1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. GABBAK
GABBAK

GABBAK

Lefkoşa’da küçük bir dükkân… Adı GABBAK! Vitrini rengârenk su kabaklarıyla, Kıbrıslıların deyimiyle su gabbaklarıyla süslenmiş, cıvıl cıvıl

A+A-

 

 

Stella Aciman

 

Lefkoşa’da küçük bir dükkân… Adı GABBAK! Vitrini rengârenk su kabaklarıyla, Kıbrıslıların deyimiyle su gabbaklarıyla süslenmiş, cıvıl cıvıl. Her bir gabbak farklı desenlerle, boncuklarla, sicimlerle can bulmuş, sevimli mi sevimli… Akşamın karanlığı indiğinde ise her bir gabbakın görüntüsü değişiyor ve sizi düşler âlemine götürüyor. Bir gün dayanamıyorum ve kendimi o gabbakların arasında buluyorum. Amacım; o su gabbaklarına can veren, onları avize, mumluk, gece lambası haline dönüştüren sihirli elleri tanımak.  Nevşin Dalgalan… Sanatın okulundan değil; tabiri caizse O bir alaylı! Biraz merak, çokça araştırma ve Allah vergisi bir yetenek… Sonuç mu? Göze ve duygulara hitap eden muhteşem objeler!

 

  

Dalgalan: Su kabağına hayat veriyorum

 

Nasıl başladı bu iş?

Hobi olarak başladı. El sanatlarına çok ilgim var. Daha önce tahta oymacılığı yapıyordum. Havayollarında çalıştığım dönemlerde el sanatlarıyla ilgileniyordum. Sonra, bu su kabaklarını keşfettim… Çok hoşuma gitti. Araştırdım. Kıbrıs kabaklarını farklı köylerden toplamaya başladım, bir kısmını da Türkiye’den getirdim ve bu işi yapmaya başladım.

 

Havayollarından ayrıldınız…

Evet… İlk önceleri boş zamanlarımda hobi olarak yaptığım kabaklar işten ayrılınca gerçek işim oldu. Şimdi, ‘keşke daha önceleri bu işi yapsaydım’ diyorum.  Tamamen kendi çabalarımla sanatımı geliştirdim yani bu işin eğitimini almadım. Bir su kabağını elime alıyorum ve ona hayat veriyorum. 

 

Su kabaklarını nereden alıyorsunuz?

İlk defa bu yıl kabakları bahçeme ektim. Kıbrıs’ın köylerinden topluyorum, birazını da Türkiye’den getiriyorum.

 

“Nasıl isterse öyle büyüyor”

 

Su kabakları Kıbrıs’ta geçmişte kullanılıyor muydu? 

 Su kabağı eskiden su amaçlı kullanılıyormuş; çobanlar kabakların içinde soğuk su muhafaza ederlermiş. Bir nevi termos gibi kullanılıyormuş ovalara çıkan çobanlarca. Hamamlarda ise, hamam tası olarak kullanılırmış. Eskiden Kıbrıs’ta kabakların üzerine, altı açılmadan dağlama yapılırdı ve süs eşyası olarak evlerde kullanılırdı. 

Su kabağı öyle enteresan bir bitki ki… Mesela geçen yıl annemin asma dallarına sardım ki, sarksın ve düzgün olsun diye. Buna rağmen yamuk olarak büyüdü. Bazısı düzgün olabiliyor ama kendi nasıl isterse öyle büyüyor. Aynı dalın üzerinde biri büyük diğeri küçük olabiliyor. Kendine has bir bitki. 

 

Bazı su kabaklarının sapları var, bazılarının ise yok, üstleri yuvarlak…

Kıbrıs’ın su kabakları saplıdır. Türkiye’dekiler ise sapsız. Şimdilerde bazı kişiler Türkiye’den tohum alarak burada üretmeye başladılar.

 

Neden su kabağı denir?

Çünkü su kabakları çok su isteyen ve çeken bir bitkidir.

 

Avize, gece lambası

 

Bir su kabağı bu görselliğe dönüşene kadar hangi aşamalardan geçiyor?

Su kabaklarını belli bir büyüklüğe gelince koparıyorum ve 3-4 ay kurumaya bırakıyorum. İlk olarak suyun içinde zımparayla dış yüzeyini temizliyorum. Sonra kabağı ne yapacağıma karar veriyorum. Avize mi, gece lambası mı olacağına karar veriyorum. Önce kabağın altını özel bir makine yardımıyla açıyorum ki çok hassas bir işlemdir. İçindeki lif ve çekirdekleri temizliyorum. Bu çalışmada çok toz çıkar. O yüzden maske takıp yapıyorum.  Sonra özel tellerimle içini de zımparalıyorum. Ardından matkapla deliklerini açıyorum. Ve fırça kullanarak, su bazlı akrilik boya ile boyuyor, desenlerini yapıyorum. Boyalar kuruduktan sonra vernikle cilasını yapıyorum.

 

Bir günde kaç tane yaparsınız?

Ben 5-6 tane kabağı hazırlıyorum. Hepsinin tasarımını belirliyorum, deliyorum, boyuyorum ve cilalıyorum. Bir su kabağını minimum bir buçuk günde bitirebiliyorum. Bazı kabakları daha çabuk yapabilirsiniz, bazısı ise yavaş ilerler. Bu biraz da o günkü ruh durumumla orantılı oluyor.

 

Müşteri kitleniz kimler?

Beğeneni çok ama özellikle yabancıların çok ilgisini çekiyor ve onlar satın alıyor. Yabancılar çok meraklılar ve el emeğine çok değer veriyorlar.

 

Alt malzemeleri nereden alıyorsunuz?

Onları hep Türkiye’den alıyorum çünkü bizde yok maalesef.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1295 defa okunmuştur