1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “İhtiyaç İlahiyat değil, adaletli bir düzen. İdeolojik dayatmaları kabul etmiyoruz”
“İhtiyaç İlahiyat değil, adaletli bir düzen.  İdeolojik dayatmaları kabul etmiyoruz”

“İhtiyaç İlahiyat değil, adaletli bir düzen. İdeolojik dayatmaları kabul etmiyoruz”

KTOEÖS ve KTÖS, bugün Meclis gündemine gelecek olan İlahiyat Koleji Yapım Projesi Protokolü ile ilgili Meclis önünde tepki gösterdi.

A+A-

YENİDÜZEN

KTOEÖS ve KTÖS, bugün Meclis gündemine gelecek olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gazimağusa İlahiyat Koleji Yapım Projesi Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin (Onay) Yasa Tasarısı ile ilgili Meclis önünde açıklama yaptı. Sendikalar, “Deprem riskine karşı hâlâ güçlendirilmeyen, her tarafı dökülen okul binalarımız, konteynerlere mahkûm eğitimimiz içler acısıyken böyle bir ideolojik dayatma kabul edilemezdir.” ifadelerini kullandı.

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, deprem riski altındaki okulların güçlendirilmediğini, konteynerlerde sürdürülen eğitimin içler acısı olduğunu vurgulayarak, “Böyle ideolojik bir dayatma kabul edilemez.” dedi.
KTÖS Başkanı Mustafa Baybora, toplumun kimliğini dönüştürme çabalarına karşı duracaklarını belirterek, “İhtiyaç olan ilahiyat değil, adaletli bir düzendir.” ifadelerini kullandı.
KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel ise halkın iradesinin meydanlarda ortaya konduğunu söyleyerek, “Sizin projeleriniz var ama burası da bizim vatanımızdır.” diyerek dayatmalara karşı duracaklarını açıkladı.

eylem-017.jpg

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem:

“Böyle ideolojik bir dayatma kabul edilebilir değildir”

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, toplum mühendisliğinde en etkili aracın eğitim olduğunu belirterek, eğitimin gericileştirilerek hedeflenen toplum modeli yaratma çalışmaları kapsamında AKP’nin ülkede sürdürdüğü dayatmaların “işbirlikçi kuklalar” tarafından hayata geçirilmeye çalışıldığını söyledi. Eylem, ikinci ilahiyatın Mağusa’ya açılması ile ilgili “sipariş yasa tasarısının” bugün yeniden Meclis gündemine getirildiğini dile getirdi.

Deprem riskinin kapıya dayandığını, okul binalarının hâlâ güvenli hale getirilmediğini vurgulayan Eylem, geçtiğimiz günlerde yaşanan deprem sonrası Lefke Gazi Lisesi öğrenci ve velilerinin isyan ettiğini hatırlattı. Deprem sonucu hasar gören okul binalarının “sır gibi saklandığını”, açıklanmadığını, sıva ve boyayla kapatıldığını veya riskli listesinden çıkarıldığını söyleyen Eylem, konteynerler, kalabalık sınıflar, eksik kadrolar, sahte tam gün uygulaması ve daha birçok sorunla okulların boğuştuğunu belirtti.

Eylem, “Böyle ideolojik bir dayatmanın gündeme getirilmesi kabul edilebilir değildir.” dedi.

“Bu karar meşru değildir, kabul etmiyoruz”
Eylem, Kıbrıslı Türklere hakaret eden “faşist AKP’nin” toplumsal temsiliyetini kaybettiğini savunarak, mafya ile yerel ve uluslararası sermaye ile iş birliği yaptığını, içte ve dışta düşman ilan ettiğini ileri sürdü. Ada yarısında atanan “kuklaların” oluşturduğu hükümet ile elinde tuttuğu meclisin meşruiyetini yitirdiğini söyleyen Eylem, “Bu meşru olmayan, halkına düşman anlayışın, yıllardır sürdürülen siyasal İslam dayatmalarıyla toplum mühendisliği çalışmalarını iş birliği ile sürdürenlerin Mağusa’ya ilahiyat açma dayatmasına imza atarak Kıbrıs Türk toplumuna bir kez daha ihanet edenlerin kararı da meşru değildir, kabul edilemez, kabul etmiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Boyun eğmeyeceğiz, mücadeleye devam edeceğiz”
Eylem, siyasal İslamın “faşizan baskı ile meşruymuş gibi ilerlemesine” seyirci kalmayacaklarını söyledi. Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda laik, bilimsel ve aklı özgürleştiren eğitim için; laik, demokratik, özgür ve bağımsız toplum için mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.

Açıklamasında, “tüm ak troller ve iş birlikçilerinin, kraldan kralcı sahtekârların yüzü dahi kızarmayıp insan içine çıkma cesaretini gösterenlerin baskı ve yasaklarına rağmen boyun eğmeyeceğiz, mücadeleye devam edeceğiz.” dedi.

baybora.jpg

KTÖS Başkanı Mustafa Baybora:

“İhtiyaç ilahiyat değil, adaletli bir düzen”

KTÖS Başkanı Mustafa Baybora, 2000’li yılların başından itibaren AK Parti hükümeti ve ona “koltuk değneği olan” MHP ile birlikte Kıbrıs Türk toplumunun kimliğini ve kültürünü dönüştürme politikalarının eğitim aracılığıyla dayatılmak istendiğini belirtti. Bu politikalara karşı çıkmaya devam edeceklerini vurgulayan Baybora, Kıbrıs Türk toplumunun kimliğinin, kültürünün ve kendine özgü yaşam tarzının değiştirilmesi girişimlerinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Baybora, ülkede ihtiyaç olanın ilahiyat değil, adaletli bir düzen, insan hakları, demokrasi, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve geleceğe dair endişelerin giderilmesi olduğunu dile getirdi. Baybora, AK Parti hükümetinin ve MHP’nin dayattığı ilahiyat politikalarına karşı durmaya devam edeceklerini ifade etti.

Ülkenin “kara para, fuhuş ve rant cennetine çevrildiğini” belirten Baybora, bu anlayışın karşısında korkmadan durmaya devam edeceklerini söyledi. Her geçen gün artan yolsuzluklara ve geçen hafta ortaya çıkan rüşvet olaylarına işaret eden Baybora, “devletin ita amirinin hükümetin başına kadar sorumluluğu vardır.” dedi.

Baybora, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın yaptığı ziyaret sonrası Türkiye Dışişleri Bakanı’nın açıklamasını “talihsiz” olarak niteledi. Türkiye’ye girişi yasak olan gazetecilerin, aydınların ve eski siyasi figürlerin “Türk düşmanı” olarak lanse edilmesini asla kabul etmediklerini belirten Baybora, “Hakan Fidan çıkıp açıklayacak, kimdir bu Türk düşmanları?” diye sordu.

Baybora, “Ülkede düşman arıyorsanız Atatürk düşmanlarına, laiklik düşmanlarına bakacaksınız. Mücadelemiz her zaman devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

gokcebel.jpg

KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel:

“Projeleri dayatan tarafların niyetleri belli”

KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, toplumun iradesini meydanlarda açıkça ortaya koyduğunu belirtti.

Gökçebel, faşist anlayışlarla hareket eden zihniyetlerin halkın mesajını görmek istemediğini ifade etti. AKP’nin ve yerel yöneticilerin Kıbrıs Türk toplumuna baskıcı ve faşizan dayatmalar uyguladığını belirten Gökçebel, “Kendi toplumunu baskıcı faşizan dayatmalarla karşı karşıya bırakan AKP zihniyeti ve onun burada atanmış olduğu, bizi yönettiğini zannedenler her seferinde Kıbrıs Türk toplumunun bünyesine uymayan bir dayatmayı ileri götürmeye çalışıyor.” dedi.

Toplumun tüm baskılara rağmen yaşam tarzını korumayı başardığını belirten Gökçebel, “Bu topluma saygı beklerken, sürekli aşağılanma, bölme gibi anlayışlar kabul edilemezdir.” ifadesini kullandı.

Gökçebel, projeleri dayatan tarafların niyetlerinin açık olduğunu söyleyerek, “Sizin projeleriniz var ama burası da bizim vatanımızdır.” dedi.

Nüfus politikaları ve topluma dayatılan paketlerin kaynağının belli olduğunu vurgulayan Gökçebel, “Bu toplumun nüfus politikalarının, topluma dayatılan paketlerin nereden geldiği bellidir.” diye konuştu.

Bu haber toplam 1066 defa okunmuştur