1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Göz Ardı Eden Politikaların Üstesinden Gelmek için Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Göz Ardı Eden Politikaların Üstesinden Gelmek için Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme

Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Göz Ardı Eden Politikaların Üstesinden Gelmek için Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme

Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Göz Ardı Eden Politikaların Üstesinden Gelmek için Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme

A+A-

Feminist Atölye (FEMA)
[email protected]


Akademik bir çalışma sahası olarak ekonomi bilimi, ekonomi ve bütçe politikalarını belirleyenlerin başlıca bilgi ve danışma kaynağı olmakla birlikte, bu bilim dalı uzunca bir süre toplumsal cinsiyet konusunu tamamen göz ardı etmiştir. Ekonomi teorileri çerçevesinde bugün bile çok geniş kabul gören varsayıma göre, ekonomi politikalarının oluşturulma süreci kadınları ve erkekleri aynı şekilde etkilemektedir. Dahası, üstü örtülü olarak varlığını sürdüren varsayıma göre, hem kadınlar hem de erkekler karar verme ve eyleme geçme bakımından eşit imkânlara sahiptir. Toplumsal cinsiyeti göz ardı eden kamu politikaları ve özellikle de toplumsal cinsiyeti göz ardı eden bütçe politikaları yeterli görülmektedir. Ne var ki, kadınların ve erkeklerin toplum içindeki ekonomik ve sosyal konumları farklıdır ve dolayısıyla devletin yahut belediyenin iktisadi faaliyetleri kadınları ve erkekleri değişik şekillerde etkilemektedir. Ekonomi, sosyal güvenlik ya da emek piyasası politikaları gibi temel politikalar, sadece kadınları hedefleyen politikalara ayrılan ve sınırlı olagelmiş kaynaklara kıyasla, erkeklerin ve kadınların yaşamlarını çok daha fazla etkileme potansiyeline sahiptir.

Klasik toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları ve pozitif ayrımcılık uygulamaları, kadınların toplum içindeki yerinin iyileştirilmesi ve eşitsizlikle mücadele edilmesi bakımından son derece önemli politika alanları olarak karşımıza çıksa da, Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme, kadınların yaşamlarında kayda değer bir fark yaratmak ve toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşmak için ana akım politikalara da aynı derecede odaklanılması gerektiği fikrinden hareket etmektedir. Burada dikkatlerin kenardan merkeze kaydırılması önem kazanmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının yer aldığı alan olan “kenar” alanlarda, genellikle çok az kaynak (para ve insan kaynağı) bulunmakta ve güç sahibi aktörlere çok az etki edilebilmektedir. Dolayısıyla, politika yapıcıların dikkatinin toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarına daha fazla odaklanmasını sağlamaya, pozitif ayrımcılığa ve yeterli mekanizmaların oluşturulmasına yönelik çabalar mutlaka devam etmelidir.

TCDB yaklaşımının asıl mesajı ise, ana akım politikalar belirlenirken toplumsal cinsiyet eşitliği hedefinin dikkate alınmasını sağlamak için, ana ve “önemli” politika alanlarına eşit ölçüde eğilinilmesi gerektiğidir. Toplumsal cinsiyet bütçesi analizi sadece bütçeleri ilgilendiren bir mesele değildir; daha geniş kapsamdaki politikaların etkilerini anlayabilmek amacıyla bütçelerden başlangıç noktası olarak yararlanarak makroekonomik politika analiziyle daha sıkı bir bağlantı kurulması gerekmektedir. Bu noktada, TCDB yaklaşımını benimseyip iyi sonuçlar elde etmiş bir belediyenin ülke çapındaki makroekonomik politikalardan izole olamayacağı ortaya çıkmaktadır. Ülke genelinde uygulanan politikaların belediyeler dâhilindeki toplumsal cinsiyet eşitliği meseleleri üzerindeki yansımaları, belediye düzeyindeki aktörlerin bu meselelere doğrudan bir etkisi olmaksızın görülebilir. Burada vurgulanmak istenen husus, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de idarenin farklı katmanlarının birbirleriyle sıkı sıkıya ilişkili olduğu, ve ideal durumda Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme yaklaşımının idarenin her katmanında benimsenmesinin gerekli olduğudur. TCDB, bütçe sonuçlarını, üretimlerini, faaliyetlerini ve girdilerini toplumsal cinsiyet perspektifinden gözlemlemek üzere birtakım araçlardan, yaklaşımlardan ve stratejilerden yararlanır.

TCDB stratejilerinin ve faaliyetlerinin niteliği, bağlama, hedeflere, aktörlere ve ilgili girişimin kapsamına bağlıdır. TCDB kapsamında, toplumsal cinsiyet analizi, politikalarda, bütçelerde ve süreçlerde yaşanan değişimler ve sonuçların kontrolü yer almaktadır. Değişimi tetikleme amacını taşıyan uzun vadeli bir süreci içeren TCDB, politikaların, süreçlerin ve kurumların toplumsal cinsiyete karşı daha duyarlı ve kapsayıcı hale gelmesini temin etmek hedefindedir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında yerel idareler ana aktör konumundadır, zira hizmetler ve kaynaklar yerel idare düzeyinde verilmekte ve kadınların ekonomik haklarında ve ekonomiye katılımlarında bu düzeyde gerçekleşen iyileştirmeler gerek kadınların gerekse toplumdaki herkesin hayatı üzerinde doğrudan sonuç vermektedir. Katılımcı nitelikteki ve kadınların ve dezavantajlı kesimlerin seslerinin duyulmasını sağlamayı amaçlayan planlama ve bütçeleme yaklaşımları yerel düzeyde özellikle sonuç verici ve etkili olmaktadır.

Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçelemenin Faydaları:
 

1) Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması
Vatandaşların refahına katkıda bulunmak ve zenginliklerin ve kaynakların uygun şekilde dağıtılmasını temin etmek, genelde kamu politikalarının, özelde ise bütçe politikalarının ana hedeflerinden biridir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin varlığını ısrarla sürdüren eşitsizlikler arasında olması, kaynakların kadınlar ve erkekler arasında hakça dağıtılması meselesini önemli bir politika hedefi haline getirmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşılabilmesi için kadınlar ve erkekler açısından varılan sonuçların eşit olması gerekir. Bu durum, kadınların ve erkeklerin aynı politikalardan eşit şekilde yarar görebilmeleri için birbirlerinden farklı olabilecek ihtiyaçların, tercihlerin ve hakların dikkate alınması gerektiğini akla getirmektedir. Kamu finans ve politikalarının toplumsal cinsiyetle ilişkili yönlerini belirginleştiren Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme yaklaşımı, bilinçlendirme, toplumsal cinsiyetle ilgili konuların anlaşılması ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki çabaların daha iyi sonuç vermesi için siyasi karar zemininin hazır edilmesi açısından temel bir strateji niteliğindedir.

2) Kadın haklarının kazanılması hedefine doğru yol alınması
İnsan haklarının ve kadın haklarının kazanılması, büyük ölçüde hakların yeterli kaynaklara sahip öncelikli politikalar haline dönüştürülmesine bağlıdır. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçelemede amaç, politika taahhütleri arasındaki boşlukları, insan hakları ve kadın hakları enstrümanlarına ayrılan kaynaklara ve politikaların sonuçlarına bakarak değerlendirmektir (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve 1995 yılında Pekin’de yapılan Dördüncü Dünya Kadın
Konferansında tesis edilen Pekin Eylem Platformu, ayrıca ulusal politika belgeleri bu enstrümanlar arasındadır.

3) Fakirliğin daha etkili biçimde azaltılması
Toplumsal cinsiyet eşitliği, yaygın fakirliğe fiilen çare bulabilmek için anahtar konumdadır. Kadınlar ve erkekler fakirliği farklı şekilde tecrübe etmekte (fakirliğin kadınlar üzerindeki etkisi daha şiddetli olmakta) ve fakirliğin üstesinden gelebilmek için farklı engellerle karşılaşmaktadır. Vakit yetersizliği sorunu da erkeklerden çok kadınları etkilemektedir. Kadınların ihtiyaçları eşit şartlarda dikkate alınmadığı takdirde, fakirliği azaltma amaçlı politikaların başarısız olması riski söz konusudur.

4) Ekonomik üretkenliğin arttırılması
Verimin düşmesine, kaynakların ve bilginin yetersiz kullanımına, üretkenliğin azalmasına, insanların kabiliyetlerinin gelişimine ket vurulmasına sebep olması, ayrıca genel refahı düşürmesi dolayısıyla, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ekonomik açıdan yüksek bir bedel doğurmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azaltılması ile yüksek kalkınma hızı arasında pozitif korelasyon olduğunu gösteren pek çok çalışma vardır. Bilgiye, kredi kaynaklarına, girdilere ve piyasalara erişimi artan ve vakit sorunu hafifletilen kadınların üretkenliği çok yüksek oranda artmaktadır. Ekonomik alanda daha güçlü kılındıklarında kadınlar kendilerinin ekonomideki yerini iyileştirmekle kalmamakta, genel olarak toplumun refahının artmasına da katkı sağlamaktadır. Ekonomik üretkenlik söz konusu olduğunda, “üretkenlik” kavramını gerek ücretli gerekse ücretsiz olarak (bunlar genellikle kadınların karşılıksız yaptıkları işlerden oluşmaktadır) yapılan ekonomik faaliyetlerin sonuçlarını kapsayacak şekilde genişletmek, resmin bütünün görebilmek açısından çok önemlidir. Karşılıksız bakım hizmetleri, ev işleri ya da sosyal yardım faaliyetleri yoluyla kadınlara aşırı yük yüklenmesi ve böylece kadınların vaktinin gereğinden fazla alınması, genel anlamda ekonomik üretimi düşürebilir. Bu bağlamda, Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme, ekonomi ve bütçe politikaları yapılırken bütçe politikası ve ücretsiz işler arasındaki karşılıklı bağlantıların kurulmasına yardımcı olabilir.

(Devam edecek…)

Bu haber toplam 1448 defa okunmuştur
Gaile 247. Sayısı

Gaile 247. Sayısı