1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. MTG A2’nin deplasman günlüğü
MTG A2’nin deplasman günlüğü

MTG A2’nin deplasman günlüğü

MTG A2’nin deplasman günlüğü

A+A-

Kaya Emiroğlu

Ülkemiz futbolunun şartları malum, çok zor. Sponsorluk istenen şekilde yapılamıyor. Profesyonel olmayan ve sportif anlayışa hala daha tam sahip olamadığımız futbolumuz içerisinde özellikle gençlere sunulan şartlar da oldukça kısıtlı. Buna rağmen bazı kulüplerimiz, zor şartlara ve hatta engellere rağmen özkaynaklarına sahip çıkmaya, gençleri zararlı alışkanlıklardan uzak tutmak ve sportif olarak eğitmek anlamında çalışmaya devam ediyorlar. Özveri oldukça fazla. Zaten özkaynaklarda özveri olmazsa ne birliktelik, ne sistem ne de başarı oluyor. Mağusa Türk Gücü, son 15 yıllık dönemde özkaynaklarına en çok yatırım yapan, en çok özveri gösteren kulüplerden biri. Futbol A Takımı 2003 yılından beridir kesintisiz Süper Lig’de yer alan kulübün özkaynakları da her geçen yıl gelişiyor.
Böylesine özverili ve sistemli çalışma gayretinde olan A2 takımının ya da sporsever dilinde “Genç Takım”ın bir deplasman maçı nasıl geçiyor diye merak ediliyor mu acaba? Biz merak ettik ve geçtiğimiz haftasonu pazar günü, MTG A2 futbol takımının bir günlük deplasman serüvenini izledik.

ÖNCE KAHVALTI, SONRA YOLCULUK
Sınav haftasından yeni kurtulan futbolcular, pazar günü erken saatte kalkmak zorundaydılar. Saat 8.00’de önceden yapılan ayarlamayla EKOR Premier’de toplanan sarı yeşilli gençler, burada A2 Sorumlusu Mehmet Terazili, Antrenör Talat Şentürk, futbolcu velilerinden Ahmet Aydınsoy ve Ahmet Duyuran’la birlikte kahvaltı yaptılar. Kahvaltıları profesyonel takım kahvaltısı gibi değildi belki ama futbolcu velisi Ahmet Aydınsoy’un kişisel katkısıyla keyifle yendi. Kulüp yönetiminden biri yoktu. Ancak gerek antrenörleri, gerekse Altyapı Sorumlusu  ve gerekse veliler, gençlerle sürekli yakından ilgilendiler. Motive ettiler. Göçmen İşletmeleri’ne ait “yeşil” minibüse binerken, pet şişe suları, topları, formaları, sağlık çantasını oyuncular taşıdılar. Stada giderken yolda asker olan bir futbolcu (zar zor izin alınarak) takıma katılıyor. Gece nöbetten çıkmış. Yorgunluğu gözlerinden okunuyor. Ancak arkadaşlarıyla ve takımıyla birlikte olması, daha minibüse binerken bile motivasyonunun artmasını sağlıyor. Antrenör yolda giderken zaman kaybı olmasın diye kadroları verekaya yazıyor. Stada gelindiğinde malzemeler yine futbolcular tarafından taşınıyor. A2 sorumlusu saha komiseriyle birlikte kadronun son şeklini yazarak tamamlıyor.

ÖNCE KENDİLERİ OYNUYOR, SONRA BÜYÜKLER İZLENİYOR
Birkaç futbolcunun ailesi dışında tribünlerde biri yok. Ancak futbolcular, sahaya çıkarak ısınmalarını tamamlıyorlar ve maça başlıyorlar. Maç boyunca ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Maç sonunda duş falan yok. Tişörtlerini değiştirerek eşofmanlarını giyiyorlar ve tribünde yerlerini alarak A Takım’daki abilerini desteklemeye başlıyorlar. Yine bir büyüklerinin katkısıyla yedikleri bir sandüviç ve bir meyvesuyuyla A takım maçını geçiriyorlar. Maç sonrası minibüsteki dönüş yolunda artan yorgunluğun yanında ertesi gün sabah erkenden gidecekleri okullarını da düşünüyorlar.
Günü bir bütün olarak düşündüğümüzde, başından sonuna kadar özveri isteyen bir konsept ortaya çıkıyor. Dileğimiz bir gün gençlerimizin, ciddi bir sistem ve ekip çalışmasıyla profesyonellik yolunda ilerlemeleri ve sosyalleşmeyi, sportifleşmeyi ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmayı en iyi şekilde öğrenmeleridir.

Bu haber toplam 1160 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 136. Sayısı

Adres Kıbrıs 136. Sayısı