1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Sevdiğiniz spora tutkuyla bağlanın, onunla birlikte öğrenin” 
“Sevdiğiniz spora tutkuyla bağlanın, onunla birlikte öğrenin” 

“Sevdiğiniz spora tutkuyla bağlanın, onunla birlikte öğrenin” 

Portre / Kemal Yıldırım – Üniversite öğrencisi & satranç oyuncusu

A+A-

Muhabir: Sonay Demirpençe 

Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… 
Mücadeleci.

Şu an yaptığım işi yapmasaydım... 
Futbolcu olmak isterdim. Küçük yaştan beri bu spora büyük bir tutkum var. Bazen futbol maçlarını seyrederken “Keşke ben de o sahada olsam” dediğim çok olur. 

Benim gündemimi en fazla meşgul eden… 
Dersler, sınavlar, satranç...

Kayıtsız kalamadığım şey… 
Adaletsizlik ve haksızlık. 

En büyük pişmanlığım… 
Hayatımı derinden etkileyecek bir pişmanlığım olmadığını düşünüyorum.

En büyük sevincim… 
Genel bağlamda; sevdiğim insanlardan motivasyon almak. Bir anı olarak ise satrançta ilk şampiyonluğum diyebilirim.

Hayatımın dönüm noktası… 
Üniversite ve meslek seçimi olarak Atatürk Öğretmen Akademisi’ni seçmek.

Beni en çok etkileyen yazar… 
Nazım Hikmet

Başucumdaki kitap... 
Dvoretsky’s Endgame Manual – Satranççılar iyi bilir :)

En keyif aldığım müzik.. 
Hemen hemen her türlü müziği farklı zamanlarda dinliyorum. Klasik Rock, Alternatif Rock, Rap... Ama bu aralar en sevdiğim şarkı Sting – Fragile.

En son izlediğim film… 
Zindan Adası (Shutter Island). 7/10

Kendim için son aldığım şey… 
Sırt çantası

Dolabımdaki en gereksiz şey… 
Kol saati

Benim için alınabilecek en güzel hediye…
Küçük ama anlamlı, üzerine düşünülmüş hediyelerden hoşlanırım. Maddi değerinden çok, bana özel bir anlamı olması benim için önemli. Birlikte yaşanmış bir anıyı hatırlatan küçük bir hediye beni çok mutlu eder. Ama bir futbol formasına da asla hayır demem...

Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… 
Belli başlı konularda mükemmeliyetçi olmak kendime zorluk çıkardığı için onu biraz azaltmak isterdim. 

Kendimde beğendiğim özellik… 
Kararlı ve özgüvenli olmam.

Olmasa da olur… 
Gereksiz tartışmalar, anlaşmazlıklar, samimiyetsiz ilişkiler, negatif enerji yayan ve sürekli yarış içinde olan insanlar.

Olmazsa olmaz… 
İç huzur ve sağlık.

En iyi yaptığım yemek… 
Mutfağa dair hiçbir yeteneğim yok. Ama muhtemelen tost.

Hayalimdeki dünya… 
İnsanların sevdikleri işi tutkuyla ve rahatlıkla yapabildiği, hayatın gereksiz yüklerden arındırıldığı ve tüm insanların sorunsuzca yaşayabildiği bir dünya.

Aşk benim için… 
Bir insana, spora, sanata ya da bir hobiye yüklenen en saf anlamdır. Sizi yönlendiren, hayatı renklendiren ve vazgeçmek istediğinizde sizi yeniden başlatan bir güçtür.

Onunla çok tanışmayı isterdim… 

Yaşayan satranç efsanesi, eski dünya şampiyonu Garry Kasparov ile tanışmak ve ondan tavsiyeler almak isterdim. 

Görmek istediğim yer… 
New York, Times Meydanı

Mutlaka yapmak istediğim.. 
Sevdiğim dostlarımla/insanlarla dünyayı gezmek.

Son olarak söylemek istediklerim… 
Küçük yaştaki sporculara mesajım; sevdiğiniz spora tutkuyla bağlanın, onunla birlikte öğrenin, hayal edin ve her gününüzü onunla doldurun. Beni Portre’sine konuk eden sayın Sonay Demirpençe’ye ve bana ulaşmasını sağlayan Lefkoşa Satranç Derneği ailesine teşekkür ederim. Aynı zamanda derneğimizin 40. yılını büyük bir gururla kutlarım.

Bu haber toplam 1510 defa okunmuştur