerde bir değişim yaşanmakta olduğu yıllardır söylenmekte, konunun uzmanları açıklamalarıyla bunları “kesinleştirmektedirler”.

Fakat galiba yıllar içerisinde olan bu değişiklikler “yatay geçiş” şeklinde olduğundan pek umursamıyor, hatta alışıyoruz, sıcaklıklar, kurakıklar, tufanlar gibi. Ama değişim yaşadığımız bir gerçek.

Peki 21 Aralık 2012’de gerçekten bir anda herşey değişecek mi?

Neler nasıl değişecek, ne olacağız, bizi neler bekliyor ya da tüm bunları elinizin tersiyle itip, 22 Aralık Cumartesi akşamı yine yeme-içmeye mi başlayacağız?

Bu konuda dediğim gibi birçok şey söylenmekte.

Günlerce karanlığa bürüneceğiz, elektronik cihazlar çalışmayacak, tufanlar-depremler olacak, aktif olmayan yanardağlar aktif olacak gibi senaryolar yanında, insanoğlunun bir üst ışık katmanına, bilgiye ve teknolojiye geçeceği, psişik, telepati gibi becerilerin rahatlıkla kullanılabileceği vb. “olumlu” bir değişim olacağı da söyleniyor.

Bu konuda bazı bilgiler topladım, her iki düşünce ve inancı ortaya koyan.

Önümüzdeki hafta bunları sizlerle paylaşacağız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1245 defa okunmuştur