1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Halledeceyik
Halledeceyik

Halledeceyik

Merkezden uzak olan gönüllerden de uzak sözünün doğruluk payı yüksek galiba… Bu cümle farklı amaçlar için söylenmiş olsa da sportif anlamda kullanmak mümkün. Neden mi? Çünkü merkezi yerleşim yerlerinin dışında kalan spor tesisleri tel tel dökü

A+A-

 

 

 

Merkezden uzak olan gönüllerden de uzak sözünün doğruluk payı yüksek galiba…

Bu cümle farklı amaçlar için söylenmiş olsa da sportif anlamda kullanmak mümkün.

Neden mi?

Çünkü merkezi yerleşim yerlerinin dışında kalan spor tesisleri tel tel dökülüyor.

“Yerel Yönetimlerde Gençlik ve Spor” yazı dizisi kapsamında adayı karış karış geziyoruz Hüseyin Kıral’la.

Özellikle kırsal kesim belediyelerinin gençlik ve sporla ilgili “Neler yaptılar, neler yapacaklar ve neleri yapmayı planlıyorlar” sorularına yanıt arıyoruz.

Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim; kırsal kesim belediyelerindeki spor tesisleri tel tel dökülüyor.

Özellikle Akdoğan’da bulunan Özgürlük Stadı.

Bu stat bugüne kadar gerçek anlamda çağdaş, modern ve temiz bir stat olmadı.

Hele şimdiki halini bir görseniz yüreğiniz parçalanır.

Bir de yılda bir iki kez askeri bir törene ev sahipliği yapan bir yere 20 günde yapılan bir kapalı tribünü hesaba katıp Akdoğan Özgürlük Stadı’nı düşünseniz özgürlüğünüzden şüphe edersiniz.

 

***

Gençliğe “albenili” bir tesis sunmazsanız, o gençliğin spor yapmasını bekleyemezsiniz.

Spor tesisleri albenili olmazsa spor yapacak biri olmaz.

Kaçar. Yan çizer.  Bir de yapılanlar üç gün içinde yok olursa “güven” kalmaz.

Polatpaşa Lisesi’nin tam karşısında çim zemin var, basketbol, voleybol oynamaya müsait alan, tenis kortu var. Sadece var ama.

Çim saha denilen alana “patates ek 3 ay sonra ürünü al” misali. Nadas. Basketbol sahasında bırakın top sektirmeyi, yürümek mümkün değil.

Keza voleybol ve tenis alanında da öyle…

Sırf yapılsın diye yapılan alanlar bunlar.

Bölge gençliği söylüyor doğruları: “Buralarda spor yapamayız. Arkadaşlarımız ciddi sakatlıklar geçirdi.”

Bu cümle çağdaş ülkelerde halk tarafından söylense, derhal o alanları yapanlar ve yaptıranlar için soruşturma başlatılırdı. 

Bizde ise klasik cümle kullanılıyor, “Bakıma aldık. Halledeceyik.” 

“Mamur edeceksiniz” demek geçer içimden…

Gençliğin kötü alışkanlıklardan uzak durması adına özellikle kırsal yerlerde yapılan spor tesislerinin “albenisi” yüksek olmazsa bu işi başaramayız.

Yaşanası dünyaya gidemeyiz. Yüz durak gerisinde kalırız.

 


MADALYA MI? BARAJ MI?

 

Ülke içinde en fazla parayı alan spor branşı, kaoslarla, KOP’a üyelikle, genel kurullarla uğraşırken, dünya ile kucaklaşan sporcularımız sessiz sedasız yollarına devam ediyor. Yiğitcan Hekimoğlu, Balkan Gençler Şampiyonası’nda 100 ve 200 metrede altın madalya kazanıyor mesela. Meliz Redif Avrupa dördüncüsü oluyor 23 yaş altında… Atletizmde bireysel bazda bir yükseliş var. Doğrudur vardır. Yanlış olan bireysellik sayısının azlığı. Bir Meliz ve bir de Yiğitcan’la olmaz. Her neyse bir konumuza dönelim. Meliz’den artık bir madalya bekleniyor. Bu beklenti doğru olmakla birlikte, yanlış.

Çünkü Meliz’in hedefi madalya değil. 2012 Londra Olimpiyatları’nda yarışmak. Buraya gidebilmek içinde olimpiyat A ve B barajını geçmesi gerekir. Esas beklenti bu yönde olmalıdır. Bu yönde verilen desteği azaltmadan, artırmak gerekir.

 

 

 

Bu haber toplam 1034 defa okunmuştur