1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Kıbrıs Türkler Nereye” konferansı “Gelecek için ortak mücadele şart”
Kıbrıs Türkler Nereye” konferansı   “Gelecek için ortak mücadele şart”

Kıbrıs Türkler Nereye” konferansı “Gelecek için ortak mücadele şart”

“Kıbrıs Türkler Nereye” konferansı Lefkoşa’da başladı.  Avrupa Parlamentosu (AP) Kıbrıslı Üyesi Niyazi Kızılyürek’in organizasyonuyla düzenlenen konferansa yoğun katılım oldu.

A+A-

“Kıbrıs Türkler Nereye” konferansı Lefkoşa’da başladı.  Avrupa Parlamentosu (AP) Kıbrıslı Üyesi Niyazi Kızılyürek’in organizasyonuyla düzenlenen konferansa yoğun katılım oldu.

Lefkoşa Merit Otel’deki konferansın açılış konuşmasını Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek ve AKEL Merkez Komitesi’nden Tomazos Çelebis yaptı.

Kızılyürek, Kıbrıs adasında bir tarafın devleti, bir tarafın da coğrafyayı cebine koyarak çözümsüzlük için işbirliği yaptığını belirterek, “Bunun kurbanı da Kıbrıslı Türkler olmuştur” dedi.

Federal devlete ulaşmak yönünde en önemli zorluğun Kıbrıslı Rum elitlerin, iktidarı Kıbrıslı Türklerle paylaşmak konusunda isteksiz ve hevessiz oluşları geldiğini anlatan Kızılyürek, ikinci büyük sorunun da kuzeyde coğrafyayı haksız şekilde ele geçirenler olduğuna dikkat çekti.

“Bu ülkenin geleceğinden endişe duyanlar olarak ortaklaşmak zorundayız” diyen Niyazi Kızılyürek, Kıbrıslı Rumların geleceğinin de Kıbrıslı Türklerin varlığıyla iç içe geçtiğini vurguladı.

Kızılyürek “Ülkenin devletini Kıbrıslı Rumlar yönetiyor, ülkenin kuzey coğrafyasını Türkiye yönetiyor” saptamasını da ortaya koydu.

Kıbrıslı Türklerin 21’inci yüzyılda statüsüz bir toplum olduğunu anımsatan Kızılyürek, tarihsel süreçte Kıbrıslı Türklerin en önemli kaygısının azınlık olmamak yönünde geliştiğini söyledi.

“Kıbrıslı Türkler her zaman siyasi eşit bir toplum olmak için mücadele etti” diyen Kızılyürek, bu statüye 1960 anayasası ile kavuştuğunu, ancak, bunun uzun sürmediğini anlattı.

“1974 bir milattır, ancak, Kıbrıslı Türklerin siyasi statü sorununa çare üretmemiştir” diyen Kızılyürek, şöyle konuştu:
“Adanın kuzeyine toplanan Kıbrıslı Türkler, dünyadan bakıldığında görünmeyen bir konuma gelmiştir. Kıbrıslı Türkler, devlet erkine de kavuşamamıştır. Yurtsuz bir toplum olduğumuzu da iddia edeceğim. Yurt kavramını anılar diyarının ötesinde bir siyasi kavram olarak da anlayacaksak, yurtsuz bir toplumuz. Çünkü kendimiz belirleyici olamıyoruz, süreçleri kendi emeklerimizle belirleyemiyoruz. Ütopyasız bir toplum olmaya da başladık. En iyimser tabirle soydaşlar toplumu olarak varız ancak bir yurdun geleceğini belirleyen yurttaşlar olamıyoruz.”

Güney, kuzey

Kızılyürek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkenin devletini Kıbrıslı Rumlar yönetiyor, ülkenin kuzey coğrafyasını Türkiye yönetiyor. Bir yandan Anastasadis’in uyguladığı siyasi eşitlik karşıtı politikalar, öte yanda adanın kuzey coğrafyasını kendini addeden Türkiye... O nedenle yeni bir ütopya kurmamız şarttır. Bunun gerçekçi, somut, gerçekleşebilir olması önemlidir.”

“Evimiz pis”

“Evimizi temizlememiz gerektiği söyleniyor, demek ki evimiz pis. Bir kere o evlerin çoğu bize ait değil. Bugünkü koşullarda kendi kendimizi yöneteceğimizi söylemek, bir popülizmdir. Peki ayrı bir Kıbrıs Türk devleti kurulabilir mi? Birleşmiş Milletler kararlarını biliyoruz. İki devlet, Avrupa Birliği içinde yan yana yer alabilir mi? Avrupa’nın Kıbrıs gibi bir coğrafyadan iki ayrı devlet üreteceği hayali varsa, Avrupa Birliği hiç tanınmamış demektir.”

“Adanın etnik, kültürel, hukuki yapısında iki toplum birbirine bağımlılığı vardır ve bunu federal bir devlete dönüştürmek, diğer seçeneklere göre ulaşılabilirdir. Ancak zorluk vardır. Bu zorlukların en başında da Kıbrıslı Rum elitlerin, iktidarı Kıbrıslı Türklerle paylaşmak konusunda isteksiz ve hevessiz oluşları gelmektedir. Federal devlet yolunda ikinci büyük sorun da kuzeyde coğrafyayı haksız şekilde ele geçirenlerdir. Bu ikisinin görünmeyen işbirliği nedeniyle Kıbrıslı Türkler statüsüz kalıyor. Kıbrıs adasında biri coğrafyayı, bir diğeri devleti cebine koyarak işbirliği yapıyorlar ve bunun kurbanı Kıbrıslı Türklerdir.”

Doğu Akdeniz’e barış

“Kıbrıs sorununun elitler düzeyinde sadece müzakerelerle çözmek zordur. Bu ülkeyi ortak yurt tahayyül ediyorsak, bu yurdun tüm yurttaşlarıyla geleceği birlikte eylemek zorundayız. Yurttaşlar girişimiyle ve tabandan mücadeleyi çoğaltmak gerekiyor. Kıbrıslı Türklerin bu mücadelesinde yalnız olmadığına inanmamız gerekiyor. Ortaklaşmak zorundayız. Bu ülkenin geleceğinden endişe duyanlar olarak ortaklaşmak zorundayız. Kıbrıslı Rumların geleceği de Kıbrıslı Türklerin varlığıyla iç içe geçmiştir.”

“Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ı birbirinden çok ayrı görmüyoruz. Doğu Akdeniz’de bir ortak kültür havzasıyız. Kıbrıs sorununu çözmek Türkiye ve Yunanistan’a da önemli kazanımlar getirecektir. Her iki ülkenin Kıbrıs yüzünden önemli kayıpları vardır.  Doğu Akdeniz’de ortak bir vizyonun parçası olmak federal Kıbrıs’la mümkündür. Kıbrıs’a barışı getirmek, Doğu Akdeniz’e de barışı getirmektir.”

pp-040.jpg

Dayanışma mesajı

AKEL Merkez Komitesi adına konuşan Tomazos Çelebis de toplumsal varlığımızın karşı karşıya olduğu tehlikelere yönelik endişeleri paylaştığını belirterek, Kıbrıslı Türklere dayanışmalarını ilettiklerini söyledi.

“Kıbrıslı Türklerin kendi toplumsal kimliklerini görmezden gelemeyiz” diyen Çelebis, çözümsüzlüğün insan haklarında ve temel özgürlüklerde sınırlamalar yarattığını belirtti.

“Daha iyi bir geleceği birlikte inşa edebiliriz” diyen Çelebis, Kıbrıslı toplumların çıkarlarının da farklı algılanamayacağını sözlerine ekledi.

Konferans kapsamında ayrıca “Ekonomi”, “Sosyal Külürel” ve “Siyasi Boyut” panellerinde gün boyunca çok sayıda akademisyen, uzman ve aktivist konuşmalar yapıyor.

 

Bu haber toplam 2984 defa okunmuştur
İlgili Haberler