1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Teknoloji ve hareketsizlik kas-iskelet sorunlarını tetikliyor”
“Teknoloji ve hareketsizlik kas-iskelet sorunlarını tetikliyor”

“Teknoloji ve hareketsizlik kas-iskelet sorunlarını tetikliyor”

Kör Nokta yazı dizisinin bu haftaki konuğu Dr. Fzt. Batuhan İ. Dericioğlu, hareketsiz yaşamın kas-iskelet sağlığı üzerindeki etkilerine ve günlük basit egzersizlerle sağlığın korunabileceğine dikkat çekti.

A+A-

Serap ŞAHİN

Teknoloji destekli yenilikler pek çok alanda hayatımızı kolaylaştırsa da bu durum kas ve iskelet sağlığımız için ciddi riskler oluşturabiliyor; doğru önlem alınmazsa bedenimiz sessiz çığlıklar vermeye başlıyor. Bu noktada, fizyoterapistlerin uyarıları, sağlıklı bir yaşam için yol gösterici oluyor.

Kör Nokta yazı dizisinin bu hafta konuğu Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Başkanı Dr. Fzt. Batuhan İ. Dericioğlu oldu; hareketsiz yaşamın bel ve boyun sağlığı üzerindeki etkilerine, çocuk ve ergenlerde görülen duruş bozukluklarına, hareketsiz yaşamın uzun vadeli risklerine dikkat çekti ve günlük hayatta herkesin uygulayabileceği basit egzersiz alışkanlıklarını paylaşarak sağlığımızı koruma yollarını anlattı.

Dericioğlu, uzun süreli hareketsiz yaşamın ve yanlış oturma alışkanlıklarının omurga sağlığı üzerinde ciddi sorunlara yol açtığını belirtiyor. Dericioğlu; bel ve boyun fıtıkları, duruş bozuklukları, omurga eğrilikleri ve kas zayıflığı gibi problemlerin toplumun büyük kısmında artık sık görüldüğünü vurguluyor.

Çocuk ve ergenlerde skolyoz, kifoz ve lordoz gibi duruş bozukluklarının arttığını anlatan Dericioğlu, teknolojik cihazların yoğun kullanımı ve hareketsiz yaşam tarzının bu sorunları tetiklediğini ifade ediyor.

Covid-19 salgını sonrası toplum bilincinin arttığını söyleyen Dericioğlu, hareketsiz yaşamın kalp-damar hastalıklarından metabolik problemlere, bazı kanser türlerinden duygu-durum bozukluklarına kadar pek çok riski beraberinde getirdiğini hatırlatıyor. Fizyoterapist Dericioğlu, aktif yaşamın bir görev değil, yaşam biçimi olarak benimsenmesi gerektiğini belirtiyor; basit yürüyüşler, masa başında kısa egzersizler ve kişiye özel fiziksel aktivitelerin bu noktada kritik önemde olduğunu aktarıyor.

Dericioğlu en kritik tavsiyesini ise şöyle özetliyor: “Kas iskelet sistemi veya sistemik hastalık öyküsü olan kişilerin mutlaka fizyoterapist eşliğinde çalışması gerekir. Terapötik egzersizler, kişiye özel planlanmalı ve ehil olmayan kişilere sağlıklarını emanet etmemelidirler. Bizler Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği olarak toplumu bilinçlendirmek ve doğru yönlendirmeler yapmak için her zaman hazırız.”

“Bel boyun sağlığı ile ilgili sorunlar en sık başvuru nedenleri”

SORU: Fizyoterapist olarak hangi sorunlarla en sık karşılaşıyorsunuz?

“Her gün teknoloji destekli yeniliklerin hayatımıza girmesi ile sağlık alanında da birçok gelişme yaşanmaktadır. Sağlık sorunlarının etkin teşhis ve doğru tedavi yöntemlerinin gün geçtikçe artması dünyada yaşam ömrünün uzamasına ve belirli sağlık sorunlarının da buna paralel olarak artışına neden olmaktadır.

Elbette ki değişen yaşam koşulları, inaktif yaşam, telefon ve sosyal medya kullanımındaki artış ve ülkemizde sürekli değişen toplumsal koşullardan kaynaklanan stres, kas-iskelet sistemi problemlerinin yüksek oranda görülmesine neden olmaktadır. Bel boyun sağlığı ile ilgili sorunlar bireylerin en sık yakınma ve kliniklere başvuru nedenleridir. Omurga dejenerasyonu kaynaklı ağrılar, duruş bozuklukları, bel boyun fıtıkları, sinir sıkışma sendromları, kireçlenme, çeşitli operasyonlar sonrası kassal fonksiyonda sorun yaşanan durumlar ve kassal gerilime bağlı meydana gelen problemler çok küçük yaşlarda görülebilmekte ve toplumun büyük bir kesiminde önemli sorunlar oluşturmaktadır. Bununla birlikte çeşitli spor branşlarındaki amatör veya profesyonel sporcularda, spora ilişkin bağ yaralanmaları, kas yırtıkları, menisküs sorunları gibi yaralanmalar, ayrıca inme (felç), multipl skleroz (MS), osteoporoz (kemik erimesi), çocuklarda gelişim sorunlarına bağlı problemler (serebral palsi, nörogelişimsel problemler..) gibi çok geniş bir perspektifte kliniklerimize başvurular olmaktadır.”

“Yanlış oturma alışkanlıkları omurga sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor”

SORU: Evde veya ofiste uzun süre oturmanın omurga ve kas sağlığı üzerindeki etkileri nelerdir?

“Uzun süreli statik pozisyonda oturma ve inaktif yaşam biçimi başta omurga olmak üzere kas iskelet sistemi üzerine birçok olumsuz etkiler meydana getirmektedir. Özellikle yanlış postürde oturma, kaykılarak bel desteği olmadan, kuyruk sokumu üzerinde oturma, kambur oturuş, öne eğilmiş boyun gibi ve uzun süreli tekrarlayıcı veya statik işlerde çalışma başta disk yaralanmaları olmak üzere, bel ve boyunda düzleşme, omurga eğriliği, kamburluk, kas zayıflığı, dolaşım problemleri gibi birçok sorun oluşturmaktadır.”

“Skolyoz ve duruş bozuklukları artık çocuklarda da yaygın”

SORU: Çocuk ve ergenlerde sık rastlanan duruş ve iskelet sorunları hangileridir?

“Çocukluk ve ergenlik dönemi vücuttaki gelişimin ve değişimin en hızlı olduğu dönemi kapsar. Özellikle bu dönem skolyoz için bir risk olmakla birlikte inaktif yaşam, aktif sosyal medya, telefon ve tablet kullanımı omurgada çeşitli dizilim bozukluklarına yol açabilmektedir. Skolyoz omurganın S veya C şeklinde meydana gelen deformitesidir. Sıklıkla omuz ve kalça seviyelerindeki eşitsizlikler, simetrik duruşta bozulma, öne eğilme sırasında sırtın bir tarafında oluşan kamburluk ailelerin basitçe skolyozu anlayabileceği işaretlerdir. Skolyozun yanı sıra, kifoz (kamburluk), lordoz (bel çukurluğunda artış), boyun düzleşmesi ve bunlara eşlik eden kas iskelet sistemi ağrıları sıklıkla görülmektedir. Düz tabanlık, W şeklinde bacaklar açık pelvis üzerine oturma, spor yaralanmaları, büyüme ve uzamaya bağlı ağrılar gibi problemler de azımsanamayacak miktarda kliniklere başvuru sebepleridir.”

whatsapp-image-2025-10-30-at-17-52-39-1.jpeg

“Covid salgınından bu yana toplum bilinci hızla arttı”

SORU: Toplum, kas-iskelet sağlığı konusunda yeterince bilinçli mi?

“Tüm dünyada etkisini gösteren ve ciddi kayıplara neden olan Covid-19 salgını fizyoterapistlerin inaktivitenin olumsuz etkilerini azaltma, aktif yaşamı destekleme ve kas iskelet sağlığını koruma konusundaki önemini bir kez daha göstermiştir. Özellikle fizyoterapistler, bireylerin sadece kas iskelet sağlığı problemi yaşadıktan sonra başvuracağı sağlık uzmanları olmaktan çıkarak bireylerin doğru postürü sürdürmesini sağlamak ve kas iskelet problemlerini önlenmek amacı ile koruyucu egzersiz alışkanlığı kazanmak, doğru masa başı çalışma postürü ile yaralanmalardan korunmak amacı ile toplumun fizyoterapistlere başvuru oranlarında artış görüldüğü, bu sebeple covid salgınından bu yana toplum bilincinin gün be gün hızla arttığını söyleyebiliriz.”

“Hareketsiz yaşam, bireylerin ölüm riskini arttırmaktadır”

SORU: Hareketsiz yaşam alışkanlıklarının uzun vadeli sonuçları nelerdir?

“İnaktif (hareketsiz) yaşam tarzı vücudun neredeyse her sistemi üzerinde olumsuz ve kronik etkilerinin olduğu bilinen ve kanıtlanmış bir gerçektir. Hareketsiz yaşam; kalp-damar hastalıkları (hipertansiyon, inme), metabolik ve endokrin problemler (diyabet, obezite), kas iskelet sistemi sorunları (kemik erimesi, kas kaybı), bazı kanser türleri ve duygu-durum problemleri (anksiyete-depresyon, demans) gibi geniş bir perspektifte vücut sistemlerinde bozulmalara neden olarak bireylerin ölüm riskini artırmaktadır. Eski kadim öğretilerden gelen basit ama anlamlı bir söz geldi hemen aklıma… Unutmayın ki yürümek, ömrünüzün yolunu uzatır. Bu sebeple hayat koşuşturması içerisinde uygun fırsat yaratılarak, mutlaka aktif olmayı sürdürmek çok önemlidir.”

“Aktif yaşam bir görev değil, yaşam biçimi olmalı”

SORU: Günlük hayatta herkesin uygulayabileceği basit egzersiz veya alışkanlıklar var mı?

“Öncelikle aktif yaşam tarzı benimsenmeli ve bir görev gibi görmekten ziyade bir yaşam biçimi davranışı haline dönüştürmeliyiz. Aktif olmak için bazı öneriler vermek gerekirse;

Yürüyüş alışkanlığını mutlaka rutin hale getirin. Kısa mesafeler için taşıt değil yürümeyi tercih edin, aracınızı gittiğiniz yerde bir miktar uzağa park edin, telefon görüşmesini yürüyüş halinde yapmaya çalışın, mesafe çok uzun değilse asansör değil merdiven kullanın, masa başı çalışıyorsanız en fazla saatte bir kalkarak iş ortamınızda birkaç dakika yürüyün, evde işlerinizi bir aktivite amacı ile gerçekleştirin.

Masa başı çalışanlar için iş yerinde basit birkaç egzersiz önerecek olursak : Sık sık kendi bedeninizi dinleyerek oturuşunuzun doğru olup olmadığını kontrol edin, sırt baş boyun ağrı veya gerginliğinizin arttığını hissettiğiniz an birkaç basit esneme egzersizi yapın. Elleri birleştirerek, derin nefes alırken başın üzerinden tavana uzanmak, omuzları geriye doğru yuvarlamak, omuzları iyice aşağıya düşürerek boyuna yönelik 4 farklı yöne her pozisyonda en az 10 sn koruyacak şekilde esneme egzersizi yapmak, oturma kaynaklı yavaşlayan vücut dolaşımı için ayak bileklerinizi 15-30 kez pedala basar gibi itip çekme hareketi yapmak gibi.

Kişiye özel fiziksel aktivite ve egzersiz: Verilen bu günlük basit önerilerin yanında kişinin aktivite ve fiziksel uygunluk seviyelerini artıracak, kişinin uygularken keyif alabileceği, bireyselleştirilmiş bir programa başlanması çok önemlidir. Bu sebeple kişinin çevresel şartları ve zevklerini göz önünde bulundurarak (yürüyüş, yüzme, bisiklet, koşu, aletli veya mat pilates vb.) bireyler farklı özel egzersiz türlerine mutlaka yönlendirilmelidirler.” 

"Bedeninizi korumak için egzersiz yapın"

SORU: İnsanlara en kritik tavsiyeniz ne olurdu?

“İnaktif yaşamın getirdiği bilinen olumsuzluklardan korunmanın en etkili ve kolay yolu elbette egzersiz alışkanlığı kazanmaktır. Bedeninizi korumak için sadece sağlıklı olma halini sürdürmek isterseniz fizyoterapistler, personal trainerler (PT), spor bilimcilerle birebir veya grup aktivitesi şeklinde sağlık için egzersiz yapılabilir.

Burada göz ardı edilmemesi gereken önemli bir konu kişinin; skolyoz, duruş bozuklukları, fıtık gibi kas iskelet sistemi hastalıkları veya sistemik hastalık öyküsü var ise mutlaka fizyoterapist eşliğinde çalışması gerektiğidir. Terapötik egzersiz kişinin eşlik eden sağlık sorunlarına özel tedavi edici egzersizlerdir. Tedavi edici egzersizler kişinin sağlık durumunun fizyoterapist tarafından değerlendirildiği, probleme özel olarak planladığı bir süreçtir ve toplum sağlığını korumak için ehil olmayan fizyoterapist dışı kişilere kendilerini emanet etmemelidirler.

Bizler Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği’ne kayıtlı üye fizyoterapistlerimiz ile tüm topluma doğru sağlık bilinci kazandırma, yaşadıkları bölgelerdeki üyelerimize yönlendirme yapma, akıllarındaki sorular için danışmanlık yapmaya her zaman hazırız.

Ne olursa olsun hayatta dik duruşu her anlamda koruyalım diyorum ve tüm okurlara keyifli okumalar diliyorum.

Bu keyifli röportaja vesile olduğunuz için başta size ve tüm YENİDÜZEN ailesine de teşekkürlerimi sunuyorum.”  

Bu haber toplam 1932 defa okunmuştur