1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Askeri çetenin Kıbrıs planı
Askeri çetenin Kıbrıs planı

Askeri çetenin Kıbrıs planı

Yenidüzen gazetesi, Taraf gazetesinde 24 Aralık’ta “Çete Kıbrıs’ı mekân edinmiş” başlığıyla yayımlanan haberi bir gün sonra (25 Aralık) “Askeri çete Kıbrıs’ı çok beğenmiş!” başlığıyla 3. sayfada yayımladı. Ha

A+A-

 

 

 

Yenidüzen gazetesi, Taraf gazetesinde 24 Aralık’ta “Çete Kıbrıs’ı mekân edinmiş” başlığıyla yayımlanan haberi bir gün sonra (25 Aralık) “Askeri çete Kıbrıs’ı çok beğenmiş!” başlığıyla 3. sayfada yayımladı.

 

Haberde, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen askeri casusluk soruşturması çerçevesinde çetenin Kıbrıs yapılanmasına ilişkin önemli belgelerin ele geçirildiği belirtiliyordu. Haberde verilen bilgiye göre, çete elemanları Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait Salih Reis isimli fırkateynde bir toplantı yapmışlar ve Kıbrıs’ta neler yapılması gerektiği üzerine yapılan konuşmaları tutanağa geçirmişler.  

 

SORUŞTURMANIN ANA KONUSU


Haberde ayrıntı verilmemekle birlikte, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen askeri casusluk soruşturması bu yılın Mayıs ayında başlatılmıştı. Çetenin, “fuhuş yaptırılan kadınlar aracılığıyla yüksek rütbeli askeri personelin uygunsuz görüntülerini çektiği ve bunlarla şantaj yaparak bazı askeri bilgileri elde ettiği” ve bu bilgileri yabancı ülkelere sattığı ileri sürülüyor. Oldukça karmaşık görünen bu soruşturmada bugüne kadar çok sayıda muvazzaf asker tutuklandı. Soruşturma halen devam ediyor.

 

HABERİN ANA KONUSUYLA İLGİSİ OLMAYAN DETAYLAR


Yenüdüzen gazetesinde de yayımlanan Taraf gazetesi haberinde, Kıbrıs tam bize göre alt başlığı altında, kanaatimce haberin asıl konusu olan “askeri casusluk”la alâkasız  ve Kıbrıs’la ilgili basmakalıp yargılardan oluşan bir dizi ifadeye yer verilmiş:

→“Kıbrıs tam olarak istediğimiz bir ortama sahip, seks, alkol, uyuşturucu çok normal ve herkes arasında ileri seviyede yaygın.” (Sanki adada yaşayan herkes batağa saplanmış gibi).

→ “Otellere gelen birçok Türkiye’li turist mevcut. Bunların önemli bir oranı ünlü kişiler, bürokratlar, zengin iş adamları ve zengin dullar. Bir de konferanslara gelen doktor ve akademisyenler.” (Bu bilginin casusluk çerçevesinde ne işe yaradığını çözemedim doğrusu. Haberin ana konusuyla hiçbir ilişkisi yok).

→ “Üniversite öğrencileri arasında seks çok yaygın, genelde seks partileri yapılıyor. Öğrencilerin beraber kaldıkları evler kullanılıyor. Üniversite yurtları özellikle seks konusunda limitsiz bir durumdalar.” (Yaklaşık 10 yıldır DAÜ’de öğretim üyesiyim. Böyle bir saçma iddia duymadım).

→ “Otellerde ciddi oranda kumar oynanıyor.” (Sanıyorum casinolarda denmek isteniyor, ki zaten oralar kumar oynatmak için açılmış mekânlardır).

 

Haberin özü


Haberin asıl konusu, Çetenin faaliyetleri başlığı altında aktarılıyor. Bunların ne kadarının doğru olduğunu, yürütülen faaliyetler neticesinde ne türlü gizli bilgilerin toplandığını bilemiyoruz. Onu açılacak davadan öğreneceğiz.




 

Doç.Dr. Tuğrul İlter’in yorumu

 

Meslektaşlarımla sohbet ederken, bu haber de gündeme geldi. Tuğrul hoca bazı konularda benden farklı düşünüyordu, bunun üzerine kendisinden bir değerlendirme yapmasını istedim. Gönderdiği değerlendirmeyi özetleyerek atarıyorum:

 

“..Haberle ilgili bir yandan medya okur-yazarlığını öte yandan da haberciliği ilgilendiren sorunlar ya da konulardan söz edilebilir. Medya okuryazarlığı tarafından başlarsak, Kuzey Kıbrıs’ın basmakalıp temsil edilme biçimleri ile yukarda değinilen haberin—eğer okuyucu başka bir anlamlandırma çerçevesi ya da bağlamı kullan(a)mıyorsa—bu kalıp bağlamında anlamlandırılması bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıslı Türkleri tanımlamakta kullanılan böyle kalıp nitelemelere çok aşinayız. Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye ile olan vesayete dayalı ilişkisinden beslenip sürdürülen bu basmakalıp nitelemelere göre, örneğin, vasimiz olan Türkiyeli Türkler çalışkan iken, Kıbrıslı Türkler masaldaki çekirge gibi keyfe ve eğlenceye düşkün tembellerdir. Eğer okuduğumuzun anlamını kavramada başvurduğumuz bağlam bu tanıdık kalıp ise, yukarda değindiğimiz Taraf haberinin “Burada seks, alkol, uyuşturucu çok normal” altbaşlığını böyle anlamlandırmamız kaçınılmaz oluyor.

Oysa bu basmakalıp yargıların referansı gerçeklik değil, etnosantrizmdir… Bu basmakalıp nitelemeler insanların özgül gerçekliğini referans almaz ama kendi nitelemelerinin doğruluğunu kanıtlamak için gerekli örneği ya da örnekleri, örneğin seks yapan, alkol ve uyuşturucu kullanan somut örnekleri her zaman bulabilir. Hangi toplumda bunların hepten yokluğundan söz edebiliriz ki? Ama buna karşılık, benzer örneklerin merkeze oturtulan toplumda da olduğunun gözlemlenmesi, Türkiye genelini bırakın, bu haberin konusu olan Türkiyeli Türklerden oluşan Türkiye ordusundaki yaygınlığından söz edilmesi—“TSK personelinden kumar yasak olmasına rağmen oynamayan yok gibidir”—nedense bu basmakalıbı sorgulamak için yeterli olmaz. Çünkü ana referans etnosantrizmdir, somut, özgül gerçeklikler değil. Ayrıca zaten, habere konu olan belgelerde aktarılanların ne kadar doğru olup olmadığını bilmediğimiz gibi, gözlem olarak aktarılanların ne kadar sınırlı, ne kadar abartılı olduğunu da kestiremiyoruz. İşte bundan dolayı da medya temsilleriyle ilgili daha dikkatli, bilgili, becerili bir medya okur-yazarlığına ihtiyacımız var.

 

Konunun habercilik yönüne bakarsak, böyle bir haberi bizi kötü tanıtıyor, imajımıza zarar veriyor diye eleştirmek ve dışlamak -böyle bir olasılık olsa bile, ki hazır basmakalıpların bunu olası kıldığını belirttim- doğru olmaz diye düşünüyorum. Ayrıca kimse bizim Kuzey Kıbrıs’ta böylesi sorunlarımızın olmadığını söyleyemez. Örneğin, Yenidüzen’in “gece kulüpleri”yle ilgili yeni bir yazı dizisine başlamış olması böyle bir farklı anlamlandırma çabasına yardımcı olabilir.

 

Sonuç olarak haberin yayımlanmış olmasına karşı çıkmak yerine, haberin anlamlandırılmasına ilişkin hazır kalıplara işaret edip sorunlu kılan ve başka türlü anlamlandırmalara yardımcı olabilecek bir çerçevelendirme yararlı olabilirdi diye düşünüyorum.






Okur temsilcisinin değerlendirmesi

ÇETENİN KIBRIS’TAN NE TÜR BELGELER TOPLADIĞI BİLGİSİNİ HABERDE GÖREMİYORUZ!


Habere itirazımı iki noktada özetleyeceğim. Birincisi, haberin ikinci paragrafında geçen, “Genelkurmay Başkanlığı’nın ‘gerçek ve devlet sırrı’ niteliğinde olduğunu kabul ettiği belgelere Taraf ulaştı” ifadesidir. Haberi yazan muhabirin kastettiği belgeler bu konuşmalar olmasa gerek. Kastedilen belgeler, sözü edilen çete elemanlarının şantaj yoluyla topladığı belgeler olmalı, ki çetenin Kıbrıs’tan ne tür belgeler topladığı bilgisini haberde göremiyoruz.

 

İkinci itirazım, haberin asıl konusuyla doğrudan ilgisi olmayan bir yığın ayrıntının olduğu gibi sayfalara taşınmasınadır. Haber iyi bir editöryal süzgeçten geçtikten sonra yayımlanmalıydı. Bir gazete, yayımlamaya değer gördüğü her haberin içeriğindeki bilgilerden sorumludur. İtirazım, haberin yayımlanmasına değil, bu şekilde olduğu gibi yayımlanmasınadır. Bu ülkede yaşayan herkesi, üniversite öğrencilerini, otel müşterilerini zan altında bırakan iddialar ayıklandığında haber gerçek değerine ulaşacaktır.  Elbette, Yenidüzen gazetesinin, haberdeki her ayrıntıyı araştırmasını, örneğin “En kısa sürede bir VİP gece kulübü açmak ve sıfırdan inşa edip istediğimiz özellikte döşemek. Odalara üç yönlü kamera yerleştirmek. Berlin’dekine benzer şekilde hizmet verebilir” ifadesinde geçen Berlin göndermesi neyin nesidir sorgulaması yapmasını beklemiyorum.

 

Ben de Tuğrul İlter’in değerlendirmesine katılıyorum. Bir haberi, sırf Kıbrıs’ı kötü tanıtıyor, ülke imajına zarar veriyor diye eleştirmek ve dışlamak elbette doğru olmaz. Nitekim, Sefa Karahasan’ın gece kulüplerine ilişkin olarak Milliyet gazetesinde 8 Ekim 2012’de manşetten yayımlanan, “Ada’nın kirli sırları” başlıklı haberi, övgüyü hak eden bir haberdi. Aynı şekilde, Didem Menteş’in, 23 Aralık tarihli Yenidüzen’in manşetten verdiği “Bunun adı sömürü” başlıklı, gece kulüpleri gerçeğini irdeleyen haberi de övgüyü hak ediyor.

 

Öte yandan, Türkiye medyasında yayımlanan Kıbrıs konulu haberlerden bazıları gerçekten saçma iddialara dayanabiliyor. Örneğin, 26 Ocak 2012’de Sabah gazetesinde yayımlanan “PKK’nın eğitim üssü Beşparmak Dağları” başlıklı haberi okur temsilcisine sikayet etmiş ve haberdeki iddianın doğru olmasının mümkün olmadığını yazmıştım. Sonradan anlaşıldı ki, üniversite öğrencileri bir film çekmişler ve film için bir afiş hazırlamışlar. Muhabir de bu afişteki fotoğrafı kullanarak bir haber uydurmuş.  Sonunda muhabir, yalan haber yazmaktan ve basın yoluyla iftira atmaktan mahkûm edildi (http://haberkibris.com/yalan-habere-10-ay-hapis-2012-12-12.html)

 

   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1594 defa okunmuştur