1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Nicos Poulantzas
Nicos Poulantzas

Nicos Poulantzas

Nicos Poulantzas

A+A-


Cansu N. Nazlı
cansunazli@yahoo.com

“İki büyük küçük-burjuva bütünün iktisadi alanda işgal ettikleri farklı konumların etkilerinin, ideolojik düzeydeki özdeşliği sorununa dönelim. Burada kaçınılmaz olarak şematik kalınacaktır.
a. Aşırı zenginliğe, “büyük servetlere” karşı bir statükocu anti-kapitalizm: Fakat her şeyden önce ‘statüko’, çünkü bu kategori mülkiyetine çok bağlıdır ve proleterleşmekten korkmaktadır. Bu durum çoğu kez, eşitlikçi özlemlerle, tekellere karşı “fırsat eşitliğine” doğru geriye dönme özlemleri ile birleşmektedir: Bir taraftan gerçek bir rekabet özlemi, öbür yandan seçimlerde eşitçilik özlemi. Bu küçük burjuvazi, sistem değişmeden değişiklikler olsun ister. Böylece, burada, siyasal iktidarın yapısının köklü bir şekilde değişimine taraftar olmaksızın, bu iktidarın “paylaşılmasına katılma” özlemi de ortaya çıkmaktadır.
b. Toplumun devrimci değişimi yerine, “merdiven” mitosuna bağlı bir ideolojik görünüm: Aşağıdan proleterleşme korkusu, yukarıdan burjuvazinin çekiciliği. Küçük burjuvazi, “daha iyiler” ve “daha yeteneklilerin” bireysel yükselmesi ile burjuvazi olmayı özler. Bunun görünümü, çoğu kez, toplum değişmeksizin, seçkinlerin yenilenmesi, “rolünü yerine getirmeyen” burjuvazinin küçük burjuvazi ile değiştirilmesi vb. ilgili ‘elitist’  bir biçim almaktadır.
c. Lenin’in söz etmiş olduğu “İktidar fetişizmi” görünümü: Ekonomik tecrit edilmişliği nedeniyle (bu aynı zamanda ‘küçük burjuva bireyciliğini’ de doğurmaktadır), burjuvazi ve proletaryaya iktisadi yaklaşma ve karşıtlık durumu sonucu küçük burjuvazi sınıflar-üstü, tarafsız devlete inanmaktadır. Bu tarafsız devletin kendisine yukarıdan ‘rahmet etmesini’; kısaca gerileyişini durdurmasını beklemektedir. Bundan da öteye: Bu durum çoğu kez, bir ‘devlet tapınmasına’ yol açmaktadır. Küçük burjuva bu durumda kendini burjuva ve işçi sınıfı arasında “tarafsız” bir sınıf gibi görerek, tarafsızlığının kendininkine benzediği devletle kendini özdeşleştirmekte ve dolayısıyla kendini, ‘kendi’ devleti olacak olan devletin direği saymaktadır.” N. Poulantzas, Faşizm ve Diktatörlük

Bu haber toplam 1708 defa okunmuştur
Gaile 229. Sayısı

Gaile 229. Sayısı