1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. PROTOKOL ‘DEVLET SIRRI’
PROTOKOL ‘DEVLET SIRRI’

PROTOKOL ‘DEVLET SIRRI’

Uzunca bir süredir gündemden düşmeyen Ekonomik Protokol’le ilgili ‘çelişkili açıklamalar’ın yanı sıra ‘sır perdesi’ sürüyor…

A+A-

Meltem SONAY

Uzun bir süredir gündemden düşmeyen ve CTP-UBP hükümetinin sonlanmasına neden olan Ekonomik Protokol’le ilgili ‘çelişkili açıklamalar’ın yanı sıra ‘sır perdesi’ sürüyor…

Geçtiğimiz hafta sonu önce Başbakan Yardımcısı’nı protokolün imzalandığına ilişkin açıklamaları basına yansırken, hemen ertesi Başbakan kaynaklarına dayandırılan ve protokolün Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın Kuzey Kıbrıs’a gerçekleştireceği ziyarette imzalanacağına ilişkin açıklamalar basında yer buldu.

Özellikle ‘özelleştirmeler’e ilişkin basına sızanlar hariç protokolün detayına ilişkin de şu ana kadar resmi kaynaklar herhangi bir açıklama yapmadı.

Ne iktidar, ne de muhalefet milletvekilleri, ekonomik protokolün imzalanıp imzalanmadığı, imzalanmadıysa ne zaman imzalanacağı veya kim tarafından imzalanacağına dair bilgi sahibi… Öte yandan içerisinde imzalanacak üç yıllık mali protokole ek olarak, özelleştirme tartışmalarını da beraberinde getiren yapısal dönüşüm programının da bulunduğu belirtilen Protokolün son şekline ilişkin de kimsenin bilgisi yok.

‘Binali Yıldırım’ın ziyaretinde imzalanacak’

Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasında hazırlanan ekonomik protokole son şekli verildiği, Kuzey Kıbrıs tarafı protokole ilişkin mutabakat metnini imzalandığı, imzalanan mutabakat metni Ankara’ya da gönderildiği basına yansımıştı.

Protokolün, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın yarın Kuzey Kıbrıs’a gerçekleştireceği ziyarette imzalanması da bekleniyor.

İmzalanacak üç yıllık mali protokole ek olarak, özelleştirme tartışmalarını da beraberinde getiren yapısal dönüşüm programı da bulunduğu, Telefon Dairesi’nin özelleşmesinin yanı sıra, imzalanan protokole göre; Kıb-Tek’in üretim, iletim ve dağıtım alanlarında üç parçaya bölünüp, dağıtım (elektrik) bölümünün özelleştirileceği de konuşuluyor.

Protokolde Devlet Planlama Örgütü’ne dokunulmayacağı, Mağusa Limanı’nın özelleştirilmeyeceği belirtilirken, yargıyla ilgili kısımların da yeniden düzenlendiği ifade ediliyor.

 

Milletvekilleri ne dedi?

Soyer: “Tam bir ilkel durum yaşanmaktadır”

“Tam bir ilkel durum yaşanmaktadır” diyen Eski Başbakanlardan CTP Mağusa Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, “Kıbrıs Türk Halkı’nın ulaştığı demokratik birikime ters ilkel bir durum,  sanki kabile hayatına dönüyormuşuz gibi bir durum var” şeklinde konuştu.
Önce Serdar Denktaş’ın ‘protokolle ilgili değişiklik önerlerimiz var görüşeceğiz’ ifadelerini olduğunu ancak bu önerilerin ne olduğu ve yapılıp yapılmadığına ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığını anımsatan Soyer, geçtiğimiz gün Havadis Gazetesi’nde Serdar Denktaş’a atfen Protokolün imzalandığı, hatta savunma kalemi ve yatırım kalemlerine de ilişkin haberler yayınlandığını hatırlattı.
Ertesi gün Kıbrıs Gazetesi’nde bu kez başbakan ve Başbakan kaynaklarına atfen yayınlanan  bir başka haberde ise  diğer haberin yalanlandığına işaret eden Soyer, bu haberde protokolün ne, ‘ne zaman imzalanacağının, ne de ne zaman kimin tarafından imzalanacağın  belli olmadığının’  yazıldığını altını çizdi.
“Her halûkârda protokolün içeriğine dönük hiçbir açıklama yapılmadı” diyen Soyer, demokrasi ve devlet yapısı açısından bunun çok büyük ayıp olduğuna işaret etti, “İçeriğini açıklamak zorundadırlar” dedi.
UBP’nin de, DP’nin de büyük mesuliyet altında olduğuna işaret eden Soyer, bu iki partinin CTP’yi sürekli suçlayan partiler olduğunu hatırlattı. Başbakan Kalyoncu’nun Ekonomik Protokol’le ilgili bir takım sıkıntıları açıkladı zaman UBP ve DP’nin ‘vay bunu niye açıkladın, noktası virgülü değişmeden imzalanmalı’ tavrında olduğunu hatırlatan Soyer,  Türkiye’den gelen suyla ilgili de aynı sürecinin yaşandığına işaret etti.

Çeler: “UBP’li vekiller bile bilmiyor”

“Al birini vur ötekine” diyen TDP Girne Milletvekili Zeki Çeler, geçmiş hükümet döneminde de ‘Su Protokolü’ ile ilgili benzeri bir süreç yaşandığını, içeriğin gizlendiğini ifade etti.
Kapalı kapılar ardına gizlenmelerin alışkanlık edinildiği görüşünü de belirten Çeler, “UBP’li vekillere soruyoruz, onlar da imzalanıp imzalanmadığını bile bilmiyor” şeklinde konuştu.
En son Ekonomik Protokolün, Türkiye Başkanı Binali Yıldırım’ın ziyaretinde imzalanacağı haberini basından okuduklarını kaydeden Çeler, “Bildiğimiz bu kadar” dedi.
Ekonomik Protokol’le ilgili son bilinenlerin CTP-UBP Hükümeti’nin son dönemlerinde basına yansıyanlar olduğunu da anımsatan Çeler, “UBP- DP Hükümeti ne kadar müzakere etti, neler eklendi veya düzenlendi muamma… Belirsizlik” şeklinde konuştu.

Akansoy: “Kamuoyu ile paylaşılmadan imzalanması kabul edilemez”

Ekonomik Protokol sürecinin, toplumun çok önem verdiği, herkesin dikkatle izlediği bir konu süreç olduğuna işaret eden CTP Mağusa Milletvekili Asım Akansoy, bu konuda hükümetin dengesiz açıklamaları ve sessizliğinin kabul edilebilir olmadığını belirtti.
Protokolde, özelleştirmeler gibi toplumu rahatsız edecek temel konular olduğu gibi, geçmiş dönemden bildiği kadarıyla protokolde,  rahatsız edecek kılçıklı noktalar olduğunu anımsattı.
“Bunun gibi temel, toplumun geleceğini doğrudan ilgilendiren bir konunun, kamuoyu ile paylaşılmadan imzalanması kabul edilemez” diyen Akansoy, bu hükümetin kuruluş amacının zaten bu protokolü bir an önce imzalamak olduğunu da hatırlattı. “Toplumun önümüzdeki yıllarını belirleyecek, şekillendirecek belki de geleceğini gasp edecek bir protokolden bahsediyoruz” diyen Akansoy, Hükümet’ten atacakları adımı açık bir şekilde paylaşmaları beklentisini paylaştı, Protokol’de ülkenin geleceğini gasp edecek noktalara ilişkin de ‘Kabul etmemiz asla mümkün değildir, gerekli tepkiyi de koyacağız” şeklinde konuştu.

Arabacıoğlu: “Şu anda imzalanıp imzalanmadığını bilmiyorum”

Kuzey Kıbrıs Bütçesi’nin 1 milyar TL’sinin Türkiye kaynaklı olduğunu ifade eden DP Lefkoşa Milletvekili Dr. Mustafa Arabacıoğlu,  protokolün imzalanmasını gecikmesinden dolayı, devlete iş yapan müteahhit ve işverenler arasında parasını alamadığı için, çalışanının maaşını ödeyemeyen, yatırımını yapamayanlar olduğuna işaret etti.
“Ocak’ta bitmesi lazımdı, bugün halen tartışıyoruz” diyen Arabacıoğlu, en çok telefon,  elektrik ve limanda özelleştirme konularının tartışıldığını ancak toplumun genelinde çok daha fazla kanayan yara olduğu görüşünü belirtti.
“Açıkçası protokolün şu anda imzalanıp imzalanmadığını da bilmiyorum. Henüz Genel Başkan’la da konuşamadım” diyen Arabacıoğlu, telefon, elektrik ve limanlara ilişkin son yazılımın da ne olduğunu bilmediğini belirtti, “ Türkiye’nin desteğine rağmen bütçede ciddi açık var. Bir orta yolda buluşmak zorunluluğu var. Toplum geneli de bakmak lazım” dedi.

Tatar: “Bekli burada imza töreni yapılacak… Başbakan Yıldırım veya Tuğrul Türkeş imzalayacak bilemiyorum”

“Protokol mutlaka imzalanacak” diyen UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar da Protokol’ün tam olarak ne zaman, kim tarafından imzalanacağından emin değil.  Tatar, “Başbakan Özgürgü imzaladı, Türkiye’ye de gönderdiler onlar da imzalansınlar diye. Binali Yıldırım’ın ziyaretinde belki burada imza töreni yapılacak tam bilemiyorum. Tuğrul Türkeş de birlikte gelecek. Belki Tuğrul Türkeş imzalayacak, belki de Binali Yıldırım” şeklinde konuştu.
Ekonomik Protokol’ün Türkiye Başbakanı tarafından imzalanmasının,  ‘uygulamaların daha fazla izleneceği, takip edileceği’ anlamında okunabileceği görüşünü de belirten Tatar, Ekonomik Protokol’ün son şeklini görmediğini belirtti, “somut olarak bizim de görebilmemiz yayınlanmasından sonra olacak” dedi.
Protokol’de mali disiplin, bütçe disiplini kamu açıkları azaltılması için tedbirler, ek mesailerin kısılması, e devlet projesinin hayat bulması, sağlıkta, eğitimde, tarımda açılımlar beklentilerini ifade eden Tatar, ihracat için hibe programlarının da önemine işaret etti.
“İç borç faizlerin ödenmesi için kesin ifadeler görmeyi de bekliyorum” diyen Tatar, üretimin artabilmesi için yatırımların da teşvik edilmesi gerekliliğine değindi.
“Özelleştirme kelimesini pek sevmem ama bu kurumlar iyi durumda değillerse, yatırım yapamaz halde iseler, finansmanı da bulmak kaydı ile yap –işlet devlet modeli” diyen Tatar, bu tür uygulamaların uzun vadeli uygulamalar olduğuna ve halkın da desteğinin ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.

-----------------------------------------

Sendikalar da tepkili!..

KTAMS Başkanı Kaptan: “İçerik ısrarla halktan gizleniyor”

KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan, UBP-DP Hükümeti’nin, kendi halkına hizmet etmediğini, AKP’nin taşeronluğunu yaptığı görüşünü belirtti.
Yazılı açıklama ile hükümete yönelik eleştiriler yönelten KTAMS Başkanı  Ahmet Kaptan,  AKP tarafından kurdurulduğunu iddia ettiği hükümetin; Kıbrıs sorununun çözümü,  alım gücünün artırılması, asgari ücretlilerin sıkıntılarının giderilmesi beklentisi içinde olan halkı  ve çalışanları hayal kırıklığına uğratmaya devam ettiğini ifade etti.
“Hükümete gelir gelmez büyük oranda vergi adaletsizliği yaratacağı ekonomistler tarafından da ortaya konulan seyrüsefer ruhsatlarının yıllık harçlarının kaldırılıp yerine akaryakıta zam yapma  tartışması başlatılmıştır” diyen Kaptan, Ekonomik İşbirliği Protokolü’nün içeriğinin  ısrarla halktan gizlendiğine işaret etti.
Kaptan, son olarak Anayasa çiğnenerek gösteri  ve  yürüyüş yapma hakkının makamdan izne tabi olması yönünde kaymakamlıklara genelge dağıtıldığını ileri sürerek, “Bütün bu icraatlar bu hükümetin  kendi halkına hizmet etmediğini, AKP'nin taşeronluğunu yaptığını göstermektedir” dedi.
Kaptan, KTAMS’ın dayatmaları, anti demokratik uygulamaları dün kabul etmediği gibi bugün de kabul etmeyeceğini ve paydaşlarıyla  birlikte sokağa ineceğini belirterek, “fahiş  su fiyatını, kamusal alanların peşkeş çekilmesini, asgari ücretlinin açlığa mahkum edilmesini, Anayasa’nın çiğnenerek gösteri ve yürüyüş hakkının izne tabi olmasını  kabul etmediklerini” belirtti.

EL-SEN: “Eylemler başlayacak”
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (El-Sen) Genel Sekreteri Toprak Altay, geçtiğimiz günlerde YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamada, yeni ekonomik protokolde Kıb-Tek’in üretim, iletim ve dağıtım olarak üçe bölünüp dağıtım bölümünün özelleştirilmek istendiğine işaret ederek, bununla ilgili herhangi bir adımda ‘toplumu’ da arkalarına alarak eylemlerin başlayacağını açıklamıştı.
Altay, Lefkoşa, Girne, Güzelyurt ve Mağusa bölgesindeki orta ve alçak gerilim amirliklerinden oluşan dağıtım (fatura değil elektrik dağıtımı) bölümlerinin özelleştirilmesinin protokolde yer aldığını savunmuş, üretimden sonra en önemli bacağın dağıtım olduğunu vurgulamıştı. Altay, dağıtımın özelleştirilmesiyle birlikte üretim fiyatıyla, eve gelen fiyat arasında dağlar kadar fark olacağını, dağıtım maliyetinin yurttaştan alınacağını dile getirmişti. Toprak Altay, Kıb-Tek’de Genel Müdürlük, yüksek gerilim şebekeleri işletim ve bakım tesisleri ile üretimdeki mevcut yapıların şu anda özelleştirme kapsamında olmadığını ifade etmişti.

Tel-Sen: “Ortaklığa sıcak bakmıyoruz”
Telekomünikasyon Dairesi Çalışanları Sendikası (Tel-Sen) Başkanı Tamay Soysan da, ‘özelleştirme’ konusuyla ilgili Tel-Sen görüşünün açık ve net olduğunu vurgulayarak, ‘yap-işlet-devret’, Telekomünikasyon Dairesi’nin alt yapısının devri veya işletme devri gibi bir ortaklığa asla sıcak bakmadıklarını açıklamıştı. Soysan, ancak gelir ortaklığı, gelir paylaşımı adı altında bir hizmet anlayışıyla altı doldurulacak ve fotoğrafın doğru bir şekilde ortaya çıkmasıyla oluşabilecek bir ortaklığa, bunun doğru bir şekilde yapılması ve olumlu gördükleri takdirde değerlendirebileceklerini ifade etmişti.

Bu haber toplam 3164 defa okunmuştur