1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. TÜRKMENKÖY’DE BİR ASIRLIK VEDA
TÜRKMENKÖY’DE BİR ASIRLIK VEDA

TÜRKMENKÖY’DE BİR ASIRLIK VEDA

Türkmenköy’den bir portre… Mustafa İmamoğlu’nun bir çırpıda YENİDüZEN’le paylaştığı öyküsü bu!..

A+A-



 

Türkmenköy’den bir portre… Mustafa İmamoğlu’nun bir çırpıda YENİDüZEN’le paylaştığı öyküsü bu!..
2008’de yayımlamıştık. Ve Mustafa Amca’yı dün kaybettik.
Bir asırlık vedanın ardından, 4 yıl önceki bu röportajı yeniden yayımlamak istedik…
 Okuyunuz, çok ders alacaksınız…
“Ben 1912 yılında Limasol kazasına bağlı Ladenisya köyünde doğdum. Şimdiki adı Çamlıca’dir. 1974’den sonra Türkmenköy’e göçmen olarak geldik. Bu hayatta ne istediysem yaptım ama göçmen olmayı hiç istemedim. Isterdim ki kalayım köyümde. Kapılar açılınca da hiç istemedim gidip köyümü göreyim. Çünkü alın teriminan kazandığım yerlerin kıymetinin yitirilmesini görmekten korktum.  Savaştan dolayı göçmen olduk. Beni savaş çok etkilemedi, ben hiç savaşmadım. Ben çocukluğumdan beri çalışırım. 96 yıllık hayatım boyunca neredeyse her işi yaptım. Kunduracılık, dülgerlik, çobanlık, makinistlik, yapıcılık gibi daha pekçok işle uğraştım. 1955’den 1970’e kadar üstlerde dülger olarak çalıştım. Kendi evimi de kendi ellerimle yaptım.  Bir evin ne gibi tamirata ihtiyacı varsa onu yapardım.  Ayrıca zeytin, harnup toplar, orak biçerdim. Sezon zamanı gelince yağ değirmeninde, yağ çıkarmaya giderdik. Kendi ellerimle altlı üstlü yaptığım ev değirmenimiz vardı. Yanımızda çalışan işçilerle birlikte orada beraber çalışırdım. Hayatım boyunca çalıştığım için hiçbir zaman oturup da kendi kendime düşünme fırsatı bulamadım ne derdim var diye. İnsanlar düşünür düşünür kendine dert yapar, bu nedenle hasta olurlar. Ben sağlığımı az düşünüp, dert etmemeye borçluyum. Hayatta sadece iki kardeşimi genç yaşta kaybettiğim için üzüldüm yoksa çok üzülmedim.”  

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1163 defa okunmuştur