ZAMAN

ZAMAN

Zaman para uğruna harcanmıştır, ancak elde hiçbir şey kalmamıştır… “Değişik olmanın tadı” adına harcanan paralar, birbirine hem içi hem dışı benzeyen, yaratıcılığı körelmiş ve gerçek zamanını yitirmiş bir ‘taklitler ordusu’ çıkarıyor ortaya…

A+A-

Neriman Cahit

“Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında / Yekpare geniş bir anın / Parçalanmaz akışında…”

Zamanı da parçaladılar artık…

Herkesin acelesi var… Herkes bir yere yetişmeye çalışıyor…

Tüketime zorlanan kişi, ihtiyacı olan paraya ulaşabilmek için zamanını ‘plan’lıyor, gerçekte yapmak istemediği işlerde yaratıcılığını ve gücünü köreltiyor… Bu çabanın sonunda ise her şeyin başı olan “para”ya kavuşuyor…

Ama vuslat huzur vermiyor. Para yine çarkın dönmesini sağlayan yollara dökülüyor…

Zaman para uğruna harcanmıştır, ancak elde hiçbir şey kalmamıştır…

“Değişik olmanın tadı” adına harcanan paralar, birbirine hem içi hem dışı benzeyen, yaratıcılığı körelmiş ve gerçek zamanını yitirmiş bir ‘taklitler ordusu’ çıkarıyor ortaya…

Zaman arayıp da bulunamayan bir olgu haline geliyor…

“Zaman bulamıyorum”, “vaktim olmuyor”.  Ne kadar sık duyulan mazeretler günümüzde… Dinlenmeye, gezmeye, kitap okumaya değil… Rahatça aynaya bakmaya bile fırsat bulamıyor insanlar…

Aynaya bakmayan, kendini görmeyen, göremeyen, içinde sürüp giden erozyonun ne kadar çok şeyi alıp götürdüğünün farkında olmayan her yaştan milyonlarca insan… Televizyon artık istisnasız her eve girmiş durumda…

Ve birbirinden asla hiç farkı olmayan kanallara esir olan insanlar… Zamanlarını ve başkalarının hazırladığı programlara kendilerini karşılıksız verenler ve bu alışkanlıkların buhranında büyüyen çocuklar…

Ekran, bir noktadan sonra gökyüzünün yerini mi alacak, zaten günden güne daha da kirlenen dünyada!..

Çarka ait olmak istemeyen, en azından dönen dolapların farkında olanlar, bu sistemin kendilerine verdiği, vereceği – zaten bir anlamı da olmayan her şeyden baştan vazgeçiyorlar ve asıl o vazgeçme anından sonra biryerlere yaklaşıyor, bir şeylere ulaşıyorlar…

***

Günümüzde bu vazgeçmeyi, bu reddi başarmak – normal olmayı reddetmek bile – çok güç… Başaranlar, kendilerini arayabiliyorlar, hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin olamayacaklarını bilseler de, sadece aramanın zevki uğruna, hiç de kolay olmayan yolculuğa çıkıyorlar.

Zaman, işte o anda bütünleniyor ve içimizde akmaya başlıyor…


Kitaptan Alıntılar

  • Eğer şu an istediğin yerde değilsen, bu senin daha iyisini yapamayacağından değil, kendi kendine söylediklerinden, kendi kendine inandırdıklarındandır. Hakketmediğini düşünmendendir…
  • Büyük başarılar çoğunlukla hayatımızdaki trajedileri takip eder. Bazılarınız fazla başarı sağlayamayan jenerasyonlardan geldiniz. Çalıştılar, çabaladılar, mücadele ettiler ama büyük bir başarı kazanamadılar. Şimdi sizin önünüzde bütün hayatınız var, bu geleceği kırma şansınız var. başlangıçta hangi yeteneklere ve artılara sahip olduğunuz önemli değil, önemli olan içinizde yanan ateşiniz, yaşama sevinciniz. O ateşi söndürmezseniz, eksiklerinizi tamamlayabilirsiniz… Yani başarmanız için mükemmel olmanız gerekmiyor… Sadece büyük bir kalbiniz olsun. Yürekli olun, cesaretli olun…
  • Bu ülkenin liderlere ihtiyacı var diyorlar. Sağına soluna bakma, lider sensin. Nereye gittiğini bilirsen, insanlar seni takip eder, etmeyecekler de yoluna çıkmaz. Yanlış bir şey yaptığında, ne aptalım dersen, aptallaşırsın. Kendin hakkındaki her olumsuz düşüncen, güvenine indirilen bir balyozdur. Senin başarın iki kulağının arasında. Başkaların senin hakkında ne düşündüğünde, öğretmenlerin ya da işyerindeki insanların senin hakkında neler söylediğinde değil, geçmişte neler yaptığında, bugün nerede olduğunda ya da ekonominin içinde bulunduğu durumda da değil. Başarı senin kalbinde. Onu dışarıda arama. Sen kendini adam yerine koymazsan, başkasının gelip de bunu senin yerine yapmasını bekleme.
Bu haber toplam 1675 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 313 Sayısı

Adres Kıbrıs 313 Sayısı