
“Yasal ama etik değil”
Mali Polis, MİK tarafından çıkılan “Yeni Merkez Bankası Binası İşi” ihalesinde usulsüzlük olduğu gerekçesiyle soruşturma başlattı, bu kapsamda iş insanı Hüseyin Tüfekçi ile Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun oğlu Uğur Tosunoğlu’nu tutuklandı.
Ebru OSMAN
Mali Polis, Merkezi İhale Komisyonu (MİK) tarafından çıkılan “Yeni Merkez Bankası Binası İşi” ihalesinde usulsüzlük olduğu gerekçesiyle soruşturma başlattı, bu kapsamda iş insanı Hüseyin Tüfekçi ile Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun oğlu Uğur Tosunoğlu’nu tutuklandı.
İki isim de vergi dairesinden ‘sahte borcu yoktur belgesi’ temin edip sunduğu iddiasıyla soruşturma kapsamına alındı.
Yaşananlar, özellikle; iki ay öncesine kadar Hükümet’e mensup Demokrat Parti’nin (DP) Milletvekili olarak Meclis’te görev yapan, geçtiğimiz aylarda ise DP’den istifa ederek ‘bağımsız’ şekilde vekilliğini sürdüren Hasan Tosunoğlu’nun birinci derece yakınının, devlet ihalelerine girmesi, hatta kazanması konusunu ‘siyasi etik’ anlamında sorgulattı.
Zira Hasan Tosunoğlu Milletvekili olmadan hemen önce Tosunoğlu İnşaat’ın Direktörü olarak görev yapıyordu. Ancak Milletvekili seçilmesinin ardından Tosunoğlu bu görevi oğullarına devretti. Hasan Tosunoğlu’nun şirket üzerinde herhangi bir yetkisi olup olmadığı bilinmiyor…
Tosunoğlu’nun Demokrat Parti Milletvekili olduğu süreçte, Tosunoğlu İnşaat; Girne Limanı restorasyon projesi ve Girne Hastanesi gibi farklı ihalelerde yer almış, hatta kazanmıştı.
Yaşananların ‘yasal’ ve ‘etik’ boyutunu uzmanlara soran YENİDÜZEN, “yasal ama etik değil” yanıtını aldı.
YENİDÜZEN’e konuşan emekli Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, bir Milletvekilinin birinci derecedeki akrabalarının Merkezi İhale Komisyonu’ndan yararlanmaması gerektiğini ve bu durumun etik olmadığını söyledi.
YENİDÜZEN’in ulaştığı emekli Ombudsman ve eski CTP Milletvekili Feridun Önsav, bir Milletvekilinin oğlu da olmak üzere her vatandaşın ihalelere katılabildiğini ve bu durumun yasal olduğunu söyledi. Ancak katılabilmesi için herhangi bir usulsüzlük veya bir yolsuzluk olmaması gerektiğine değinirken bu durumun etikle bir ilgisi olmadığını söyledi.
Yine YENİDÜZEN’in ulaştığı deneyimli bürokrat ve eski Cumhuriyet Meclisi Genel Sekreterliği Örgütü Genel Sekreteri Mehmet Öner Ekinci, bir milletvekilinin birinci derece akrabasının devlet ihalelerine katılması konusunda yasal bir engel olmadığını söyledi, fakat bu durumun etik olmadığını vurguladı. Anayasa’nın “Milletvekilliği ile Bağdaşmayan Görevler” maddesine işaret eden Ekinci, “Benim Anayasa’ya kişisel yorumum, vekillere yönelik yasağın çocuklarını da kapsadığıdır. Milletvekillerinin mal bildirimi vardır, mal bildirimini yaparken bu yasayı ben hazırlamıştım, Milletvekillerinin ve çocuklarını da katmıştım... Bu yasanın amacı zenginleşmeyi önlemektir. Burada da aynı yaklaşım içerisindeyim” şeklinde konuştu.
Emekli Ombudsman Emine Dizdarlı:
“Kesinlikle etik değil”
“Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, bir milletvekilininin; özellikle de Hükümete mensup bir vekilin birinci derece yakınlarının devlet ihalelerine katılmaması gerektiğini söyledi.
Dizdarlı, “Bu durum hiç etik değildir. Şu an da soruşturma devam ediyor, bu olayla bağlantısı nedir soruşturmayı bekleyip de görmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Emekli Ombudsman Feridun Önsav:
“Yolsuzluk veya usulsüzlük olmadığı sürece her vatandaş MİK ihalelerine katılabilir”
Emekli Ombudsman, eski CTP Milletvekili Feridun Önsav, “Hasan Tosunoğlu’nun birinci derece yakını ihaleye katılabilir, her vatandaşın katılabildiği gibi o da katılabilir, tabii herhangi bir taraftan bir usulsüzlük ve bir yolsuzluğu yok ise” dedi.
Emekli Ombudsman, “Yeğeni de olsa oğlu da olsa fark etmez. Bu durum bence yasaldır, senin benim gibi o da bir vatandaştır. Normal şartlar içerisinde düşündüğünüzde, sizin kadar, benim kadar, onun çocuğunun da hakkı vardır; bütün haklardan yararlanır. Fakat eğer işin içerisinde bir üçkâğıt veya bir rüşvet olayı varsa tabii ki o farklı” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Meclisi emekli Genel Sekreteri, Hukukçu Mehmet Öner Ekinci:
“Kesinlikle etik değil, benim yorumum, Anayasa ‘vekilin çocuğunu’ da kapsıyor”
Cumhuriyet Meclisi emekli Genel Sekreteri, Hukukçu Mehmet Öner Ekinci ise, “MİK’in açtığı ihalelere katılma konusunda bir engel yoktur, Ama bir Milletvekili olarak doğrudan doğruya herhangi bir yüklenme işini alamazdı. Çünkü Milletvekilinin yapamayacağı bazı işler ve ödenekler yasası vardır, o yasaya göre herhangi bir yüklenme işini alamaz. Bu durumun etik olmadığı açıktır. Yani babasının yapamadığını oğlu mu yapar? Kesinlikle etik değildir” ifadelerini kullandı.
Anayasa’nın “Milletvekilliği ile Bağdaşmayan Görevler” maddesine işaret eden Ekinci, yasanın ilgili fıkrasına vurgu yaptı:
“Milletvekilleri, Devlet veya kamu kuruluşlarında kamu görevlisi veya diğer kamu personeli olarak görev alamazlar ve bunların herhangi bir yüklenme işini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kabul edemezler.”
İlgili maddeye işaret ederek, “Siyasal Kamu Görevlileri, Devlet veya kamu kuruluşlarının herhangi bir yüklenme işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler” ifadesine dikkat çeken Ekinci, bu ifadenin milletvekilinin kendisi ve kendisinin sahip olduğu firma veya ortaklık; kendisi veya eşinin, velayeti altında bulunan çocuklarının hissedar olduğu kurumlar veya şirketler veya bu Kurum veya şirketlerin sahip oldukları firmaları kapsadığına işaret etti.
Ekinci, ilgili yasa fıkrasına ilişkin sözlerine şöyle devam etti:
“Yani, Milletvekiline diyor ki, sen bu işi yapamazsın. Devletle ilgili olarak herhangi bir yüklenme işini bir ticari bağlantı veya yüklenme işi alamazsın. Yüklenme işi yani ihale konusunda, bir kamuyla iş yapamazsın demek oluyor. Kamu ile iş yapamayan bir Milletvekilinin çocuğu 18 yaşına kadar velayet altındadır. Ancak 19 yaşında olan çocuğu, yasaya görev yapabilir.”
Ekinci, “Benim anayasaya kişisel yorumum, bunun çocuklarını da kapsadığıdır. Milletvekillerinin mal bildirimi vardır, bu yasayı ben hazırlamıştım, mal bildirimini yaparken, Milletvekillerinin ve çocuklarını da katmıştım. Çünkü orada Milletvekili haksız bir biçimde zenginleşirse ve bu zenginliğinin kaynağını elde ettiği mal varlığını çocuklarına ve eşine devrederse ne olacak? Amaç haksız zenginleşmeyi önlemektir. Burada da aynı yaklaşım içerisindeyim... Dolaylı olarak hiçbir iş yapamazsınız. Yalnız sen değil, senin çocuklarının da yapamaması gerekiyor” şeklinde konuştu.