
Yılın Sonuna Gelmek...
Genelde yıl sonu yazılarında iyi temenniler, dileklerde bulunulur.
Bu kez içimden ne temennide ne de dileklerde bulunmak geliyor.
Birileri aylarca maaş alamadan yaşam kavgası verirken sokakta, bir diğeri borç batağından nasıl kurtulurumun hesabını usan
Genelde yıl sonu yazılarında iyi temenniler, dileklerde bulunulur.
Bu kez içimden ne temennide ne de dileklerde bulunmak geliyor.
Birileri aylarca maaş alamadan yaşam kavgası verirken sokakta, bir diğeri borç batağından nasıl kurtulurumun hesabını usanmadan tekrarlarsa, beri taraftan gelecekle ilgili bırakın ışık görmeyi, karanlık bir tüneli bile görmezken, neyi dileylim, neyi temenni edelim ki.
Dönüp de geçirdiğimiz 363 güne baktığımızda, belki bireysel mutluluklar yaşamışızdır, inkar etmem ama toplumsal olarak yaşanılanlar içerisinde “oh be” dedirtecek zerre kadar birşey olmadığı görülür.
Bir yıl süresince didişmeler, topulmsal, sendikal hareketler, direnmeler ve direnemeyenlerin kırılganlıkları...bir dizi olumsuzluğa bulanmış bir halk.
Evet umut herkesin küçük cebinde, çalınamayacak en korunaklı yerde.
Ama bıkkınlık diz boyu, şiddeti ve hiç alışık olmadığımız eylemleri beraberinde getirebilecek düzeyde.
Daha önce de bir yazımda belirtmiştim; bir kaos’un son aşamasına giriyoruz diye.
Bu kaosun bilerek ve planlanılarak uygulanmakta olduğuna inanıyorum.
Çünkü aklım bir diğer “akılsız davranış” saptamasına olanak tanımıyor.
Tanımadığımdandır ki bu durumu çok ciddiye alıyorum.
Bundandır ki “akılsızlıklar” affedilebilir zamanla ama “bilerek-planlayarak” yapılanlar affedilmez asırlarca.
Tıpkı “adam öldürme” ile “kasten adam öldürmenin” farkı gibi.
Yılın bu son yazısını Cuma günü kalema aldığımda, sendikal platformun BES’e destek amaçlı eylemleri gerçekleşmekteydi.
Binlerce insan destek amaçlı Lefkoşa Belediyesi önüne toplanırken, birgün önceki eylemde tutuklanan 22 eylemcinin mahkemesi de sürmekteydi.
Sim TV eylemi canlı vermekteydi, birçok tv kanalını es geçerek.
Hani sanki eylemler de kanıksanmış Tv kanallarınca, pek kimsenin ilgisini çekmiyor bu hareket.
Halbuki reklamlarımızda hep “haberin peşinde” koşmuyor muyduk!
Halbuki halkın nabzını tutan kanallar değil miydik?
Halbuki haber nerdeyse biz orada değil miydik?
Koşmuyoruz...tutmuyoruz..orada değiliz demek ki...
Yılın sonundayız; protesto düdükleri öterken, akın akın yolları doldururken, bayraklarıyla yürekleriyle yürürken...
Yılın sonundayız halkın sabrı tükenirken, çığlıklar gökyüzüne yükselirken...
Yılın sonundayız siyasi iradenin iradesizliği ortaya çıkarken...
Yılın sonundayız öfkeler büyürken, şiddet göz kırparken, kırılma noktasına dönüşmüşken...
Yılın sonundayız ama başka şeylerin de sonu olduğu bir gerçek...

















