1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Muhalif güçler havlu mu atıyor?
Muhalif güçler havlu mu atıyor?

Muhalif güçler havlu mu atıyor?

Kıbrıs’ta yaşayan halk, yığınla birikmiş problemler yüzünden bezmiş durumda. Çünkü her yerde, çözümsüz duran, saymakla bitmeyecek kadar sorun var. Hükümet, meclis, bakanlar kurulu, sağlık, eğitim, trafik, çevre, hava durumu, elektrik enerjisi, b

A+A-

                              

 

Kıbrıs’ta yaşayan halk, yığınla birikmiş problemler yüzünden bezmiş durumda.

Çünkü her yerde,  çözümsüz duran, saymakla bitmeyecek kadar sorun var.

Hükümet, meclis, bakanlar kurulu, sağlık, eğitim, trafik, çevre, hava durumu, elektrik enerjisi, belediye, daireler, mahkemeler, bankalar ve dahaları, insanlara sıkıntı veriyor.

Para dökseniz bile bu sorunlar çözülmüyor..

Türkiye’nin eski hali gibi..Aziz Nesin’in hikayelerindeki gibi..

 

* Düşünün, hükümet partisinin kurultayında kimin başkan seçildiğine, aylarca sürmesi  beklenen duruşmalarla mahkeme karar verecek..

* Kaza mahkemesi, kurultay sonunda başkan seçildiği açıklanan, başbakan İrsen Küçük’ün diğer adayın başvurusu sonucu, başkanlık görevlerini elinden alan ara emri verdi. Başkanlık yetkisi yok ama başbakanlık yapıyor!

* Kamu Hizmeti Komisyonunun başkan ve sınavlardan sorumlu kişisi sahtecilik yapmakla tutuklandı ama görevlerine devam ediyor görünüyorlar. Bu tartışmalı durum kurumu işlevsiz hale getiriyor.

*Başka belediyeler de aynı çöküşte olmasına rağmen, gündeme yerleşen Lefkoşa belediyesinin durumu ortada kaldı. Sendika grevde, muhalefete mensup meclis üyeleri istifa etti. Aylardır Lefkoşa halkı hizmet alamıyor. Başkan’ın uygulamaları nedeniyle yargı önüne çıkarılacağından söz ediliyor ama başkanlığı devam ediyor....

Belediyeyi kurtarma planları Türkiye hükümetince yapılıyor. Çünkü burdaki siyasi güçler, kurtarma planı üzerine kafa yormuyor. Sanki bu felaketten siyasi zarar görmemek için susuyorlar. Çözümün, çözümsüzlüğe yenik düşmesi bu..

 

Halkın zaten iş/aş sorunu var. Binlerce üniversite ve lise mezunu iş bekliyor. Çalışanlar da rahat değil. Çalıştığı kurumun her an batma tehlikesi var. Maaş artışı yok. Hayat pahalılanıyor. Sosyal haklar budanmış..Borç/harç içinde sıkıntılar katmerliyor.

Siyaset, insanları memur yapma üzerine kurulmuş..Hangi parti bu güvenceyi vermişse kazanıyor. Ama artık “deniz bitmiş”..

 

Hükümet ve devlet kurumları çare üretemiyor. Peki muhalif güçler, eylem, demeç, eleştiri dışında ne yapıyor?

 

Böyle bir toplum yapısında, yeni liderler doğabilir, muhalefet partileri taraftar toplayabilir ve ilk seçimde hükümet kurabilir.

Ama bu sorunları nasıl çözeceklerini açık seçik halka anlatmaları lazım. Acı reçete de olsa dürüstçe söylenmesi lazım..Sıkıntı çekilerek de olsa, daha iyi günlere geçileceği umudu verilmeli.

Hatta, toplumu hükümetin yaratacağı zararlardan koruma görevi olan muhalefet, bu felaketin yaşanabileceğini daha önceleri neden gündeme taşımadıklarını, çöküş sürecinin tüm gerekçelerini söyleyebilmeli.

“Bu personel sayısıyla Lefkoşa belediyesi kurtarılamaz” diyen muhalif sayısı yok denecek kadar az. “Her şey yerinde kalsın ama Belediye kurtarılsın” anlayışı samimi midir? Kurtarma planının halka maliyeti ne olacak acaba? Halkı kim koruyacak?

Söylenen tek şey “erken seçim”..

Geçmiş ve gelecekten açıkça söz etmeden meftanın arkasından konuşmak kolaydır.

 

Muhalif güçler, Belediye ve diğer kurumlarda yaşanan çöküşe çıkış yolu gösteremezken, neredeyse top halka aktarılıyor.

Medyadan izlediğim birkaç isimin konuşmalarını oldukça manidar buldum.

Toplumun çok eski ve muhalif memur sendikası KTAMS’ın başkanı, “Halk gelecek seçimlerde UBP’yi seçerse başkanlıktan ayrılırım” diyor.

Bir muhalefet milletvekili, “Biz yapacağımızı yaptık, halk ve diğer STÖ’ler toparlansın UBP’yi alaşağı etsin” diyor.

 

Bir grup yurttaşın Dereboyunda eylem yapacağını duyan, “UBP” yönetimine muhalif” eski UBP’li bir gazeteci, “Kaymak tabakanın sefahat merkezi” diyerek Lefkoşa’nın Köşklüçiftlik ve Dereboyu sakinlerine, orta tabakaya serzenişte bulunuyor.

Duyan da Dereboyu’nu zevk-eğlence merkezi sanacak..Gençlerin gidebileceği, sosyalleşebileceği lokanta ve kafelerin olduğu bir yer burası..

Muhaliflerin de iktidardakilerin de çocukları, gençler, yabancı öğrenciler ve yetişkinlerin gidebildiği nezih sayılabilecek bir tek caddemiz “sefahat merkezi” olmuş!

 

Muhaliflerden ricamız, sorunlara, mantıklı, güven verici ve sürdürülebilir öneri üretmesi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1798 defa okunmuştur