1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘Barış’a umut 12. yılında
‘Barış’a umut 12. yılında

‘Barış’a umut 12. yılında

Barış ve çözüm umutlarıyla Kıbrıs sorununda çözüme en çok yaklaşıldığı gün olan 24 Nisan 2004’ün üzerinden 12 yıl geçti…

A+A-

Ayşe GÜLER

Kıbrıs’ta Annan Planı’nın referanduma sunuluşunun üzerinden 12 yıl geçti. Referanduma Kıbrıslı Türkler ‘evet’, Kıbrıslı Rumlar ise ‘hayır’ demişti.
Barış  ve çözüm umutlarıyla Kıbrıs sorununda çözüme en çok yaklaşıldığı gün olan 24 Nisan 2004 sonrasında yaşanılanları milletvekilleri YENİDÜZEN’e değerlendirdi.
Dönemin Başbakanı, 2. Cumhurbaşkanı, CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, bugüne kadar Kıbrıs’ta o ölçekte siyasi bir eylem yapılmadığını kaydederek, şu anda liderler arasındaki görüşmelerin sürdüğünü, Kıbrıs sorununun çözüme kavuşarak, yeni bir yapı ve oluşumu hayata geçirmeyi temenni etti.
BKP Genel Sekreteri İzzet İzcan, 2004’teki referandum sürecinin Kıbrıs Türk toplumunun
çözüme olan inancı ve bağlılığını ortaya koyduğunu ancak sonuç alınmadığını kaydederek,
şu anda devam eden görüşme sürecinin bir an evvel başarı ile sonuçlanması, liderlerin de ortaya çıkan metni sahiplenmesinin şart olduğunu belirtti.
DP Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu ise toplumda, Annan Planı dönemindeki ‘umutların’ şu anda köreldiğini ifade ederek,  “Referandum ve geçen süreçte,  verilen sözlerin yerine getirilmemesi, aradan 12 yıl geçmesine rağmen Kıbrıs’ta bazı kesimler tarafından beklenen çözümün gerçekleşmemesi umutları giderek azaltmaktadır” şeklinde konuştu.
Öte yandan TDP Milletvekili Zeki Çeler, çözümün liderler tarafından getirileceğini ancak devamını toplumların birlikte yaşayarak götüreceğini vurguladı.

***


Dönemin Başbakanı, 2. Cumhurbaşkanı, CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat:
“Kıbrıs sorunu bitmeli, yeni bir yapı ve oluşumu hayata geçirmeliyiz”

Dönemin Başbakanı, 2. Cumhurbaşkanı, CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, şu anda liderler arasındaki görüşmelerin sürdüğünü belirterek, referandumla Kıbrıs sorununu bitirerek, yeni bir yapı ve oluşumu hayata geçirmeyi temenni etti.
2004’teki referandumun Kıbrıs tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Talat,
bugüne kadar Kıbrıs’ta o ölçekte siyasi bir eylem yapılmadığını, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dahi anlaşma ile kurulduğunu, halkın onayına başvurulmadığını belirtti.
Bu nedenle referandumun ‘çok özel’ bir gelişme olduğunu dile getiren Talat,
uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletlerin 1960 Anlaşması gibi pamuk ipliğine bağlı değil, halkın da onayı alan sağlam anlaşma peşinde olduğunu ancak yaşananların ortada olduğunu söyledi.
Talat, özellikle Kıbrıslı Rum Liderin Kıbrıslı Türklerle iktidarı paylaşma yaklaşımı olmaması nedeniyle sonucun olumsuz olduğunu ifade ederek, o günden bugüne çözümsüzlüğün kalıcılaştığını, çözümün zorlaştığını vurguladı.


BKP Genel Sekreteri İzzet İzcan:
“Görüşme süreci bir an önce sonuçlanmalıdır”

BKP Genel Sekreteri İzzet İzcan, 2004’teki referandum sürecinin Kıbrıs Türk toplumunun
çözüme olan inancı ve bağlılığını ortaya koyduğunu ancak sonuç alınmadığını kaydetti.
Referandum sonrasında toplumda büyük hayal kırıklığı yaşandığını, bu sürecin uzun zaman devam ettiğini belirten İzcan, iki toplum ilişkilerinin de zarar görerek, normale dönmesinin zaman aldığını ifade etti.
İzcan, bununla birlikte müzakere görüşmelerine de uzunca süre ara verildiğini hatırlatarak,toplumun o günden bugüne kadar çok daha soğukkanlı ve temkinli hareket ettiğini söyledi.
Bu nedenle aynı heyecanın olmadığını fakat toplumun çözüm istenci talebinin devam ettiğine vurgu yapan İzcan, bunun ne zaman ve nasıl hayata geçeceği ile ilgili ciddi boşluk olduğunu savundu.
İzcan, bugün yeniden referandum yapılsa anlaşmanın içeriğine bağlı olmakla birlikte yeniden ‘evet’ çıkacağını belirterek, 2004’teki referandum sonuçlarından çıkarılacak dersler olduğuna dikkat çekti.
“İki evete ihtiyacımız vardır.  Toplumun taleplerinin karşılanması, çözüm için yeterli değildir” diyen İzcan, “Baskı ile her iki tarafta çözüm olamayacağı, evet çıkamayacağı ortadadır” şeklinde konuştu.
İzcan, görüşme sürecinin bir an evvel başarı ile sonuçlanması, liderlerin de ortaya çıkan metni sahiplenmesinin şart olduğunu sözlerine ekledi.

DP Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu:
“Toplumdaki Annan Planı dönemindeki ‘umutlar’ şu anda köreldi”

DP Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu ise Annan Planı döneminin üzerinden 12 yıl geçtiğini, 2004’teki referandumun Kıbrıs’taki dönüm noktalarından biri olduğunu vurguladı.
Toplumda, Annan Planı dönemindeki ‘umutların’ şu anda köreldiğini ifade eden Arabacıoğlu,
“Referandum ve geçen süreçte,  verilen sözlerin yerine getirilmemesi, aradan 12 yıl geçmesine rağmen Kıbrıs’ta bazı kesimler tarafından beklenen çözümün gerçekleşmemesi umutları giderek azaltmaktadır” şeklinde konuştu.
Arabacıoğlu, buna rağmen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çözüm sürecindeki gayret karlığının takdire şayan olduğunu ifade ederek,  müzakerelerin sürmesi ve sonucuna ulaşması temennisinde olduklarını aktardı.
“Çözümün her iki toplumun kabul edebilmesi, yaşayabilir olması ve bazı parametreler çerçevesinde oluşması en büyük temennimizdir” diyen Arabacıoğlu, “ Şu anda Annan Planı dönemindeki heyecan, müzakere sürecinde görülmüyor. Siyasi partilerle ilgili anlılık görmezsiniz. Liderler görüşüp geliyor. Ancak görüşmeyi merak eden vatandaş sayısı azaldı.  Toplumsal dinamizm vardı, toplum çözüm inancını yitirdi” şeklinde konuştu.


TDP Milletvekili Zeki Çeler:
““Çözüm liderler tarafından getirilecek ancak devamını toplumlar birlikte yaşayarak götürecek”
TDP Milletvekili Zeki Çeler ise Annan Planı döneminden bugüne kadar 12 yıllık bir zamanın geçtiğini ancak dönüp bakıldığında Kıbrıslı Türklerin ‘başkaları yapsın ilerletelim’ düşüncesi nedeniyle yerimizde saydığımızı söyledi.
Çeler, bazı kesimlerin her şeyi ‘çözüm ve ambargoya’ bağladığını aslında her ikisinin de aynı kapıya çıktığını belirterek, çözüme ulaşan yola giderken bile halen birçok noktada kendimizi düzeltemediğimizi ifade etti.
Referandum sonrası yaşanılan hayal kırıklığını üzerimizden atamadan 12 yılın geçtiğini söyleyen Çeler, ili lider tarafından yeniden birleşme sürecinin olmasını umut ettiklerini kaydetti.
Çeler, her kesimin içerisinde bazı endişeler olduğunu bu durumun da gelecek kaygısına neden olduğunu dile getirerek, Kıbrıs’ın kuzeyindeki vatandaşların birleşmeye ve birlikte yaşamaya bakış açısının 1990’lı yıllardan 2004’te farklı, 2004 sonrasında daha farklı olduğunu vurguladı.
“Güneyle kuzey arasındaki insanlar arası bağı güçlendirecek, gerçeklin daha iyi anlaşabileceğini, mağduriyetlerin en az olacağı, insanların kabul edebileceği birleşimi gerçekleştirebilmek adına her kesimden insanlar bir araya gelip, geleceğe dönük çalışmalar başlatmalıdır” şeklinde konuşan Çeler, “Çözüm liderler tarafından getirilecek ancak devamını toplumlar birlikte yaşayarak götürecek” dedi.

Bu haber toplam 2383 defa okunmuştur