“Girne’de şu anda ihtiyacın ötesinde alan imara açık!”
Şehir Planlama Dairesi eski Müdürü Ertan Öztek, Girne- Çatalköy İmar Planı’nın yürürlüğe girmesine kadarki süreçte ‘emirname çıkarılması gerektiğine’ işaret etti…
Fayka ARSEVEN KİŞİ
Şehir Planlama Dairesi eski Müdürü Ertan Öztek, Girne-Çatalköy taslak İmar Planı’nın yürürlüğe girene kadar ki süreçte emirname çıkarılması gerektiğini vurguladı, “siyasi irade karar verir ‘4 ay bütün izinleri durduruyorum’ der. Tabi bunu omuzlayacak güçlü bir siyasi irade gerekir” dedi.
“Girne bölgesinde iyi kötü bir emirname var” diyen Öztek, “Ama burada iki önemli konu var. Birincisi üniversiteler diğeri oteller. Çünkü bizde biliyorsunuz iznini aldığında kazanılmış hak olur. Bu geçecek süreçte bunun bir şekilde kontrol edilmesi gerekecek. Çünkü siz dediniz ki; 5 yıldızlı otelleri durduruyorum. 5 yıldızlı otellerle ilgili gelecek dosyaları bir şekilde kontrol etmeniz gerekir” ifadesinde bulundu.
“Arazi değerlerinin şu anki planla değişeceğini düşünmüyorum” açıklamasında bulunan Öztek, “Ama buna yönelik olarak uzun vadede yerli insanın konut sahibi olmasında sıkıntı yaşanacak” vurgusunda da bulundu.
Şehir Planlama Dairesi eski Müdürü Ertan Öztek ile Girne-Çatalköy taslak İmar Planı’nı konuştuk.
- YENİDÜZEN: Girne-Çatalköy İmar Planı Taslağı bilgiye sunuldu. İlk izleniminiz nedir?
- Ertan ÖZTEK: Genel anlamda planlamanın yapılması doğru bir tavır. Tabi ki imar planları yapılırken önemli bir nokta var ki planlamanın da temelidir; kamu yararı. Planı kamu yararına yaparsanız. Teknik anlamda bütün raporu okuyup, değerlendirme şansım olmadı. Ancak sunuştan izlediğim kadarıyla genel anlamda iyi. Zaten bir planın olmadığı yerde bir plan yapılması her zaman iyidir. Ama planla da kenti bozabilirsiniz. İlk izlenimim olumludur tabi ki eksikleri ve hataları olabilir her zaman için vardır. Bu da bir taslak plandır ki bu eksik ve hataları giderme ortamı yaratıldı. 42 gün verildi halkın katılımına yönelik olarak. Önemli olan bu süre içerisinde eksikliklerin giderilmesidir.
- YENİDÜZEN:Nüfus önemli bir sorun Girne’de ön görülen nedir?
- Ertan ÖZTEK: Planı insanlara, nüfusa yaparsınız. Geleceği planlarsınız ve o planın hedeflerine ulaşmak için ara enstrümanları da korsunuz. Plan 20 yıllık süre için hazırlanır. 5 yılda bir de değişikliklere bağlı olarak revize edilir. Çok anomali olması durumunda da daha kısa sürede bu revize yapılabilir. Şimdi nüfus genelde sorun. DPÖ 2006-2010 yılında 2.18’lik yıllık nüfus artışından bahsediyor. BM’nin çalışmasında ülkelerde en hızlı artışı 4.55 olarak veriyor ondan sonra aşağı doğru gidiyor. Çağdaş ülkelerde ise yüzde 1-0’a kadar düşüyor. Örneğin İspanya’da 0.77’dir. Kıbrıs Cumhuriyeti 1.06. Bizde 2.18 gibi bir rakamdı. Ama Girne’ye de baktığımızda yaklaşık olarak nüfus artış hızı 4.30’larda. Bu çok yüksek bir orandır. Dünya ortalamasının üzerindedir. Kentlerde bu olabilir ama bunun sürekli olması ayrı bir şeydir. Bu nüfus artışı bizim doğal artışımızdan çok dıştan gelen bir nüfustur ve buna yönelik tedbirler alınmalıdır. Artı bu nüfus artışına bağlı olarak o nüfusun ihtiyaç duyacağı sosyal ve kültürel alt yapı için de korkunç bir rakam gerekecektir.
Açıklanan nüfus Girne’de 49 bin 291 … Nüfusun 20 yıl sonra 90 bin nüfusa geleceği öngörülürse yaklaşık her yıl 2 bin artış demektir bu. Demek ki 2 yılda bir yeni bir yerleşim birimi olacak. Bu ne demek? 2 yılda o mahalleye hizmet edecek park, alt yapı, sosyal aktiviteler yapmak lazım. Hiçbir belediye bunu ekonomik olarak yapma gücüne sahip değildir. Bu büyük bir yüktür.
“Girne bölgesinde iyi kötü bir emirname var. Ama burada iki önemli konu var. Birincisi üniversiteler diğeri oteller. Çünkü biliyorsunuz bizde iznini aldığın zaman kazanılmış hak olur. Bu geçecek süreçte bunun bir şekilde kontrol edilmesi gerekecek. Çünkü siz dediniz ki; 5 yıldızlı otelleri durduruyorum. O zaman 5 yıldızlı otellerle ilgili gelecek dosyaları bir şekilde kontrol etmeniz gerekir.”
Bu nüfus artışını tetikleyici 3 etken vardır. Birincisi üniversiteler, ikincisi turistlik tesisler ve bu tesislerde çalışan insanlar, üçüncüsü de Türkiye’deki siyasi ortama bağlı olarak buraya gelen nüfus. Şimdi gerek turizm master planı, gerekse ülkesel fiziki planı çerçevesinde Girne’de 4-5 yıldızlı otellere belli bir yatak kapasitesi önermişti. Mevcutlar ve şu an izin almışlar bu yatak kapasitesini doldurmuştur. Oteller bittiği anda yüzde 80 yatak kapasitesi 4 ve 5 yıldızlı otellerdedir. Oysa bu 50-60 civarında olması gerekiyor… O nedenle imar planı tasarısında otellerle ilgili alınan karar o nedenle doğru bir karardır.
“Girne’de öğrenci nüfusu yüzde 33’tür. Yani Girne’deki sokaktaki her 3 kişiden biri öğrencidir. Diğer taraftan üniversitelerin kullanım alanı yüzde 25’ten yüzde 75’e çıkarılması öngörülüyor. Niçin böyle bir karar aldılar, bu ne kadar daha öğrenci artışını beraberinde getirir incelemek gerekir.”
Bu ülkede maalesef üniversitelere yönelik ciddi bir çalışma yapılmadan her gelen yatırımcıya izin verildi. 17 üniversite fiilen izin almış 10 tane de bekleyen olduğunu biliyorum. Belki bu sayı da artmıştır. Girne’de de 4’ü faaliyette 5 üniversite bulunmaktadır. Üniversitelerin adet olarak artırılmaması tasarıda yer aldı. Öğrenci sayısının kent nüfusuyla oranları vardır. Netice itibarıyla çok genç nüfustur. Aktiftir ve belli bir oranı geçerse de çok zordur. Girne’de öğrenci nüfusu yüzde 33’tür. Yani Girne’deki sokaktaki her 3 kişiden biri öğrencidir. Diğer taraftan üniversitelerin kullanım alanı yüzde 25’ten yüzde 75’e çıkarılması öngörülüyor. Niçin böyle bir karar aldılar, bu ne kadar daha öğrenci artışını beraberinde getirir incelemek gerekir. Benim kişisel fikrim üniversitelerle oturup ileriye yönelik programlarını ortaya koyarak belli bir öğrenci sayısında durdurmak mantıklı olur.
Ama bizde liberal bir anlayış söz konusu. Her şey serbest gerek ekonomiyi, gerek sosyal yaşamı nasıl etkileyecek bunun hesabı kitabı yapılmadan yalnızca izinler veriliyor. Planlama oysa bunların denetlenmesidir. Önemli olan insanların da mutluluğudur.
- YENİDÜZEN:İmar planın yürürlüğe girmesine daha var. CTP Girne İlçesi de imar planı toplantısının ardından yapığı açıklamada emirnameyi gündeme getirdi. Bu sürede ne yapılabilir?
- Ertan ÖZTEK: İmar yasası bana göre ülkemizde hazırlanan çağdaş yasalardan biridir özellikle halkın katılımı açısından. İmar yasası halkın katılım sürecini yaşattı. Halkın istemleri ve talepleri, şikayetlerine yönelik süreç 42 gün. Ondan sonra bu verileri alarak, değerlendirmelerinizi yaparsınız ve bir plan taslağı hazırlarsınız. Tasarıyı askıya asarsınız. Şu an yapılan gibi… Tekrardan 42 günlük bir süreç başlar. 42 günlük süreçte vatandaşa, sivil toplum örgütlerine ‘bakın biz plan yaptık değerlendirin’ der, gelen görüşleri de bekleyerek plan tekrardan revize edilir. Bundan sonra da onay için birleşik kurul dediğimiz belediye meclislerine ve kaymakamlığa sunulur. Bu süreçte 42 günlük bir süreçtir. O bağlamda siz yalnızca 80 günlük bir süreyi koyuyorsunuz formalite icabı. Artı gelecek olan görüşlerin değerlendirmesi var.
“Ya mevcut emirnamede değişiklik yapacaksınız, ya da eski emirnameyi askıya almazsınız o işlemlerine devam eder… Yeni bir emirname ile bazı şeylere kısıtlama getirebilirsiniz. İşte turistik tesislere ve üniversitelere…”
Yani bu en iyi niyetle 4-5 aylık bir sürece denk gelir. Şimdi siz çıkıp bir planla ilgili kararlar üretiyorsunuz. Ama diğer taraftan da boşlukta olan bir olgu var. Onun için bir tedbir alınması gerekiyor. Girne bölgesinde iyi kötü bir emirname var. Ama burada iki önemli konu var. Birincisi üniversiteler diğeri oteller. Çünkü bizde biliyorsunuz iznini aldığında kazanılmış hak olur. Bu geçecek süreçte bunun bir şekilde kontrol edilmesi gerekecek. Çünkü siz dediniz ki; 5 yıldızlı otelleri durduruyorum. 5 yıldızlı otellerle ilgili gelecek dosyaları bir şekilde kontrol etmeniz gerekir. Çünkü almış olduğunuz plan kararlarını bıraktım, insanların bunun üzerinden rant elde edeceğini çünkü ne olacaktır vatandaş veya kişiler bunun iznini alacak ondan sonra da pazarlayacak ve bir rant elde edecektir. Onun ötesinde siz bir plan kararı veriyorsunuz. Diyorsunuz ki bütün planımı ben bu yatak kapasitesine göre belirledim. Bu yatak kapasitesi 30 bine çıktığında sizin bütün planınız etkilenecek. O bağlamda bunun kontrol edilmesi gerekiyor.
Bununla ilgili iki yöntem var. Ya mevcut emirnamede değişiklik yapacaksınız ya da eski emirnameyi askıya almazsınız o işlemlerine devam eder yeni bir emirname ile bazı şeylere kısıtlama getirebilirsiniz. İşte turistlik tesislere ve üniversitelere… Ya da Bakanlar Kurulu kararıyla bunları denetleme şansı var diye düşünüyorum.
“Eğer bu bir sorunsa buna yönelik çözümlerin daha radikal olması gerekir. Plan daha çok stop görevi görüyor. Kent bir nefes alsın da yapacağımızı yapalım. Ama bunlar daha radikal belirlenebilir.”
Ana plan kararlarını etkileyecek gelişmelere yönelik tedbir alınabilir. Çok daha radikal bir şey daha yapılabilir; siyasi irade karar verir ‘4 ay bütün izinleri durduruyorum’ der. Tabi bunu omuzlayacak güçlü bir siyasi irade gerekir.
Planın geneline yönelik nüfusun ötesinde Girne çok hızlı bir şekilde büyüyor ve gelişiyor. Bu planla bu bir yerde en azından kontrol altına alınacak. Çünkü planlama kararlarını alırken, sosyal, ekonomik gelişmeler ve benzerleri göz önünde bulundurulur.
Trafiğe yönelik olarak planlamanın çok daha fazla geliştirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Radikal değişimlere yönelik kararların üretilmesi gerekir. Yani kent için bir vizyon ortaya konmuş. Bu vizyona ulaşabilme açısından bazı radikal kararların alınması ve bunların hayata geçirilmesine yönelik de bir uygulama, yönetim planı yapılmalıdır.
Planlarda 2 şeydir önemli olan. Biri; özellikle kamu yatırımlarını yönlendirir planlar. Plan yapıldığında ‘5 yıl sonra burada 2 ilkokula ihtiyaç var onun için planınızı, programınızı, bütçenizi, alt yapınızı yapınız’ der. Ama bunun da önceden programlanması gerekiyor.
Yani uygulama programı daha da netleşmesi gerekir. Bunun maliyetinin de eklenmesinde büyük yarar var.
Girne çok kırılgan bir yapıya sahiptir. Deniz, çok dar bir yerleşim şeridi ve dağ… Böyle ip ince kırılgan yapıdadır. Düz bir alanda planlama yapmak çok daha kolay. Örneğin ulaşım aksını yapacağınızda farklı noktalarda ulaşım planlayabilirsiniz. Girne’de yapacağınızda bir aks üzerinde yapmak durumunda kalıyorsunuz. O bakımdan da çözümler önemli. Yapılan hataların çünkü maliyeti çok daha yüksek. Bu çerçevede baktığımızda kıyılar önemli. Hem sosyal yaşam hem de ekonomik yaşam açısından. Kıyı şeridine yönelik politikaların daha netleşmesi gerekir ve kıyıların anayasanın da belirttiği şekilde kamu tarafından kullanılmasına yönelik tedbirleri de beraberinde getirmeli.
Dere yatakları önemli. Hem doğal hayat hem iklim açısından... Dere yataklarına yönelik olarak politikaların net olarak konması gerekiyor.
“Girne’de 1141 hektar imara açık şu an. Bu küçük bir alan değildir. İhtiyacın da ötesindedir.”
- YENİDÜZEN: Bu imar planıyla birlikte çeşitli söylemler de yayılmaya başladı. Özellikle ev ve arsa fiyatlarında bir artıştan söz ediliyor? Sizce ne kadar etkili olacak?
- Ertan ÖZTEK: Girne’de 1141 hektar imara açık şu an. Bu küçük bir alan değildir. İhtiyacın da ötesindedir. Siz özel mülkiyete sahip olmakla o arazi üzerinde o mal üzerinde artı ekonomik bir değer arıyorsunuz. Bu neticede kapitalist sistemin parçası… Kentsel rant planla belirleniyor. Plancılar aslında bir rant dağıtıyor. Ama anayasa hem şehir planlama mesleğinin meşruiyeti açısından kamu yararına bunu yapmak zorundadır. Yani siz çizip Ahmet’e Mehmet’e verdim diyemezsiniz. Bir ticari bölge yaptığın herkes bundan yararlanır. Tabi plan kararlarına bağlı olarak da arazilerin arazi değerleri belirleniyor. Ancak kentsel rantın iki temel noktası var. Birincisi; merkeze yakınlık rantı yükseltiyor. Bu dünyadaki genel bir kuraldır. İkincisi de bölgenin kendi özellikleri, kalitesi, onu farklılaştırır.
Rantın değerini belirleyen birinci etken merkeze yakınlıktır. Daha fazla arazi kattığınızda rantı düşürmezsiniz, artırırsınız. İkincisi de arz talep meselesidir. Önemli olan ne kadar arazi olduğu değildir. Ne kadar arazinin piyasada olduğu meselesidir. Lefkoşa’da 15 binden fazla boş arsa olabilir ama piyasada olan satılık arsa sayısı çok düşük. O bağlamda taleple arz önemlidir.
“Piyasada çalışan insanların çoğu 2 bin 3 bin maaşla çalışırken 100 bin sterlinlik araziye, bahsettiğimiz apartman dairelerine bu insanlar nasıl sahip olacak. Bu ilerde büyük bir sorun olacak.”
Yapı arsa oranlarını yükselttiğinizde rantı da beraberinde yükseltirsiniz. Bunun olumlu tarafına karşı olumsuz tarafı da var. Olumsuz tarafı kamu yatırımları açısındandır. Yani siz bir bölgede rantı yükselttiğinizde neticede insanlarında bir alım gücü var. Hele bizim ülkemizde siz dış piyasaya yönelik olarak talep gelirse, yerel nüfusta bunu nasıl çözeceksiniz. Piyasada çalışan insanların çoğu 2 bin 3 bin maaşla çalışırken 100 bin sterlinlik araziden bahsettiğimiz apartman dairelerine bu insanlar nasıl sahip olacak. Bu ilerde büyük bir sorun olacak.
“Arazi değerlerinin şu anki planla değişeceğini düşünmüyorum. Ama uzun vadede yerli insanın konut sahibi olmasında sıkıntı yaşanacak.”
“Yerli insanın konut sahibi olmasında sıkıntı yaşanacak”
- YENİDÜZEN: Çocuğunuza bırakacak malınız kalmayacak tespitleri de yapılıyor. Doğru bir tespit mi bu?
- Ertan ÖZTEK: Doğrudur. İleriye yönelik bu sorun artacak. Arz ve talep bu ülke içerisinde belirlenirse çok sorun yok. Annan Planı’na kadar birçok insan arz ve talebin belirlenmesine bağlı olarak yerel nüfus düşük ekonomik seviye belirgin arazi ve konut fiyatları da ona göre belirlendi. Şimdi ne oldu bu yukarı çıktı. Konut alacak insanların da alım gücü yukarıya çıktı. Yani yerli insanlar anlamında söylemiyorum. 2004’te İngiltere’den gelenler.
Arz taleple artan rant doğal dengelerle değil, dıştan gelen olgularla arttı. Devletin bunun üzerine politikalar üretmesi gerekir.
Arazi değerleri şu anki planla değişeceğini düşünmüyorum. Ama buna yönelik olarak uzun vade de yerli insanın konut sahibi olmasında sıkıntı yaşanacak.
- YENİDÜZEN: Plan taslağında sizce en büyük yapılan hata, gözden kaçırılan ne oldu?
- Ertan ÖZTEK: Nüfus artışı devam edecek ve yerli nüfus çok azalacak, Girne aidatını kaybedecek. Zaten kaybetmeye başladı. Onun ötesinde bu dönüşümü belediye başkanının da dediği gibi kent çok yorgun. Eğer bu bir sorunsa buna yönelik çözümlerin daha radikal olması gerekir. Plan daha çok stop görevi görüyor. ‘Kent bir nefes alsın da yapacağımızı yapalım’. Ama bunlar daha radikal belirlenebilir.
- YENİDÜZEN: Girne’de yapılaşma konusunda en büyük hata ne zaman yapıldı?
- Ertan ÖZTEK: Emirnamenin değişmesiyle birlikte inşaat ve nüfus yoğunluğu artırıldı. Eskiden 1.2 olan inşaat alanı yani bin metre kare arsa üzerine 1200 metre kare inşaat yaparken, bunu siz 2.0’a çıkardınız bonuslar filan verdiniz ve siz bin metrekarelik arsaya 2 bin 400 metrekarelik inşaata onay verdiniz. Yani iki katına çıkardınız. Böylelikle inşaat arttı, nüfusta arttı. Çok hızlı bir şekilde rantların oluşması nedeniyle, korkunç bir nüfus artışı yaşandı. Zamanında siz alt nüfusa göre planlarınızı yaptınız şimdi bu yukarıya çıktı. Girne şantiyeye döndü.
“Karpaz’da yaşananlarda birinci suçlu devlettir”
- YENİDÜZEN: Karpaz’da kaçak inşaatların yıkımı yaşandı, bir emirname yine gündemde… Nedir değerlendirmeniz?
- Ertan ÖZTEK: Bu işi tetikleyen mahkeme kararı oldu. 1976-77’de Bakanlar Kurulu karar üreterek Karpaz Milli Parkı’nı ilan etti. 1995 yılında arkeolojik ve sit alanı ilan edilerek Milli Parka yönelik düzenleme yapıldı. Arkasına emirname yayınlandı. Özel Çevre Koruma Yasası’nda ilan edildi. O bağlamda bütün ilgili yasal süreçler burayı oluşturdu. Artı yapılan birçok çalışmalarda 1990’lı yıllarda şu an ki Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın hazırlattığı master planı var. Karpaz bölgesinin eko ve agro turizm olarak gelişmesi… Netice itibarıyla turizm her yerde kitle turizmi olmaz. Her bölgenin kendine has özellikleriyle turizmi yapması gerekiyor. Bu temel kondu 3 tane de turizm bölgesi ayrıldı Karpaz’da. Şimdi gelinen noktada zamanından beri Karpaz’da bazı insanlara siyasi irade göz yumarak ve destek olarak bangolow denilen kulübe şeklindeki tesisleri yaptırdı. Hepsi de gayrı yasal yapıldı. Bunun arkasında da gerek arazilerin kendilerine kiralanmasında gerekse inşaat yapılırken okey demelerine kadar siyasi idare vardı. Şimdi mahkeme kararı var. Bu binaların yıkımı ve taşınması gündeme geldi. Ama bu karardan 1.5 2 yıl önce bu insanlar hapis yatırken, sen devlet olarak tedbir almadın. Çıkıp emirname kötüdür noktasına getirdin. Alakası yok emirname bir planlama enstrümanıdır . Emirnamede konulan kararlar var. 3 turizm bölgesi var, eko- agro turizm var. Sen Turizm Bakanlığı olarak bunların gelişmesi için ne yaptın? Yörenin gelişmesine yönelik sen ne yaptın ki emirname kötüdür?
Emirname kararlarını hayata geçirmeye yönelik hiçbir adım atmadınız. Karpaz’da yaşananlarda birinci suçlu devlettir.
- YENİDÜZEN: Karpaz’da kaçak yapılar yıkılırken, Girne’deki bir otel inşaatının kaçak katlarının yıkılmaması da sorgulanıyor. Neden diye?
- Ertan ÖZTEK: Hukukun uygulanması gerekiyor. Genel anlamda kaçaklar büyük bir dert. Yatırımcı gelirken hesabını kitabını bu koşullara göre yapmalı. Gelip malı alıp, üzerinde değişiklik yaptırma hukuk anlamında sorun çıkartır bir, ikincisi de haksız hak, kazanç elde ediyorsun.
35 yıllık kamu deneyimim var. Vatandaş siyasi irade karışmadığı sürece kaçak bir şey yapmaya girişmez. Prensipli durursan kimse bir şey yapmaz ama büyük yatırımcılara hak sağlarsan diğer insanlar da bundan cesaretlenir.