
Hukuki ve vicdani sorumluluk
Doğu Akdeniz Üniversitesi okullarının “devredilmesine” dair yöntem ve pervasızlık, geleceğimiz açısından belirleyici olacaktır.
Bir “DAÜ olayı” değildir bu.
“Bu ülkenin değerleri bu kadar ucuz mu?” sorusunun yanıtı
Doğu Akdeniz Üniversitesi okullarının “devredilmesine” dair yöntem ve pervasızlık, geleceğimiz açısından belirleyici olacaktır.
Bir “DAÜ olayı” değildir bu.
“Bu ülkenin değerleri bu kadar ucuz mu?” sorusunun yanıtıdır.
Ve “keyfilik, hesapsızlık, haddini aşmak” üzerine not düşülecektir tarihe: “Tamam mı, devam mı” diye!..
“Topluma rağmen” bir yönetim mi, yoksa “birlikte yönetmek” mi, ona karar vereceğiz.
Bu nedenle de yargının boynuna “hukuki” olmanın ötesinde “vicdani” bir sorumluluk asılmıştır şimdi.
***
Elbette ki moral bozukluğumuz ve kırıklığımız da vardır.
Kendilerini “okulun yeni sahibi” ilan edenler, ne yazık ki, çok sayıda öğretmenle ‘sözleşme’ imzalamıştır.
Soruyorum, “nasıl bir maaş anlaşması yaptı öğretmenler” diye...
Bin sekiz yüzden, iki bin dört yüze kadar uzanan bir maaş yelpazesi...
Bir sene önce, üç bin beş yüzlerde maaş alan aynı öğretmenlere, böylesi bir “kesinti” önerilseydi, “kıyametler” kopardı herhalde...
Umarım herkes, sendikacısı-siyasetçisi-gazetecisi ile bu ‘acı tecrübeden’ payına düşen dersi de çıkarmıştır.
Ama moral bozukluğum ve kırıklığım şudur ki, eğer hepimiz bedel ödemeye hazır değilsek, kazanamayız...
***
Yine de en başta söyledim, mücadele, “bedel ödemeye hazır” insanlarca verilirken, bilinmelidir ki, yarınlar adınadır.
Tüm değerlerimiz elden gidince, bir işimiz, bir evimiz olmuş, kapısında da birkaç araba, ne anlamı olacaktır ki...
Kendi ülkemizde ‘yabancı’ gibi yaşadıktan sonra!..
Yine Mağusa Hastanesi
Sevgili Cenk, bir haksızlığı dile getirmek istiyorum. 2009 yılında Mağusa hastanesinde işten atılan üç pırlanta gibi genç vardı ve bu gençlerin atılmalarına en büyük sebep olanlar kimi eski müdür müsteşar, kimi ustabaşı, idari amiri...
Amaç eski başhekim ve müsteşarın oğlunu işe almaktı, başardılar.
Peki, hastaneyi soğan soğana çevirenlere ne oldu?
Halen görevde!..
Mağusa Hastanesi personeline sorunuz, size tümünü anlatırlar...
Unutulmasın ki, toplumun gözleri kör değildir...
Ve tüm bu aymazlıkların hesabı mutlaka sorulacaktır.
(Okurun isteğiyle ismi saklı tutulmuştur)
Kısa bir mola!
Geçtiğimiz yıl da dahil, - Ankara ile İstanbul’daki bir haftalık medya konferansını saymazsak- pek izin ve tatil fırsatı bulamadım.
Bunun bayramı yok, kandili yok, hafta sonu gecesi gündüzü yok!.
GAZETECİLERİN bu “çok çalışıyoruz” laflarından usanmışsanız, haklısınız..
Bu mesleğin şartları böyle, sonuçta, niye söyleniyoruz ki !...
Ama bu sene dergiydi, yenilikler peşinde koşmaktı, ekonomik olarak denk bütçemizi korumak ve yatırımlarımızı sürdürebilmek çabasıydı ve zorlu rekabet koşulları derken... Hade üzerine bir de eylemlerin yoğunluğu ve yorgunluğu eklendi...
Üstelik gazetecilik yaşantımın en fazla yurttaş şikayetleri aldığımız, isyanların dinmediği, telefonların susmadığı dönemlerinden biriydi...
İşin özeti, bu kadar dil dökmemin de sebebi, sizden birkaç günlük izin kopartabilmek!..
Birkaç günlük ‘mola’ veriyorum, kısacık bir tatil için!..
Bir haftadan az bir ayrılığımız olacak.
İzninizle...