1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Gıdadaki artış yüzde 200’lerde
Gıdadaki artış yüzde 200’lerde

Gıdadaki artış yüzde 200’lerde

Hayat pahalılığı durmak bilmiyor, alım gücü sürekli geriliyor. Pahalılığın en önemli sebeplerinden biri Türk Lirası’nın olağanüstü değer kaybı… Ancak tek sebep bu değil…

A+A-

Ertuğrul SENOVA

Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybı, son bir ayda daha da arttı. Hayat pahalılığı iyice tırmandı.

15 Ekim’de 20.76 TL olan 1 Sterlin, 15 Kasım’da 22.09 TL’ye kadar yükselirken, Euro ise 18.22’den 18.42’ye yükseldi.

Resmi verilere göre, ihtiyaç duyulan mal ve ürünlerin yüzde 90’ını ithal eden Kıbrıs’ın kuzeyinde, Türk Lirası kullanımına bağlı enflasyon artışı yüzde 100’ün üzerine çıkmış durumda…

Uzmanlara göre bu durum, pahalılığın nedenlerinden sadece biri…

Hükümetin, “TL bizim kontrolümüzde değil” demek dışında ekonominin istikrara kavuşması için hiçbir adım atmadığına değinen ekonomistler, bu yaklaşımın yanlış olduğunu belirtti; adanın kuzeyinde enflasyon rakamlarının, Türkiye’den yüzde 35 daha fazla olduğuna dikkat çekti.

YENİDÜZEN’e konuşan Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) Eski Müsteşarı Ödül Muhtaroğlu, kuzeydeki enflasyonun, TL kullanan Türkiye’den yüzde 35 daha yüksek olduğuna dikkat çekerek; ithalatta kur sabitlenmesi, temel gıda maddelerinde vergi indirimi, akaryakıtta FİF’in kullanılması, elektrik zamlarının halka yansıtılmaması ve istikrarlı bir para birimine geçilmesi yönünde önerilerde bulundu.

Ekonomist, DAÜ Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Besim ise son bir yılda Türk Lirası’nda yaşanan kaybın yüzde 100 civarında olduğunu ancak Kıbrıs’ın kuzeyindeki enflasyon oranının yüzde 100’ü geçtiğini vurgulayarak, “Artış artık TL kaynaklı değil” dedi.

“Piyasanın başarısız olduğunu” söyleyen Besim, “Bu başarısızlık, piyasaya sunulan mal ve hizmetlerin belli kesimlerin elinde olması, ithalatta tekelleşme anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.


“TL değer kaybediyor, artış bizim kontrolümüzde değil demekle olmaz” diyen Besim, “Yaşanan enflasyon TL’nin ötesinde, dünyada yaşanan ötesinde bir enflasyon” ifadelerini kullandı.

Besim, “Ticaret ve Sanayi Dairesi fiyat hareketlerini detaylı şekilde incelemeli” çağrısında bulundu.


Dolar/TL

15 Kasım 2021: 10,50 TL

15 Ekim 2022: 18.60 TL

15 Kasım 2022: 18.64 TL


Euro/TL

15 Kasım 2021: 11.89 TL

15 Ekim 2022: 18.22 TL

15 Kasım 2022: 19.42 TL


Sterlin/TL

15 Kasım 2021: 14.06 TL

15 Ekim 2022: 20.76 TL

15 Kasım 2022: 22.09 TL


DPÖ Eski Müsteşarı Muhtaroğlu:

“TL her zaman olduğu gibi nasibini aldı”

Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) Eski Müsteşarı Ödül Muhtaroğlu, son günlerde özellikle TL/Euro ve TL/Sterlin kurlarında yaşanan artışın esas sebebinin, aybaşında ABD’nin açıkladığı düşük enflasyon rakamları ve buna bağlı olarak faiz artırımına gidilme beklentisinden kaynaklandığını söyledi.

Muhtaroğlu, ABD’deki enflasyon oranının beklenenden daha düşük geldiğini ve diğer para birimlerinin Dolar karşısında değer kazanmaya başladığını, TL’nin de her zaman olduğu gibi bu artıştan değer kaybederek nasibini aldığını söyledi.

 

“TL’deki değer kaybı, enflasyonu olumsuz yönde etkiliyor”

TL’deki değer kaybının Kıbrıs’ın kuzeyinde, özellikle enflasyona olumsuz yönde etki yaptığını anlatan Muhtaroğlu, “Ülkedeki malların yüzde 90 ila 95’i yurtdışından geliyor. Büyük bir kısmı da döviz üzerinden fiyatlandırılıyor. İthalatta başlayan bu artış, toptancıyı, perakendeciyi ve son olarak da hane halklarını, tüketiciyi olumsuz yönde etkiliyor” dedi.

 

“Kısır döngü…”

Öte yandan petrol fiyatlarının da arttığını ve döviz bazında fiyatlandırıldığını anımsatan Muhtaroğlu, “Akaryakıt, ana girdi maddesidir. Biz petrol sayesinde elektrik üretiyoruz. Bu nedenle elektrik fiyatlarına zam geliyor, bir kısır döngü halini alıyor, bu döngü de üretim maliyetlerine, mal ve hizmetlere pahalılık olarak yansıyor. Böylece enflasyon yükseliyor” şeklinde konuştu.

 

“Türkiye’den yüzde 35 daha pahalı durumdayız”

Kıbrıs’ın kuzeyindeki yıllık enflasyonun yüzde 120 olarak açıklandığına dikkat çeken Muhtaroğlu, “TL kullanan Türkiye’de bu rakam yüzde 85. Yani Türkiye’den yüzde 35 daha pahalı durumdayız” ifadelerini kullandı.

Bu farkın en önemli sebeplerinden birinin, “Kıbrıs’ın kuzeyindeki piyasanın dövize oldukça duyarlı olması” olduğunu ifade eden Muhtaroğlu, “Bu duyarlılık, mal ve hizmetlere pahalılık olarak yansıyor” dedi.

 

“Türkiye’deki belli başlı bölgelerde ev kiraları TL, okul harçları TL, araçlar TL ile fiyatlandırılıyor”

Türkiye’deki ev kiralarının belli başlı bölgelerde TL bazında kiralandığını, okul harçlarının ve araçların TL ile fiyatlandırıldığını belirten Muhtaroğlu, “Bu mal ve hizmetler bizde dövizle fiyatlandırılıyor. Bu nedenle enflasyon yükseliyor” dedi.

Çözüm önerileri…

Sözünü ettiği sorunlara yönelik bir dizi çözüm önerisi de sunan Muhtaroğlu, içsel ve dışsal açıdan atılacak adımlarla, özellikle döviz kaynaklı problemlerin önüne bir nebze de olsa geçilebileceğini anlattı.

 

Kur sabitlemesi

İlk olarak içsel faktörlerden başlayan Muhtaroğlu, “Madem ki ülkedeki malların yüzde 95’i yurtdışından geliyor, ithalatta kur sabitlemesine gidilmesi gerekiyor” önerisini yaptı.

 

Vergilerin düşürülmesi

Muhtaroğlu, bir diğer önerisinin ise, özellikle gıda, ilaç ve temizlik malzemelerinde tüm vergilerin düşürülmesi olduğunu belirtti.

 

Akaryakıtta FİF’in kullanımı

Bir diğer önerisinin ise, ekonominin en önemli girdi maddelerinden biri olan akaryakıt fiyatlarıyla ilgili olduğunu ifade eden Muhtaroğlu, “Akaryakıt fiyatlarında yaşanan artışın pompaya yansımaması için Fiyat İstikrar Fonu (FİF) kullanılmalı” dedi.

 

Elektrik zamlarının devlet tarafından üstlenilmesi

Elektrik fiyatlarının da ekonomide en önemli girdilerden biri olduğunu ifade eden Muhtaroğlu, “Elektrik zamları, dörtlü koalisyon hükümeti döneminde halka yansıtılmamış ve Maliye Bakanlığı tarafından üstlenilmişti. Ancak son 3 yıldır bu tip önlemler alınmadığından olağanüstü elektrik zamlarıyla karşı karşıya kalıyoruz” şeklinde konuştu.

 

İstikrarlı bir para birimine geçmek

Dışsal faktörün ise istikrarlı bir para birimine geçmek olduğunu söyleyen Muhtaroğlu, “Bunu uygulayabilecek olan hükümet ve iradedir” dedi.

 

CTP’nin “Euro endeksli uygulama” önerisi

Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin benzer bir önerisinin bulunduğundan bahseden Muhtaroğlu, “CTP’nin manifestosunda da yer almıştı. Hükümete gelmeleri halinde Euro endeksli bir uygulamaya geçileceği söylenmişti” dedi.

Muhasebe birimi olarak Euro’nun kullanılmasının, piyasada Euro dolaşması anlamına gelmediğini söyleyen Muhtaroğlu, “Bir çok gider döviz bazında fiyatlandırılıyor ancak vatandaşın geliri TL. Bu noktada sorunlar yaşanıyor. CTP, Euro’ya endeksli bir uygulamaya geçilmesi halinde, gelirlerin de Euro bazında olacağını, TL’nin değer kaybetmesi noktasında vatandaşın bir nebze de olsa korunabileceğini savunuyordu” ifadelerini kullandı.


DAÜ Öğretim Görevlisi, Prof. Dr. Mustafa Besim:

“Artış artık TL kaynaklı değil”

Ekonomist, DAÜ Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Besim ise son bir yılda Türk Lirası’nda yaşanan kaybın yüzde 100 civarında olduğunu ancak Kıbrıs’ın kuzeyindeki enflasyon oranının yüzde 100’ü geçtiğini vurgulayarak, “Artış artık TL kaynaklı değil” dedi.

 

“Piyasa belli kesimlerin elinde”

 “Piyasanın başarısız olduğunu” söyleyen Besim, “Bu başarısızlık, piyasaya sunulan mal ve hizmetlerin belli kesinlerin elinde olması, az sayıda üreticinin bulunması, monopollerin oluşması, az sayıda şirketin ithalat gerçekleşmesi, tekelleşme anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

 

“Açıklanamayan fiyat artışları var”

Besim, “Döviz dolaylı enflasyonu yaşadık. Onun ötesinde, dünyada enflasyon yaşandı. Bu ikisinin toplamı yüzde 110. Ama Kıbrıs’ın kuzeyinde özellikle temel tüketim maddelerinde yaşanan artış yüzde 110’un üzerinde. Gıdada yüzde 200’lerde. Bunun yüzde 100’ünü döviz kaynaklı koysak, yüzde 10-15’ini de uluslar arası piyasada koyarsak, bazı ürünlerde yüzde 80, bazı ürünlerde yüzde 40 oranında açıklanamayan bir fiyat artışı var” şeklinde konuştu.

 

“Ticaret ve Sanayi Dairesi fiyat hareketlerini detaylı şekilde incelemeli”

Yapılması gerekenin, Ekonomi Bakanlığı bünyesindeki Ticaret Dairesi ile Sanayi Dairesi’nin, özellikle temel gıda maddelerinde yaşanan fiyat hareketlerini detaylı bir şekilde incelemesi ve tespitler yapması olduğunu belirten Besim, “Bu tespitler de Maliye Bakanlığı ile paylaşılıp, artışların asgariye indirilmesi için çalışmalar yapılması gerekiyor” dedi.

 

“Yaşanan enflasyon TL’nin ötesinde”

Enflasyonist ortamlarda en fazla mağdur olan kesimin, sabit ve düşük gelirli kesim olduğunu vurgulayan Besim, “TL değer kaybediyor, artış bizim kontrolümüzde değil demekle olmaz. Yaşanan enflasyon TL’nin ötesinde dünyada yaşanan ötesinde bir enflasyon” ifadelerini kullandı.

yd-destek-gorseli-2-887.jpg

Bu haber toplam 2335 defa okunmuştur