1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “İhaleye çıkmak istemiyorlar”
“İhaleye çıkmak istemiyorlar”

“İhaleye çıkmak istemiyorlar”

KIB-TEK’in eski yöneticileri yasada değişiklik yapılmadan da taleplerin  karşılanabileceğine işaret etti, Hükümet’in esas amacının ‘AKSA’YA PEŞKES’ olduğunu vurguladı.

A+A-

Ertuğrul SENOVA

UBP – YDP – DP Hükümeti’nin, AKSA ile ihalesiz ve alım garantili yeni bir sözleşme imzalamak adına hazırladığı ifade edilen Kamu İhale (Değişikli) Yasa Tasarısı, Pazartesi gün yeniden Meclis Genel Kurulu’nda… YENİDÜZEN’e konuşan KIB-TEK’in eski Yönetim Kurulu Başkanları ve değiştirilmek istenen yasanın yazarı, değişiklik yapılmadan da talep edilenlerin karşılanabileceğini, tek farkın, şeffaf bir ihaleye çıkmak olduğunu söyledi.

Öte yandan ivediliği olmamasına karşın, onaylanması için “olağanüstü meclis oturumu” düzenlenen yasa tasarısıyla ilgili hızlı davranılmasının sebebinin 14 Mayıs’ta Türkiye’de gerçekleşecek seçimler olduğunu söyleyen KIB-TEK’in eski Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim, “Tayyip Erdoğan seçimleri kaybetmeden bu değişikliği yapıp, AKSA ile sözleşmeyi imzalamak istiyorlar” iddiasını ortaya attı. 

Akim ayrıca, “Bu Yasa’ya hiç dokunmadan, 50 milyar dolar yatırım şartıyla bir ihaleye çıkabilirsiniz. Burada bir engel yok. Ama hükümet yalan söylüyor. Gerekçe, gerçek değil” şeklinde konuştu.

KIB-TEK’in bir diğer eski Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu ise önce planlama yapılması gerektiğini, hukuki bacağın ikinci adım olduğunu, ortada bir planlama yokken hızlı bir şekilde yasa değişikliği konuşulmasının bir anlamı olmadığını söyledi.

Yasanın mevcut haliyle bir ihale yapılabileceğini ancak esas niyetin, ihaleye çıkmak olmadığını söyleyen Hüdaoğlu, “Üretim modellerinin ne olacağı planlanmadan herhangi bir aşamaya geçmek doğru değil” ifadelerini kullandı.

Hükümet tarafından değiştirilmek istenen yasanın yazarlarından, Merkezi İhale Komisyonu eski, başkanı ve KIB-TEK Yönetim Kurulu eski Asbaşkanı Asım Özer ise, yapılmak istenen değişiklikle birlikte eklenecek maddenin, ihale yasasının ilkelerine ve ruhuna aykırı olduğuna dikkat çekti.

Öte yandan Başsavcılığın böylesi bir değişiklikle ilgili görüş vermesi gerektiğini ancak bu konuda savcılık görüşüne rastlamadığını söyleyen Özer, “Burada bir hile var. Sonucu belli bir işleme yasal kılıf uydurmaya çalışıyorlar” dedi.

 

KIB-TEK eski Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim:

“Tayyip Erdoğan seçimleri kaybetmeden bu değişikliği yapıp, AKSA ile sözleşmeyi imzalamak istiyorlar”

KIB-TEK’in eski Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim, Kamu İhale Yasası’nda değişikliğe ihtiyaç olmadığını, yasanın mevcut haliyle “ihaleye çıkarak” enterkonnekte sistem için bir alım yapılabileceğini, ancak hükümetin esas talebinin AKSA ile ihalesiz bir sözleşme olduğunu söyledi.

Akim, hükümetin bu konuda hızlı davranma sebebinin ise, 14 Mayıs’ta Türkiye’de gerçekleşecek seçimler olduğunu ifade ederek, “Tayyip Erdoğan’ın kaybetme olasılığının farkındalar. Bu gerçekleşmeden, AKSA ile alım garantili bir sözleşmeye imza atmaları gerekiyor. Bu yüzden acele ediyorlar” iddiasını ortaya attı.

AKSA ile imzalanan ve halen yürürlükte olan sözleşmede, KIB-TEK’in 3 yıllık opsiyonlu uzatma hakkına sahip olduğu, ayrıca sözleşmenin 2024 Mart’ta biteceğini anımsatan Akim, “Daha önümüzde 4 yıl var. Yarın elektriksiz kalmıyoruz. İstesek, AKSA’ya verdiğimiz parayla 4 yılda 2 tane AKSA büyüklüğünde terminal kurarız ama esas talep peşkeş çekmek” dedi.

 

“Türkiye’den enterkonnekte için önce ENTSO-E’nin izni gerek. Diyelim ki bir şekilde yaptılar; yasanın mevcut hali ihaleye çıkmayı engellemiyor”

YENİDÜZEN’e konuşan Akim, “Türkiye’den enterkonnekte için önce ENTSO-E’nin (Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşleticileri Birliği) izin vermesi gerekir. Ancak bu, uluslar arası hukuk anlamında mümkün değil. Ha, su konusunda yaptıkları gibi başka bir formülle yaparlar mı? Tartışılır. Ancak mevcut Kamu İhale Yasası, bu konuda bir ihaleye çıkmak konusunda hükümeti engellemiyor” dedi.

Akim, “Bu Yasa’ya hiç dokunmadan, 50 milyar dolar yatırım şartıyla bir ihaleye çıkabilirsiniz. Burada bir engel yok. Ama hükümet yalan söylüyor. Gerekçe, gerçek değil” şeklinde konuştu.

 

“Gerçek gerekçe, 14 Mayıs’taki seçimden önce imza atmak”

Gerçek gerekçenin, ülkedeki elektrik dağıtımını AKSA’ya peşkeş çekmek olduğunu söyleyen Akim, “Bunun özel nedeni ise, AKP’nin 14 Mayıs’taki seçimi kaybetme riskini görmüş olmalarıdır. Seçimi kaybetmeden, bu işi bitirmek istiyorlar. Bu yüzden yangından mal kaçırırcasına süreci hızlandırıyorlar. Erdoğan gitmeden, bu işi bitirmek istiyorlar” iddialarını ortaya attı.

 

“Erdoğan ile Kazancı arasında çıkar ortaklığı var”

 TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AKSA’nın sahibi Cemil Kazancı arasında “sıkı” bir ilişki olduğunu, bunu kendisinin değil; Kazancı’nın “Biz Erdoğan ile komşuyduk” sözleriyle anlattığını ifade eden Akim, “Bu sıkı ilişki içinde çıkar ortaklığı da var. Şu anda şeker suya düşmüyor. Yarın sabah Türkiye batmıyor ya da biz elektriksiz kalmıyoruz” dedi.

Akim, tüm iktidarlarının bu duruma gelinmesinde hatası olduğunu savundu.

 

“Arızaları gidersek AKSA’ya ihtiyacımız yok”

Bir de çözüm önerisi sunan Akim, “AKSA bu memleketteki elektriğin yarısını üretiyor. Çünkü biz, elimizdeki cihazların bakımını yapmıyoruz, arızalar yaşanıyor, kurulu güçten 8 makinenin 5’i arızalı. Biz bu kayıpları gidersek, AKSA’ya ihtiyacımız kalmaz” ifadelerini kullandı.

 

“4 yılda 2 tane AKSA kurabiliriz ama niyet peşkeş”

AKSA’nın, yürürlükteki sözleşme gereği 4 yıl daha enerji talebini karşılayabileceğini söyleyen Akim, “KIB-TEK isterse, bu 4 yılda 2 tane AKSA kurar. Biz AKSA’ya açıktan, ‘yıpranma bedeli’ kapsamında 30 milyon Dolar veriyoruz. AKSA’daki cihazların yeni modelleri 9 milyon Dolar. 4 senede, 12 tane cihaz alabilir, bir tesis oluşturabiliriz. Ama niyet bu değil. Niyet, ülkenin kaynaklarını peşkeş çekmek” şeklinde konuştu.

 

KIB-TEK eski Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu:

“Ortada plan yokken çok hızlı şekilde hukuki bacağa yönelmenin bir anlamı yok”

KIB-TEK’in bir diğer eski Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu ise önce planlama yapılması gerektiğini, hukuki bacağın ikinci adım olduğunu, ortada bir planlama yokken hızlı bir şekilde yasa değişikliği konuşulmasının bir anlamı olmadığını söyledi.

“Şu anda yapılacağını söyledikleri, planladıkları hiçbir şey yok. Ortada hiçbir şey yokken, bu neyin yasa değişikliği?” diye soran Hüdaoğlu, “Hukuki boyuta gelmeden önce; örneğin kabloyu hangi şartlarda alacaksın? Ya da mevcut santraller Çevre Yasası’na rağmen çalışmaya devam edecek mi? 15 – 20 yıllığına AKSA’nın hali hazırda kullandığı makineleri tekrar mı kiralayacaksın? Bu makinelerin de bir ömrü var. Tüm bunlar konuşulmadan, acil şekilde yasada değişikliğe gitmenin hiçbir anlamı yok” şeklinde konuştu.

 

“Yasanın mevcut haliyle ihaleye çıkılabilir”

Yasanın mevcut haliyle bir ihale yapılabileceğini ancak esas niyetin, ihaleye çıkmak olmadığını söyleyen Hüdaoğlu, “Üretim modellerinin ne olacağı planlanmadan herhangi bir aşamaya geçmek doğru değil” ifadelerini kullandı.

 

Mevcut Kamu İhale Yasası’nın yazarlarından, MİK’in eski başkanı ve KIB-TEK’in eski Asbaşkanı Asım Özer:

“Yapılmak istenen değişiklik, İhale Yasası’nın ilkelerine aykırı”

Hükümet tarafından değiştirilmek istenen yasanın yazarlarından, Merkezi İhale Komisyonu eski, başkanı ve KIB-TEK Yönetim Kurulu eski Asbaşkanı Asım Özer ise, yapılmak istenen değişiklikle birlikte eklenecek maddenin, ihale yasasının ilkelerine ve ruhuna aykırı olduğuna dikkat çekti.

Öte yandan Başsavcılığın böylesi bir değişiklikle ilgili görüş vermesi gerektiğini ancak bu konuda savcılık görüşüne rastlamadığını söyleyen Özer, “Burada bir hile var. Sonucu belli bir işleme yasal kılıf uydurmaya çalışıyorlar” dedi.

 

“Yasanın temel ilkelerinde objektiflik, eşitlik, şeffaflık, rekabet var”

Kamu İhale Yasası’nın 3 yılı aşmamak koşuluyla sözleşmeye ilave ekle ihalesiz doğrudan alıma izin verdiğini, ancak şu anda eklenmek istenene maddeyle, yasaya “ancak” ifadesinin eklenip, 20 yıla kadar 50 milyon Dolar yatırım olması koşuluyla doğrudan alımın önünün açıldığını anlattı.

“Siz ihalesiz şekilde büyük yatırım diyerek, belki de kimseden teklif almadan, o firmayla oturup işi bitmeye çalışıyorsunuz” diyen Özer, eklenmek istenen maddenin, mevcut yasanın ilkelerine aykırı olduğunu dile getirdi:

“Yasanın temel ilkelerinde; objektiflik, eşitlik, şeffaflık, rekabet vardır. Bu madde, bu ilkelere, yasanın ruhuna aykırıdır. Bu madde Türkiye’de bile yok. İhaleyi bir şirkete vermek için eklenmiş bir madde gibi.”

 

“İhale Yasası satın alma yasası değildir”

“Adı belli olan bir şirkete yönelik yasa değiştirip, madde koyup, yasal bir işlem yaptım diyemezsin” ifadelerini kullanan Özer, “İhale Yasası satın alma yasası değildir; satın almanın nasıl olacağı noktasında izleyeceğin prosedürü ortaya koyar”  dedi.

 

“Savcılık görüşü alındı mı? Ben görmedim”

Özer, bu prosedür değişikliği konusunda, Başsavcılığın görüş ortaya koyması gerektiğini belirterek, “Bu görüş var mı? Savcılık bu teknik, bu madde doğrudur dedi mi? Ben böyle bir şeye rastlamadım” ifadelerini kullandı.

 

“Burada hükümet hile yapıyor”

“Burada hile vardır. Hileye, sonucu belli işleme, yasal kılıf uyduruyorlar… Hem de İhale Yasası’nda” diyen Özer, normal şartlarda doğrudan alımın mücbir sebepler doğrultusunda, ivedilikle alınması gereken mal ve hizmetler için kullanılabileceğine dikkat çekerek, “Doğrudan alım yaparken şartanameyi ortaya koyarsın. Mümkün olduğunca katılımcıları ihaleye çekmeye çalışırsın. Ama bu maddeyle böyle bir prosedür söz konusu değil” şeklinde konuştu.

yd-destek-gorseli-2-20230410090221.jpg

Bu haber toplam 2256 defa okunmuştur
Etiketler : , ,