1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Eroğlu barışı engelleyemeyecek”
“Eroğlu barışı engelleyemeyecek”

“Eroğlu barışı engelleyemeyecek”

CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, Cumhurbaşkanı ve bağımsız aday Derviş Eroğlu’nun “Kıbrıs’ta barış engellenemez” söyleminin modası geçmiş olduğunu söylemesi üzerine, söz konusu söylemin Kıbrıs sorunu çözüldüğünde demode olacağını söyledi

A+A-

CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, Cumhurbaşkanı ve UBP, DP destekli bağımsız aday Derviş Eroğlu’nun “Kıbrıs’ta barış engellenemez” söyleminin modası geçmiş olduğunu söylemesi üzerine, söz konusu söylemin Kıbrıs sorunu çözüldüğünde demode olacağını söyledi.

Erk, “‘Kıbrıs’ta barış engellenemez’ sloganı Kıbrıs’ta barışa ulaşana kadar sürdürülecek bir slogandır. Canlılığını sürdürecek bir slogandır. Bu slogan ancak Kıbrıs sorunu çözüldüğünde demode olur ve ortadan kalkar. Onun dışında bu slogan devam edecek ve Kıbrıs’ta barışı engelleyenlere rağmen, ki bunlardan biri de Sayın Eroğlu’dur, Kıbrıslı Türkler tarafından barış özlemleriyle söylenecek. Eroğlu da bilecek ki Kıbrıs’ta barışı engelleyemeyecek” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili kampanyanın başarılı ve iyi gittiğini söyleyen Erk, seçimden başarıyla çıkacaklarına inanç belirtti.

Kutlay Erk, 19 Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin Kıbrıslı Türkler’in ve Kıbrıs adasının kaderini belirleyecek bir seçim olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu adaya sürdürülebilir barış gelmesi, bu adanın sorununun çözümlenmesi için ve birleşik, federal Kıbrıs’ın bir an önce tesis edilmesi için Sibel Siber’in bu seçimi kazanması lazım. Siber’le beraber CTP’nin bütün deneyimleri, birikimleri, kadroları Kıbrıs sorununu Kıbrıslı Türkler için , Kıbrıslı Türkleri özne bilerek, adayı özne bilerek, Kıbrıslı Rumlara da saygılı bir tavırla bu sorunu çözebileceğiz. Dolayısıyla biz Kıbrıslı Türkler’in adayımızı desteklemesinden ve seçimi kazanmaktan çok mutlu olacağız.”

“Kampanyamız gayet başarılı”

Soru: Öncelikle seçimlerden başlayalım. Seçim çalışmaları nasıl gidiyor, seçim kampanyaları istenildiği gibi düzeyli devam ediyor mu?

Erk: Seçim kampanyamız bizim açımızdan iyi gidiyor, örgütlü bir şekilde örgütlerimizi, partililerimizi, üyelerimizi, kadrolarımızı kullanarak bütün Kuzey Kıbrıs coğrafyasını adayımızla dolaşıyoruz. Gayet dinamik, enerjik bir adayımız var. Gördüğümüz ilgiden, verilen destekten mutluyuz. Örgütlerimizin bütünüyle adayımızın arkasında olması ve çalışması bizim için önemli bir mutluluk kaynağıdır. Biz sürdürülen bu kampanyadan, seçimden başarıyla çıkacağımıza inanıyoruz. Kampanyamız gayet başarılı ve iyi gidiyor.

Düzey açısından şu ana kadar daha adaylar arasında horlayıcı, kırıcı tavırlar olmuş değildir, olmaması da gerekir. Adayların arasındaki iletişimin seviyeli olacağına inanıyorum, adayları destekleyenlerin de seviyeli tavırlar içerisinde kampanyaları yapmalarında yarar vardır. Kampanyalar içerisinde herhangi bir fiili durum olabileceğini, taşkınlık olacağını zannetmiyorum. Umarım kampanya dönemi çevreye de saygılı geçer. Biz çevreye saygılı bir kampanya yürütüyoruz. Bu kampanyalar sırasında çevreye saygısızlık yapılan veya adayların kendi arasında gerilim yaşanan, Kıbrıslı Türkleri rahatsız eden bir kampanya süreci olmaz diye umuyorum.

Demode mi?

Soru: Cumhurbaşkanı ve UBP, DP destekli bağımsız aday Dervis Eroğlu vizyonunu açıkladığı basın toplantısında “Kıbrıs’ta barış engellenemez” söyleminin artık demode olduğunu söyledi. “Kıbrıs’ta barış engellenemez” sloganını kullanan bir partinin genel sekreteri olarak Eroğlu’nun bu yorumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Erk: “Kıbrıs’ta barış engellenemez” sloganı bizim üyelerimizin sloganı. Sayın Eroğlu’nun bunu demode bulması bize onun demode kavramını sorgulattırır. Aynı kelimeyi kullanacak olsak, Sayın Eroğlu için birçok şekilde, içerikte ve tarzda kullanabiliriz. Ama bunu yapacak değiliz. Ancak “Kıbrıs’ta barış engellenemez” sloganı Kıbrıs’ta barışa ulaşana kadar sürdürülecek bir slogandır. Canlılığını sürdürecek bir slogandır. Bu slogan ancak Kıbrıs sorunu çözüldüğünde demode olur ve ortadan kalkar. Onun dışında bu slogan devam edecek ve Kıbrıs’ta barışı engelleyenlere rağmen, ki bunlardan biri de Sayın Eroğlu’dur, Kıbrıslı Türkler tarafından barış özlemleriyle söylenecek. Eroğlu da bilecek ki Kıbrıs’ta barışı engelleyemeyecek.

“Seçimden önce müzakere olmaz”

Soru: BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin son Kıbrıs ziyaretinde müzakerelerin başlayacağına dair açıklaması oldu. Sizce seçimden önce liderlerin bir araya gelme olasılığı var mı?

Erk: Hayır. Seçimden önce iki lider arasında bir görüşme olacağını düşünmüyorum. Birincisi Eroğlu’nun böyle bir görüşme yapmaya kendini yetkili görmemesi lazım çünkü seçime giriyor. Bir hafta, 10 gün sonra seçime girecek ve seçimi kaybedecek bir insanın gidip de böyle bir görüşme yapması doğru olmaz. Kaldı ki muhatabı da görüştüklerinde herhangi bir ilerlemeye katkısı olmayacağını düşünecektir. Muhatabı da “sen seçimlerdesin ve herhalde 10 gün sonra sen yoksun karşımda. Bir başkası gelecek, dolayısıyla gelecek olanı bağlayıcı bir görüşme yapmak mümkün değildir” diyecektir. Seçimden önce görüşme olacağını zannetmiyorum. Navtexler bitecek, faaliyetler duracak. Ondan sonra yeni cumhurbaşkanı seçilecek, Sayın Sibel Siber seçilecek ve Anastasiadis ile oturup öncelikle mevcut gerilimi çözecekler ve görüşme sürecini başlatmak için ilk buluşmayı yapacaklar.


“Erken seçime her zaman hazırız”

Soru: Hükümet kurulduğundan beri hep bozulacağı konuşuldu. Son dönemde de bu yorumlar yoğunlaştı. KTFF ile TFF arasındaki olaydan sonra Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’nın farklı tutumları da son zamanlarda bu yorumlara neden oldu. Hükümette durum nedir? Ana muhalefet partisi başkanı Özgürgün de, cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında kesinlikle bir erken seçimin gündeme geleceğini söylüyor...

Erk: UBP’nin örgütlerinin hareketlenmesi için hükümette olmaları veya hükümete geliyor olmalarına ihtiyaç vardır. Eroğlu ve UBP’yi yönetenler bunu biliyor. Bunu bildikleri için sürekli “bu hükümet gidecek, biz hükümete geleceğiz” diyorlar ki UBP örgütleri ve üyeleri motive olsun, koşuşmaya başlasın. Eroğlu en azından üçüncü gelmesin diye bir dertleri var. Onun için herhangi bir vesileyi hükümet bozuluyora getirirler.

Elbette biliyoruz ki, hükümet içinde zaman zaman uyumsuz olduğumuz konular var ve bu da doğaldır çünkü bu iki farklı siyasi partinin oluşturduğu bir koalisyondur. Şu ana kadar farklılıklarımızı görüşerek, konuşarak, gidererek devam ettik. Henüz daha hükümeti bozacak, ortadan kaldıracak bir farklılığımız oluşmamıştır. Seçimlerden sonra da farklılıklarımızı masaya yatırıp çağdaş insanlar gibi iletişim yoluyla çözmeye çalışırız ve çözeriz.

Erken seçim olur mu? Bizim için sorun değil, biz her zaman hazır bir partiyiz, erken seçimlerden kaçan bir parti hiçbir zaman olmadık. Ama muhalefet partileri bir erken seçime var mıdır? Emin değilim. Çünkü DP ile UBP arasında milletvekili trafiği vardır. Milletvekilleri gidip, geliyor. Bu milletvekillerinin gidip gelmeleri birşeyleri edinmek içindir. Bu kişisel veya siyasidir, neyse ama birşeyler için partisinde mutsuzdur ve öbür partiye gider. Birşeyler için parti değiştiren milletvekilleri erken seçime gitmeye razı mıdır? Kaybedebileceği bir erken seçime hazır mıdır? Dolayısıyla sağ partilerin erken seçime “evet” diyeceğini tahmin etmem. Ama seçim olacaksa da olur, bizim için önemli olan Kıbrıslı Türkler’in istikrarlı ve dolayısıyla iş yapabilen bir hükümeti olmasıdır.

Kıbrıslı Türkler son 15 yılda 15 defa sandığa gitmiştir. Dolayısıyla halkımız aslında sandıklardan yorulmuş durumdadır. Genel siyaset halkın siyasete güvensizliğinden, sandıklara gitmemesinden yakınır. Eğer siz halkı 15 yılda 15 defa sandığa çağırırsanız, tabi ki halk “yoruldum, bu siyaset kendi sorunlarını çözemedi, beni ikide bir sandığa çağırır, benim sorunlarımı nasıl çözecek” der. Güvensizlik de artar, sandığa gitme hevesi de düşer. Dikkatli olmamız lazım ama erken seçim olacaksa, karar verirlerse biz yarın seçime hazırız.

“UBP kuru muhalefet yapmaktadır”

Soru: Meclis çalışmalarında da aksamalar var. UBP komitelere katılmıyor, katılsa bile “hayır” diyeceğini söylüyor. DP’nin de süreci yavaşlattığı konuşuluyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi, hükümetin bozulacağı yönündeki söylemlerle bunları bir arada değerledirdiğinizde ne söyleyebilirsiniz?

Erk: Komitelerde verimsizlikten şikayetçiyiz. Daha önce de ortağımızla bu konuyu oturup konuşmuştuk, komiteler o dönemde de pek çalışmazdı. Ortağımızla konuşup süreci hızlandırmaya ve daha verimli yapmaya karar vermiştik, mutabık kalmıştık. Daha sonra UBP komitelere katılmama kararı aldı. Bir kuru muhalefet tavrıdır. Herşeye “hayır” der, hükümet birşeyi iyileştirmeye çalışırken, o “katkım vardır ama o katkıyı vermiyorum, siz ne yaparsanız yapın, ‘hayır’ diyeceğim. Hiç birşeyinize katılmayacağım. Siz yapın, ben iyi de olsa kötü de olsa ‘hayır’ diyeceğim, taraf da olmayacağım” der ve bir kuru muhalefet tavrıdır. Kıbrıslı Türkler seçerken ve bir partiye “sana muhalefet görevini veriyorum” derken, kuru kuruya muhalefet etmesi için değil, birşeylerin düzeltilmesinde taraf olması, düzeltmek için muhalefet etmesi, katkısını koyması, yanlışı önlemesi için bu görev verir.  Ancak UBP kuru muhalefet yapmaktadır.

Son dönemde komitelerin çalışmasındaki verimlilik azalmış durumdadır. Bizim için önemli olan yasaların komitelerde uzun uzadıya beklememesidir. Kamu Reformu Yasası, Siyasi Partiler Yasası, Seçim ve Halk Oylaması Yasası ve arkasından gelecek başka yasalar da var. Belediyelerle, yurttaşlıkla ilgili yasalar var. Arkasından gelecek başka yasalar da vardır. Oyalanma vardır, bunları yeniden ortağımızla oturup konuşacağız, buna ihtiyacımız var. Komite çalışmalarını daha verimli hale getirmek için seçimden sonra konuşacağız. Bir zayıf tarafımız da şöyle oluştu, DP, UBP arasındaki milletvekilli alışverişlerinden dolayı komitelerdeki DP milletvekili sayısı azaldı. Komiteler genellikle üç CTP, üç UBP, bir DP milletvekilinden oluşuyor. Komitelere UBP hiç katılmadığı için, DPli üye de katılmazsa komiteler toplanamıyor. Böyle bir sorun da yaşıyoruz. Bunları seçimlerden sonra oturup ortağımızla konuşup çözeceğiz.

Bunun bir hükümet krizine gideceğini düşünmüyorum ama giderse de bu krizi yine CTP çözecek. Bu meclis aritmetiğinde bütün krizleri çözecek tek parti vardır, CTP. Başka partiler krizleri çözemez, krizleri yaratabilir, istikrarsızlığı yaratabilir ama çözemez. İstikrar yaratacak olan da, krizleri çözecek olan da CTP’dir.

“Tek umut CTP’dir”

Soru: Son dönemde eylemlerin de artığını görüyoruz. Koalisyon hükümeti olmasına rağmen oklar CTP’ye yönlendiriliyor. CTP sözlerini tutmamakla suçlanıyor. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Erk: CTP bütün siyasi faaliyetlerinde eleştirilen, üzerine çok yorumlar yapılan bir siyasi partidir. İlk siyasi partiyiz ve devrimci bir siyasi partiyiz. Rejime karşı bir siyasi parti ve hep eleştirilmiş bir siyasi partiyiz. Biz hükümetlerde de, muhalefette de olduğumuzda hep diğer siyasi partiler tarafından eleştirildik. Bundan da çok gocunmuyoruz. Hükümette küçük ortak olduğumuzda da hükümet eleştirilirken biz eleştirilirdik. Buradan birşey çıkarıyoruz. Bu ülkenin insanlarının bu ülkede bir beklentisi varsa, hükümetlerden bir beklentisi varsa, bunu CTP’den bekliyor. O beklentileri yerine gelmediğinde de eleştirecek taraf olarak CTP’yi görüyor. Yani birşey yapılacaksa CTP yapacak demektir. Olmuyorsa ve yapılmıyorsa da eleştirilecek olan, muhalefette veya hükümette, küçük ortak veya büyük ortak, CTP’dir. Diğerlerinden bir umut yoktur. Tek umut CTP’dir. Birşeyler de olmuyorsa eleştirilecek olan bir tek CTP vardır.

CTP, Kıbrıslı Türkler’in mevcut durumunu geriye götüren herhangi bir hükümet icraatında bulunmadı. Sadece hükümete geldiğinde Kıbrıslı Türklerin başka hükümetler tarafından kırılmış, dökülmüş yapısını, geriye götürülmüş ekonomisini veya haklarını ileriye götürmeye, düzeltip ileriye götürmeye çalışır. Yoksa CTP hükümetlerde hakları geri götüren, ekonomiyi yıkan tasarruflarda bulunmuyor. Başkalarının bozduklarını düzeltmek için çabalıyor. Biz sözlerimizin arkasındayız. Eleştiriler “diğerlerinden umudumuz yoktur, umut sendedir, sen hata yapamazsın. Senin hatana toleransımız yoktur, çünkü bazı şeyleri ancak sen yapabilirsin, sen de yapmazsan bizim halimiz ne olacak, diğerlerinden umut yoktur” demektir.

Herkesin bir sinerji yaratması, katılımcı olması lazım, desteklemesi lazım. O sinerji içerisinde bu zor dönemi atlatabilelim ve geriye götürülmüş hakları, yapıları toparlayıp düzeltip, ileriye götürelim. Bunu da ancak CTP yapabilir.

“Siber’in bu seçimi kazanması lazım”

Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?

Erk: Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi önemli bir seçimdir. Kıbrıslı Türkler’in ve Kıbrıs adasının kaderini belirleyecek, etkileyecek bir seçimdir. Biz parti olarak kendi adayımızla, parti ilkeleriyle, parti manifestosuyla, parti programıyla ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik partinin vizyonu ve misyonuyla yarışıyoruz. Başaracağımıza eminiz, başarmamız da lazım. Bu adaya sürdürülebilir barış gelmesi, bu adanın sorununun çözümlenmesi için ve birleşik, federal Kıbrıs’ın bir an önce tesis edilmesi için Sibel Siber’in bu seçimi kazanması lazım. Siber’le beraber CTP’nin bütün deneyimleri, birikimleri, kadroları Kıbrıs sorununu Kıbrıslı Türkler için , Kıbrıslı Türkleri özne bilerek, adayı özne bilerek, Kıbrıslı Rumlara da saygılı bir tavırla bu sorunu çözebileceğiz. Dolayısıyla biz Kıbrıslı Türkler’in adayımızı desteklemesinden ve seçimi kazanmaktan çok mutlu olacağız.

Bu haber toplam 2492 defa okunmuştur