1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Bu kez onlar konuştu “Bize ‘potansiyel suçlu’ gözüyle bakıyorlar”
Bu kez onlar konuştu “Bize ‘potansiyel suçlu’ gözüyle bakıyorlar”

Bu kez onlar konuştu “Bize ‘potansiyel suçlu’ gözüyle bakıyorlar”

Adli olaylarda özellikle son zamanlarda yabancı uyruklu ‘zanlı’ ve ‘suçlu’lardaki artışın, toplumda kendilerine karşı ‘şüpheyi’ de artırdığını söyleyen ülkedeki yabancı uyruklular, ‘ırkçılık’ yapıldığını düşünüyor…

A+A-

Adli olaylarda özellikle son zamanlarda yabancı uyruklu ‘zanlı’ ve ‘suçlu’lardaki artışın, toplumda kendilerine karşı ‘şüpheyi’ de artırdığını söyleyen ülkedeki yabancı uyruklular, ‘ırkçılık’ yapıldığını düşünüyor…

Dila ŞİMŞEK

Kıbrıs’ın kuzeyine gerek okumak, gerekse çalışmak amacıyla farklı ülkelerden gelen yabancı uyruklu insanlar, ülkede ayrımcılık olduğunu savundu, “Polisin bizleri potansiyel suçlu olarak görmesi ırkçılıktır” şeklinde konuştu.

Yabancılar, son zamanlarda yaşanan adli olaylarda, başlıca şüphelilerin yabancıların olması ve aramaların bu yönde yapılmasını farklı tutum olarak değerlendirdi.

“Dil bilen yetkililer görevlendirilmeli…”


Burada yıllardır yaşayan yabancılar, ülkede maruz kaldıkları tutumların yanı sıra, kendilerini temsil edecek bir yetkilinin olmamasına değinerek, dil bilen yetkililerin devletin çeşitli yerlerinde görevde bulunmasını talep etti.
Ülkedeki yabancılar, yerli halkın, işlenen suçlara karşı önyargılı olduğunu ve yabancıların suçlu olarak mimlendiğini söyledi. Farklı ülkelerden gelen insanlar, “Her toplumda iyi ve kötü insanlar vardır ve var olacaktır. Ancak bir suç işlendiğinde, bunu tüm ülke insanlarına mâl etmek ayrımcılıktır” diye konuştu.
Yabancılar, haberleri sıkça takip ettiklerini ve yerli halkın da suça karıştığını bildiklerini dile getirerek, birçok Kıbrıslı Türkün de suç işlediğini vurguladı. Yabancılar, “Bu, tüm Kıbrıslı Türkler kötüdür demek değil. Aynısı bizler için de geçerli” dedi.

“Kıbrıs’ın kuzeyinde ‘yabancı’ olarak yaşamanın çok zor”

Ülkedeki yabancı uyruklu vatandaşlar, günlük hayatta yaşadıkları sorunlara da değinerek Kıbrıs’ın kuzeyinde ‘yabancı’ olarak yaşamanın çok zor olduğunu, birçok fedakarlık gerektirdiğini belirtti.

Ülkede yaşamını sürdüren yabancı uyruklu vatandaşlar, polisin kriminal olaylardaki ırkçı tutumunun yanı sıra, günlük hayatta karşılaştıkları insanlardan da ayrımcılığa maruz kaldıklarını kaydetti. Yabancılar, “Bir derdimiz olduğunda gittiğimiz polis, hastane veya devlet dairesi, İngilizce bilmiyorsa sıkıntımızı gideremiyor, bize tutumları da değişiyor. Bu sebeple, devletin yabancı uyruklu insanları temsil edecek birini atama, böyle bir daire oluşturarak bizlerin sorunları için de destek olması gerekiyor” şeklinde konuştu. Ayrımcılığın ve koşulların bu şekilde devam etmesi takdirinde ülkeye olan ilgi ve talebin azalacağını vurgulayan yabancılar, acilen tedbir alınması gerektiğini ifade etti.

 


Yabancılar ne dedi?

v1-018.jpg

Mahmoud Alkhomos: “Her ülke insanının, iyi ve kötü vatandaşı vardır”

“Ben buraya yerleşme ve iş kurma amacıyla Ürdün’den geldim. İlk geldiğim zamanda, birçok zorluklarla karşılaştım. Yabancı uyruklu bir vatandaş olarak, dilini kültürünü bilmediğiniz bir ülkeye giderek yatırım yapmak çok zor çünkü karşınıza birçok engel çıkıyor. Vergilerimiz daha yüksek, işletme açmak için gereken şartlarımız daha zorlayıcı, her şeye sıfırdan başlama fikri korkutucu. Burada, çok iyi insanlar tanıdığım gibi, çok yanlış insanlara da güvenerek hata yaptım. Bazı Kıbrıslı Türkler, dil ve yasa bilmememi fırsat bilerek çeşitli bahane ve vaatlerle paramı aldı. Çok büyük miktarda parayı israf etmek zorunda kaldım ailemle birlikte burada bir hayat kurabilmek için. Ancak insanların gözünde, ‘ülke ekonomisine destek olan turist’ sıfatından, ‘potansiyel suçlu’ sıfatından ve ‘yerli yatırımcıların önünü kesiyor’ durumundan kurtulamadım. İnsanlar bize saygı duymuyor, kandırmaya çalışıyor veya bizi sadece para olarak görüyor. Kıbrıs’ta suç oranı, illa ki zamanla artmıştır. Yabancı uyruklu vatandaşların bazılarının suç işlediği de doğrudur. Fakat bu demek değildir ki, tüm yabancılar potansiyel suçlu ve bu adadan gitmeli. Bizler, polisin gözündeki ilk hedefiz. İnsanlar, Kıbrıslı Türklerin de cinayetten hırsızlığa, uyuşturucudan cinsel saldırıya bir sürü suça karıştığını unutuyor. Her ülke insanının, iyi ve kötü vatandaşı vardır. Ancak genelleme yaparak tüm yabancılar suçludur, yasadışı işler yapıyorlar diye algı yaratmak, cahilliktir. Ben buradaki en büyük sorunu, ülkede yabancıları temsil eden bir yetkilinin bulunmamasına bağlıyorum. Bir derdimiz olduğunda gittiğimiz polis, hastane veya devlet dairesi, İngilizce bilmiyorsa sıkıntımızı gideremiyor, bize tutumları da değişiyor. Bu sebeple, devletin yabancı uyruklu insanları temsil edecek birini atama, böyle bir daire oluşturarak bizlerin sorunları için de destek olması gerekiyor. Eğer insanlar, ülkede yabancıların bulunmasını ve ekonomiye destek olmasını istiyorsa, bu bizim temel hakkımızdır.”

Ali Hadwan: “Birkaç kişinin işlediği suç, tüm camiayı kapsar gibi düşünülmemeli”

“Kıbrıs’a beş sene önce Lübnan’dan geldim. İlk geldiğimde, ülke ekonomisi ve piyasası şu anki gibi değildi. Yabancı uyruklu insanların ülkeyi kalkındırdığı gerçeği asla inkar ve göz ardı edilmemelidir. Bizler buraya geldiğimizde, ev kiralama, araba, daha fazla market, daha fazla alışveriş dükkanı ve bu gibi taleplerde bulunarak, bölgedeki insanların daha çok satış yapmasını sağlamış olduk. Yabancılar gelmeden önce, nüfusun da az olmasından kaynaklı bu gibi talepler yoktu ve dolayısıyla piyasa bu kadar canlı değildi. İnsanlar, ‘buraya okumaya veya çalışmaya geldiler, katlansınlar’ diye düşünüyor. Kimse, bu ülkede bir işletme açabilmek için, okuyabilmek için veya çalışabilmek için çektiğimiz zorlukları bilmiyor. Bizler burada yaşayabilmek için çok büyük fedakarlıklarda bulunmak zorundayız. Büyük miktarda para harcamak zorundayız, olduğundan değil ama başka çare bulamayışımızdan. Herkesten çok vergi ödüyoruz, hâlâ devlet daireleri veya hastanelerde gerekli hizmeti alamıyoruz. Dürüst olmak gerekirse, dini, dili, ırkı fark etmeksizin herkes suç işleyebilir. Her milletten insan, iyilik de yapabilir kötülük de. Bu insanın kendi vicdanına ve inançlarına kalmış bir şeydir. Ancak Kıbrıslı Türklerde, suç sadece yabancılar tarafından işleniyor gibi bir algı var. Bu çok yanlış bir düşünce tarzı. Daha birkaç ay önce, Kıbrıslı Türk bir erkek, eşini öldürmüştü. Bu gibi haberleri biz günlük hayatımızda çok sık duyuyoruz. Nasıl ki kimse çıkıp tüm Kıbrıslı Türkler suçludur demiyorsa, yabancı uyruklu insanlar için de söylenmemeli. Bizlerin içinde de sıradan insanlar, iyi insanlar ve suçlular var. Ancak birkaç kişinin işlediği suç, tüm camiayı kapsar gibi düşünülmemeli. Örneğin geçtiğimiz hafta Lefkoşa’da bir cinayet oldu ve ilişkili birçok yabancı kişi tutuklandı. Evet belki o kişiyi, yabancı uyruklu bir vatandaş öldürmüş olabilir, ancak bunu ona kim yaptırdı, arkasında kim var, sebebi nedir bu tamamen farklı bir hikaye…”

Mohamad Noaman: “Bizler, hem polisin, hem de vatandaşın gözünde potansiyel suçluyuz”

“Birkaç sene önce Suriye’den buraya okumak için gelmiştim. Geldiğimden beri, Kıbrıs’la ilgili iyi ve kötü anılarım oldu. İlk geldiğimde çevrede bu kadar fazla Arap veya diğer ülkelerden insanlar yoktu. Zaman geçtikçe, Kıbrıslı Türklerin yabancılara tutumunu daha iyi kavradım. Bizler, hem polisin hem de vatandaşın gözünde potansiyel suçluyuz. Polisin ilk hedefi bizleriz. Bu durum, hem camiamız için üzücü ve kırıcı bir hale dönüşse de, aslında buradaki en büyük sorunun kendimizi savunamamız olduğunu düşünüyorum. Yabancı uyruklu vatandaşların burada güvenlik zaafıyla yaşadığına inanıyorum. Çünkü insanlar bizi para alacakları değersiz varlıklar olarak görüyorlar. Bir şikayetimiz olduğunda, biz Türkçe onlar İngilizce bilmediği için anlaşamıyoruz. Ev sahibinden restoranlara, otobüs veya taksi şoförlerinden doktorlara, herkesle iletişim ve hizmet konusunda sorun yaşıyoruz. Bu şekilde yaşamak, insan psikolojisini oldukça kötü etkiliyor.”

Sazzath Kabir: “Şüpheli olarak sadece yabancıları görmek ırkçılıktır”

“Bangladeş’ten buraya taşındığımda, etrafımda zaten burada yaşayan önceden tanıdığım insanlar olduğu için daha az zorluk çektim. En büyük sorunum devamlı takip edilmesi gereken ve maliyetli olan evraklar oldu. Burada yaşadıkça anladım ki, Kıbrıs’ta yaşamak her ne kadar güzel bir tecrübe olsa da, insanların bize karşı olan tutumu hayatımızı zorlaştırabiliyor. İş imkanının olmaması, ev kiralamanın çok pahalı olması, insanların bizimle konuşurken ki tavrı, çevreden duyduğumuz olaylar… Geçtiğimiz zamanlarda polisin zanlı olarak sadece yabancı uyruklu vatandaşları tutuklayıp arama yapması, hedef olarak bunu belirlemesi bizler için gurur kırıcı bir durum yarattı. Polisin bu tutumu ve önyargısı, bölge insanlarının hakkımızda düşündüklerinin sadece bir yansımasıdır. Tabii ki bu ülkede yabancı insanlar suça karışmış olabilir, ancak bunu sanki sadece yabancılar yapıyormuş gibi düşünmek veya şüpheli olarak sadece yabancıları görmek ırkçılıktır.”

Pamela Princess: “Ayrımcılık konusunda bir şeyler yapılmazsa insanlar buraya gelmemeye başlayacak”

“İki sene önce Nijerya’dan Kıbrıs’a okumak için geldim. Şimdi ise yüksek lisans yapıyorum. Buraya farklı ülkelerden, okumak, çalışmak umuduyla geliyoruz. Ancak burada yaşadığımız koşullar ve insanların tutumuna bakacak olursak, istenmediğimizi düşünmeye başladık. Bunu sadece tanıdığım bir iki kişi yüzünden söylemiyorum. Öğretmenlerimiz, kafeterya çalışanları, otobüs şoförü, ev sahibi, restoran çalışanları, mağaza çalışanları… Sıradan bir gün içinde karşılaştığımız insanların yarısından fazlası bizlere kötü muamele gösteriyor. Bence, polisin bu ayrımcı tavrı da, ülkedeki gerçekleri ortaya koymuş oldu. Bizler, hep suçlu muamelesi görmekten yorulduk. Elbette ki suç işleyenimiz de vardır, ancak bu, hiçbir hakkımız olmasın, insanlar bize kötü davransın demek değil. Zaten yerli halktan da suç işleyen insanlar mevcut. Haklarımızın sınırlı olması, yetkililerin taraf tutması ve dil bilmememizden dolayı kendimizi savunamaz hale geliyoruz. Bu da bizi insanların gözünde ‘kolay hedef’ durumuna sokuyor. Bizleri, gerekli makamlarda savunacak temsilcilere ihtiyaç duyuyoruz. Umarım bu konuda gerçekten bir şeyler yapılır. Çünkü yapılmazsa, insanların artık buraya geleceğini düşünmüyorum.”

v2-017.jpg

Mohamed Abdi: “Ayrımcı davranışların bir son bulmasını umuyorum”

“Nijerya’dan buraya beş sene önce okumak için geldim. Burada yaşarken, günlük hayatımda uğradığım ayrımcılıkların yanı sıra, başkalarınınkine de tanıklık ettim. Çünkü yabancı olarak, özellikle de siyahi insanlar olarak toplumda oldukça fazla ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Polisin herhangi bir suç olayında ilk şüphesinin yabancılar olması da bunun bir kanıtıdır. Bizler, yerli toplumun gözünde ülkenin huzurunu kaçıran insanlar olarak görülüyoruz. Ancak her milletin, iyi insanı ve kötü insanı olduğu gerçeği unutuluyor. Bu ayrımcı davranışların bir son bulmasını umuyorum.”

Shoib Ahmad: “Yerli insanlar bir şey duyduklarında, sanki bu suçu bizzat ben işlemişim gibi davranmaya başlıyorlar”

“Ben Kıbrıs’a, tanıdıklarımın yanına, çalışmak için Pakistan’dan geldim. Ülkenin yönetimi hakkında pek bir bilgim olmasa da, çevremden devamlı duyduğum bir ‘ayrımcılık’ söz konusu. Ben iş ve ev ararken, yerli halkın farklı tutumuna, ev vermek istememesine veya kirayı arttırmasına, işe almamasına bizzat tanıklık etmiş oldum. Son zamanlarda ise, ‘suç’ olayları ile ilgili gördüklerimiz çok üzücü. Polis, uyuşturucu, cinayet, hırsızlık gibi tüm suçları, sanki sadece yabancılar işliyormuş gibi arama hedeflerini daraltmış durumda. Bu aslında çok küçük düşürücü bir yaklaşım. Çünkü bizler Kıbrıslı Türk birinin suça karıştığını duyunca gidip komşumuza kötü davranmaya başlamıyoruz. Bu iki insanın aynı kişiler olmadığını, bir ırktan insan suç işlediğinde bunun tüm ırka mâl edilmemesi gerektiğini anlayabiliyoruz. Ancak yerli halkın aynı anlayışa sahip olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bir şey duyduklarında, sanki bu suçu bizzat ben işlemişim gibi davranmaya başlıyorlar. Bu çok tuhaf bir durum.”

Javed Hussain: “Bizler burada, yerli halkın yaşamını zora sokan, ülkeyi kötü duruma düşüren insanlar değiliz”

“Yıllardır Lefkoşa’da yaşıyorum ve ortağımla birlikte küçük bir market açtım, yaşamımı bu şekilde sürdürüyorum. Gerek işletme kurarken, gerek ise burada günlük yaşamımda ihtiyacım olacak işleri giderirken, birçok zorluk yaşadım. Dilini ve kültürünü bilmediğiniz bir ülkeye gelip, her şeye sıfırdan başlayarak buraya yerleşmek herkesin başının altından kalkabileceği bir şey değil. Ancak kendimizce sebeplerden dolayı, daha iyi bir seçeneğimin olmayışından buraya geldim. İşimden de dolayı, günlük yaşamımda Kıbrıslı Türklerle iletişimde oluyorum. Her ülkede olduğu gibi, burada da iyi ve kötü insanlar var, hayatın gerçekleri bu. Ancak özellikle son zamanlarda maruz kaldığımız yaklaşımlar hayatımızı olumsuz etkiler oldu. Bunun en büyük sebebi, insanların kendinden olmayanı kabul edemeyişidir. Adli olaylarda polislerin aklına ilk gelen şüpheli profilinin yabancılar olması, bunun göstergesidir. Bizler burada, yerli halkın yaşamını zora sokan, ülkeyi kötü duruma düşüren insanlar değiliz. Suç işleyen insanların olması, bütün topluma asla yansıtılamaz.”

Ruthiey Manyepa: “Ülkede şu anda yabancıların yaşadığı en büyük sorun, haklarımızın belirsiz oluşu, ‘önemsiz kişiler’ gibi bir kenarda tutuluşumuzdur”

“Güney Afrika Cumhuriyeti’nden buraya dört sene önce geldim. Bence, ülkede şu anda yabancıların yaşadığı en büyük sorun, haklarımızın belirsiz oluşu, ‘önemsiz kişiler’ gibi bir kenarda tutuluşumuzdur. Bizleri temsil eden bir dairenin, yetkilinin, hukuk bürolarının olmayışı, haklarımızı bilmemize ve insanların bize istediği gibi davranmasına olanak sağlıyor. Çünkü burada gerek ev sahiplerinden, gerek ise gittiğimiz yerlerde bulunan çalışanlardan yana bir sorun yaşadığımızda, ‘polis çağrılmakla’ tehdit ediliyoruz. Yasadışı bir şey yapmanıza gerek bile yok bunun için… Ev sahibiyle ödeme tarihi veya benzeri bir şeyle sorun yaşıyorsunuz, ‘ya istediğimi yapın ya da polis çağırırım’la tehdit ediliyoruz. Bir suç işlediğimizden değil, gelecek polisin ‘kendi insanının’ tarafını tutacağından… Ki bunu, hem polisler, hem yetkililer hem de yerli halk biliyor.”

Hassan Aldash: “Yerli halkın, yabancılara sistematik olarak ayrımcı davranması, ülkeye olan talebi ve ilgiyi azaltacaktır”

“Suriye’den buraya mimarlık okumak için geldim. Kıbrıs’ın adalı kültürünü ve sıcak kanlı insanlarını da çok sevdim. Ancak her toplumda olduğu gibi, buradaki insanlardan da iyi ve kötü kişiler var. Burada çok sevdiğim arkadaşlar edindiğim gibi, hiç hoşlanmadığım tipte insanlar da tanıdım. Bu aslında karşılıklı bir şey. İnsanların anlaması gereken konu, bir kişi hangi ülke, dinden olursa olsun, asıl önemli olan kişinin karakteri ve kişisel inançlarıdır. Kimse çıkıp Suriyeliler için veya Kıbrıslı Türkler için genelleme yaparak iyi kötü dememeli. Her millet içinde hem iyiyi, hem de kötüyü barındırıyor. Burada yaşarken, yerli halkın, yetkililerin bizlere ayrımcı muamele yapması, bizleri hem üzüyor hem de buradaki yaşamımızı zorlaştırıyor. Yerli halkın, yabancılara sistematik olarak ayrımcı davranması, ülkeye olan talebi ve ilgiyi azaltacaktır. Bu da, ülkenin dış politikasını ve ekonomisini doğrudan etkileyecek.”

 

yeniduzen-satin-aliniz-20190329131916.jpg

Bu haber toplam 4019 defa okunmuştur