1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Bel ve boyun problemleri 40’lı yaşlardan, 10’lu yaşlara kadar indi”
“Bel ve boyun problemleri 40’lı yaşlardan, 10’lu yaşlara kadar indi”

“Bel ve boyun problemleri 40’lı yaşlardan, 10’lu yaşlara kadar indi”

Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği’nden Münevver Özakalın ile Ayşe Volkan, bel ve boyun problemi yaşayan insanların yaş ortalamasının 40’lardan 10’lara indiğini söyledi, “ağaç yaş iken eğilir” diyerek ilkokullarda verilen eğitimin önemine vurgu yaptı.

A+A-

Ertuğrul SENOVA

Kimyasal kaosun içerisine sıkışmış sağlık sistemine alternatif bir yöntemle, herhangi bir medikal araç kullanmadan; elleriyle tedavi sunan fizyoterapistler, bir yandan halk sağlığını korumak adına ilkokul çağındaki çocuklara beden sağlığı konusunda eğitim vermeye hazırlanırken, bir yandan da yine halk sağlığını korumak adına meslek yasaları için bürokrasiye karşı mücadele veriyor…

Son 20 yılda, 40’lı yaşlardan 10’lu yaşlara kadar düşen bel ve boyun problemlerinin, ilkokullarda verilecek eğitimlerle önüne geçilebileceğini düşünen fizyoterapistler, Avrupa Birliği Yardım Programı kapsamında AB tarafından finanse edilen “StandUp Right/ Dik Durmak İyidir” projesiyle 12 farklı ilkokulda eğitimler vermeye hazırlanıyor. Çocuklara, ‘çanta nasıl takılır’dan, doğru pozisyonda ders çalışmaya; hatta omurgayı koruyacak şekilde nasıl duracağına kadar öğretilmesi amaçlanan eğitimler sonunda, elde edilecek verilerden bir kitapçık yaratılması ve müfredata katkı sağlaması amaçlanıyor…

Kendilerini “süper kahraman” olarak niteleyen bu insanlar, aynı zamanda söz konusu proje kapsamında, duvarına “fizyoterapi yapılır” yazan ancak herhangi bir eğitimi bulunmayan, bu kapsamda da halk sağlığıyla oynayan kişilere yaptırım uygulayabilmek adına AB normlarında hazırladıkları meslek ve birlik yasalarının yürürlüğe girmesi için çalışmalar yürütüyorlar…

Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Birliği’nden Münevver Özakalın ile Ayşe Volkan, söz konusu çalışmalara ilişkin detayları YENİDÜZEN’e anlattı…

Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Asbaşkanı olarak görev yapan ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen StandUp Right/ Dik Durmak İyidir Projesi Koordinatörü Münevver Özakalın, 19 yıldır klinik fizyoterapist olarak çalışıyor. Yarı zamanlı olarak da akademisyenlik yapan Özakalın, 17 yıldır derneğin farklı kademelerinde görev yapmış bir isim…

Projenin asistanı Ayşe Volkan ise 9 yıldır klinik fizyoterapist olarak çalışıyor, ayrıca Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde akademisyenlik yapıyor. Volkan da uzun süredir üyesi olduğu derneğin yönetim kurulunda yer alıyor.


“Fiziksel olarak dik durmanın yanı sıra sosyolojik olarak da dik durmak önemli”

►YENİDÜZEN: Projenin ismi dikkat çekiyor… Biraz politik bir anımsatması var. Bu isim üzerinden projeyi özetleyebilir misin?

➣ Münevver Özakalın: “Bu isim projeye özel değil. Biz uzun yıllardır Lefkoşa maratonlarına sponsorluk yapıyoruz. O süreçlerden birinde, dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya yönelik bazı siyasi müdahalelerde bulunulduğu söylemleri ortaya çıkmıştı, biz de maratonta fizyoterapisleriz ve fiziksel olarka dik durmanın yanında sosyolojik olarak da dik durmanın da önemi olduğunu düşünüp ‘dik durmak iyidir’ yazılı stickerler çıkmıştık . İsim oradan geliyor. Son 5 yıldır zaman zaman kullandığımız bir söylem. Siyasete dahil olmaya çalışan bir örgüt değiliz ama en azından mesleğimiz bağlamında dik durmaya dikkat çekmek için iyi bir fırsat. Projemiz ise 2 ayaklı bir proje. İki ayğaında da fiziksel ve mesleki dik duruşu barındıran bir içeriği var. Fiziksel kısmında ilkokul öğrencilerine vereceğimiz, omurga sağlığını ilgilendiren bir eğitim olacak. Bunun dışında meslek ve birlik yasamızla ilgili bir mücadele de mevcut. Mesleğimizin artık resmi bir zemine oturtulması için dik duruş sergilemeye çalışıyoruz.”

 

“12 ilkokulda çocuklara temel beden farkındalığı eğitimleri verilecek”

►YENİDÜZEN: Projenin okullara yönelik eğitim bacağı başladı mı? Sürece ilişkin bilgi paylaşabilir misiniz?

➣ Ayşe Volkan: “Projemiz iki ayaklı bir proje. Bir taraftan birlik ve meslek yasalarını barındırırken, bir yanda da özellikle ilkokul çağındaki ve özel gereksinimli çocuklarla yönelik gerçekleştireceğimiz bir takım eğitimler olacak. 12 okulumuz belirlendi. 10 Ekim itibariyle ilk okulumuza başlıyoruz. Proje kapsamında 6 uzman fizyoterpist istihdam ettik. Özellikle Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği altındaki aktif üyelerimizden mülakat yoluyla istihdamlarımızı gerçekleştirdik. İstihdam ettiğimiz fizyoterapistleri 3 ay süreyle Modül A ve Modül B temel beden fakrındalığı terapisi eğitimleriyle bilrikte bütünleştirici, özellikle çocuklarda koruyucu omurga sağlığını barındıran bir eğitim verdik. Bunun sonucunda eğitim gören bu 6 fizyoterapistimizden rotasyon şeklinde çalışabilmeleri adına, 6 kişilik bir havuz oluşturudk. Her okula 3 uzman fizyoterapist giderek orada önce bir sözel sunum yapacak, omurga sağlığı önemini anlatacak. Sonrasında da aldıkları temel beden fakrındalığı eğitimi kapsamında bir takım egzersizlerle birlikte eğitim verecekler. Eğitim sürecinin sonunda alınan geri dönüşler kapsamında bir kitapçık hazırlanacak ve müfredata önerilecek. Bu da şu açıdan önemli; özlelikle beden farkındalığı ve sağlığı konusunda hali hazırda verilen derslerin içeriğini biraz daha zenginleştirmek. Ayrıca, gerçekten bu işi hakkıyla yapacak olan fizyoterapistlerin de katkısını sağlamak. Bunların yanı sıra 3 ayrı kamu spotu da yaratılacak.”

 

“Bel ve boyun problemleri 40’lı yaşlardan, 10’lu yaşlara kadar indi”

►YENİDÜZEN: Peki ilkokul çağındaki çocuklara yönelik böyle bir eğitim verme fikri nasıl çıktı?

➣ Münevver Özakalın: “Mesleğe ilk başladığım zamanlarda, bel veya boyun problemi olan insanların yaşları 40’ın üzerindeydi. Ancak zamanla aynı problemi yaşayan insanların yaş oranı 15, hatta 10’a kadar düştü. Özellikle pandemi sürecinde ilk ve orta eğitimdeki çocuklar, tablet ya da bilgisayar başında, evde sıkışmış bir biçimde eğitim aldı. Bu kapsamda omurga sağlıklarında sorunlar yaşandı. Vereceğimiz eğitimlerin ardından geçecek 20 yılın sonunda, bu çocukların bize muhtemelen duacı olacaklarını düşünüyoruz. Çünkü düşünün ki bir ağaç var ve o ağacın üstünde meyvesi çıktıkça ağırlaşır, yavaş yavaş eğilmeye başlar. Bahsettiğimiz yaşlar, kemik gelişiminin başladığı yaşlardır. Tam da bu noktada kasların kuvvetlendirilmesi, omurganın nasıl organize edilebileceğinin öğrenilmesi gerek. Çantayı nasıl tutacağı, masa başında nasıl yazı yazacağı, ders çalışırken nasıl organize olacağı… en basiti, ayakta dururken her iki ayağına da düzgün şekilde ağırlık vermesi gerek, bunları gösterip öğreteceğiz. Çünkü omurgada skloyoz dediğimiz eğrilik, kamburluk gibi problemler var. Bunlar o yaşlarda, tam kemik gelişiminin olduğu yaşlarda başlıyor ve ileride kaslar kuvvetli olmadığı için sorun derinleşebiliyor. Fıtık gibi daha farklı segmentlerde oluşabilecek deformasyonlara neden oluyor. Biz tam olarak ilerleyen yaşlardaki sorunlara ilişkin koruyucu bir önlem alabilmek için böyle bir önerimde bulunuyoruz. Yinelemekte fayda var. Biz, müfredat içerisinde var olan bedeni eğitmekle ilgili dersin düzgün organize edilmesini istiyoruz. Bir kitap önerimiyle gideceğiz. Söz almadık ama ‘kaynakça olarak kullanabiliriz’ formasyonunu aldık. İlerde umarız özellikle beden eğitimi dersinini müfredatına giren bir önerme oluşturacağız.”

 

“Ağaç yaşken eğilir”

➣ Ayşe Volkan: “Özellikle koruyucu fizyoretapiye biz parmak basmak istiyoruz. Çünkü genellikle omurga ile ilgili problemler 13-18 yaş arası dönemde çok fark ediliyor. Biz bu yüzden, bu yaş aralığı öncesini seçtik. Çünkü ağaç yaşken eğilir. Kısır döngüyü kesebilmek adına ilkokul çağındaki çocuklar üzerinde çalışmalar sürdüreceğiz.”

 

“Yasamız yok… Bir masör, fizyoterapi yapabiliyor, hiçbir yaptırım hakkımız olmuyor”

►YENİDÜZEN: Yasal mevzuatınıza ilişkin bir süredir görüşmeler yapıyor, birlik ve meslek yasalarınızın eksiklikleri nedeniyle ciddi sorunlar yaşadığınızı açıklıyorsunuz… Bunlara neden ihtiyacınız var?

➣ Münevver Özakalın: “Dernek 1979’da kuruldu, kurulma amacı da mesleki olarak yasa elde etmekti. Ben bunun için 17 yıldır uğraşanlardan biriyim. Adeta bayrağı devraldık. Çok fazla uğraşıldı ama gelinen noktada bir yasamız yok. Biz AB normlarında bir standart isitoyurz. Türkiye’deki yasayı buraya adapte etme çlışmaları geçmiş yıllarda oldu ama oradaki fizyoterapistlerin mevcut formattan ne kadar rahatsız olduklarını biliyoruz, bu yüzden Türkiye’deki formatı buraya kopyalamak istediğimiz bir şey değil. Bu yüzden AB standartlarında olabilmesi için proje çok güzel şekilde önümüzü açtı. AB normlarında düzenlenmiş birlik yasamız Sayın Hakan Dinçyürek’in masasında bekliyor. Savcılık görüşü de alındı. Meclis komitelerinde bazı lobiliciklik deneyimlerimiz de oldu. Beden eğitimi derslerinde örneğin bir şekilde sözümüz olsun istiyoruz. Bir masöz ‘ben fizyoterapi yapıyorum’ deyip olaya müdahil olduğunda hiçbir yaptırım yetkimiz yok. Herhangi biri ‘fizyoterapistim’ tabelası asarak işbaşı yapsa, ‘tamam, sorun yok’ denilen bir yapı var. Tam olarak bunun önlenmesi çin meslek yasası çok önemli. Birlik yasasıyla şu an bir standart getiriyoruz. Birliğe üye olmayan birinin fizyoterapi yapamayacağı bu yasayla netleşmiş olacak. En azından fizyoterapi uygulaması yapacak insanların bizim derneğin filtresinden geçmesini sağlayacağız. Dernek tüzüğümüze bağlı hareket ediyoruz ve üye olmak için, ilgili bölümden mezun olmanız şart. Kısacası, olması gereken standardı yaratmaya çalışıyoruz.”

 

“Meslek ihlalleri yaşanıyor, halk sağlığı tehlikeye atılıyor”

➣ Ayşe Volkan: “Meslek ihlalleri yaşanıyor, halk sağlığı tehlikeye atılıyor. Buna rağmen maalesef yaptırım gücümüz olmuyor. Evet, şimdi dernek sayesinde ciddi bir otorite sağlayabiliyoruz ama önceden bu böyle değildi. Projeyle birlikte, özellikle hem üye sayımızı arttırmak hem de fizyoterapistlere destek olabilmemiz için bu yasalar önemli.”

 

“Bu mesleği yapanlar birer süper kahraman”

➣ Münevver Özakalın: “Süper kahramanların örgütü olmaktan çok mutluyuz. Evet, bu mesleği yapanlar birer süper kahraman. Elleriyle, herhangi bir medikal araç kullanmadan, kimyasal kaosun içindeki bu sağlık sisteminde alternatif bir yöntemle tedavi sunan bu insanlar, bir süper kahraman. Biz ne başka meslek gruplarına müdahil olalım, ne de onlar bize. İşte tam da bu yüzden bir birlik yasamız olmalı.”

yd-destek-gorseli-2-20231009110404.jpg

Bu haber toplam 3843 defa okunmuştur