
'YETER Kİ KİRLETİLMESİN…'
Gelecek yıl 26-29 Eylül tarihlerinde Karpaz Yarımadası’nın kuzeyindeki boş arazilerde gerçekleşecek olan Silk Route 2013 festivali, Özel Koruma Bölgesi ilan edilen ve aynı zamanda adanın kuzeyindeki Potansiyel Natura 2000 bölgeleri arasında yer alan
Eylül 2013’te Karpaz Yarımadası’nda bulunan Altın Sahil’in kuzeyinde yer alacak olan dört günlük Silk Route (İpek Yolu) 2013 Festivali, bölge için fırsatlar yanında endişeleri da beraberinde getirdi
ABD’deki Woodstock, İngiltere’de Donington ve Glastonbury festivallerinin bir benzeri Kıbrıs’ın kuzeyinde, Karpaz yarım adasının ucunda bulunan Altın Sahil’in yakınında düzenleniyor. Silk Route 2013 adı altında düzenlenecek olan festivale dünyaca ünlü müzisyenler ve onları izlemek için Türkiye ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 30 bin kişinin adaya gelmesi bekleniyor
Bölgedeki yerel yöneticiler, turizm işletmesi sahipleri ve bazı çevre örgütleri, bu tür organizasyonların bölgenin biyolojik çeşitliliğinin tanıtılması, bölgenin ve ülkenin tanıtımı için yarar getirebileceğini söylerken, organizasyonun çok detaylı yapılması gerektiğini ve çevreye herhangi bir zarar verilmemesi için gerekli tüm önlemlerin alınması gerekti üzerinde durdu.
Osman KALFAOĞLU
Gelecek yıl 26-29 Eylül tarihlerinde Karpaz Yarımadası’nın kuzeyindeki boş arazilerde gerçekleşecek olan Silk Route 2013 festivali, Özel Koruma Bölgesi ilan edilen ve aynı zamanda adanın kuzeyindeki Potansiyel Natura 2000 bölgeleri arasında yer alan Karpaz Milli Parkı ve bölge için doğuracağı önemli fırsatlar yanında çevre ile ilgili endişeleri da beraberinde getirdi.
Bölgedeki yerel yöneticiler, turizm işletmesi sahipleri ve bazı çevre örgütleri, bu tür organizasyonların bölgenin biyolojik çeşitliliğinin tanıtılması, bölgenin ve ülkenin tanıtımı için yarar getirebileceğini söylerken, organizasyonun çok detaylı yapılması gerektiğini ve çevreye herhangi bir zarar verilmemesi için gerekli tüm önlemlerin alınması gerekti üzerinde durdular. Festivalin, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde görsel reklamlarla duyurulması neticesinde bölgede inşaatlaşma için talebin artacak olması da taşınan endişeler arasında yer alıyor.
ADA TARİHİNDEKİ EN BÜYÜK MÜZİK ETKİNLİĞİ
Kıbrıs adasının tarihinde düzenlenmiş en büyük müzik etkinliği olan ve 30 ile 80 bin arasında müzikseverin katılması düşünülen organizasyon, Pink Floyd grubunu keşfeden İngiliz menajer Peter Jenner ve Norveçli avukat Stein Fossner tarafından organize edildi.
Festival’in Kıbrıs’taki koordinatörlerinden Örnek Turizm’in direktörü Özbek Dedekorkut, düşünüldüğü gibi festivalin Altın Salih’de değil, sahilin yanından geçen yolun kuzey tarafındaki boş arazilerde düzenleneceğini söyledi.
“Bölgeye zarar verilmemesi ve tanıtımın en iyi şekilde yapılması için gereken altyapı hazırlandı” diyen Dedkorkut, festivale dünyaca ünlü müzisyenlerin katılacağını ancak isimlerin sözleşmelerin imzalanmasının ardından açıklanabileceğini söyledi. Geçmişte Kıbrıslı Rumların, kuzeye gelecek olan pek çok ünlü ismi engellediğini, festival için de aynı tutumun sergilenmesi halinde bunun da bir reklam olacağını, Kıbrıslı Rumların tutumunu dünyanın gözü önünde bir kez daha sergileyeceğini vurguladı.
SAĞLIK MERKEZİ OLUŞTURULACAK
“Ne kadar su ve tuvalet ihtiyacı olacağının çalışmaları yapıldı” diyen Dedekorkut, organizasyonun su ihtiyacının Dipkarpaz Belediyesi tarafından karşılanacağını, YDÜ Hastanesi ile de bir protokol imzalanarak, festival sırasında acil müdahale gerektirebilecek vakalar için bir sağlık merkezi oluşturulması konusunda anlaşmaya varıldığını ifade etti.
Festival için Türkiye’den 2, 4 ve 6 kişilik tuvaletler sipariş edildiğini, festivali izleyecek olanlar için de çadırlar sipariş edildiğini anlatan Dedkorkut, “bu gibi festivallere herkes kendi çadırıyla katılır ancak isteyen, belirli bir ücret karşılığında çadır kiralayabilecek. Sipariş edilen tuvaletleri festival zamanına kadar Turizm Bakanlığı’nın kullanımına verilecek. Onlar da tuvaletleri, turistlerin ziyaret ettiği arkeolojik alanlara yerleştirecekler” dedi.
“GERÇEKÇİ SAYI 30 BİN KİŞİ”
Dedekorkut, esas hedefin festival için toplam 80 bin kişiyi bölgeye getirmek olduğunu ancak gerçekçi olarak bakıldığında 20 bin Türkiye ve Kıbrıs, 10 bin de Avrupa olmak üzere katılımı toplamda 30 bin kişi olarak hesapladıklarını söyledi.
“Çevredeki doğal yaşama zarar verilmemesi için ses kirliliğinden çöplerin kısa zamanda kaldırılmasına kadar gerekli düzenlemeler yapıldı. Organizasyon sırasında sahil güvenlik bile olacak” diyen Dedekorkut, bölgenin yapılaşmaya açılması için festivalin reklam olarak kullanılmasının söz konusu olmadığının altını çizerek “daha sonraki senelerde de aynı festivali organize etmeyi düşünen bizler için böyle bir durum işimize gelmez” dedi.
“FAYDA SAĞLAYABİLİR, ANCAK…”
Biyologlar Derneği’nden Niyazi Türkseven, bu tür organizasyonların planı bir şekilde yapılmaları halinde biyolojik çeşitliliğin, eko-turizmin tanıtılması yönünde fayda sağlayabileceğini söyledi.
Türkseven, Çevre Dairesi altında bir komite oluşturulup komitenin direktifleri doğrultusunda hareket edilmesi halinde böyle bir organizasyona karşı çıkmanın bir anlam ifade etmeyeceğini belirtti.
“Plansız programsız bir etkinliğin bölgeye zarar vereceği kesin. 80 bin kişi sadece biyolojik çeşitliliğe değil, oradaki kum tepelerine bile zarar verebilir. Her şeye karşı çıkmak doğru bir yaklaşım değil. Oradaki biyolojik çeşitliliği tanıtmamız lazım ancak koruyarak” diyen Türkseven, düzenlenecek olan festivalin Karpaz’ın yapılaşmaya açılmasına zemin hazırlayacağı iddialarına şöyle cevap verdi:
“Çevre örgütleri demokratik kurallar çerçevesinde çevreyi korumaya çalışıyor. İlgili bakanlıklar da aynı şekilde davranmalı. Eğer biz Çevre Dairesi’ne rağmen Karpaz’ın korunması için mücadele ediyorsak, burada bir tezatlık var demektir.”
SAHİR: “ÇEVRE BİLİNCİNDEN YOKSUN OLDUĞUMUZUN GÖSTERGESİ”
Yeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir ise festivalin Milli Park içerisinde düzenlenecek olması çevre bilincinden ne kadar yoksun olduğumuzun bir göstergesi olduğunu söyledi. “Neden koruma altına alınan bir Milli Park’ın içinde yapılmak isteniyor?” sorusunu yönelten Sahir, “biz orada başkasının, doğal hayatın evinin içerisindeyiz ve saygılı olmamız lazım. Orada ses gürültüsü olacak, insanların yarattığı kirlilik olacak ve 30 bin çift ayağın bitki örtüsüne vereceği zarar da var. 30 bin kişi gelecekse en az 750 tuvalet gerekli ki bu kadar tuvalet getirebileceklerine inanmıyorum. İnsan dışkısı bir keçi dışkısından farklı çeşitli hastalıkların da kaynağıdır” şeklinde konuştu.
Bu gibi etkinliklerle, bölgeye temelli yapılaşmanın davet edilmiş olacağını söyleyen Sahir, “Bu etkinlik her sene yapılırsa, seneye ahşaptan, bir sonraki sene taştan binalar, en sonunda da tatil köyü yapıldığını görebiliriz” dedi. Etkinliğin ille de Karpaz Yarımadası’nda yapılacaksa Milli Park dışında çok daha güzel, yerleşim yerlerine çok daha yakın bölgeler olduğunu söyleyen Doğan Sahir, bu şekilde köydeki esnafın ve insanların da ürettiklerini satarak kazanç elde etmelerinin yolu açılabileceğini aktardı.
CEMAL: “ACABA BURALARA BİNALAR YAPILACAK MI?”
Karpaz Dostları Derneği ve Komikebir Ekoturizm Derneği üyesi Lois Cemal, festivalin çok uzun bir zamana yayılmadığını ancak park, ulaşım, barınma, ışıklandırma, ses gibi halledilmesi gereken pek çok sorun olduğunu belirtti.
“Festival nedeniyle sıvı ve katı birçok atık olacak. Sahili kullanacak olanlar sigara izmaritlerini çevreye atacak mı? Zaten Karpaz sahilleri denizden gelen sıvı atıklardan yeterince nasibini alıyor. Bu durumun iyice müzakere edilmesi gerekir” diyen Cemal, etkinliğin neden o bölgede yapılmak istendiği sorusunu yöneltti. Cemal “sahilin büyük bir çekim yeri olacağı kesin. Festivale izleyici olarak katılacak olanların sayısı biraz endişe yaratıyor. Festivalin yer alacağı bölgede ne bir altyapı var ne başka bir şey. Acaba buralara binalar yapılacak mı?” şeklinde konuştu.
DEMİRCİ: “SADECE BÖLGE İÇİN DEĞİL, ÜLKE İÇİN BİR FIRSAT”
Dipkarpaz Belediye Başkanı Mehmet Demirci ise organizasyonun sadece bölge için değil KKTC için bir fırsat olduğunu belirterek çok sayıda insanın bölgeye geleceğini, bazılarının ise bölgedeki otellerde konaklayacağını ifade etti.
Dipkarpaz Belediyesi’nin bölgeye su taşınması ve vidanjör hizmetlerini sağlayacağını ifade eden Demirci, “Festival sırasında stantlar kurulacak, bölge halkı ürettiğini satabilecek” dedi.
“Çevre açısında gerekli tedbir ve önlemler alınacak. Orada biriken çöpleri toplayamazsak bu işi yapmayalım daha iyi” diyen Demirci, festival için gerekli hizmetlerin eksiksiz olarak verilebilmesi için bölgedeki diğer belediyelerle işbirliği yapmak için görüşeceklerini anlattı.
ERDOĞAN: “ÖNEMLİ OLAN ÇEVREYE ZARAR VERİLMESİN”
Dipkarpaz’da ve Altın Sahilde turizm tesisleri olan Gültekin Erdoğan ise organizasyonun bölge için iyi olacağını ve katkı sağlayacağını ancak çevrenin kirletilmemesi ve gerekli altyapının yapılmasının şart olduğunu söyledi. “Bize sayı konusunda 15 bin gibi bir rakam vermişlerdi. Her şeye rağmen bölgenin kirletileceğine dair endişe taşımaktayız” diyen Erdoğan, işlerin gerektiği gibi yapılması halinde güzel bir organizasyon olacağını, önemli olanın çevreye zarar verilmemesi olduğunu vurguladı.

















