
Ömrümüz biterken (1)
Üzüntülerle sevinçlerle kederlerle geçen bir yılı daha geride bırakıp, “yepiz yeni” bir yıla umutla başlama dileklerinin sarf edilmeye başlandığı bir sürecin içerisindeyiz.
Ömrümüzden bir yılı daha geride kalıyor.
En önemlisi de barışı görme
Üzüntülerle sevinçlerle kederlerle geçen bir yılı daha geride bırakıp, “yepiz yeni” bir yıla umutla başlama dileklerinin sarf edilmeye başlandığı bir sürecin içerisindeyiz.
Ömrümüzden bir yılı daha geride kalıyor.
En önemlisi de barışı görmeden geçirdiğimiz bir yıl daha bitti.
***
Sporcularımız dünya ile kucaklaşamadığı bir yıl daha…
Futbol takımları “çağdaş dünya futbolunu” puslu camlardan izlediği bir yıl daha…
Ve adamın kuzeyi ile güneyi “siyasi çıkarların bedelini” ödeyerek merkezde buluşamadığı bir yılı daha geride bakıyoruz.
***
Sporun erkini elinde bulunduranların, “kabullerden” fırsat bulup planlama yapamadığı bir 2012’nin sonlarındayız.
Sekiz tane ihale, seçim bölgelerine yapılan ucuz işleri saymaz, “makam modalarındaki kavgaları” hesaba katmaz ve Spor Bakanı Mutlu Atasayan’ın “kayıp şehrinin yakışıklı deli kanlısı” havasını iyi yansıttığını düşünürsek, sporumuzun “yönetim” notu iki buçuktan üç oldu 2012’de
***
Sporun en üst noktası olması gereken MOK’un bir “B……k “ olmadığı bir yıl daha geçti.
Federasyonların, kendi MOK’larına “küstüğü” bir 2012…
Olanlara aldırış etmeden tabiri yerindeyse “sallamıyorum sizi” havasındaki MOK, ülkemin lideri adına tombala düzenler gibi organizasyon yapıyorum havalarında geçen boş bir yılı daha bitiriyoruz.
Ömrümüz biterken.
(Devam edecek)

















