1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Yerelden evrensele doğru yaratıcı bir dokunuş
Yerelden evrensele doğru yaratıcı bir dokunuş

Yerelden evrensele doğru yaratıcı bir dokunuş

Yerelden evrensele doğru yaratıcı bir dokunuş

A+A-

 



Çağıl GÜNALP

Stella Karageorgi, 12 yıllık sanat eğitiminin ardından doğduğu ve büyüdüğü topraklara dönerek, aldığı eğitim ile sanatta yeni ufuklar açma gayesinde olan bir Kıbrıslı sanatçı. Kıbrıs’ın antik zamanlarından kalma değerlerini, modern toplum ile ilişkilendirerek, heykel, enstalasyon ve resim gibi disiplinler ile insanların günlük yaşamına dokunabilme gayesi taşıyan Stella, sanat ve sanatçının iyileştirici, yenilikçi ve sosyal anlamda dönüştürücü gücü ile adada üretilen sanatın evrensel bir boyut kazanması anlamında uğraş veriyor. 12 yıl boyunca sanat eğitimi aldığı Amerika ve İngiltere’de gördüklerini, öğrendiklerini yansıttığı, yaşadığı deneyimler ile şekillendirdiği sanat felsefesine, adalılığı da katan Stella, ülkedeki sanat algısını kuşatan üstünkörülüğün bir nebze olsun derinleşmesi babında bir umut ışığı...
Evet, Stella’nın özelde resimlerinde genelde ise tüm işlerinde bir gezgin duyarlılığı, globalleşmeye, tek tipleşmeye kafa tutan bir duruşun izleri kendini fazlası ile hissettiriyor. Bir nevi seyyah güncesi gibi de aslında O’nun çalışmaları. Binbir çiçekli bir bahçenin rafine tadı var kullandığı renklerde. Yeni ufuklar açan, bir o kadar tanıdık işler Stella’nın her bir çalışması, adalılığımızı ve köklerimizi bize hatırlatan, ama dünyanın bir ucundan bir ucuna her bir coğrafyadan çağrışımlar ile de aklımızı donatan bir yolculuk…
Akdeniz’in bu kaotik adasından, “yeni dünya”ya, “yeşil topraklar”dan daha birçok farklı coğrafyaya kadar uzanan noktalarda gördüğü farklı sanat formlarını, sıra dışı “dil” kullanımlarını, kendi sanat felsefesi ile yeniden yorumlayan Stella, kendi işlerinde güçlü bir söylem birliğini ise çoktan yakalamış. Kıbrıs’ın prehistorik sanatına dair çalışmaların etkisi, Stella’nın çalışmalarına fazlası ile yansımış. Antik zamana ait sembol ve motifler ile kurnazca kurguladığı işlerinde yarattığı atmosfer, dünden bugüne uzayan bir zaman diliminde bizi seyahate çıkarıp, tarih öncesinde veya tarih sonrası yüzyıllarda kalan ve unutulan insani değerleri, bugünün gerçekleri ile yeniden şekillendiriyor. İşte Stella’nın kendi sanatı, hedefleri ve ülke sanatı ile ilgili tespit ve düşünceleri:

Antik zamanlardan şarj olmak

Bize biraz eğitiminden bahseder misin?

Kıbrıs’ta doğdum, büyüdüm ve 2001 yılında sanat eğitimi için yurtdışına gittim. University of Texas’ta güzel sanatlar ve sanat tarihi okudum. 2005-2006 yıllarında Central St. Martins College of Art & Design’da yüksek lisans, 2007-2008 yıllarında University of Northampton’da master yaptım. Geçtiğimiz yıl Art at De Montfort University in Leicester’da doktora programını bitirerek adaya döndüm.

Sanat felsefeni nasıl tanımlarsın? İşlerini oluştururken hangi kavramları göz önünde bulunduruyorsun?

Dünyada birçok ülkeyi gezdim, uzun yıllar yurt dışında yaşadım. Gezilerim boyunca birçok sanat formu, insan, fikir ve değerler ile karşılaştım. Bu bağlamda sanatım; Kıbrıs’ın geçmişten kalan mirasından, değişik kültür ve sanat formlarına uzanan bir yelpazeden bir şeyler ihtiva ediyor. Sanatım, antik zamanlar ile ilgili ortaya çıkanlardan oldukça etkilendi. Onlardan şarj olurken bugüne dair bir değer yaratma gayesi de taşıyor. İşlerimin Kıbrıs’ın prehistorik sanatından ve antik motif ve sembollerden oldukça etkilendiğini belirtebilirim. Örneğin Ana Tanrıça (Mother Goddess). Özetle, sanat felsefem, dünden bugünün sanatına bağlanırken, insanlara unutulan değerleri hatırlatıp, yeni fikirler oluşturmak.

“Artist sorumluluk almalı”

Sanatın toplumlararası oluşan önyargıyı yıkması noktasında rolü nedir? Böyle bir misyonu olmalı mıdır? Diğer yandan sanatı bir eğitim aracı olarak görebilir miyiz?

Ben sanatçıların toplumlarda iyileştirici, dönüştürücü ve devrimci olduğuna inanıyorum.
Artist, bugünün dünyasını kritik edip, sorumluluk alıp, çözüm sunmalı. Daha da önemlisi sanatını kullanarak iletişim kurabilmeli, güzelliği, bilgeliği ve doğruyu teşvik etmeli. Sanat bir dildir ve herkes o’nu anlayabilir, evrenseldir. Bu sebeple sanat, bir öğrenim aracı olarak kullanılmalı ve özellikle Kıbrıs’ta barışçıl bir ilişkiyi teşvik etmelidir. Önyargılar bize toplum, tarih ve ailelerden taşınan fikirlerdir. Bu nedenle eğer sanat zekice ve bilgece kullanılırsa insanların gardlarını düşürüp kendilerini ifade etmelerine olanak sağlayabilir. İnsanların kuşkularını çözüp, birbirlerine güvenmelerini sağlayıp, eğlenceli bir aktiviteyi paylaşmalarını sağlar. Yaratıcılık denen olgu, herkeste bir miktar olan bir şeydir bu sebeple sanat insanları birleştirip, insanlar arasında politikacıların ve kelimelerin oluşturamadığı köprüyü inşa edebilir.

Kıbrıslı sanatçılar ile ilgili ne düşünüyorsun? Önemli konu başlıklarını işaret ediyorlar mı? Yoksa sadece günlük konular mı var ajandalarında?

Bence Kıbrıs’ın her iki yakasında oldukça önemli notaları işaret eden sanatçılar var.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki bu sanatçıların insanların yaşamlarını önemli anlamda etkileyebilmeleri için küçük fırsatları var.
Diğer yandan, çok basit, günlük işler ile uğraşan, üstün körü sanatçıların da adanın her iki yanında olduğunu söylemeye gerek yok. Bu tip sanatçıların, sanatçı rolünü ve ne ifade etmeleri gerektiğini iyice idrak ettiğini sanmıyorum.

Açık mekan ve meydanlarda sanat

Gelecek için planların ne?

Hedefim Kıbrıs’ta sergi açıp adanın sanat ve kültür hayatına katkıda bulunmak. Daha çok heykel, enstalasyon ve resim yapıyorum. Kıbrıs’ın geçmişten kalan mirasından kalanları bugünün modern toplumu ile ilişkilendirip insanların günlük yaşam tecrübelerine katmak istiyorum. Umarım kamu sanatı projelerimi hayata geçirip park, açık mekan ve meydanlarda sergileyebilirim.

Kıbrıs ve dünyada hangi sanatçılar ilgini çekiyor ?

İlgimi daha çok çeken, çağdaş yaşam ile ilgili önemli konuları işleyen, kendi kültürü globalleşmeden ve batı dünyasından nasibini almış sanatçıların işleridir. Bu sanatçılara örnek olarak, işlerinde Afrikalı köklerinden ilham alan, popüler kültür ve din arasından kutsal bir bağ kuran Chris Ofili’yi örnek verebilirim. Bir diğer isim ise savaş sonrası Japon toplumundan esinlenen kimlik ve sosyal krizi çalışmalarında gündeme taşıyan Japon sanatçı Takashi Murakami…

Bu haber toplam 1686 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 100. Sayısı

Adres Kıbrıs 100. Sayısı