1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Binalarda ciddi denetim şart”
“Binalarda ciddi denetim şart”

“Binalarda ciddi denetim şart”

5,3  büyüklüğündeki deprem adayı sarstı, uzmanlar "daha ciddi denetim" istedi

A+A-

Devrim DEMİR

Peş peşe yaşanan depremler “deprem kuşağında” olduğumuzu anımsattı. En son merkez üssü Larnaka olarak açıklanan 5,3 şiddetindeki depremle “bina güvenliği” yeniden gündeme geldi.
Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Başkanı Seran Aysal, depremlerin devam edeceğini öngörerek, binalar için bilimsel kontroller yapılması gerektiğine dikkat çekti.

YDÜ Deprem ve Zemin Araştırma Değerlendirme Merkezi Başkanı Prof. Doktor Cavit Atalar, Kıbrıs’ta 9 Ekim 1996 yılında 6,9 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini söyledi, “Binalarımız, yollarımız ve özellikle hastanelerimiz depreme hazırlıklı olsun. Her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı olmalıyız” dedi.

Yer Bilimleri Odası Başkanı Jeoloji Mühendisi Oğuz Vadilili, adada yaklaşık 25 yıl önce 6,2 büyüklüğünde bir deprem olduğunu kaydederek 20 ile 30 yıl arasında bu büyüklükte depremlerle karşılaşma durumu olduğunu söyledi.

Mağusa’da Namık Kemal Lisesi, Doktor Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi, Lefkoşa’da ise özellikle bazı kamu binalarının deprem kurallarına göre güçlendirilmesinin şart olduğunu söyleyen İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Gürcafer, “Biz bu tehlikeye uzun bir süredir dikkat çekiyoruz. Son pişmanlık fayda etmez, bu bir işarettir özellikle Kamu ve okullar konusunda hassa davranılmalı ve deprem yönetmeliğine göre binalar elden geçirilmeli.”  diye konuştu.

 

Aysal: “Deprem ülkesiyiz, ciddi denetim şart”

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Başkanı Seran Aysal, en son yaşanan depremin merkez üssü ile ilgili farklı söylemler olduğunu, şiddetinin ise 5.3 şeklinde açıklandığını belirtti.
Bu aşamada zeminle ilgili problemleri olan binaların çok hızlı gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Aysal, “Deprem 10 saniye sürdü, yıkılma veya hasara sebebiyet vermediğini öngörmekteyiz ancak bu deprem bize ülkenin deprem ülkesi olduğunu hatırlattı” dedi.
Aysal şunları söyledi:
“Bundan sonra da olacaktır, önemli olan binalar için bilimsel hareket etmektir. Her inşaat mutlaka ciddiyetle denetlenmelidir, mühendislik bu anlamda çok daha öne çıkıyor.”


 

Vadilili: “Lefkoşa, Mağusa’ya göre daha dayanıklı bir zemine sahiptir”

Yer Bilimleri Odası Başkanı, Jeoloji Mühendisi Oğuz Vadilili, son depremin Larnaka açıklarında, karaya çok yakın bir yerde yaklaşık 5,1, 5,2 ve 5,3 şiddetinde hissedildiğini söyledi. Depremin derinlik olarak 55 kilometre saptandığını ifade eden Vadilili, yaklaşık 25 yıl önce 6,2 büyüklüğünde bir deprem olduğunu kaydetti. Ortalama 20 ile 30 yıl arasında bu büyüklükte depremlerle karşılaşma durumu olduğunu söyleyen Vadilili, “Bu yaşadığımız da onlardan biri. Karaya ve özellikle Mağusa bölgesine çok yakın olması, Mağusa’nın kötü zemin koşulları nedeniyle deprem ciddi olarak hissedildi” dedi.
Bu kadar şiddetli hissedilmesinin başka bir nedeninin de bina ve evlerin inşaatları ile ilgili olduğuna dikkati çeken Oğuz Vadilili, “Zemin koşulları çok önemli. Lefkoşa, Mağusa’ya göre daha dayanıklı bir zemine sahiptir. Mağusa depremi 5 ve 6 şiddetinde hissederken, Lefkoşa 3 ile 4 büyüklüğünde hissetti.” dedi.

Jeoloji Mühendisi Oğuz Vadilili, yerin altında bir hareketlenmenin söz konusu olduğunu, bu yüzden deprem sonrası ilk 48 saatte artçıların sürebildiğini söyledi.

Vatandaşların korkmasına gerek olmadığını ifade eden Vadilili, “Temkinli olalım, buna benzer ikinci bir deprem beklenir” dedi.


Atalar: “Deprem olasılığı bu ülkede hep vardır, Salamis yıkıldı, Baf iki bin yıl önce tamamen yıkıldı”

YDÜ Deprem ve Zemin Araştırma Değerlendirme Merkezi Başkanı Prof. Doktor Cavit Atalar, en son yaşadığımız depremin çok büyük olmadığını belirtti, “Ancak bize deprem ülkesi olduğumuzu hatırlattı” dedi.
Depremin derinliğinin 50 kilometre olmasının şiddeti küçülttüğünü kaydeden Atalar, Kıbrıs’ın deprem bölgesinde olduğunu, zaman zaman da böylesi depremlerin beklendiğini söyledi.

Halkın her zaman depreme hazırlıklı olması konusunda uyarıda bulunan Prof. Doktor Atalar, “Binalarımız, yollarımız ve özellikle hastanelerimiz depreme hazırlıklı olsun. Her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı olmalıyız” dedi.

Çok büyük depremlerin olması için ‘fay’ hattının olmadığını da ifade eden Prof. Doktor Cavit Atalar, önceki gün meydana gelen depremin küçük fay hatlarında da meydana gelebileceğine dikkati çekti.

Mağusa ve Larnaka arasında önceki gün yaşanan depremin benzerinin 1941 yılında Paralimni’de olduğunu anımsatan Atalar, 1996 yılında da 6,9 büyüklüğünde bir deprem yaşandığını yineledi.

O dönem 6,9 büyüklüğünde yaşanan depremin Hatay ve adaya 300 kilometre uzaklıkta Mısır’da hissedildiğini, bir evin yıkılarak 1 kişinin öldüğünü ifade eden Atalar, tarihsel olarak şu bilgileri verdi.
“Deprem olasılığı bu ülkede hep vardır, Kıbrıs’ta tarihsel olarak bakıldığında 1996 yılındaki depremin şiddeti iki kez hissedildi. Salamis 342 yılında deprem sonrası yıkıldı. Baf iki bin yıl önce tamamen yıkıldı, tarihsel olarak çok büyük depremler oldu bu adada. Kıbrıs’ta Milattan Önce 5000 yılında çok büyük deprem oldu ve herkes öldü. Depremden bin 500 yıl sonra Kıbrıs’a başkaları gelip yerleşti, depreme açık bir yer bu ada. Evlerimizi ve köprülerimizi depreme dayanaklı yapalım, bu depremle ‘Tsunami’ söz konusu değildir. ‘Tsunami’ olması için deniz içinde deprem olması ve suyu etkilemesi gerekir. Ancak son gerçekleşen deprem karada oldu ve derinliği çoktu” dedi.


Gürcafer:  “Bu bir işarettir, son pişmanlık fayda etmez”

İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, depremle birlikte inşaatların yeniden gündeme geldiğini söyledi. 1974 yılından sonra bu hususta çok iyi denetleme yapıldığını söyledi, Mimar Mühendis Odaları Birliği’nin denetimlerine işaret etti. Gürcafer, binalarda depremle ilgili konulan kurallara uyulduğunu, 1974 öncesi yapılan özellikle kamu binalarının ve bazı okulların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Mağusa’da Namık Kemal Lisesi, Doktor Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi, Lefkoşa’da ise özellikle bazı kamu binalarının deprem kurallarına göre güçlendirilmesinin şart olduğunu söyleyen Gürcafer, “Biz bu tehlikeye uzun bir süredir dikkat çekiyoruz. Son pişmanlık fayda etmez, bu bir işarettir özellikle Kamu ve okullar konusunda hassa davranılmalı ve deprem yönetmeliğine göre binalar elden geçirilmeli.”  diye konuştu.

Bu haber toplam 1819 defa okunmuştur
Etiketler :